Türk Cam Sanatı ve Beykoz İşleri
Cam ve uygarlık birbirine çok bağlı olmuştur. İnsanlık ilerledikçe cam daha önemli ve daha vazgeçilmez elemanlardan biri haline gelmiştir. Türklerin Anadolu'da cam sanayiinin gelişmesine büyük yardımları dokunmuştur. Bilhassa Artuklularla Selçuklular zamanında vücuda getirilen eserler kayda değerdir.
Osmanlı devrine gelince yerli iş gruplarında yüzyıllar boyunca yapılan çeşitli cam eşya maddi ihtiyaçları karşılamak hususunda Türk işçisinin zeka ve kabiliyeti ile ortaya koymuştur. Müzelerde ve özel koleksiyonlarda Osmanlı devrine ait pekçok eşya bulunmaktadır.
İstanbul, Türkiye Cam sanayiinin merkezi halinde bulunuyordu. İstanbul'da cam imaline en elverişli, ince ve beyaz renkte kum Yedikule'ye "yarım merhale" mesafede Kumboğazı'ndan çıkarılmakta idi. Hatta bu kum dışarıya da gönderiliyordu.
XIX. yüzyıl, Türk camcılığının, güzel eserler veren birkaç teşebbüs ve başarının vücut bulduğu son bir parıltı devridir. Bu devre Beykoz camlarının yapıldığı dönemdir. İstanbul'da çok orijinal ve mahalli karakterde cam eşya yapan atölyelerin meydana çıktığı görülür. Bunların ilki, Boğaziçi'nin Anadolu kıyısındaki Beykoz civarında bir Mevlevi dervişi olan Mehmet Dede tarafından kurulmuştur.
Beykoz işleri içinde görülen çeşitler şunlardır: Ayaklı ve ayaksız şekiller, kapaklı bardak, kandil, kapaklı kase, laledanlık, sürahi, çeşmi bülbül, karlık, gümüş kapaklı mantara, fincan ve tabağı, vb.
Topkapı Sarayı'nda ehl-i hiref denilen kırkbeş kadar sanat erbabı arasında camgeran denilen cam yapıcıları da bulunurdu. Bunların başında bulunanlara sercamger denilmekte idi. İstanbul Bostancı Ocağı'nın çeşitli kolları arasında yer alan 'camcılar ocağı' sarayın ve saraya bağlı bina ve tesislerin camlarını takmak vazifesi ile mükellefti.
Üçüncü Sultan Selim zamanında, Mehmet Dede isminde bir mevlevi, İtalya'da öğrenip gelerek burada açtığı bir destigahta cam ve billur mamulatından bir hayli sanat eserleri meydana getirmiştir. Bunlardan yaldızlı billur kaseler, sahanlar, bardaklar ve şişeler yapmıştır. Bunlara Beykoz namı vermiştir.
Beykoz'da kristal, cam ve opal camdan çeşitli eşya yapılmıştır. Bunların renk ve cinsleri az çok belli ise de çeşit ve şekilleri kesinlikle saptanabilmiş değildir. Beykozların renksiz saydam camdan ya da renksiz kristalden yapılmış olanlarının, renkli opal camlardan daha eski oldukları söylenir.
Kaynak: Türk Cam Sanatı ve Beykoz İşleri, Fuat Bayramoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları