MÜBAREK GÜN VE GECELER
Konular:
• Cuma Günü
• Ramazan ve
Kurban Bayramları
• Mevlid Kandili
• Regaib Gecesi
• Mirac Gecesi
• Berat Gecesi
• Kadir Gecesi
Cuma Günü
Cuma günü
müslümanlar için bir bayram günü demektir. Cuma namazı
cemaatle kılınır. Bu sebeple müslümanlar bir araya gelerek
birbirleri ile yakından tanışmak ve görüşmek imkânı
bulurlar. Her hafta müslümanların böyle bir araya gelmesi
aralarındaki dostluğu artırır, birlik ve beraberliği güçlendirir.
Cuma, önemli
olayların meydana geldiği çok hayırlı ve faziletli bir gündür.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
«Üzerine güneşin
doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür. Adem (a.s.) o gün
yaratılmış, o gün cennete konulmuş ve o gün cennetten çıkarılmıştır.»
(58)
«Cuma gününde bir
saat vardır ki, hangi mü'min o saatte Allah'tan bir dilekte
bulunursa Allah onun dileğini kabul eder.» (59)
Ramazan ve Kurban Bayramları
Yılda iki dini
bayramımız vardır:
1– Ramazan
bayramı.
2– Kurban
bayramı.
Bayram sevinç
günü demektir. Ramazan ayında oruç tutarak Allah'ın emrini
yerine getiren, Kurban Bayramında kurban keserek Allah yolunda
fedâkârlık gösteren, bayram namazlarını topluca kılan müslümanlar
görevlerini yapmış olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşarlar.
Bayramlarda anne,
baba ve büyükler ziyaret edilir, dargınlar barışır, hısım
ve akrabalar arasında karşılıklı hediyeleşmeler
dostlukları pekiştirir.
Bayramlarda mü'minler
birbirleri ile bayramlaşır, uzakta olanlara tebrikler gönderilerek
gönülleri alınır. Kabirler ziyaret edilerek ölüler için
dua edilir. Kur'an okunarak ve sadaka verilerek ruhları şad
edilir.
Bayramlar, Allah'ın
mü'min kullarına birer ziyafet günleridir. Bu günler, Allah'ın
rızasına uygun davranışlarla değerlendirilmelidir.
Mevlid Kandili
İnsanlığın
kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan
Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek
geceye "Mevlid Kandili" denir.
O'nun doğduğu çağda
dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık
almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç
ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale
gelmişti.
Sevgili
Peygamberimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünya aydınlandı,
tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. Eşitlik, adalet ve
kardeşlik geldi. O'na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu.
O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı
ve mübarek bir başlangıçtır.
Bu gece, müslümanlar
arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile
kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile
anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından
yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid
kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en
güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.
Peygamberimizin
doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek,
O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz
büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve
bağlılığının bir ifadesidir.
Bununla beraber,
O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize
örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman
O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.
Regaib Gecesi
Üç aylar diye
bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları manevi bakımdan diğer
aylardan daha üstün ve daha bereketlidir. Recep ayı gelince
Peygamberimiz şöyle dua ederdi:
«Allah'ım bize
Receb ve Şabanı mübarek eyle ve bizi Ramazana ulaştır.»
(60)
Recep ayının ilk
cuma gecesi "Regaib Gecesi" dir. Bu gece, Allah'ın
rahmet ve bağışlamasının bol olduğu, duaların kabul
edildiği mübarek bir gecedir. Peygamber Efendimiz şöyle
buyurmuştur:
«Beş gece vardır
ki, onlarda yapılan dualar geri çevrilmez (yâni kabul edilir).
Bunlar:
– Recebin ilk cuma
gecesi,
– Şabanın
onbeşinci gecesi,
– Cuma geceleri,
– Ramazan bayramı
gecesi,
– Kurban bayramı
gecesi'dir.» (61)
Mi'rac Gecesi
Allah,'ın dâveti
üzerine Sevgili Peygamberimiz bir gece Mekke'deki Mescid-i
Haramdan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmüş, oradan
Cebrâil ile birlikte bütün gökleri aşarak "Sidretül'münteha"
denilen makama yükselmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) buradan
daha ileriye gitmiş ve vasıtasız olarak Yüce Allah ile görüşmüştür.
Bu mukaddes yolculuğun
Mekke'den Kudüs'e kadar olan bölümüne İsra, Kudüs'ten
itibaren devam eden bölümüne de Mi'rac denir. Peygamberimiz,
beş vakit namazı ümmetine Mirac hediyesi olarak getirmiştir.
Mirac olayı
Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biridir. Hicretten bir
buçuk yıl önce Receb ayının 27. gecesinde meydana
gelmiştir.
Berat Gecesi
Şaban ayının
onbeşinci gecesi "Berat Gecesi"dir. Borçtan, suç ve
cezadan kurtulmak anlamını taşıyan Berat, günahlardan
kurtuluş gecesi demektir.
Bu gece yüce Allah'ın,
kendisine yönelip af dileyen mü'minleri bağışlayarak
kurtuluş beratı verdiği bir gecedir. Bu geceyi şuurlu bir
halde geçirerek dileklerimizi Allah'a sunmamızı isteyen
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
«Şaban ayının
onbeşinci gecesi olduğu zaman, o geceyi ibadetle geçirin,
gündüzünü de oruç tutunuz. Çünkü, Allah Teâlâ, o gece
güneş doğuncaya kadar, dünyaya rahmetle tecelli ederek şöyle
buyurur:
– Yok mudur bağışlanmak
isteyen, bağışlayayım?
– Yok mudur
rızık isteyen,rızıklandırayım?
– Yok mudur dert
ve musibete yakalanan, şifa vereyim?
– Daha ne gibi
dilekleri olan varsa istesinler vereyim.» (62)
Öyle ise Rabbimizin
müjdesine kulak vererek bizlere tanınan bu fırsatlardan
yararlanmalıyız.
Kadir Gecesi
Ramazan ayının 27.
gecesi "Kadir Gecesi"dir. İnsanlara dünyada ve
ahirette mutlu olmanın yollarını gösteren dinimizin kutsal
kitabı Kur'an-ı Kerim Peygamberimize Ramazan ayı içinde Kadir
Gecesinde inmeye başlamış, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e
peygamberlik görevi bu gecede verilmiş ve İslâm güneşi bu
gecede doğmuştur. İşte bu önemli olaylar Kadir Gecesine
büyük bir şeref vermiş, üstün bir değer
kazandırmıştır.
Kadir gecesinin bin
aydan daha haylırlı olduğu Kur'an-ı Kerim'de açıkça
bildirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz de bu gecenin fazileti
hakkında şöyle buyurmuştur:
«Kim ki, faziletine
inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesini
ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.» (63)
Kadir Gecesi biz
mü'minlere Allah Teâlanın büyük bir lütfu ve sonsuz
rahmetinin eseridir. Bu geceyi Allah rızası için namaz kılarak,
Kur'an okuyarak ve dûa ederek en iyi bir şekilde
değerlendirmeliyiz.
Hz. Aişe bir gün
Peygamberimize:
–«Ya
Rasûlellah: Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?»
diye sordu.
Peygamberimiz şöyle
buyurdu:
–«De ki: Ya Rab;
sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni afffet.» (64)
Sevgili
Peygamberimizin öğrettiği bu duayı, biz de Kadir Gecesinde
tekrar edelim.
Kandil gecelerini;
Allah rızası için namaz kılmak, Kur'an okumak, Peygamberimize
salât ve selâm okumak, günahlarımızın bağışlanması için
Allah'tan af dilemek, dünya ve ahirete ait dileklerimiz için
dua etmek ve yapacağımız yardımlarla yoksulları sevindirmek
suretiyle değerlendirmeliyiz.