www.LEMAN.com.tr

 

hakkımda
sınıfın sakinleri
yaşama dair
şiirlerle İstanbul
dumur detayları
haber siteleri
e_mail

ana sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dumur Demlenmiş
Akşam gezmesinden dönerken duyduğum tanıdık melodi duraksamama neden oldu. Çalan müzik meşhur lambada dansının müziğiydi. Kafamı çevirip baktım, düğün salonundan geldiğini anladım. Merakımı yenemeyip camdan içeri baktığımda dumur da bana bakıyordu.Bir sünnet düğünü ,piyanist-şantör lambada çalıyor ve davetliler pistte halay çekiyor... İşte gerçek doğu-batı sentezi...
Ceyhun Öğüt/Tekirdağ

Haziran ayında otobüsle Van'dan Mersin'e gidiyordum.Yola çıkmıştık. 2 saat geçtikten sonra muavin mikrofonla otobüste bir anons yaptı:"değerli yolcularımız arabada kaset yokmuş hepiniz sırayla şarkı söyliyceksiniz" dedi ve bütün otobüs dumura uğramış bir şekilde kahkahayı bastı:))
Selim Önler

Ben Bilkent Üniversitesi ne yeni başlamış bir gencim.Ortama yeni yeni adapte olmaya başlamışken işte bu dumur dalgasına kapıldım.Evim üniversiteye bir hayli uzak ve dolayısıyla ben de metroyu kullanıyorum.Bir gün saat gece 10 gibi metrodan inmiştim ve evime doğru ufak ufak seyirtiyordum.Okul kıyafetleri hala üstünde olan bir kız dikkatimi çekti ve cep telefonuyla konuşuyordu.Ama diyalog beni şok etti. 'Kız selin,buradan şahane üniversiteli tipler geçiyor,kap gel eteğini aşağıda bekliyorum bak.Acele et kaçıracaksın'. Hala bu dumur dalgasından kurtulamadım.
Eren Kumbay /Ankara

Yaz tatilimizi geçirmek için Ankara'dan İzmir'e yolculuğa çıkmıştık.Afyon yakılarında bir dinlenme tesisinde mola vermiştik.Ailemle birlikte bir masaya oturmuştuk.Az sonra arkamdaki ağaca baktımda sabah sabah feci şekilde dumura uğramıştım, ''Aşağı ormana işemek tehlikeli ve yasaktır'' yazıyordu...
Hakan Yazır/Ankara

Bir gün arkadaşlarla sinemaya gitmiştik.Hangi filmi seçeceğimizi düşünüyorduk ve sonra "görevimiz tehlike" filmine girmeye karar verdik.Sırada beklerken birden dumura uğradık.En önde bilet alan kız aynen şöyle demişti:''Mission in possible yani görevimiz tehlikeye iki bilet alabilirmiyim''
Serhat Emre AKHANLI / İstanbul

1998 Kıbrıs taki öğrencilik hayatımızda arkadaşlarlaucuz olduğu için sık sık gittiğimiz lokantadaarkadaşın lahmacunundan (dünyanın en ağırhayvanı)sümüklü böcek çıkınca hepimiz dumurlarkulübüne üye olduk.Bu durum karşısında garsonun bizeverdiği cevap ise, -İsterseniz değiştireyimolunca okulu bırakmaya karar verdik...
Gencay Demirayak-İstanbul

Kırşehir'de okuyorum. O gün derbiyi seyretmek için arkadaşlarla birahaneye gittik.Devre oldu, reklamlar ve hani ineklerin futbol oynadığı bir reklam varya o başladı. önümdeki dayıda pür dikkat bu inekli reklamı seyrediyordu. Reklam bitti ve önümdeki dayının tepkisi "Vay anasını yav ne güzel eğitmişler inekleri futbol bile oynuyorlar" Bu sözleri duyunca yaşadığım dumur bana epeyce yetecekti...
Sadettin Ertan / KIRŞEHİR

Bu dumur hayatımda özel bir yere sahip. Bir gün oda arkadaşım Fatih'le yurt parasını yatırmak için bankaya giriyoruz. Tam mesai biticek biz yetişelim diye uğraşıyoruz. Fatih kapıdaki güvenlik görevlisine saat kaç diye sordu. Adamın cevabı "şimdi mi?" Adam rölativiteyle falan uğraşıyodu galiba. :)
Caner Sandık / Denizli

Merhaba ben İstanbul doğumluyum ve İstanbul'da yaşıyordum.8 ay önce Aksaray'a geldim ve İstanbul hayatında alıştığım şeyleri tabi ki yapmak istiyordum ama burada onları yapmak nerdeyse imkansız yani.Neyse dumur olayına geçeyim Aksaray'a ilk geldiğimden beri nargile içmek istemiştim. Burada bir,iki cafe varmış bende yeni öğrendim.Geçenlerde nargile içmek için cafeye gittim tabiki.Neyse cafeyi buldum ve içeri girdim.Selamünaleyküm filan diye muhabbete girdim elemanla nargile varmı diye sordum var dedi bende alabilir miyim ? bir tane diye sipariş verdim eleman bana ne cevap verdi dersiniz.Damsız almıyoruz birader dedi.
Murat Talaşlı

Ders çalışırken, klasik müzik dinlemenin insanı rahatlattığını duymuştum.Bende bunu denemeye karar verdim.Aslında hiçde fena değildi, hatta o kadar rahatlamışım ki kendimden bile geçmişim.Sonra babaennemin sesiyle irkildim.Herhalde müzikten sıkılmış olacak ki, yarı kızgın yarı sıkılmış bir şekilde oğlum şu müziği kapat be! Zaten adamın ne dediği de anlaşılmıyor!!!...Bu seferde müzikten değil, gülmekten kendimden geçtim..
Mehmet Soner Lenger

Bir gün diş çekimi yapıyordum Dişi uyuşturmadan önce herkese sorduğum gibi koltukta oturan adamcağıza da sordum:
-Herhangi bir hastalığınız var mı ?
Sanki adamdan sigara,çakmak vb. birşey istemişim gibi bir cevap geldi:
-Malesef yok.
Özden Demirel/Ankara

Bir arkadaşım anlattı.Arkadaşım yanında bir arkadaşıyla beraber bir işyerine giderler.4. kata çıkmaları gerekiyormuş .Asansörü çağırmışlar.Asansör geldiğinde Yanlarında ilginç tipli üç kişi belirmiş.Diğer üç kişinin de işi 4. kattaymış.4. kat düğmesine basmışlar.Adamlardan biri "bu niye yavaş gidiyo" demiş.Diğeri de "e tabi sen 4 kişilik arabaya beş kişi bin , bi de sür rampaya daha nolcekti" demiş..
Ersin Atay/Antalya

Biz okulla topkapı sarayına geziye gitmiştik.Topkapı sarayıda ayasofyanın yanında bildiğiniz gibi.Yalnız topkapıya girerken ayasofyanın arka kapsındaki yazı dikkatimi cekti.Sıkı durun dumur geliyor.Kapıda yazı aynen şöyleydi."kusura bakmayın açığız"!!!
Gökhan Ünal


Ablamın adidas woman sport markalı bir 'eau du toilette' i vardı.Ve bu parfüm kutusunun arkasindaki küçük beyaz kağıtta da tercümesi: 'adidas tuvalet suyu'....!!! :)) (inanmayanlar gidip bakabilirler)
Gözde Tıknaz

İçel'in bir ilçesi, bir minibüse biniyoruz.Muavin gelince parayı uzatıp "iki kişi" diyoruz. normal hesaabı, Muavin "öğrenci mi tam mı?" diyor yine normal hesaabı, Biz de "öğrenci" diyoruz daha da normal hesaabı, Muavin "abi öğrenci alamıyoruz" diyor bilmiyorum artık ne hesaabıysa..
yildizione


Abim ben ve abimin eşi Özgül Antalya'ya bir iki günlüğüne gitmiştik.Gece dışarıya çıktık. Özgül ve ben lunaparka gittik expolera binmek için,hani şu insanı tepetaklak yapan hadise, bi çok kişi çekiç tabir eder.Abim korktu, dravdan işim var diyip gitti.Biz bindik dönüyoruz filan birden önümüzdeki koruma demiri çıktı.Korkudan altıma s.çacam o an hayatımın dumuruyla karşılaştım. Özgül, rimelim akıyooo dedi.Kendisiyle hala görüşmem...
Volky/KONYA

Geçen salı,kız arkadaşımla TIP FAKÜLTESİ ARAŞTIRMA HASTANESİ'ne gitmiştik..Gidişimizin sebebi sevgilimin şikayetinin 6 aydır süren tetkik ve araştırmalarının sonucunu öğrenmekti.Elimizde böbreküstü bezlerinin tomografisiyle sıramızı bekliyorduk ,derken kız arkadaşımın adı okundu.Doktorun odasından çıktığında suratı bembeyazdı.Sebebi doktorun teşhisinin 'PROSTAT KANSERİ' olmasıydı.Sorun şuydu ki o bir kızdı ve nasıl prostat kanseri olabilirdi??? Yoksa ben bir erkekle mi beraberdim?? İşin aslı sonra anlaşıldı meğerse bir tahlil sonucu karışmış .Şimdi herşeyi silbaştan yapacağız.Ama bu olay ikimizi de çok güldürdü ve sevgilimle; devamlı dalga geçip gülüyoruz.Keşke herkes bizim gibi böyle kötü hastalıklara gülebilse..
CEM&PELİN / ESKİŞEHİR

 


Eczanemi ilk açtığım günlerdi, ögrencilik dönemimde bir eczanede staj yapmadığım için doktor reçetelerini okumakta epey zorlanıyordum, bana eczacılıkta hiç bilgisi olmayan erkek kardeşim yardım ediyordu. Birgün bir bayan gebelik testi için geldi o zaman gebelik testleride şimdiki kadar kolay yapılmıyordu. Biz kardeşimle arka tarafta idrarı çözetinin içine damlattık eğer çökelme olursa hamile , olmazsa hamile olmuyor idi fakat biz bir türlü çökelmenin olup olmadığına karar veremiyorduk ne çökelmiş nede değildi , birden kardeşim ön tarafa gidip '' siz biraz hamilesiniz '' demezmi...!!!!
A.Ayan

Bir internet sitesine üye oluyodum, üyelik formunun cinsiyet bölümünde şu uyarı vardı "en çok birini seçebilirsiniz"
Yılmaz Erbil

Bir kaç yıl evvel sarılık olmuş bir arkadaşı ziyaret etmek için kütahya ssk hastanesine gittik.girişte görevli bize ayağımıza takmamız için onun tabiri poşet almamızı söyledi. bizde tabiki dedik ''ne kadar'' diye sordum ''500 000 tl'' dedi. parayı uzattım aldı ''tamam'' dedi. ben bekliyorum bana ne bekliyorsun dedi galoşu ver dedim adam bana döndü başhekim yok takmasanda olur geç dedi ve gitti.ben şoklar şokunda kalakaldım.
Ahmet Duman

Bugün beni dumurun doruklarına çıkaran bir olayı anlatmak istiyorum.Ben özel bir firmanın tuketici danisma merkezinde calisiyorum.Sabah geldim bilgisayarimi actim maiilerime baktim ve bir müsteri mektubunuactim kadin bize Amerika'dan yazıyordu ve sorusuda şuydu:Projektor cihazım var "acaba duvarı beyaza mı boyasam daha iyi sonuc alirimsiyaha mi?"Yahu kardesim Amerika'da yasıyosun projektör kullanıyorsun ve Türkiye'yeİngilizce bir maille bunu soruyosun.Bu sabahın ilk saatlerinde beni güldürenvahim bir dumur vakasıydı.
Sara Silan/İstanbul

Kuzenim bi keresinde sırtında eşşek kadar çantasıve üzerinde üniformasıyla otobüse binmiş.Öğrencikartını soran şoföre"belli olmuyo mu öğrenci olduğum?"diye sorunca aldığı "ben ne bileyim senin ucuza binmekiçin öğrenci kılığına girmediğini?"cevabı üzerine ortaşiddette bir sabah dumuruna uğramış.
Mert Erdil

Ben adanalı bir gencim adanada bir gün çarşıya gitmek için dolmuşa bindim ilk başta iyi giden yolculuğum hatanelr kavşağına gelince bozuldu orada yayaların karşıya geçebilmeleri için üst geçit yapılmıştı ve araç yolları arasında karşıya geçiş engellenmişti fakat bir yerinden nasıl olmuşsa fire vermiş ve açıklık vardı araçtaki yolculardan biri yanındaki arkadaşına dönerek'hadi duraktan önce inelim de şuradan geçeriz şimdi kim tırmanacak orayı'dedi şöförde onları duraktan önce öylece indirdi ben hala onların karşıya demirlerin arasından nasıl geçtiklerini izliyordum bilmiyorum yani...
İbrahim Uygur /Adana

Enistem Rize den tasınalı bir sene olmus izmir'e..ilk defa izmirden rizeye otobusle gidecekmis,otobuse binmis gecenin yarisinda,cay servisi yapilmis..hani biliriz ya otobuslerde sallama cay olur.enistemde ne bilsin rizeliya:)uyku sersemi poset caya soyle bi bakmis allah allah demis,demesiyle birlikte poseti yırtıp icindeki cayi suya bosaltmis.az sonra hostes gelip "pardon efendim posetiniz delik galiba değiştireyim "deyince enistem sinirlenmis ve soylenmiş "kizim ben rizeliyim, cay icmesini bana mi ogretiyosun "demez mi !!!
Hakan Erişken

Ben kastamonu da ogrencıyım zaten olay burda kopuyor kendılıgındengecen gun bır duragın onunden gecıyordum heryerdekı durakların durumunu bılırsınız ask ılanları,kinler,nefretler hep oralara dökülür gelelim sadede herneyse yürüyorduk duragın önünden geçerken bir baktık çok güzel bir sekilde durak boyanmıs ama gel gelelım bu boyamanın uzerıne duragı boyayan elemanımız GENÇLE DURAGIMIZI LÜTFEN TÖMÜZ DUTALIM!diye devasa harflerle dipnot bırakmıs eee soyleyın sımdı dumur kim?
Deniz Denizz

Yaşlı bir teyzeyle amca muayenehaneye geldiler. Teyzehastaymış. Muayene bittikten sonra teyzeye röntgençekilmesi gerektiğini söyledim. Amcanın eline röntgenistek kağıdını verdim. Amca teyzeye dönerek 'sen burdaoturadur, ben şunu halledip geleyim' dedi. 'Amcanaapıyosun sen şimdi?, Kime çekilcek bu film yani?'diye sordum. Teyze araya girdi: 'Oğlum, bey gitseyanlız çekmezler mi?'. 'Çekmezler teyzecim' diyebildim usulca.
Berkant Atay

Dün ÜSTÜ AÇIK SAHIN gördüm ben... Artık hiç bir sey beni sasırtamaz.
Berkan Öztürk/Bursa

Hemen herkes bakkala ,kasaba filan gittiğinde "Lütfen veresiye teklif etmeyin" veya "veresiye satışımız yoktur" türünde bazı yazılar görmüştür.Fakat burda öyle bir kömürcü varki kendini biraz aşmış. Adamcağız bundan öyle bıkmışki koskoca metal levha üzerine şu yazıyı yazmış : "Veresiye isteme ,vallahi yeminliyim , istersen mahçup olursun." Bu yazıyı hergün okula giderken görüyorum.bigün gidip adamla tanışacağım.Çok merak ediyorum acaba nasıl mahçup olabilirim..
Serkan Arslan/İzmir

Gelibolu'da üniversite ögrencisiyim.Bir gün çarsida yürürken züccaciyeci,baharatçi benzeri bir dükkanin camindaki afise gözüm takildi.Aynen ve sadece sunlar yaziyordu; "Sagliginiz için Simli ZuZu Holihop Afrika Sesli"... Direk dumur oldum orada.Bir de yamyam resmi vardi afisin üzerinde.Içeri girip de ne oldugunu sormadim daha.

Yine bir gün Canakkale'ye merkez kampüse gitmistik arkadaslarla.Vapurla karsiye geçtikten sonra vapurdan iner inmez iskelede bir kokoreççi dikkatimi çekti.Amcam aynen sunlari yazmis kokoreç arabasının üzerine; "No mac donald Yez kokareç.isxir W.W.W.KOKAREÇÇİ.COM.tr. "

Yine ayni gün Canakkale'de dolasirken bir pasaja girdik arkadaslarla.O sirada tuvalete gitmem gerekti.Tuvaleti buldum ve bir anda tuvaletin kapisindaki yaziyla karsi karsiya geldim : "Bu is bedava olmaz!"

Bizim siniftan bir arkadas geçenlerde kiz arkadasiyla beraber minibüse biniyor.Gelibolu'daki minübüslerde elli bin lira ögrenci indirimi vardir.Elemanin kiz arkadasi ögrenci degil.Arkaya geçip oturuyorlar ve parayi uzatiyorlar; "Bir ögrenci,bir tam".Soför arkaya söyle bir dönüyor ve; "Her saçini uzatan,küpe takan ögrenci oluyor kardesim!,hani senin kravatin ceketin?" Arkadas yanitliyor ,"Iyi de abi ben üniversite ögrencisiyim". Adam sinirleniyor, "En azindan bi kravat tak bari".Neyse mevzu kapaniyor.Soför elli bin lira daha istiyor elemandan.Daha sonra yol boyunca soför sinirinden kendi kendine söyleniyor.Biraz ileride bastonlu yasli bir amca minübüse biniyor ve soför lafi patlatiyor; "Ne o amca yoksa sen de mi ögrencisin?"
Emre Durmaz/ Gelibolu

Birgün evde televizyonda haberleri izliyorduk bir uçagın düştüğünü haberini aldık ve bunun nedeni olarakta şu cevap verilmişti"TEK MOTORLU BİR UÇAĞIN MOTORLARINDAN BİRİ ARIZALANINCA DÜŞMÜŞTÜR"
Çağatay Titiz

Kartal'da otobüs duraklarında bekliyorum. Birden bir gürültü koptu ve sağımdaki solumdaki insanlar kaçışmaya başladı. Doğal refleks olarak bende bulunduğum yerden geriye doğru çekildim . Bu arada tepemizden aşağı bir şeyler dökülmeye başladı. Kenara çekilip ne olduğuna baktığımızda yüksek bir iş makinesinin elektrik ve diğer kablolara takıldığını ve bunları direkleriyle söktüğünü gördük, neredeyse üzerimize düşende bu direklerden biriydi. Neyse bu küçük dumuru atlatınca büyük dumur geldi. İş makinesinin sürücüsü makinenin üzerine çıktı, bir taraftan çıplak elle makineye takılan kabloyu elliyor, elektrik var mı hesabından, bir taraftan da eli kablodayken vücudunu uzak tutmaya çalışıyor. Çarpılırsa sadece eli çarpılıp vücudu kurtulacak! Neyse elektrik yokmuş, kabloyu atıp, direksiyona geçip direklerin, kabloların harabe yerine çevirdiği duraktan hiçbir şey olmamış gibi ayrıldı ,gitti.
Suzan Zengin

Ekonomik kriz yeni iş kolları,yeni iş kolları da yeni dumurlara davetiye çıkarıyor.bir gün kızılay dan okula giderken iş yerlerinin bulunduğu bir apartman penceresinde aynen şöyle yazıyordu."pratik yapmak isteyenlerle ingilizce muhabbet edilir."
Zahofer

Geçenlerde işyerim adına fiyat almak amacıyla İstanbul'da bir firmayı aradım. Yetkili kişi ile görüştükten bir süre sonra fax numarasını istemeyi unuttuğumu farkettim. Firmayı tekrar aradım. Sekreter olduğunu sandığım bir hanımefendi telefonu açtı.Telefon görüşmesini aynen yazıyorum.:-Hanımefendi ben ..... firmasından Turhan. Az önce arayıp ...... beyle görüşmüştüm. Faksınızı almayı unutmuşum. Öğrenebilir miyim? (Kalem elimde bekliyorum.)-(Sorgular gibi) Siz kimsiniz? Niye istiyorsunuz?-(Tekrar kendimi tanıtıyorum)-Hayır efendim veremem.-Pardon!!..Hanımefendi faksınız diyorum. ........bey faksımı bekliyorda. Faksınız yok bende.-Veremem beyfendi yasak. Bir kere başım derde giriyordu. Az daha işimden oluyordum, zaten yenigirdim. Çok zor buldum bu işi ben. Bir daha nasıl işbulurum....(vs. vs. vs.)-Ya hanımefendi faksı vermek nasıl yasak olurmuş(falan filan.... dedimsede anlatamadım.)-O zaman ..........beyle görüşmek istiyorum.-Yok efendim yarım saat sonra gelecek.Yaşadığım dumurun balyoz etkisiyle telefonu kapattım.Sonra daha önce konuştuğum şahısla konuşmak nasip oldu. Özürler özürler...Olayı arkadaşlarıma anlattığımda kahkahalar arasında yorumları şu oldu: -Fax makinesini istediğini sanmasın dumure hanım.Sizce???
Turhan KARACA/BURSA

Bi gün Diyarbakır'dan Ankara'ya giderken sabah çok yaklaşmışız artık.. Ankara'nın orta Anadolu müzikleri çalan fingirdek radyolarından birini açtı şoför..Bir reklam girdi sonra.. Fon meşhur "Güz Gülleri".. Reklam şöyle: "Güz Gülleri Yapı Kooperatifi"... O an çok güldüm.. Otobüsteki tipler de çok komik göründü bana..
Serdal Han

İşte en delikanlı kunduz
Geçenlerde gecenın ilerleyen saatlerinde birtelevizyon kanalının şu anda adını hatırlayamıyorumki tahmınen kablolu tv deki yerel kanallardan biriydi ertesi gün oynayacak programlar listesinde birprogram ismi gördüm.Bir çizgi film di adı ise EN DELİKANLI KUNDUZ. Düşünebiliyormusunuz uğradığım dumuru..
Serhat Eyibilir

Caner

Ben deu .müh fak. makina müh. bölümü öğrencisiyim.okulun ilk haftasıydı müh. malzemeleri dersimiz vardı.ders saatinin başlamasının üstünden 30dak. geçmesine rağmen hoca gelmemişti.biz de ders düştü diye çektik gittik.ertesi ders hoca bize şu şekilde bağırdı:'madem ders vardı bana niye haber vermediniz' .haliyle esaslı bir dumur olayı yaşadık.
Ahmet Duman

GECE 01.30, KÖPEĞİMİ GEZDİRİYORUM.KARŞI KALDIRIMIN KENARINDA BİR ARAÇ SÜREKLİ KORNAYA BASIYOR.UYARDIM "BEYFENDİ ÇILDIRDINIZMI?NEDEN KORNAYA BASIYORSUNUZ?SAATTEN HABERİNİZ VAR MI?"O ANDA BİNANIN 8. KATINDAN BİR HANIMEFENDİ BANA SESLENDİ "SİZ NE KARIŞIYORSUNUZ BEYFENDİ O BİZE KORNA ÇALIYOR".CEVAP VEREMEDİM TABİİKİ.HOŞ VERSEM ANLAŞILIRMIYDI VE FAYDASI OLURMUYDU BİLMİYORUM.
Semih

Bir bekar evi, iki üniversiteli ve alkol üçgenini oluşturmuş, muhabbet ediyorduk. Sabah 04.30 gibi, geğiğin dozunu arttırmış, sesimizi yükseltmiştik -ki kapımız ısrarla çalındı. Tırstık, sevgili komşularımızı(?) uyandırdığımızı ve kavga zamanının geldiğini düşündük. 2,3 dakka açmadık kapıyı mamafih kapı hala calınıyordu,açmaya karar verdik en sonunda. Alkolün yardımıyla sapıtmış, gerilmiş ve kavgaya hazır durumda kapıyı açtıkki karşımızdaki adamın elindeki 10 milyonu göstererek; şunu iki beşlik yaparmısınız, çocuklara para verecem, köye gidiyorumda; demesiyle vucudumuzdaki tüm alkol arındı, ağzımız açık kalakaldık! (Parayıda bozduk icabında).
S.Arkadaşbulut

Sarıyerden beşiktaşa dolmuşla giderken dolmuş şöförüindi bindi durumuna geçti ve dolmuş malumunuz balıkistifi gibi oldu bir teyzemiz dolmuşu durdurdu söölebir içeri baktıktan sonra aaa çok dolu ben binmicemdedi dolmuşcu amcam ne dese beğenirsiniz sen gel sanayer bulunur zaten ben ilerde inicem dumur olduk.
Özge Coloğlu

Merabalar, ben de yaşlı bir amcayı muayene ederken yaşadığım olayı anlatmak istiyorum. Bu yaşlı amcada yüz felcinden şüphelendim ve ona dudak hareketleri yaptırarak yüz kaslarının durumunu öğreneceğim ama ne mümkün! Önce "dişlerini gösterir misin" diye sordum. Amcanın cevabı "dişim var mı ki göstereyim kızım" oldu. Doğru söylüyordu çünkü dişi kalmamıştı pek. Ben de "o zaman gülümse" dedim. Bu sefer de " gülecek hal mi kaldı be kızım" dedi. Yine haklıydı, yalnız hastalarda değil, bu kriz ortamında hiçkimsede gülecek hal kalmamıştı zaten. Son şansım ıslık çaldırmak olacaktı ama yine nafile, cevabı " sizler kızım, bacım sayılırsınız, size nasıl ıslık çalabilirim " oldu ki artık bende ipler kopmuştu. :)) Muayenemi nasıl tamamladım hatırlamıyorum bile.
Dr.Nursima Yenice /Adana

Geçen gün bir kavşak ta köprü altından geçerken baktımdilencilik mesleğini icra eden bir profesyonel (adamınbacakları kesikkti) bürosunu açmış (önünde bir mendilve birikmiş bir takım bozukluklar) cep telefonu ilekonuşuyordu. dumura uğradım hani bunlar yalvararakacındırma duyguları ile para isterler ya acabatelefonla görüşürken insanlar nasıl karşılardı bunu,çoğu geçip gidiyordu tabii (bu arada işine ara vermişoluyo telf konuşurken )yafda birisi para veririkentel. konuşmasına ara verip ahizeyi kapatıp allah nemuradınız varsa deyip tekrar konuşmasına devam mıederdi ..asıl dumura uğranılacak taraf ise arkadaşlarıma buolyı anlatığımda gayet normal karşıladılar işte ceptelf ikinci elde şu kadar fiatı düştü almıştır diye... ulan dedim adam teknolojiye ayak uyduruyo amainnsanlığın bin yıllık yüzkarası dilencilik yapmayıbırakmıyo bu nasıl iştir.
Mustafa Ademoğlu

Benim dumurlarımdan biri Bursa'da Dikkaldırım semtinde bir arkadaşın görüp bana anlattığı bir yazı. Bu yazı bir manavın camındaymış ve içeriği aynen şöyle: "Kınalara Piyanist Sağlanır" Diğer dumuru ise ben gördüm; Bursa'da yine göçmen pazarının orada cep telefonu satan bi dükkan ve adı: "Özjapon Eloktrinikçisi"
Ercan Kurtarır / Bursa

Ben Kastamonu da öğrenciyim buraya geldik geleli ortalıklarda çirit atan bir sürü ilğinç yazılarla karşılaşıyoruz.En ilginçlerinden biriside bir kebabçının tabelası oldu dışarıda kocaman bir yazı KEBABİSTAN DÜRÜM CENTER.....
Deniz

Burada oturmuş dumurları okurken benim de geçen yıl Kuşadasında gördüğüm şey geldi aklıma .Karnımız fenahalde acıkmıştı ve kuşadasındaki çarşının içindeyiyecek bi şeyler arıyorduk.Baktık baktık ve bize en cazip 750 bin liraya yarım kızarmış tavuk yemek gibi geldi.Bu arada benim tipim biraz daha yabancılara benzediği ve o an yanımda olan kız arkadaşım alman asıllı oldugu için heralde bizi hep turist zannediyorlardı.Oraya yaklaştıgımzda adamın bize come in please the half roasted chicken is 1.500.000 lira.(yarım kızarmış tavuk bi bucuk milyon lira)dediğini
duyduk. Bİz de adamın yanına gidip abi burada 750 bin yazıyo dediğimizde bi bozuldu ve aa siz türkmüydünüz yiğenim dedi ve bize 750bin liralık tavuklarımızı getirdi.Ama asıl dumur olay menüdeydi okuyunca aa adam
haklıymış dedik ve güldük.:
YARIM KIZARMIŞ TAVUK -------750.000
HALF ROASTED CHİCKEN--------1.500.000
Cem Tutu


İzmirde yasıyorum.Okulum Hatay'da.ve ben okula yaklasık 15 km. uzakta bir yerde(Bornova) oturuyorum.Neyse servisle gidiyorum tabii ki.Servisin güzergahı Hatay'dan geciyor.Sagda solda dukkanlar var.Dukkanın birinde gördüğüm bir ütü masası vardı.Markasını tahmin bile edemezsiniz.Markası: Savaş-Ay İnanmıyorum ya yok yani boole bişey.
Burak Özdamar


Kıbrıs garip biyer... Küçük ormanlık bi arazide,bir ağacın üstüne çakılmış tabela bu düşüncemin pekişmesini sağladı.Aynen şöyle : "Ormana Çöp Dökmek Yasaktır. Cezası : 100000000 X 10 " Bu neki şimdi!!
Ahmet Şahin

Bir dönem rehberlik yaparken Adıyaman ilinin Kahta ilçesine gitmiştim. Nemrut dağına gidenler bilir Kahtaya uğranmadan gidemezsiniz Nemruta. GÖlün kıyısında bir balık lokantası vardı programda. Baraj gölü oluştuktan sonra uyanık bir girişimcinin açtığı bilr alabalık restoranı. Yemekler yendikten sonra üzerimdeki rehaveti atmak amacında yürümeye başladım. Asfalt yolu takip ederek gölün kıyısına ilerlediğimde dumura uğramıştım. Çünkü yol bir metre kadar göle giriyor ve bir metre sonra bitiyordu. Bir an ulan hep mevzu bahis olan yolun bittiği yeri buldum sonunda diye düşünüp dumura uğramıştım. Sonra yaklaşık 500 metre ileriye yani gölün karşı ucuna baktığımda dumurum daha da arttı. Yol aynı hizadan başlayıp gölden çıkarak devam ediyordu bilinmeyen bir istikamette. Dumurum iki katına çıkmıştı. O kadar garipsemiştim ki olayı, barajın bir çok yerleşim bölgesi gibi yollarıda sular altında bırakabileceği fikri bile dumurumu azaltamamıştı:))
Ural Urgunlu

Eski Izmit otogarini bilenler vardir. Istanbul'dan gelen ve Anadoluya gide otobuslerin cogu orada dururdu. Tam peronlarin oldugu yerlerde ise pismaniyeciler falan vardi. Ama pismaniyecilerin arasinda bir kuralmi var nedir, otobus yanasir yanasmaz ilgili peronun pismaniyecisi hazirlik yapar, bagirir, digerleri kendi peronuna gelecek otobusleri beklerlerdi. Neyse bende o gun baska bir yerden alisveris etmek istedim, pismaniyeci "hop bilader buraya geleceksin" dedi. Sanane anlaminda bir bakistan sonra ben alisverise devam ettim. Bi baktim herif yakami tuttu beni dovecek. Dumurmu olsam, ne desem bilemedim.
Murat Atay

Gerçekten de özdumur bi olay anlatıcam size! Hani şu İETT'nin yeşil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar... Abi gayet güzel bir gün herkes kendi kıvamında ve tadında yolculuk ederken, birden bir telefon sesiyle irkildik. Gazman'ınki gibi çalıyodu. Neyse adam çalan telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Biraz argosu rahatsız ediyordu çevreyi ama, asıl rahatsızlık veren kapalı olması gereken telefonun açık ve kullanılır vaziyette olmasıydı. Tabi çok geçmeden İETT şöförünün ikaz sesi duyuldu; -Beyfendicep telefonuyla bu otobüste konuşmanız yasak! Adam hiç iplemeden konuşmaya devam etti. Şöför tekrar uyardı; - Beyfendi kime diyorum, cep telefonuyla konuşmanız yasak, aaaa! Adam hala konuşuyor valla hiç tınmıyor. Şöför daha fazla dayanamadı bir hışımla el frenini çektiği gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi. - Kardeşim ne laf anlamaz adamsın sen yaaaaa! Bu otobüste cep telefonuyla konuşamazssıııın. Yasak yaaa yasaaaaak! Şöförün bu hiddetli haraketinin ardından telefonla konuşan adam bir an duraksadı ve telefonda konuştuğu kişiye dönerek; - Aloo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konuşmam yasakmış abi. Naapalım abi, tamam sen konuş ben sadece dinliyorum aabiii... Cümleten apıştık kaldık billa...
Murat Şam

Ege üniversitesi kampüsünün içerisinde erkek berberine traş olmak için gittigimde hayatımın dumurlarından birini yaşadım. Kapıdan içeriye girdim 2 kişi var sadece bir hatun ve bir adam adam ın o sırada sırası geldi ve geçti oturdu buraya kadar anormal birsey yok gibi gorunuyor. Ama bekleyen o hatun kişi sıra gelince berber koltuguna oturup her iki kaşinin ortasindan da 1 cm uzunlugunda bir bölgeyi kazıtıp berber den çıkması ile hayatımın dumurlarından birini yaşamış oldum.
Mehmet Timur Sonkaya

Benim dumurum klasik ssk dumuru. Kalp ameliyatı oldum. 4 ay rapor aldım ve bu 4 ayın sonunda rapor paramı almak için fatih ssk'ya gittim. klasik bir şekilde eksik evrakları parti parti söyledikleri için 3 gün uğraştım ve büyük gün geldi. param hesaplanıyor. bankodayım sorular geldi. hastanede yattın mı? heralde abi dedim henüz evlerde kalp ameliyatı yapamıyorlarmış. hiç yorum yapmadı 2. soruya geçti. Çıktınmı pekı?? ve ben dumur hayır hala akşamları işten sonra yatmaya hastaneye gidiyorum. ve kafamı duvarlara vuracak soru geldi. espiri bile anlamaktan aciz bu adam sordu: istanbul'da kimsen yok mu yav. niye hastanede kalıyorsun ki hala....
Ayhan Tokatlı

Eski Izmit otogarini bilenler vardir. Istanbul'dan gelen ve Anadoluya gide otobuslerin cogu orada dururdu. Tam peronlarin oldugu yerlerde ise pismaniyeciler falan vardi. Ama pismaniyecilerin arasinda bir kuralmi var nedir, otobus yanasir yanasmaz ilgili peronun pismaniyecisi hazirlik yapar, bagirir, digerleri kendi peronuna gelecek otobusleri beklerlerdi. Neyse bende o gun baska bir yerden alisveris etmek istedim, pismaniyeci "hop bilader buraya geleceksin" dedi. Sanane anlaminda bir bakistan sonra ben alisverise devam ettim. Bi baktim herif yakami tuttu beni dovecek. Dumurmu olsam, ne desem bilemedim.
Murat Atay


BEN İSTANBUL'DAN ZAFER ŞAHİN.TELSİZLERİN ÇOK MODA OLDUĞU 80'Lİ YILLARDA BENİMDE BİR EL TELSİZİM VARDI.BEN ÇOK MERAKLI OLDUĞUM İÇİN BABAM ALMIŞTI.O ZAMANLARDA YAZLARI BÜYÜKÇEKMECE'YE ANNEANNEMİN YAZLIĞINA GİDERDİK.NEYSE Bİ AKŞAM TELSİZİ ŞARJ ETMEK İÇİN PRİZE TAKTIK VE ANNEANNEME ARKADAŞLARLA SAHİLE İNECEĞİMİZİ TELSİZİN ŞARJ OLDUĞUNU,BİZ GELİNCEYE KADAR PRİZDEN ÇIKARMAMASINI İSTEDİK.VE ARDINDAN DUMUR ANI GELDİ.ÇÜNKÜ ANNEANNEM BİZE ŞÖYLE DEDİ: EVLADIM BU TELSİZ YA TAŞARSA NE OLACAK?

ŞİMDİ YİNE ANNEANNEMİN BİZE YAŞATTIĞI Bİ DUMUR OLAYINI ANLATAYIM.ÖZEL TELEVİZYONLARIN YENİ ÇIKTIĞI DÖNEMDE HER KANAL BİR TAKIMLA ANLAŞIP ONUN KENDİ SAHASINDA OYNADIĞI LİG MAÇLARINI YAYINLIYORDU.O ZAMAN HAVUZ SİSTEMİ FİLAN YOK TABİİ.GEÇİYORUZ TELEVİZYONUN KARŞISINA AMA MAÇI SEYRETMEK NE MÜMKÜN ZIRT REKLAM PIRT REKLAM..ÇILDIRACAĞIZ.TAM AĞZIMIZA GELENİ SÖYLEYECEKKEN ANNEANNEM ATILDI: EVLADIM NE KADAR ÇOK REKLAM GİRİYOR MAÇIN ARASINA.PEKİ REKLAM ARASINDA FUTBOLCULAR NE YAPIYOR?
Emre Buga

2 sene önce felan izmirde otobüsteyim birden dev bir ilan dikkatimi çekti aynen şöyle yazıyodu "EHLİYETİ OLUPTA ARABA KULLANAMAYANLARA DİREKSİYON KURSU VERİLİR" işte beyin kıvrımlarına hayran oldumun yurdum insanı kendini ne kadar güzel ifade ediyo dedim kendi kendime...!
Mustafa Güleş

İzmir'den Hakan Cengiz'in gönderdiği dumur detayındaki "water pipe" nargile anlamına geliyor, su böreği değil;) Ama arkadaş gene de haklı, gerçekten tuhaf şeyler yapılıyor turistlere burada... Bu arada, örneğin sigara "içmek" diyoruz ki, bu da zaten nargilenin kullanımından hareketle yerleşmiş bir fiil. Pek çok batı dilinde, sigara içmek fiilinin karşılığı, "duman çıkarmak" ya da ona benzer bi şeydir (çok ayrıntılı bilmiyorum bütün dilleri, ukalalık yapmıycam o yüzden...) Hazır nargilden bahsetmişken, işyerindeki yabancı bir arkadaşımızla beraber bir gün öğle tatilinde çay içmeye gittiğimiz bir "café"de, başka bir bölümde çalışan nargile içen arkadaşları gördüğünde dumur olmuş ve "bunu içtikten sonra nasıl çalışmaya devam edecekler" diye sormuştu bize... Bir süre, aslında pek çok insan için nargilenin sigaradan daha hafif olduğunu anlatmaya çalıştık.
Lale Yakut

Olay 1998 yılıda bağdat caddesinde gerçekleşmiştir.Gece saat 9.30-10 suları caddenin malum hızlı gençleri o ara iyice gaza gelmiş trafikte deli gibi gidiyolar ben ve arkadaşımda arabamızda ağır aksak giderken yanımızdan geçen herhalde en az 1975 model station bir ford arabanın sürücü ve co-pilotu(!) bizim dimağımızı yerden yere vurdu.Arabayı kullanan şahıs ve yanındaki yarış kaskı takmışlardı ilerdeki bağdat caddesinin rutin polis çevirmesini görünce ikiside ani bir hareketle kasklarını çıkarıp yavaşladı çevirmeyi geçer geçmez aynı çeviklikle kasklarını takıp devam ettiler.Bizi dumur eden şehir trafiğinde kask takmakmıydı yoksa külüstür ford a ralli arabası saygısı gösterilmesimiydi tam çözemedim ama baya etkili oldu doğrusu...
İlker Topuz

İşe gitmek için Harbiye'de İstanbul Radyosu'nun binasının önünde yürüyorum...Sabahın onu daha...Afyon patlamamış henüz...Bi cenaze arabası da trafik olayından dolayı benle aynı hizda, yürüme hızında ilerlemekte...Bıyıklı, gürbüz bi arkadaş kullanıyo arabayı ve radyoda 80'lerden kalma dım-tıs bi müzik....Son ses açmış giderken bi de utanmadan yarı beline kadar sarkıp ıslık çalmaz mı adam.. Utan be...Cenaze arabasının kasvetinden utan..Orda taşıdığın rahmetlilerin çoluğundan çocuğundan utan...
Deniz Esin


Merhabalar, başımdan geçen bir dumur olayını anlatmak isiyorum: Bundan bir buçuk ay kadar önce kuşadasındaki gençlik kampındaydım. Bir gün tarihi yerleri görmek için gezi yapıldı, duraklardan birisi de tarihi Şirince Köyü idi. Koskoca otobüsler heyecanlı manevralarla daracık yollardan geçmeye çalışıyordu. Neyse, otobüsten indikten sonra çevreye şöyle bir göz attık; hani piknik yerlerinde "Kendin pişir, kendin ye" şeklinde bir olay vardır ya, işte indiğimiz yerde görmüş olduğumuz bir tabelada şöyle yazıyordu: "Kendin pişir, beraber yiyelim." Bu tuhaf şok karşısında bir anda dumur yaşadım ve etkisindeen kurtulmak biraz zaman aldı.
Emrah Boslu

İşlek bir caddede yürüyordum. Kaldırımın kenarında yaşlı bir teyze tezgâh açmış dileniyordu. Karşıdan gelen 17-18 yaşlarında bir bayana bir sürü duadan sonra; - Kızım boş geçme, teyzene bir şeyler at, diye ekonomik sarkmada bulundu. O da aşağılayıcı bir tavırla, hemen eğilip kaldırım kenarında ki kim bilir hangi hanzonun buruşturup attığı boş sigara paketini alıp; - Al sana bir şey teyzem! deyip hızla giderken, ben bir hoş olmuşum.
Ali Taşkın Kocabaş

Bundan 1 yıl kadar önce bir arkadaşımla beyoğlu`nda bir büfenin önünde dinlenirken hemen yanımızdaki turist topluluğunu farkettik.bir yerleri arıyorlardı ve yardımcı olabilecek az buçuk ingilizce bilen birini arıyorlardı.abilerimizden birisi yanlarından geçerken ona da dertlerini anlatmaya çalıştılar.fakat türkçeden başka yabancı dili olmayan şahıs ne dediklerini tam anlayamadı.turistler Galata Kulesi`ni arıyorlardı ve "Galata Tower" diye yırtınıyorlardı.abimiz ise civarda bulunan ve adında Galata bulunan yapıları aklından geçirdikten sonra turistlerin Galatasaray Kilisesi diye adlandırılan yeri aradıklarına kanaat getirmiş olacak ki,olanca sesiyle "Galatasaray Kiliiiss Kilisss" diye höykürmeye başladı.hayırsever vatandaşın ingilizceyi yorumlama tarzı ve yardım etme "iç güdüsü" gözlerimizi yaşartmıştı...
Özkan Özdoğan/ istanbul

Gaziantep ile Şanlıurfa arasında yolculuk edenler bilir, bu yol üzerindeki bütün petrol istasyonları Fuel Oil satışı yapmaktadırlar ve hemen kemen hepsinde de konuyla ilgili bir tabela asılıdır. "Fuel oil alınır", "Fuel oil satışı yapılır" gibi, ama gelin görün ki hiçbiri "Fuel oil"in nasıl yazıldığını bilmediğinden ilginç tabelalar çıkmış ortaya, işte birkaç örnek; Fil oil Fue Oil Foil Fuil Oil Fioil F Oil Ful Oil Fol Oil Foyl Oyl Fel Oil Full Oil Ful Oil Foil Oil Fuoil
Mahir Bay

Geçen yıl samsundayız arkadaşlarla sahil kıyısındaki tabelasında restoran yazan bi yere girdik yıllar sonra gelen ilk müşteriler olacaz ki daha elli metre öteden hazırlık yapmaya başladılar.. bi masaya oturduk garson gelip ne alırsınız diye sorunca arkadaşım seçenekleri görmek baabında menü alabilirmiyiz dedi.. garson şöyle bi afalladı sonra arkaya dönüp -abi bunlar menü istiyo ya dedi.. biz koptuk tabi.. ha bide samsunda bi çok yerde peçete kullanılmıyo onun yerine kağıt kullanmayı tercih ediyolar niyeyse??
Tuncay Aygün/Ankara

Ankara Kızılay semalarında yürürken şöyle bir tabela gördük: "Pink Floyd Kuaför ve Güzellik Salonu"
Pelin-Bahar

Sene 1991.Bagcilarda minibuste gidiyorum...ve apartmanin birinin duvarinda soyle bir yazi .... - ODUN DEBUZU ELI METIRE SADA bu arada kutlarim...sadece odunun dogru yazilmasi bile buyuk bir basari.. ulan bilmiyorsan baskasina yazdir akardesim...

1996 yılında Ankara Ulus halinde sebze aldım.Ve paramın üstü verilmeyip başka müşterilerle ilgilenince kibarca paramın üstünü istedim. Daha sonra Haymanalı olduğunu öğrendiğim pazarcıdan aldığım cevapla dumura uğradım. Ver lan marulları. senin parana mı kaldım dedi ve yanındaki adam tutmasa üzerime yürüyecekti. Ondan sonra 1 yıl hale gidemedim..
Haydar Gerlevik / Ankara