"Hz. Mevlâna benim zamanımda gelseydi, Risâle-i Nur'u; ben onun zamanında
gelseydim Mesnevî'yi yazardım. Onun hizmeti Mesnevî tarzındaydı, şimdi
ise Risâle-i Nur tarzındadır."
Bediüzzaman Said Nursî'ye ait olan bu söz, onun hayatının en büyük
meyvesi olan Risâle-i Nur külliyatının niçin telif edildiğini ve hangi
ihtiyaçlara cevap verdiğini özlü bir şekilde ifade etmektedir. Çağımızın
özelliklerini tahlil ve mânevî hastalıklarını teşhis eden Bediüzzaman,
"Zaman imanı kurtarmak zamanıdır"
formulü çerçevesinde kaleme aldığı Risâle-i Nur'la, bu zamanın manevi
ihtiyaçlarına tatminkâr cevaplar veren bir iman hazinesini ortaya koymuştur.
Neden zaman imanı kurtarmak zamanıdır?
Çünkü çağımızda iman, eski devirlerde görülmemiş hücum ve
taarruzlarla karşı karşıyadır. Eskiden topluma büyük ölçüde
teslimiyete dayalı iman hâkimdi. O itibarla, büyük zâtların sözleri
delilsiz olsa bile kabul ediliyordu. Bugün ise materyalist görüşlerin yaygın
hale gelmesi sebebiyle, imanı tehdit eden şüpheler birçok zihni meşgul
edecek seviyeye ulaşmıştır.Asırlardır Kur'ân aleyhine yığılagelen şüphe,
itiraz ve evhamlar, bu asrın çalkantıları içinde yol bulup, çağın
modern imkanları da kullanılarak birçok insana mal edilebilmiştir.
İşte Bediüzzaman Said Nursî, bu gelişmelerin, Müslümanların dahi
imanını tehlikeye sokacağını görerek, bir sel gibi gelen inançsızlık
telkinleri karşısında, doğrudan doğruya Kur'ân'dan
ilhâm alarak telif ettiği Risâle-i Nur gibi sağlam
bir engeli vücuda getirmekte başarılı olmuştur.
Bu eserlerde,
- her insanın zihnini meşgul eden ve modern çağ insanlarının da
ilgisiz kalamayacağı, "Ben kimim?
Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Bu dünyadaki
vazifem nedir?" sorularına doyurucu açıklamalar
getirilmekte;
- başta Allah'a iman olmak üzere bütün iman esasları izah ve ispat
edilmekte;
- bu konularda fen ve felsefe adına ortaya konulan şüphe ve sorular
ikna edici bir üslupla cevaplandırılmakta;
- ilimle dinin uzlaşmazlığı yolundaki iddialar püskürtülerek, ilme
din namına sahip çıkılmakta;
- İslam'ı dejenere maksadıyla girişilen tahrifatçı tahrip teşebbüsleri
boşa çıkarılmakta;
- maddeci anlayışa bina edilen medeniyetin insanlığı sürüklediği
manevi buhranlar, Kur'ân'ın tevhid ve haşir gibi geniş hakikatlarına
dair aklı doyuran,
ruhu okşayan, kalbi tatmin eden
tatlı izahlarla tedavi edilmekte;
- ruhun ve kalbin çalışmamasından doğan sıkıntıların sürüklediği
zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük ve başıboşluk hali, Kur'ân
mesajıyla ortadan kaldırılmaktadır.
Modern çağ insanının aradığı Kur'ân yorumunu, en mükemmel şekliyle
Risâle-i Nur'da bulmak mümkündür. Bu yorum, "ruh-u aslî" yi
rencide etmeden, asrın idrakine uygun izahları içeren bir özelliğe
sahiptir. Risâle-i Nur, Kur'ân'ın bu asra bakan mesajını anlayıp
yorumlama konusunda "tecdid" vazifesini yerine getirmiştir.
Günümüzde Risâle-i Nur birçok dile çevrilmiş; üniversite kürsülerinde
tezlere konu olmuş; içerik ve mesajı her geçen gün daha iyi anlaşılmaya
başlanmış; insanların ona olan talep ve merakı artmışdır. Bununla
beraber, bu büyük küllüyatın kendisinden değil de bilinçsizce, bir araştırmaya
dayanmadan derlenmiş bilgiler nedeniyle hakkındaki süpekülasyonlar ve peşin
hükümler tam olarak ortadan kalkmamıştır. Nur Web sayfalarının maksadı,
çağın iletişim aracı olan internetden faydalanarak, daha fazla insanın
bu eserlere ve ilgili araştırmalara doğrudan ulaşmasını sağlamak ve Risâle-i
Nur külliyatının yukarıda belirttiğimiz imanı kurtarma amacına
elimizden geldiğince vesile olmaktır.
hzekrem@hotmail.com