| ANA SAYFA | SON SAYI | ADRESLER | LİNKLER | ARŞİV |

>> Sayı 08 • Mart-Nisan 2002

 

 

 

Gündem

Hegemonya savaşı Irak’ta sürecek Vahşet kapıya dayandı

Dünya basını artık ABD ve İngiltere'nin Irak'a saldırmasından bir olasılık olarak değil kesin bir olay olarak bahsediyor. Son haberlere göre Bush ve Blair Nisan ayında buluşarak bu saldırının son hazırlıklarını konuşacaklar ve daha sonra ortaya çıkacak ilk fırsatta saldırı başlatılacak.

Askeri hazırlıklar şimdiden başladı. ABD Kuveyt'e 100 binin üzerinde asker yığdı ve Pentagon'dan sızan haberlere göre bu yığınak artarak devam edecek. ABD Irak'a karşı Kuveyt'ten yola çıkacak askeri birliklerle müdahale etmeyi planlamakta. Kuveyt'teki askeri yığınağın yanı sıra ABD hava kuvvetleri karargahı Suudi Arabistan'daki bir askeri üsse kurulurken, kara kuvvetleri karargahı da Kuveyt'e kuruldu. Donanma ise Bahreyn'deki İngiliz üssüne yerleşmiş durumda. Amerikan özel birlikleri kısa süre sonra Irak topraklarında harekete geçerek sabotaj vs gibi operasyonlara hazırlanmaktalar. Anlaşıldığı kadarıyla ABD ve İngiltere şu anda iki olayın gelişimini beklemekte: Afganistan savaşının kendileri açısından tamamen bitmesi ve 3 ay sonraki Birleşmiş Milletler’in Irak'taki silah kontrolü süresinin gelmesi. ABD ve İngiltere bu silah kontrolünü Irak ile gerginliği artırmanın ve kamuoyu oluşturmanın son adımı olarak kullanmaya hazırlanıyorlar.

Savaş ve Türkiye

Amerikan yetkilileri Irak'a Güney'den müdahalenin yanı sıra Kuzey'den Türkiye'den de müdahale edileceğini belirtiyorlar. Türkiye'den müdahalede İncirlik Üssü’nün kullanılacağı açık. Ancak bu kez ABD Irak'ın elindeki silahlarla vurmasının daha zor olduğu bir üsse daha sahip olmak istiyor ve bu üssün Konya hava üssü olacağı kesinleşmiş durumda. Yakın gelecekte ABD, İsrail ve Türkiye Konya'da "Anadolu Kartalı" adlı ortak bir tatbikata hazırlanıyorlar.

Bu arada Dick Cheney Orta Doğu gezisine hazırlanıyor. Verilen bilgiye göre Cheney Orta Doğu ülkelerinin desteğini almaktan çok onlara saldırı kararının alındığını tebliğ etmeye geliyor. Bu arada ne kadar destek alırsa onu da yanına kâr bilecek.

Irak'ın komşuları bütünüyle tedirgin. İran ve Suriye açıkça emperyalist saldırıya karşı olacaklarını ve hiçbir biçimde ABD saldırısına yardımcı olmayacaklarını açıkladılar. Ürdün ve Suudi Arabistan ise Türkiye ile birlikte sıkışık bir durumda. Bu üç ülkede de kamuoyu ezici bir çoğunlukla savaşa, Irak'a saldırılmasına karşı. Her üç ülkede de anti emperyalist hava güç kazanmakta. Ve her üç ülkenin yöneticileri de ABD emperyalizmine hayır diyebilecek cesarete sahip değil. Son tahlilde bu üç ülkenin ABD ve İngiliz saldırısına onay verecekleri açık. Aynen Afganistan'a saldırı sırasında ABD'nin yanına geçen Pakistan gibi. Kuveyt ise zaten Amerikan ve İngiliz orduları tarafından istila edilmiş gibi.

Tarafsız kalınabilir mi?

Irak'ın komşuları içinde Türkiye, Suudi Arabistan ve Kuveyt'in durumu daha farklı. ABD buralardaki üslerini saldırı için kullanacak. Yerel yönetimler kendi halklarından ne denli tedirgin olurlarsa olsunlar üsler zorla kullanılacak. Yani yönetimler boyun eğmeye zorlanacak. Türkiye'de bu süreci açıkça izledik. Hükümet Irak'a saldırılmasını istemediğini utangaç bir biçimde mırıldanmasına rağmen karşı çıkmaya cesaret edememekte.

Dünya basını ile birlikte Amerikancı Türk basını şimdiden Saddam karşıtı propagandaya başladı. Bulunan her fırsatta Saddam'a saldırılmakta, aşağılanmakta. Ne var ki bu saldırılar Saddam'dan çok saldıranların aşağılık yüzünü ortaya çıkarmakta. Örneğin Ecevit'in mektubuna cevap veren Saddam Türk hükümetinden kararlı bir biçimde ABD'nin bölgenin işlerine karışmamasını istemesini söylerken sonuna kadar haklı. Ona saldıranlar ise tam anlamı ile ABD uşağı durumunda.

Önümüzdeki günlerde düğmeye basılacak ve basının çok daha yoğun saldırıları ile karşılaşacağız. Buna hazır olmak ve bu saldırıyı göğüslemek gerekiyor.

Öncelikle Saddam ile Taliban ya da Usame Bin Ladin arasında herhangi bir ilişkiden bahsetmek mümkün değil. Irak yetkilileri ABD ve uşakları Taliban'ı ve Ladin'i desteklerken kendilerinin bu iki güce karşı olduklarını ve o günden bu yana bu politikalarında hiçbir değişiklik olmadığını anlatıyorlar.

Afganistan savaşına karşı Türkiye'de yeterli bir ses çıkarılamadı. Bu kez savaş başlamadan savaşa karşı bir cephe oluşturmaya girişmek ve savaş başladığında hazır olmak gerekiyor. Bir çok olgu bu savaşın ve ABD'nin bundan sonraki hegemonya adımlarının durdurulabileceğini göstermekte. Savaş karşıtı hareketin Vietnam Savaşı'ndaki rolünü her zaman hatırlamak gerekiyor. Bugün de savaş karşıtı hareket Irak saldırısını ya da bir sonraki saldırıyı durdurabilir. ABD egemen sınıfı için, Bush'un petrolcü yönetimi için asıl düşman işçi ve emekçi sınıflardır. Türkiye işçi ve emekçileri, Türkiye solu bu kez üzerine düşeni yerine getirmelidir.

 

Sosyalist İşçi Anti Kapitalist Kadın Özgürlüğü Troçkizm
DSİP Tartışma Forumu
IMF'ye Hayır! e-Grup