<BGSOUND SRC="SerdarOrtac-YazYagmuru.mid">
Şiirlerle şarkılarla uyanmaktan söz ettin geçen gün. Ne güzel olurdu değil mi, her uyandığında bir çift gülümseyen gözü seni seyrederken bulmak. Her an bir şeyler bulabilirdin seni yaşama bağlayan, ellerine kadar mutluluk taşıyan eğer öyle olsaydı. Hep canlı bir şeyler bulabilirdin etrafında, yalnız kalmazdın. Sıkılmazdın, üzülmezdin, belki hiç ağlamazdın.

Gözlerini kapatıp bunları düşündüğünde bir iç çekiyorsun, "keşke" diyorsun belki. Ama bunlar gerçek değil hiçbir zaman. Çünkü bir şeyler var sürekli değişen. Hiçbir zaman dün gibi olamıyorsun. Ya bir adım ileride ya da bir adım geride buluyorsun kendini her sabah uyandığında. Aslında hep yeni şeyler arzuluyorsun. Birkaç yıl, birkaç ay belki birkaç gün önce seni mutlu eden şeyler, bir bakıyorsun ki acı veriyor artık. Anlam aramıyorsun çoğu zaman, bulamıyorsun istesende. Sonra ne yapıyorsun biliyor musun? Terkediyorsun herkes gibi, herşey gibi. Düşünmüyorsun o an hiçbir şeyi, acı verdiğini, sevdiğini ve herşeyden önemlisi sevildiğini. Aldırmıyorsun, "boşver" diyorsun. Bazen çok zaman geçse de sonunda unutuyorsun. Her bitişi yeni bir başlangıç kabul ediyorsun. Ama inan ki yanılıyorsun. Çünkü UNUTMAK DİYE BİR ŞEY YOK.

En zayıf anında buluyor seni yalnızlık. Yenik düşüyorsun kendine. Dostların sorduklarında "içimde bir şeyler var ama bilmiyorum" diyorsun. Ağlamak istiyorsun yalnızca. Sebebini, çaresini bulamıyorsun. Belki saatlerce ağlıyorsun. Yığılıp kalıyorsun yatağına, hiçbir şey yapmak istemiyorsun. İçindeki boşluktan kurtulmak yerine, daha da sarılıyorsun acılara.

Sonra zarar verdiğini düşünüyorsun sevdiklerine. Suçu hep sen kabulleniyorsun. Herşeyi bırakıyorsun. Elinden kayıp gidiyor sıkı sıkıya bağlı olduğun şeyler. Senin olan, yalnızca sana ait olan şeyler kayboluyor birer birer.

Yastığına sarılıp uykuyu bekliyorsun. Ama gelmiyor ona en çok ihtiyacın olduğu o anda. Sıcacık da olsa yatağın, üşüyorsun. Sarılmak istiyorsun düşlerinden kopup gidene.... Kesiliyor sonra gözyaşların, derin derin nefes alıyorsun sonrasında. Son bir gözyaşı döküyorsun yastığına. O gözyaşı kuruduğunda uyumuş oluyorsun çoktan.

Sonra sabah oluyor. Ya sokaktaki çocuklar ya da annen uyandırıyor seni. Gece yarısı yatağında ağladığını bilmiyorlar oysa. Sen de anlatmıyorsun zaten. Güneşin varsa eğer dışarıda, unutuyorsun hüzünlerini. Yağmurlar varsa eğer gökyüzünde, bir gün sonrasına kalıyor herşeyi unutmak. Ama sen de biliyorsun UNUTMAK DİYE BİR ŞEY YOK...
                                                       1 Mayıs'1997     16:40      BÜLENT KUĞU