fiskos banner Adsız Normal Sayfa

Bizim Günümüz

Bizim için bir gün yaratacağım
Hiç yaşanmamış...

Gündüz yapraklardan güneş...
Gece yıldızlardan gökyüzü görünmeyecek.

Birsürü kuş olacak yaprakların arasında...
Neden varlar biliyor musun?
Çünkü bana seni hatırlatıyorlar
Narinlikleri,cazibeleri,sesleri,alımları...

Ama hiç bulut olmayacak günümüzde...
Çünkü bulut, geçmişi hatırlatıyor bana
Umutsuzluğumu,karamsarlığımı,buhranımı...
Sensizliğimi...

Yağmur...
Bulutsuz yağmur olur mu?
Bizim Günümüzde olacak...
Yaprakların arasından güneş yerine
Gökkuşağı sızacak...
Neden mi?
Gökkuşağına asla ulaşılmaz...
Sen de ulaşılmazsın...

Deniz...
O olmazsa olmaz...
Çünkü deniz benim için yaşam kaynağı
...Senin gibi...

Gece olacak...
Çook uzun bir gece...
Saatlerin bir asır gibi geçtiği...
O gece mehtapta, açılacağım bir sandalla...
Yaşam kaynağıma doğru...
Ve bırakacağım kendimi o kaynağa...
Hissedeceğim seni...
Hissetmekle kalmayıp...
Ulaşacağım sana...
Ardımda bir sandal bırakıp...

Gökyüzünden bir yıldız kayacak...
Sandalıma çarpacak...
Parçalayacak onu...
Demek ki sen de...
Benim yıldızımmışsın...
Ama sen sandal yerine...
Bir yüreğe çarpmışsın...

Yıldızlardan görünmeyen gökyüzü
Açılacak kayan yıldızla...
Ve büyü bozulacak...
Yaşanmayan günümüz bitecek
Benim gibi...
Ahmet Barış IŞITAN
25.Nisan.1999 Pazar (17:30)


I
bir gece daha
sensiz,sessiz ve kimsesiz,
sabaha merhaba demeye hazırlanıyor.
etraftaki tüm ışıklar söndü,
bir benim odamınki kaldı.
tek başına duran kalemimin
gölgesini yansıtmak için kağıda.
imkansızlıklar kahramanı olmak istedi o kalem
ama bu sefer gercekten çaresiz
II
sensiz her gün çok zor,
birazdan belirecek ilk ışıklardan
güneş batana kadar içim içimi yer
gece olunca yerini sessiz ve derinden bir hüzne bırakır.
içimde ki çocuk işte o zaman uyanır
ağlamak için...
gözyaşlarının izini kağıda bırakmak için.
30.05.1998
09.06.1998
BARIŞ ÖZTÜRK


Sensiz de yanıyor şehrin ışıkları
Sensiz de dayanabiliyorum,bak.
Bak!
Bak ki gör sensiz yarım bedenimi
Kendini rüzgara bırakmış,
Bir sonbahar yaprağı gibi yalayıp geçişlerini
Gör ki gel tamamlamaya bende eksik kalan kendini
Ve sev!
Bil ki karşılığı fazlasıyla şu yürekte saklı
boşver şehrin ışıklarını
Ne güzel yalan söylemişim yukarda
Onlara aydınlatmıyor ki beni!

BARIŞ ÖZTÜRK


BİR AĞUSTOS AKŞAMI GELECEĞİM
Bir ağustos akşamı geleceğim
Yüzümde tebessüm
Görmediğin kadar.
Beyaz olacak artık geceler
Gözlerimde yeşil
Seyredemeyeceğin kadar.
Geleceğim Istanbul.
Yalnızlığı Ankara'ya gömeceğim
Dudaklarımda şiir
Öpemeyeceğin kadar.
Neş'e saçacak artık mısralar
Yüreğimde yakamoz
Doyamayacağın kadar.
Seveceğim Istanbul.
31 Ekim 1992 Ankara

Ali İhsan GÜNERİGÖK (abim)



KENDİME İLTİCA EDİYORUM
Rotasız seferlereyim
Olmadık zamanlarda.
Şiirlere teslim ettim ya silahımı
Aşka yol olsun diye
Tutukluğum ondan...
Kadavra takviminde arşınlanırken zaman
Kaldırımlarda nasır tutmuş saatlerim,
Hadi gecelerin dudaksızlığına aldırmadım
Ya senin kilitlenen dudakların!..
Yeni yetme bir yeşile gece himayesi
Mısralarda olsun paylaşılamazken
Nedir izmaritleşen aşkların avuntusu...
Bir ses çöktü sigara dumanlarına
GÖRÜLMÜŞTÜR damgalı aşklara inat
Rüyalarına ancak biletle girebilirken
Yarınki neş'enden ödünç verir mi zaman.

Dağ yükselirde yıldızların yalnızlığına
Koşturulan ben miyim
Kefen giydirilmiş yalnızlığa
Ankara-Istanbul ortak yapımı.
Budala kelimeler yoksun demişlerdi de inanmamıştım
Yankılanıyor kulaklarımda şimdi:
'Adı yoktu
Sadece adı mı?'.
Bir sarhoşun ağzından çıkarken orospulaşıyor kelimeler
Derken,
Bir dipnot düşüldü:
Kendime iltica ediyorum.
9 Eylül 1992 Ankara

Ali İhsan GÜNERİGÖK


USULCA KIYIYA VURUYORUM

Ben bir yakamozdum
Ve aşk handiyse benden geçiyordu.
Ismarlama bir edayla
Yüreğime sökün eden bahara kandım
Yıldızların hediye ettiği ateşle
Kor oldum yine de ısınamadım.

Ben bir şairdim
Ve az kalsın 'Beni bu şiirde arama' diyordum.
Sözde-aşk masalına inanan
Kelimeler istila etti kalemimi
'Adını sen koy' diye
Mısralar dizdim yine de avunamadım.

Ben bir hiçmişim oysa
Üzerinde bir kardelenin bile bitmediği toprakmışım.
Şimdi her sabah
Güneşe mahkum olmadan gözlerim
Düşlerime kaçan görünmezi arıyorum.

Usulca kıyıya vuruyorum...

7 Aralık 1992 Ankara

Ali İhsan GÜNERİGÖK


Bir Garip Hüzün

Bir garip hüzün çöktü içime bu akşam
Bilmem ki niye?
Yoksa seni mi düşündüm yine?
Varlığından uzakta ama hayalinle başbaşa
Düşüncelerin içinde kaybolduğum akşamlarda
Bana bir ışık kaynağı olsun
Daha başka ne isteyebilirim ki?

Nedir bu çile nedir bu yalnızlık,niye?
Ne dünyaları istiyorum ne rüyaları
Ne bugünü ne de yarını
İstediğim bir tek sensin anlasana!
Bu çektiğim acılar yeter artık.

Sana bir aşk vermek istiyorum,hiç solmayacak
Bekletme gel,artık anladım ki
Hayat sensiz olmayacak!!!

Kaan Güneş Çelik


Ben bir yazarım
Kalemim yazar ben ağlarım
Ağladıkça dökülür gözyaşlarım
Mısralara dönüşür bu acılarım

Ben bir yazarım
Ben insanları yazarım
İnsanların insan olanını yazarım

Ben bir yazarım
Dilimdir benim şiirlerim
Sevgimdir, kalbimdir, düşüncelerimdir benim mısralarım

Ben bir yazarım
İsterim şiirlerimi mezartaşıma yazsınlar
Dostlar okusunlar diye

Ben bir yazarım
Aşk şiirleri benim neyime
Ben dostluğun şiirini yazarım

Kaan Güneş ÇELİK


SENSİZ GEÇEN GÜNLERİMİN ACISINI
SENİ BENSİZ BIRAKARAK ÇIKARIYORUM ...

Ayşe Asena ERDOĞAN


Arkadaş!
Bir gün gelirsem hatırına
Otur bir kenara
Duy sesimi
Ve hatırla o sözlerimi
Neler verdim diye düşünme sana
Pişman olma söylemediklerin için .
22.01.1994 Adana

Ayşe Asena ERDOĞAN


EKSİK OLAN!
Eksik olan ne ?
Bilemiyorum ama bir şey var
Evet var,
Eksik olan sevgimiz mi ?
Seni seviyor muyum hakikaten?
Neyini seviyorum senin?
Sevdiğim sen misin, sevgili mi?
Sevgiliyi seviyorum
Ve sevgilim de sensin
Seni seviyorum.
Eksik olan ne?
Özlemek mi?
Seni özlüyor muyum?
Neyini özlüyorum senin?
Özlediğim sen misin, sevgili mi?
Sevgiliyi özlüyorum
Ve sevgilim de sensin
Seni özlüyorum.
Eksik olan ne?
Paylaşmak mı?
Neyi paylaşmayı istiyorum seninle
Herşeyi mi?
Gün 24 saat
Herşeyim sensin.
Eksik olan ne?
Oğuzcan ne demiş : "hep birşeyler eksik kalmalı, yollara düşüp aramalısın "
Yollardayım
Seninle sonsuzluk yolundayım
Düşüncelerimize set çekmediğimiz
Arzularıma gem vurmadığımız
Sevda yolarındayım.
Eksik olan ne?
Kendimiz olmamak mı?
Bu hiç değil işte
Biz kendimiz olmayı seçtik
Herzaman sen ve ben eder biz
Bizbize kaldığımızda düşünsene
Kimliklerimizin hiç bir işe yaramadığı
O sessiz ama sonsuzluk yolunda
Çığlıklar atan heyecanlarımızı
Peki ya durulduğumuzda
Hiçbir sözcüğün ifade edemediği,
Hiçbir servetin satın alamadığı,
O huzuru...
Ahh...
Eksik olan bişey yok bitanem
evet yok şimdi anladım
Sıradışı bir aşkın
Sıradan kuruntuları bunlar ....
10-07-1999 Didim

Ayşe Asena ERDOĞAN


Ada

Bir adada
Umut var dediler
Çiçekler var insanların bahçelerinde
Ve gönüllerinden taşan sevgilerle suluyorlarmış onları
Bilmedim ki insanların
Yalanlar söylediğini
İnandım onlara
Şimdi o adadayım
O sevgi dolu çiçeklerin adasında
Ama tek gördüğüm
Yalnızlık ve umutsuzluk…

Kaan Güneş Çelik


Ben Varım !

Gecenin derin sessizliği
Ilık ılık ruhumu okşayan bir bahar rüzgarı
Herşey olabildiğine doğal
Ve ne kadar mutlu…
Bu sessizliğin içinde
Karanlığın en köşesinde
Bir garip adam var… ben varım !
En huzurlu ortamda
Yüreğinde fırtınalar esen
Ve kalbi, ve yüreği, ve dillere destan yalnızlığı ile
Tüm insanlığa ibret olsun diye
Her gün yeniden ölen, ve her sabah
Cehennem ateşinde yanarak, haykırarak uyanan
Ama susmayan, ve bıkmayan…
İçindeki kini kusmak
Ve damarlarındaki aşkı haykırmak için
Bir gün mutlaka anlayacaklar
Diye mecnun'u bile kıskandıran
Ben varım !

Kaan Günes Çelik


Melekler

Sevgilim,
Sen bana yalan söyledin
Ama ben seni çok sevdim
Sen ellerin kollarında
Ben boş rüyalarda
Bir gün gelirsin,
Bir gün sararsın beni dedim
Ama gelmedin
Geldiğin zaman sana dünyayı vermek istedim
Sen ise daha fazlasını
Bir kalbim, bir şiirim bir de gönül dünyam var sadece benim
Ha bir de canım var
Ama onu isteme artık
Mezardaki meleklere vereceğim…

Kaan Günes Çelik


Son Sevgili

Bir gün ben çekip gideceğim
Ama bekle yolumu
Gittiğim gibi geleceğim
Seni yeniden sevmek
Sana sarılmak için…

…demişti son sevgilim
Ama gelmedi…
Sen de gidersen eğer
Ya giderken beni öldür
Ya da yanında götür…

Kaan Günes Çelik


TREN

Kaç sene geçti hatırlıyor musun ?
En son gülerek el sallamıştın bana
Son bindiğin trenden
Aynı trenle gelecektin…
DEMİRPAŞA idi adı
Şimdi o gasteyi saklıyorum
"150 kişi tren kazasında öldü"
diyordu…
ben ise hala umutla
seni bekliyorum…

Kaan Günes Çelik


Biliyorum

Bir sabah uyandığımda
Sen olmayacaksın
Yanımda…
Biliyorum
Her sabah seni öperek uyandırıp
Ve her sabah usanmadan sana
"Günaydın canım" diyorum.
Devam etmeyecek biliyorum
Senin o gül yüzünü
Dudaklarını
Ve o tatlı sesini bir daha duyamayacağım
Biliyorum sevgilim
Bir gün artık benim olmayacaksın
Biliyorum…
Ama yine de
Hiç bıkmadan, hiç usanmadan
Ve hiç unutmadan
Seni seviyorum

Kaan Güneş Çelik 05.08.1999


Sevgi Dalı

Bir dal uzat ki bana
Sen değil ama
Kanatlı güvercinler getirsin
Çırpa çırpa kanatlarını
Ve her çırptığında özgürlüğe uçmanın
Sevinciyle getirsinler bana

Ha bir de mektup sar o dala
Gül yanaklı dudaklarından bir öpücük olsun içinde
Bir de yürek istiyorum
Ama sevginle dolu yüreğini de koy içine
Çoşkulu aşk haykırışları
Kendimden geçirsin beni
Aşk sarhoşu olmak istiyorum
Onların kanatları var ama
Benim de sevgim var,
Sen yeter ki o dalı uzat bana
Belki de ben de özenirim o güvercinlere
Kimbilir belki de…
Belki de uçar gelirim yanına sevgilim…

Kaan Güneş Çelik 05.08.1999


Şiir

Sevgilim,
Sen öğrettin bana şiir yazmayı
Dolunay vardı o gece
Hatırlar mısın ?
Sen öğrettin bana aşık olmayı
El ele tutuşmayı bilmezdim
Korkardım dudaklardan
"Seni seviyorum" diyemezdim
Bir umut yoktu, hayat boştu
Sen yokken anlamı yoktu
Yaşamanın…
Sevgi yoktu, aşk yoktu
Çiçekler yoktu,
Bak şimdi uzaktasın
Şiir yazmayı öğrettin dedim ya
Aslında benimki sadece karalamaca
Nice ustalar var,
Yazamam ben sana destanlar, sen bakma bunlara
Hele ki görse kemikleri sızlardı
Ustam Özcan Abi'nin…
Ahh sevgilim ah…

Kaan Güneş Çelik 06.08.1999



Kuralları kim koydu ?

Bir çeşit oyunsa eğer hayat
Yani hayat dediğimiz oyun
Her insan, her bir oyuncu
Yani bizler

yasakları kim koyuyor ?
Peki mutluluğumu çalan kim
Daha da önemlisi
Hayalleri vaad eden kim…
Bir düzen gidiyoruz
Peki ama…
Kuralları kim koydu …?

Kaan Güneş Çelik 09.08.1999


SAHTE ÇİÇEK
Yaprakların açılmış pembe pembe
Vazoya tutsak gündüz ve gecede
Yüzüme daima gülsen de
Bie kuru yaprağı değişmem senle
Çünkü sen sahtesin, sahte
Yavuz Selim ÜSTÜN


BEBEĞİM

Her aşk kolay başlamıyor
Her mutluluğun nice acısı var
Umutların sonu var
Daha da kötüsü
İnsanların sonu var, ölüm var
Bir gün haberimi duyarsın
Kimbilir belki de ağlarsın

Üzülürsün
Ne çare
Giden gider gurbet diyara
Senden ayrı kalmak
Sensiz olmak beni kahreder o zaman
Yoksa ölüm değil
Ne de mezar korkutur beni
Dedim ya ne çare
Ama bil ki

Ne yaşarken
Ne de ölünce
Seni asla unutmayacağım…

Kaan Güneş Çelik 06.08.1999


ZAMAN
Şu zaman var ya akıp giden
İnsanın sonsuz sandığı
O da Yaradandan bir eser
Hem de ilk "AN" yarattığı
Hüseyin Şamil YILDIRIM




TÖVBE KAPISI
Yol vardır insanı yolundan saptıran
Kire çamura bulaştıran
Bir kapı yaratmış Yaradan
Günah çukurundan doğru yola açılan...
Hüseyin Şamil YILDIRIM


DUYGULARIM
Yaşamak istediklerim vardı
Yaşatmadılar, kalbime yazdım

Sevmek istediklerim vardı
Sevdirmediler, düşüncelerime yazdım

Hayallerim vardı ya
Kimsenin karışamadığı

Onlar yeter bana
Ki ruhuma yazdım...
29.06.2000 18:00
Şaban Kayıhan




BIRAKMADI HAYALİN BENİ
Dün yine düşüncelerim seni andı
Hatıralar geldi aklıma, içim yandı
Eller seni unuttuğumu sandı
Bırakmadı hayalin beni

Göz göze olduğumuz yerler
El ele gezdiğimiz yerler
Seni sordu hep esen yeller
Bırakmadı hayalin beni

Geceleri rüyamda sakladım seni
Gündüzleri yüreğimde taşıdım sevgini
Kuşlarda arar oldum güzel sesini
Bırakmadı hayalin beni...
05.07.2000 Adapzarı 21:39
Şaban Kayıhan


 


Şiir sayfasına Dönüş

1