Kemerhisar'a (Tyana 'ya) Hoşgeldiniz...  III. Tyana Kültür ve Turizm Festivali 26-27 Temmuz

   Mesaj Oku   Mesaj Bırak Kapadokya

Niğde 

English

Ana Sayfa        

 
 Kemerhisar Belediyesi
 TYANA Hakkında-1
 TYANA Hakkında-2
 Tarihce
 Etiler İlkogretim Okulu
 Hisar İlkogretim Okulu 
 Kemerhisar.beldesi.com
 Fotograflarla Kemerhisar
 2003 Festival 
 2001 Festival Foto
 2002 Festival
 2002 Festival Fotografları
 Kemerhisar İçmeleri
 Gezilecek Yerler
 Asım Tanış'ın Yorumları  
 Yorumlar-1
 Yorumlar-2
 Linkler  
 Kemerhisar Linkleri
 Dünya Para Katalog'u
 Tarihi Para Katologları
 Türkiye Haritası
 Kemerhisar Yol Haritası
 Türkiye Arkeoloji Haritası
 Niğde Yerel Haritası
 Sehirlerarası Mesafe
 Yetiştiricilik  
 Tarım Ürünleri 
 ELMA Yetistiriciligi
 Üzüm Yetiştiriciliği
 Kalecik Karası  Üzümleri
 Şarap Üretimi

 

 

 

 

 

 

 

 

Eroğuz KILINÇ 

IYI LISTE, UYE OLMAK ICIN TIKLAYIN

I.BÖLÜM         II. BÖLÜM       III.BÖLÜM   IV. BÖLÜM   

I BÖLÜM

Kemerhisar ve Kemerhisar'lilari ilgilendiren konularla ben daha kucuklugumden beri ilgilenirim. Her gittigimde, en kucuk firsat buldugumda malzeme topladim ve toplarim. Bu malzeme su sirada bir kac dosya olarak burda bekliyor, islenip yayilmak icin. Obur islerin agir basmasi yuzunden hep geri birakmak zorunda kaldim. Soyle bir sirasini bulup alti ay surekli onun uzerinde calisabilsem kitap olarak hazir olur ve ardindan cikar.. Dusunun  ki orda konusulan agizin dilbilgisi kurallarini bile hazirladim. Asagi yukari sozcuklerinin sozlugu hazir duruyor alfabe sirasina gore. Konular bir bir ayrildi. Atasozleri, deyimler vs. siraya kondu. Bunlarin pek cogu hic bir yerde cikmamis. Bir az sonra sizlere bunlardan kimi ornekler verecegim. Sizin de yavas yavas yontemli bir calismaya girmenizi belirtecegim. Boylece daha yararli olur. Gordugunuz gibi , bir iki yil icinde, Kemerhisar'i ve Kemerhisar'i gercekten seven , amaclari iyi, bilgili, yetkili kimi yoneticilerin ve baska kisilerin cabalariyla  Kemerhisar ve sizler kendinizi gostermeye basladiniz. Bu daha belirgin duruma gelecek bundan sonraki bilincli calismalarla.

Tyana konusunda binlerce kaynak var. 

    Asim Tanis

 

II BÖLÜM ............BAŞA DÖN

Tyana konusunda binlerce kaynak var.Ne yazık ki bunların hemen hepsi başka( almanca, ingilizce, fransızca, italyanca...) dillerde. Bunlari gerektiği gibi bilip ne yazdiklarini  türkçeye aktarmadan elimizdeki bilgiler de yamalikli bohçaya dönüyor. Var olmaya var kimi bilgiler, kimi kitaplarda ama bunlarin da pek çogu, gerektiği gibi islenmeden, yabanci kaynaklardan aktarılmış hem de kimisince kaynak bile gösterilmeden. Sonra Türkiye'de, özellikle, yabancilarin ve Türklerin yaptiğı kazilarda çikan belgelerdeki Tuwanuwa, Tyana...ile ilgili bilgilerin çoğu ortaya konmamış. Ancak gene de, eldeki bilgilerden, bulunduğumuz yerin yalnizca  Türkiye'nin değil bütün dünyanin, geçmisteki en önemli kentlerinden birisi olduğu biliniyor. Düşünün ki Hititler birliklerini aşaği yukari M.Ö. 1800-1600 yıllarında Tuwanuwa (ya da: Tuvanuva...) yaninda yaptıkları savaştan sonra kurmuşlar. Bu şu demektir: Bu kent onlardan önce de vardı ve o zaman bile büyük ve çok önemliydi. Kimlerdi onlardan öncekiler? Dolaysıyla şu sırada M.Ö. aşağı yukari 2000 yillarına, dolayisiyla toplam olarak 400 yıl ötesine uzanan geçmiş gerçekte kaç yıl daha öteye götürebilir ve kimlere dayanir ya da dayanacak? Köşk Höyük'te yapilan kazılar, çok derine inmeden, bu geçmişi M.Ö. aşagi yukari 5.000 yillarina götürüyor. Tyana konusunda aşagi yukarı 200 yıldır bilim adamlarinca yapılan araştırmalar olumlu sonuç vermiş ve her şeyden önce yeri belirlenerek epeyce inceleme yazisi çikmıstir. Bunlarin en önemlisi ise, 4 yıllık yüzey araştırmasından sonra, kendi bulduklarıyla birlikte bugüne dek çikmış olan, alman araştirmaciların (Dietrich Berges ve Johannes Nollè) "Tyana 1,2" adlı, 700 sayfayı bulan yapıtıdır. Ne var ki almanca olduğundan kendilerinden yasal izin alınıp türkçeye çevrilebilse çok yerinde olur yalnız sizler için değil başka pek çok araştırmacılar için. Bu da ancak devletin ya da çok parası olan bir yerin girişimiyle olabilir. Bende de bu konuda, onların aktardıklarından başka, epeyce kaynak var ama cevrilmesi gerek. Fırsat buldukça azar azar yapacagim.Sizlerin belki hiç üzerinde durmadığınız bir ayrıntıyı vereceğim.                                                                                       

 Asım TanışIII

III.BÖLÜM.......................................BAŞA DÖN

 Sizlerin belki hiç üzerinde durmadiğınız bir ayrıntıyı vereceğim. Arastırmacıları en çok etkileyen, onlarin kuşkularını gideren, "Eftiyan" (ya da kimisince: İftiyan) sözcüğüdür. Bu bugünkü Istanbul sözcüğünün kaynağı, yunanca, "eistenpolin" (kente, kente doğru) gibi, "eftiyan" (Tyana'ya, Tyana'ya doğru) sözcügü de eski Tyana adının kalıntısıdır. Bunun başka bir ilginç yönü ise bu sözcüğün özellikle, şimdiki Kemerhisarın kuzeyi için kullanılmış ve kullanmakta olması. Neden acaba? Bunu ilerdeki araştırmalar belki açıklayabilicek. Sonra özellikle "Eftiyan" sözcüğü, genellikle, "Eftiyan tepeleri" ve "Eftiyan kelerleri" için kullanılır. Bu tepelerin ve kelerlerin önemi neydi? Hıristiyanlık yaygınlaşmaya başladıktan sonra mı böyle bir durum çıktı ortaya? Daha bilinmiyor.Buna bağli olarak, sizlerin de, kendi çapınızda, fırsat buldukça araştırıp bilgi toplamanız için, benim derlediğim, Kemerhisar ve çevresiyle ilgili, kimi yerler konusunda kullanılan sözcükleri veriyorum. Sorun, soruşturun, araştırın. Topladığınız bilgileri derli toplu duruma getirin. Sonra sırası geldiğinde tartışırız. Bu sözçükler şunlar ( size nereleri gösterdiği konusunda bilgi vermiyorum araştırasınız diye) (bizim oranın ağzıyla) : "aa yeri (ağa yeri), adadepe (neden adatepe?), adasohaa (neden ada sokağı?), adıyaman (türkçe değil, benzetme, yakıştırma), ah toppahlıh ( ak topraklık, kireç olduğu için), ambardepe (Neden ambar tepe? Bildiğimiz "ambar" sözcügüyle ilgisi yok kesinlikle. Olsa olsa M.Ö. 720-715 yıllarında yaşamış "Ambaris" adlı bir Hitit kralının adından olabilir), ayoozme (İstanbul'daki "Ayasofya" "Kutsal sofya" gibi, bu da "kutsal çeşme" demek; oralarda böyle bir pınar varmış zamanında), bennaal (benli ağıl) (yabancı sözcük türkçeye udurulmuş olabilir), bozyer (neden? yoksa başka anlamı mı var?), çaalah (çağlak, yani çağlayan, şelale"), çandaş (çana benzediği için mi yoksa orda kilise mi var dı?), çandır bunar, çatalbent, çatılı yer, çene, çinilerin sohaa, çorahlıh ( iç deniz kalıntısı, eskiden ekmek yapmak için burdan alınan toprak tuz olarak kullanılırdı), dapıncah(lı guyu), dapır, dipsiz (neden?) (dipsizin komüsü?), direkdaş, diroon, donacah, galaba, galaygol (kalay göl; ordan kaly çıkarılıyormuş), gandah, garaaşlık (karaağaçlık), gırhodalı, gızıl yer, gızıl burun, goarçinnik (güvercinlik), goru (neden?), guş geçmez (neden?), guyu başı, hanın uuru (hanın önü) (orda han vardı, ben anımsıyorum), hergele sohaa (yeri), hortasan (bu sözcüğün "Hasan" ile ilgisi yok; latince kökenli olmalı bence), ho(r)tlıyan (hortlayan), humam (çok ilginç; bugüne dek hiç bir araştirmacı anlamını, nerden geldiğini açıklamamış, bildiğim kadarıyla), kemer gapı, kennaltı (kenne altı; kenne "kazanı"...), kergah, kor bunar (kör pınar), koseler sohaa (yolu, gölü), köşk (neden köşk denmiş?orda büyük bir yapı, belki bir tapınak bulundugu için), miimendere ( ve burda "aşşa gonah" da vardı; demek ki bir de "yukarı konak"varmış), musluh (musluun ora), örenhardı, peldaacı (pelit ağacı), salmannı ( salmanlı), sirkenli(k), soor, soorun sohaa, söbü çayır (demek ki o çayırın altında eski yapı kalıntıları varmış), uzundaş (burda çok önemli bir kalıntı var ve ılerde kazı yapılacak), yediodalı ( yedi odalı), yoharı (bahçeli'nin eski adı), yuk çayırı (yük çayırı) (yanılmiorsam, o yakınlarda bir konaklama yerine bağlı olarak bu ad verilmiş), yunah ("yu/n/mak" tan; "hamam" karsılığı). 

 IV BÖLÜM...............................BAŞA DÖN

 Gene Tyana konusunda şunları da söyleyeyim. Bugüne dek düzenli bir kazı yapılmamış. Eften püften bir şeyler yapılıp bırakılmış. Bu yıl ise, gerçek bir kazı başlayacak en azından iki-üç yerde. Bakanlık'a sunulan tasarı 10 yıllık. Yavaş yavaş tüm eski Kemerhisar'ı kapsayacak, olanaklara göre. Bu kazıyla birlikte orası bir "arkeolojik araştırma okulu"na dönüştürülecek (özellikle arkeoglar ve arkeoloji bölümü öğrencileri için). Bu arada, Niğde Üniversitesi tüzüğünde olup da öğretime açılamayan "Arkeoloji Bölümü"nün "Tyana kazıları"ndan yola çıkılarak işe başlaması çok yerinde olur gerek orası gerek Kemerhisar için. Tyana kazısıyla birlikte yalnızca Türkiye'nin değil bütün dünyanın dikkatinin çekilmesine çalışılacak.Ne var ki, dikkat çekilip oraya gelenlerin sayısı artmaya başlayınca bunların gereksinmelerini (yemek, içmek, yatmak, dinlenmek, eğlenmek......) karşılayacak altyapı yok. Bor'da,Niğde'de birkaç yer var ama yetmez. Sonra yalnız Bor'da, Niğde'de değil özellikle Kemerhisar'da da olması gerekli gelir gelmesi, işyeri, iş, çalışma olanağı yaratılması için . Dolayısıyla yavaş yavaş herkesin kolları ve paçaları sıvaması gerekir. Öncüler gençler olacak ve olabilir.Kemerhisar'la, daha doğrusu onun ağzıyla ilgili başka ayrıntılara geçmeden önce, daha önce birkaç kez yazdığım, geçen yıl, özellikle, geniş bilgi verdiğim,

 "Tyanalı Apollon"a kısaca değineyim. Dünyada, Tyana'dan çok "Tyanalı Apollon" ünlü ve tanınıyor. Yaptıklarıyla, kişiliğiyle, insanlık tarihinin birkaç yüzyılını, yani önemli bir bölümünü, Roma İmparatorluğu'nu, hıristiyanlığı, müslümanlığı etkilemiş. 

Dolayısıyla Kemerhisar'ın, "Tyana" eski kentiyle birlikte, en çok ilgi çekeceği ayrıntısı bu. Belki de Tyana'dan çok ilgi çekecek. Önemli olan bunun "insanlık için her zaman geçerli" düşüncelerini ortaya koymak. Ben epeycesini verdim geçen yılki yazılarda. Size de şimdi, geçen yıl çıkan ve çıkmayan düşüncelerinden kimisini yazacağım, özlü söz gibi öğrenin, öğretin, yayın, çerçeveletip evinize koyun diye. Hatta Kemerhisar'da bana haber vererek, bunun düşüncelerini küçük halılara, kumaşlara vs. işleyip satabilirler. İşte bunlardan birkaçı:

Tyanalı Apollonius 'un Ünlü Sözleri

1. (Özgürlük). Bedensel özgürlük olmadan ruhsal özgürlük olmaz!

2. (Güçlüler). Güçlülere korkutma gücünü veren tanrı, bana bu korkuyu duymama gücünü vermiştir.

3. (Tartışmaları). Ben, tartışmalarımı, kalabalık ve karışık yerlerde değil, insanlarla yaparım!

4. (Yakarıları).

     a) Ben, adaletin olması, yasalara karşı gelinmemesi, bilgelerin yoksul, öbür kişilerin hile        yapmadan, zengin olmaları için, tanrıya yalvarıyorum!     

b) Tanrım, iyileri tanıyayım, kötüleri tanımayayım! Kötüler de beni tanımasın!

5. (Kibarlık). Benim kim olduğumu öğrendikten sonra değil, oğrenmeden önce de kibar ol!

6. (Gönül yüceliği). Gönül yüceliği, insanlar arasında varolan, en güzel şeydir ama öğretilmez!

7. (Anıtlar ve insanlar). Anıtlar aynı yerde kalırlar ve yalnızca bulundukları yerde görülürler.    Oysa, değerli kişiler, her yerde, kendilerini gösterirler, seslerini duyururlar, ve, yeryüzünde    dolaşabildikleri bütün yerlerde, kentlerinin ününü yayarlar.

8. (Dil). İnsanların dillerini bilirsem, onların söylemek istemediklerini de bilirim!9. (Dalkavuklar).

    a) Dalkavukların sesini duymak beni tiksindirir çünkü bu ses,gereksiz ve konuşma yeteneği        olmayan kişilere özgüdür!    

b) Diktatör, hep, kendisine dalkavukluk edenlerin sözlerine kulak vermiştir. Şimdi ise,         kendisini eleştireni de dinlemiştir. Bu gibi olaylar, diktatörlerin yapısını allak bullak eder,        onları öfkeden kudurtur.

10 (Köleler). Diktatörlerin köleleri, en sevdikleri kişileri bile, onun emrine vermeye hazırdırlar      çünkü onlar, korku yaratmayan şeyden korkarlar, korkulması gerekenden korkmazlar! 

11. (Bilge/lik).

      a) Gerçek bilge, ne bildiğini eksiksiz bilir.      

b) Eksikler ne derece kralları tedirgin ederse, gereksiz şeyler de o derece bilgeleri tedirgin          eder!      

c) Bilge, bence, kendi hesabına birşeyler yaptığında bile, özel olarak davranmaz!      

d) Bilge gerçeği söyler ve kimseden korkmaz çünkü bu güç onun yapısında vardır!      

e) Gerçeği söyledim diye beni hapse attılar! Gerçeği söylemeseydim başıma daha ne    gelecekti sanki?

  f) Bence, dünyada en büyük kişi, "bilgeliği akla uygun olarak ve temiz amaçlarla          uygulayan"dır!      

g) Bilgelik onu tanıyan her şeye korku verir ama kendisi hiçbir şeyden korkmaz!      

h) Yardımıma başvuran toplumlara büyük yardımların olmuştur...Benden hastaları           iyileştirmemi...,şiddetin kökünü kazımamı, yasaları güçlendirmemi...istiyorlardı.          Bütün bunlar için, benim dilediğim karşılık, onların önceki durumlarından, daha iyi           olduklarını görmekti...      

i) Bilgelik beni nereye götürüyorsa ben oraya gitmek zorundayım!

12. (Yalancı bilgelik).

       Bir de, yalancı bilgelerin, peygamber bozuntularının sanatı vardır...       Büyücüler yalancı bilgelerdir...       Bu sanatın bilgeliği, dolandırılan ve adakta bulunan kişinin aptallığına dayanır.       Bu sanatı izleyenlerin hepsi paraya düşkündür çünkü öğündükleri yiğitliklerin hepsini       kazanç sağlamak amacıyla düşünmüşlerdir ve her zaman da çok büyük mal elde etme       peşindeler...       Fakat, sen, benim elimde, yalancı bilgelikle uğraştığıma inandıracak, hangi zenginliği       gördün?

13. (Toplum).

      a) Bir toplumu, tümüyle, akıllandırmak güçtür. Ancak, onu, yerine göre açikça, yerine          göre sezdirmeden, düzelterek, insanların ruhuna, azar azar, ölçülü davranmayı          yerleşmek gerekir!     

b) Toplumun, doğru yaşamak için, değişik görüşlü, bir uyuma gereksinimi vardır.          Uyum içinde, toplumun iyiliği için, değişik düşünceler doğacaktır...          Bununla, kendisiyle birlikte, silahlı sopalı çatışmaları da getirecek, değişik görüşleri           demek istemiyorum.

          Uyumlu toplum yaşamının, gençleri eğitmeye, yasalara, ve, konuşmada, eylemde,          deneyimli kişilere gereksinimi vardır.          Bir kişinin öbüründen daha iyi bir görüş ileri sürmesi, bir kamu görevini...daha iyi yerine          getirmesi, ya da, çok güzel yapılar yapması gibi, kamu yararı açısından, birbirini           geçmeye çalışma, yararlı bir yarışma, kamu yararına yönelik bir düşünceler bütünüdür..          Bence, herkes bildiğini ve elinden geleni yapmalı.          Gerçekten de, bir kişi, toplumu yönlendirmesi, bir kişi bilgeliği, bir kişi kamu yararına          eliaçıklığı, birisi de sevimliliği, birisi suçlulara karşı sertliği ve ödün vermez davranışı,           birisi de her türlü kuşkunun üstünde güvenirliği ile beğeniliyorsa, toplum, eksiksiz bir          dirlik içinde yaşar, daha doğrusu ayakta durur...          Şu gemide çalışanlara bakın: Kimileri kürek çekiyor, kimileri demir atıyor ya da alıyor,          kimisi yelkenleri açıyor, kimisi geminin önünde ve ardında duruyor. Ancak, onlardan bir          teki bile yaptığı işi bırakacak olursa ya da denizcilik sanatının kurallarına aykırı          davranacak olursa, onların deniz yolculuğu bir felaket olur ve hepsi kendisini bir fırtına          içinde bulur. Böyle değil de, birbirinden daha kötü gözükmek ve dolayısıyla birbirini          geçmek için yarış edecek olurlarsa, bu gemi varmak istediği limana ulaşacak, her zaman          rahat ve iyi bir yolculuk yapacaktır.

14. ( Gençlik ).       Gençlik, kimi zaman, yaşlılardan daha iyi düşünüyor diye, geri çevrilemez!

15. ( Demokrasi).

       Erdemiyle yücelen bir kişi, demokrasiyi, en iyi yönetime dönüştürür. Bu durumda, tek bir       kişinin yönetimi, ortak yarara yönelik olduğundan, bir halk yönetimidir!

16. ( Yöneticiye öğüt).      

a) En iyilerden olan bir kavalcı, nasıl kaval çalınmaması gerektiğini öğrenmeleri için,          öğrencilerini, en kötü kaval çalanların yanına göndermiş.          -Sen de, ey yönetici, çok kötü yöneticilerden, nasıl yönetilmemesi gerektiğini           öğrenmişşindir.      

b) Elindeki salt güç karşısında titre, çünkü, böylece, onu ölçülü kullanmayı bileceksin!      

c) Yasa, sana karşı da, geçerli olsun!          Varolan yasaları çiğnemezsen, akıllı bir yasacı olursun!      

d) Ülkeyi ilgilendiren işleri yönetici gibi, vücudu ilgilendiren şeyleri, özel kişi gibi gözönüne          al!

  e) Seni yıkmaya çalışanlar, senden, cezalandıracağın için değil, cezalandırdığın için,          korksunlar!

17. ( Toprak ve hayvanlar ).

      a) Toprak herkesin anasıdır çünkü eşitliği gözetir ama sizler, ey Aspendos zenginleri,          haksız olduğunuz için, onu, yalnızca, kendinizin saydınız.      

b) Toprağın ürettiği her şey arıdır.      

c) İnsanlar için...toprak her şeyi üretir.          Yaşayan canlılarla barış içinde olmak isteyenin hiçbir şeye gereksinimi yoktur çünkü          toprak ürünleri toplanabilir, kimileri mevsimlere göre yetiştirilebilir.          Toprak oğullarının, yani insanların, sütannesidir, besleyicisidir. Fakat, gene de, insanlar,          sanki toprağın çığlıklarını duymamış gibi, giysi ve besin elde etmek için, hayvanlara karşı          kılıçlarını bilemektedirler

Hepinize başarılar.

                                                                          Asım Tanış   

.BAŞA DÖN

                                                             

         BAŞA DÖN

 

 

 

KEMERHİSAR İÇMECELERİ :Bilgi ve Rezervasyon :Tel: 0 388 329 24 04 ; Fax: 0388 329 32 86  Bilgi İçin Kemerhisar İçmeleri Link ine giriniz.

  Ekim 2001 Tarihinden bugune kadar kisi ziyaret etmistir

Baslangic Sayfasi  | Favorilere Ekle | E-mail