<BGSOUND SRC="beethpath.mid">
        HAZAN GOLGES?
Bir yaprak
düstü terli, kizil topragin         üstüne. Ince, soluk bir yaprak...
         Mevsim Hazan'di. Ölümlerden ölüm begen dedi Tanri yapraga...
         Ve gülümse ölürken. Hepiniz hakediyorsunuz gülümsemeyi. Hepiniz hakediyorsunuz         ölümü...
         Genç kiz, yapragi o zaman gördü iste... Lanet olsun, yorgun yeryüzüne yaslanip         uyumak üzere düserken gülümsüyordu yaprak. Genç kiz da bakip gülümsedi ona.         Ölümü düsünüp gülümsedi hem de...
         Geçmisi animsadi sonra. Geçmiste insanlardan nefret ederdi. Aliskanlikti         onlarin sevgisi... Aliskanliklarini kutsayip onlara siki sikiya bagli         olabilecek kadar güçlüydü insanlar. Genç kiz ise nefret ederdi         aliskanliklardan...
         Tanidigi her yeni insan artiriyordu içindeki bu nefreti. Siz icinde s  harfi olan seylerden yalnizca aliskanligi severseniz zavalli, aptal         ademogullari; diyordu. Istes olan seylerden sadece aliskanligi        seversiniz.
         Ve sonra... Evet sonra bir karar aldi genç kiz. Insanlara yönelik nefretinin ona         zarar verecek boyutlara ulasmamasi için aldi bu karari. Ve yasayabilmek, yasarken         aglayabilmek için... Yasarken aglamak ölürken gülümsemekten daha iyi degil midir?        
         Birine -yalnizca birine- sevgiyle baglanacak ve insanlara yönelik genel nefretini bu         sevgide kaybedecekti. Ilkin bunu denemisti genç kiz. Bir umutla denemisti ve bir         askla. Hayaller kurmustu, belki de sonradan kirilsin diye o hayaller. Olympos         Dagg'nin doruguna çikmisti düslerinde. Kimbilir buradan -bu kutsanasi dagin         dorugundan- yeryüzünde gerçek sevgiyi hakeden kisiyi görürüm diye.
         Ama sonra... Evet sonra kirildi o hayaller. Ve törpülendi, giderek ters yüz oldu         sevgisi...
         Ardindan ikincisini denedi genç kiz. Bu kez çok insan taniyacak ve böylece o genel         nefreti tanidigi insanlarin kisiliginde ülestirerek yarasini saracakti. Ilik         ilik kanayan yarasini...
         Insanİn hayatİna yön veren çok özel anlarİn varligini kabul ederdi genç kiz,         oldum olasi. Bu anlar hem dostluk, hem de aik düzleminde çikardi karsiniza. O kisiye degil de bu kisiye asik olursunuz, onunla gelecege iliskin istikrarli planlar yaparsiniz. su halde hayatiniz üzerindeki kararlar?n azimsanmayacak bir kismini o kisinin tasarrufuna birakmissinizdir. Ya da, Benim yasamim yalnizca bir ki?inin üzerinde çizikler atacagi bos beyaz bir kagit degildir dersiniz ve sonsuz olasiliklar alaninda birden fazla kisinin hayatiniza girip çikacagi gerçegini kabul ederseniz. Fakat bu daha da fenadir ve siz bu fenaligin ayriminda bile olmazsiniz. Çünkü bu kez o yadsidiginiz beyaz kagida bir kisinin degil ama birçok kisinin çizik atmasina izin vermis olursunuz. Böylece kimileri öperek         kutsar o kagidi, kimiyse irzina geçer kagidinizin... Kimileri bahar kadar         sicak nefesini üfler oraya, kimiyse tükürür o kagida.
         Ve sonra... Evet sonra o kagitta bos yer kalmaz size. Koruyabileceginiz bir hayat kalmaz.
         Genç kizin da beyaz kagidinda bos yer kalmamisti. Lanet olsun, artik onun da         koruyabilecek bir hayati yoktu.
         Artik yasamak istemiyordu genç kiz. Ve ;Ölürken gülümsemek, ya?arken         aglamaktan iyidir; diyordu. Hepimiz hakediyoruz gülümsemeyi, hepimiz         hakediyoruz ölümü.
         Topraga düsme vakti gelmisti. Terli, kizil topraga...
         Ince, soluk bir yaprak gibi düsme vakti gelmisti.
         Mevsim Hazan'di... Ölümlerden ölüm begen dedi Tanri genç kiza.
         Ve gülümse ölürken. Hepiniz hakediyorsunuz gülümsemeyi. Hepiniz hakediyorsunuz         ölümü...

         (Bu yazi ölürken gülümseyebilecek kadar onurlu yasayan O kiza ithaf edilmistir.)

             isminiz       Kendi E-mail Adresiniz Alicinin E-mail adresi