Zeka Alanı Egzersizleri |
|
Sözel Zeka İki hafta boyunca bir
mizah dergisini elinizin altında bulundurun. Gün içerisinde söze dayalı komik
şeyleri bulabildiğiniz kadar bulup bir yere yazın. Çevrenizdekilerin yaptığı
nükteli kurnazca yorumlara kulak verin. Yazılı ya
da sözlü, resmi ya da samimi diyaloglarınızda geçen
kelime oyunlarını bulun. Kendinize her gün yeni bir şaka öğrenme hedefi koyun
ve bunu arkadaşlarınızla ve ailenizle paylaşın. Bu iki hafta boyunca kendi
"espri gücünüzü" nasıl geliştiribildiğinizi
izleyin. İçinde çapraz bulmacalar,
karışık sözcük oyunları, akrostişler ve benzeri oyunlar olan sözcük oyunları
kitabı alın. Haftanın her günü farklı bir sözcük oyunuyla ya
da bulmacasıyla uğraşın. Yapabildiğiniz kadar yalnız başınıza yapmaya
çalıştıktan sonra başkalarının müdahale etmesine izin verin. Kolaydan
başlayıp giderek daha karmaşık oyunları ya da
bulmacaları yapıp yapamadığınıza bakın. Sabahları işe gitmeden
önce bir sözlük alıp gözleriniz kapalı olarak rasgele bir sözcüğe işaret
edin. Sözcüğün okunuşunu ve anlamını öğrenin. Gün içinde ailenizle ya da iş arkadaşlarınızla konuşurken sözcüğü kullanmaya
çalışın. Onu kendi düşünme süreçlerinizde de kullanın. Onu kullanabileceğiniz
ilginç, değişik yollar bulmaya çalışın. Gün boyunca duyduğunuz
tüm deyimlerin bir listesini tutun. Sözcüklerin kelime anlamlarına doğrudan
bakıldığında çok komik olanlarını bile (örneğin etekleri zil çalmak, dilinde
tüy bitmek ve benzerleri gibi). Ayrıca çevrenizdekilerin konuşmalarında farkettiğiniz çift anlamlı ifadelerin listesini tutmaya
başlayın. Örneğin dilini ısırmak, keçileri kaçırmak ve benzeri gibi. Bu tür
şeylerin sözcük anlamlarını gözünüzün önünde canlandırmaya çalışın. İşte
"çevrenizdekilerin söyledikleri şeyleri nasıl söylediklerine"
dikkat edin ve kullandıkları sözcüklerin anlamıyla seslerinin tonunda, ritminde
ve yüksekliğinde bir uyuşmazlık olup olmadığını bulmaya çalışın.
Konuşmalarının tonu ya da ritmi değiştirildiğinde
sözcüklerinin anlamlarının nasıl değişebileceğini düşünün. Örneğin birinin
"Sana söyleyecek çok önemli bir haberim var" dediğini duyduğunuzda
o kişinin bunu çok monoton, heyecansız bir şekilde söylediğini düşünün. Ya da birinin diğerine gergin bir tonda rahatlamasını
söylemesini gözünüzün önüne getirin. Bir dostunuzdan, iş
arkadaşınızdan ya da başka birinden on farklı çok
ilginç konuyu on farklı karta yazmasını isteyin. Bunları ikiye katlayıp bantlayın. Gün içinde çeşitli zamanlarda, ara
verdiğinizde ya da arabanızla işten eve giderken
cebinizdeki bu kağıtlardan rasgele birini seçip bu konuda doğaçlama konuşun.
Bir çırpıda düşünüp karar vererek ve karşınızdaki kişinin ne dediğinizi
bilerek konuştuğunuzu düşünecekleri şekilde en az beş dakika konuşun. Mantıksal Matematiksel
Zeka Bir hafta boyunca işe
gelip giderken kaç farklı türde model bulabildiğinize bir bakın. Her gün
farklı bir küme üzerinde yoğunlaşın: örneğin bir gün dikkatinizi trafiğe
verin ve bir desen ya da model görüp görmediğinize
bakın. Bir sonraki gün doğal ve insan eliyle yaratılmıış
ortamlara odaklanın. Ne tür modeller görüyorsunuz? Belirli türdeki arabalarda
bulunan kişilerin belirli bir giyinme biçimi var mı? Ya
da saç stillerinde, giysilerinin renklerinde ya da
stillerinde baskın olan bir yön var mı? İnsanlar arasındaki ortak ya da zıt yönlere baktığınızda bir model görüyor musunuz?
Başka bir gün duyduğunuz sesler üzerinde yoğunlaşın: insanların konuşma
biçimleri olması (ya da olmaması), trafikte
duyduğunuz ses motifleri ya da çevrenizde
duyduğunuz diğer sesler. İşte geçirdiğiniz iki
hafta boyunca bulabildiğiniz her "tümevarımsal" ve
"tümdengelimsel" modeli kaydettiğiniz iki liste yapın. Tümevarımsal
modeller parçadan bütüne doğru giderler. Bu modeli az bir bilgiyle
genellemeler yapıldığını her görünüşünüzde farkedebilirsiniz
(çalışanlar arasında yapılan bir araştırmaya ya da
ankete göre yapılan yeni bir politika gibi). Tümdengelimsel modeller ise
bütünden parçalara göre giderler. Belirli davranışları, politikaları ve
işlemleri dikte ettiren birbirine bağlı değerlerde, inançlarda ve
düşüncelerde bu modeli görebilirsiniz. Bu iki haftanın sonunda listenizi
inceleyip çalışma ortamınızın tümevarımsal bir model mi yoksa tümdengelimsel
bir model mi oluşturduğuna karar verin. Boş bir kağıda iki
sütunlu bir tablo yapın. İlk sütuna "Düşünme Modelleri" ikinci
sütuna ise "Durumlar" adını verin. Birkaç gün boyunca normal günlük
çalışmalarınız sırasında kullandığınız farklı mantıksal düşünme modellerini
ve bu modelleri genelde hangi durumlarda kullandığınızı yazın; örneğin
"öncelikleri belirleme modeli", "sınıflandırma modeli",
"tahmin etme modeli", "sorun çözme modeli",
"seçenekleri gözden geçirme modeli" ve benzeri gibi. Birkaç gün süresince
yaşamınızın parçası olan farklı modelleri bulun ve not edin. Açık seçik
görülenleri, beklenilenleri ve olağandışı durumları yazın; örneğin telefon
kartınızı ya da kredi kartınızı kullanma, banka
hesaplarınızı yönetme gbi. Masanızdan lavaboya,
park yerine ya da fotokopi makinesine kaç adımda
gidiyorsunuz? Gün içinde işinizi yaparken kaç kere ara vermek zorunda
kalıyorsunuz? Kaç kişinin giydiği giysi aynı renkte? İnsanların birbirleriyle
konuşmalarında kaç kere aynı ya da benzer konuşma
tarzlarını duyuyorsunuz? Hafta boyunca bir sorunu
giderdiğinizde, zor bir işin üstesinden geldiğinizde ya
da beklenmedik bir başarı sağladığınızda bir an durup izlediğiniz adımları
not edin. Hafta sonunda listenize bakıp sorun çözme modelinizi özetleyip
özetleyemediğinize bir bakın. Şimdi süreç içindeki her bir adımı 1 ile 4
arasındaki bir sayıyla degerlendirin: 1, "çok
etkili", 2, "genellikle işe yarar", 3, "ödül kazandıracak
bir yöntem değildir ama çoğu durumda işime yarar", 4 ise "ciddi
şekilde yenilenmesi gerekiyor" anlamına gelir. Gün içinde birçok kez
normal gününüzün parcası olan garip ya da ilgi çekici şeylerle ilgili hesaplar, tahminler ve
ölçümler yapın. Örneğin bölümünüzün kaç yıllık bir iş tecrübesine sahip olduğunu
ya da iş yerinizdeki insanların kullandığı garajın
üç günde ne kadar kazandığını hesaplayın. Ofisinizde her gün kaç fincan kahve
tüketildiğini tahmin edin. Masanızın uzunluğunu ve genisliğini
kalemlerle, şeker paketleriyle ya da karış
hesabınızla ölçün. Bunu bir oyun haline getirin. Her gün
hesaplayabileceğiniz, tahmin edebileceğiniz ya da
ölçebileceğiniz yeni ve ilginç bir şeyler bulun. Görsel Zeka İşe giderken çevrenizde
sizi etkileyen görsel uyarıcılara dikkat edin; reklamlardaki göruntüler ve resimler, mimari modeller, şekiller ve
tasarımlar ve işe giderken sürekli gördüğünüz şekiller, tasarımlar gibi. Öğle yemeğinizi yerken
çevrenizdeki renklerin ve sizi nasıl etkilediklerinin daha çok farkına
varmaya çalışın; yediğiniz şeylerin renkleri, "yemek yediğiniz
yerde" gözüken renkler ve çevrenizdeki insanların elbiselerinde,
makyajlarında, mücevherlerinde, saçlarında ve benzeri seylerinde
gördüğünüz çeşitli renk kombinasyonları gibi. Arkadaşınızla konuşurken
onun söylediği şeyleri hayalinizde canlandırın; örneğin bir önceki gece
başlarına gelenler, size anlattıkları bir deneyimleri ya
da size betimlemeye çalıştıkları gördükleri herhangi şey. Onu zihin gözünüzle
görmeye calışın! Kendi kendinize not
yazdığınızda bunun yanına bir de görsel sembol çizin; örneğin eve giderken
bakkaldan almanız gereken bir şey, yarına hazırlanmak için bu gece yapmanız
gereken bir sey ya da
yapmanız gereken bir telefon görüşmesi gibi. Akşam eve giderken,
yaşadığınız alanı mümkün olduğunca eksiksiz olarak hayalinizde canlandırmaya
çalışın. Eve geldiğinizde kapıdan girip gözlerinizi kapayın ve yaşadığınız
alandaki "sezgilerinizi" denemek amacıyla evinizin tüm bölümlerinde
dikkatlice dolaşın. İçsel Zeka Gün içinde kızgınlık,
endişe, can sıkıntısı, sabırsızlık veya düşmanlık gibi duygular hissetmenize
neden olan herhangi bir şey olduğunda, durup sakin olmaya çalışın ve bu
duygulara sahip olan kendinizi dışarıdan gözlediğinizi varsayın. Onları
değiştirmeye çalışmayın, analiz edin ve değerlendirin. Sadece izleyin! Bu
duyguların nasıl geliştiğini izleyin! Günlük yaşantınız
içindeki farklı durumlarda kullandığınız değişik türlerdeki düşünme
modellerinin listesini çıkarın: örneğin sorun çözmeye dönük düşünme, yaratıcı
düşünme, "enine boyuna düşünme", hayal kurarak düşünme ve benzeri
gibi. Bir düşünme modelini listenize her kaydedişinizde bu modelle ilişkili
olan durumu ya da olayı da yazın. Günün sonunda
kaydettiğiniz her bir düşünme modelini değerlendirin ve bunları geliştirebileceğiniz
ya da kuvvetlendirebileceğiniz yollar olup
olmadığını araştırın. Bu alıştırmayı birkaç hafta sürdurün
ve düşünme modelinizde (ve düşünme modeliniz hakkındaki düşüncelerinizde) ne
tür değişiklikler olduğuna bakın. Kağıtlarınızı düzenlemek,
masanızın üzerini toparlamak, süpermarkette kasa
kuyruğunda beklemek gibi dikkat gerektirmeyen ya da
sıkıcı bir aktiviteyle uğraşırken dikkatinizi verme pratikleri yapın.
Çevrenizde ve kendinizde oluşan her şeyin farkında olmaya çalışın.
Düşündüğünüz şeye dikkatinizi verin. Fiziksel hareketlerinize dikkatinizi
verin. Hislerinizi ve duygularınızı izleyin. Seslerin, kokuların,
gördüklerinizin, tatların ve dokuların farkına varın. Kendinizi
"otomatik pilota almayı" kabul etmeyin. Bunu bir farkında olma oyununa
çevirin! Gün içinde kendizini bir yığın işin, gürültünün, yoğunluğun ve
kaosun içinde bulduğunuzda bir an durup birkaç derin nefes alın ve
"kendinize gelmeye" çalışın. Dikkatinizi bir süre nefes alıp
verişinizde yoğunlaştırın. Mümkün olduğunca kendinizi her şeyden soyutlayıp
dikkatinizin tümünü nefes alıp verişinizin ritmine bırakın. Bu süreç boyunca
çevrenizdeki akım içinde bir denge, sakinlik ve orta nokta bulup
bulamayacağınıza bakın. Bir toplantıda otururken,
iş arkadaşınızla sohbet ederken ya da mesleğinizle
ilgili bir şey okurken bu konudaki düşüncelerinizi daha yüksek düzeylere
çıkarmaya çalışın. İlkönce kendinize söyleşide, toplantıda ya da okuduğunuz şeyde hedeflenen konuların neler
olduğunu sorun. Daha sonra durumun çeşitli süreçlerini ve yönlerini
(hedeflenen konular›n d›ş›nda kalan şeyler) analiz
edin; örneğin insanlar nasıl ilişki kuruyor?, ne tür iletişim stratejileri
kullanıyorlar?, neler durumun "kuralları" gibi gözüküyor? vb. Son
olarak bu durumdan neler öğrendiğinizi ve bunu kendi yaşantınıza nasıl
uygulayabileceğinizi kendi kendinize sorun. Her akşam, gününüzün
nasıl olduğu konusunda kendi kendinizi sorgulamak için birkaç dakika ayırın. Aşağıdaki soruları yanıtlayın: * Günün en önemli olayları nelerdi ya
da hangileri gerçekten zihnimde yer etti? * Gün içinde yaşadığım duygulardan hatırlayabildiklerim
hangileri? * Bu güne bir şeyler ekleyebilseydim ya
da çıkarabilseydim bu ne olurdu? * Yakın bir arkadaşıma, akrabama ya
da önemli başka birine bir cümleyle günümü özetlemem gerekse ne derdim? * Bu günün bir film ya da roman
olduğunu düşünün. Adı ne olurdu? Hafta sonunda her gün için verdiğiniz yanıtları okuyun ve
kendinize aynı soruları sorun ama bu sefer soruları geçen hafta için
yanıtlayın. Sosyal Zeka Başka biriyle yaptığınız
söyleşinin sonunda "Seni doğru anladığımdan emin olmak için
konuştuklarımızı özetleyeyim" deyin. Sonra söyleşiyi özetleyip
karşınızdakinden hata varsa düzeltmesini isteyin. Konuştuğunuz kişiden
ayrıldıktan sonra daha iyi bir dinleyici olmak için söyleşide yapmış
olabileceğiniz en az üç şeyi listeleyin. İlerideki söyleşilerinizde bu
"dinleme stratejilerini" bilinçli olarak uygulayın. Sorun çözmeye yönelik bir
toplantıda otururken yaşadığınız çeşitli etkileşim modellerine dikkat edin. Şu
tür şeyleri izleyerek zihninizden bir takım notlar alın (mümkünse yazılı
notlar da olabilir): Kim, ne zaman konuşuyor? Çeşitli kişilerin aynı fikirde
olduklarını ya da olmadıklarını göstermek için
kullandıkları sözlü ya da sözsüz ipuçları nelerdir?
Kişiler "kendilerine atanmış roller" yerine ya
da onlara ek olarak ne tür roller üstleniyorlar (örneğin kim "şeytanın
avukatını" oynuyor?, kim "arabulucu"?, kim "ortamı
yumuşatıyor"? Fark ettiğiniz değişik görüş açıları nelerdir? (örneğin
kim taviz vermeye yatkın?, kim zaten kararını vermiş?, kimin kafası karışmış
ve aydınlatılmaya ihtiyacı var? ve benzeri). Toplantıdan sonra daha iyi bir
toplantı nasıl yapılabilirdi sorusuna vereceğiniz üç seçeneği listeleyin. İşte ara verdiğinizde ya da öğle yemeğinde tanımadığınız ya
da normalde konuşmadığınız insanların bulunduğu bir yere gidin. Bu yerde
"insanları izleme" alıştırmaları yapın. Çeşitli kişilerin neler
hissettiğini ya da sizin gözlemlerinize dayanarak
ne tür hikayeleri olduğunu tahmin etmeye çalışın. Giysilerinin size neler
söylediği ya da yürüyüşlerinden veya duruşlarından
neler sezinlediğiniz veya başka kişilerle ilişkilerine bakarak ne tür
insanlar olduklarını düşündüğünüz gibi konulara dikkat edin. Uygun bir fırsat
bulduğunuzda izlediğiniz biriyle kısa, havadan sudan bir konuşma yapmaya
çalışın ve sezgilerinizin doğru olup olmadığını denetleyin. Konuşmaya girmek
için şu tür ifadeler kullanabilirsiniz: "Kravatınızdaki desenler çok
hoş. Nereden aldınız?" ya da "Okuduğunuz
kitap hakkında çok şey duydum, herkesin söylediği kadar iyi mi?"
Konuşmanın nereye doğru gittiğini ve izlediğiniz insanlar hakkındaki
sezgilerinizin ne kadarının doğru olduğunu bulmaya çalışın. Bir TV show'u ya da filmi seyrederken ya da güzel bir roman okurken ana karakterlerin yerine
kendinizi koymaya çalışın. Hayata onların gözünden bakın ve özellikle aynı
görüşte olmadığınız konularda onların görüş açılarını yakalamaya çalışın.
Kendi bakış açınıza en yakın karakterlerle başlayın ve daha farklı olduğunuz
karakterlere doğru ilerleyin.Unutmayın, kendi inançlarınızı ya da değerlerinizi değistirmeye
çalışmıyorsunuz sadece onlarınkini tam olarak anlamaya çalışıyorsunuz! Parçası olduğunuz bir
takımla birlikte çalışırken listeleyebildiğiniz kadar "etkili takım
çalışması stratejilerini" listeleyin; örneğin herkesin kendi üstüne
düşeni yapması, uzlaşmaya istekli olma, birbirini cesaretlendiren ya da destekleyen bireyler, takımın hedeflerinin ve/veya
misyonunun kolay anlaşılabilir ve açık olması gibi. Takım çalışmasını daha
verimli hale getirebilecek stratejileri de listeleyin. Gelecek aylarda
takımla çalışmayı sürdürürken bu "iyileştirme stratejilerinden"
bazılarını farkettirmeden uygulayıp
uygulayamadığınıza bakın. Haftanın en az iki
gününde başka birisiyle konuşurken onun beğendiğiniz ya
da takdir ettiğiniz bir yönünü bulmaya çalışın ve bunu ona söyleyin. Örneğin
yeni giysisi ya da saçı hakkında yorum yapın;
toplantıda söylediği bir şeyi ne kadar beğendiğinizi ya
da gülüşünün sizi nasıl ferahlattığını söyleyin. İki yüzlü davranmayın. İyi
yönleri görmeyi "kötü yönleri" göz ardı etmeye çalışın. Bu tür
yorumların diğer insanları ve sizi nasıl etkilediğini dikkatlice izleyin. Bir arkadaşınızdan
(güvendiğiniz birinden) bitirdiğiniz bir iş, yazdığınız ya
da yarattığınız bir şey hakkındaki düşüncelerini dürüstlükle söylemesini
isteyin. Onlara en çok neyi beğendiklerini, neyin işlerine yarayacağını,
onların üzerindeki etkisini, daha çok nasıl geliştirilebileceğini, hangi
açılardan karışık olduğunu ya da açık olmadığını,
nerelerde sorularının olduğu ve hangi konularda sizinle farklı görüşe sahip
olduklarını sorun. Onlar fikirlerini söylerken bu yorumları sizin gelişmenize
yardımcı olacak eleştiriler olarak kabul etmeye çalışın. Herhangi bir şekilde
savunmaya geçmeye kalkmayın ya da moralinizi bozmayın. Vermeniz gereken tek karşılık
eleştirilerini biraz daha açıklamalarını istemek olmalıdır. Daha sonra kendi
kendinize şu soruları sorarak eleştirilerini değerlendirin: "Eleştiriler
neye yönelikti?", "Hangi noktaları kaçırmış gözüküyorlar?" Müzik Zekası Gün içinde yapabildiğiniz
kadar, seyrettiğiniz çeşitli programları (örneğin bir güldürü programını,
televizyon dizisini ya da bir detektif filmini)
hayal edin. Hayal ettiğiniz duruma uygun bir fon müziği düşünün; örneğin
endişe ya da merak uyandıran bir fon, marş, vals, acid rock, romantik ya da melodik bir müzik. Müziğin zihninizde çaldığını
hissedin! Masanızda oturuken işitme duyunuzun artırma-azaltma düğmesi
olduğunu ve onu isteğinize göre artırıp azaltabildiğinizi düşünün. Çok sessiz
olun ve çevrenizde olup biten her şeyi duymaya çalışın. Normal durumlarda
duymadığınız neleri duyuyorsunuz? İşitme duyunuzu daha fazla açıp odanın
dışından gelen sesleri de duymaya çalışın. Son olarak daha da açıp binanın
dışından gelen sesleri dinleyin. Başka biriyle yaptığınız
herhangi bir konuşmada sizin ve karşınızdakinin konuşmasının tonunu, ritmini
ve sesinizin yüksekliğini izleyin. Kendi konuşmanızın tonunu değiştirerek
konuşmanın havasını değiştirmeyi deneyin; örneğin heyecan, kızgınlık, sıkıntı
ve benzeri mesajları, söylediğiniz şeyleri değil onları söyleme şeklinizi
değiştirerek iletmeye çalışın.Değişik konuşma ritimlerinin konuştuğunuz
kişiyi nasıl etkilediğini gözlemleyin; örneğin hızlı, kesik kesik ya da daha yavaş
konuştuğunuzda ne olduğuna bakın. Kendinizi konuşan ya
da dinleyen olarak düşündüğünüzde sesinizin perdesinin nasıl etkilediğine
bakın. Herhangi bir iş gününüzde
o günün bir Broadway müzikali olduğunu düşünün. Gün
içinde çeşitli şeyler olurken kendinizin Rogers ve Hammerstein ya da Andrew Lloyd Weber olduğunu düşünün. Göreviniz popüler şarkıları olan
olayları vurgulayacak ya da etkisini güçlendirecek
şekilde hayali izleyici kitleniz için günün bu prodüksiyonuyla entegre etmek.
Bu özel "müzikli anlarda" bir an duraklayıp birkaç dakika kendi
kendinize şarkıyı mırıldanın ve durum içindeki pozisyonunuzun nasıl
değiştiğini gözlemleyin. Gün içinde bir sandalyede
otururken ya da koridorda yürürken çevreden gelen
titreşimlere kulak verin.Deprem ölçer aygıtı olduğunuzu varsayın. Kendi
içinizdeki "Richter ölçeğinize" bu titreşim
motiflerini kaydedebiliyor musunuz bir bakın. Yolda binanızın yanından geçmekte olan otobüslerin ya da
kamyonların gürültüsüne, radyosu bangır bangır
bağırarak geçen bir arabaya, yeni bina inşaatından gelen gürültülere, yolda
çalışma yapan işçilerin gürültüsüne kulak verin. Günlük çalışma
şartlarınıza uygun olarak, karşı karşıya kaldığınız sorunları daha etkili
çözebilmenizi sağlamak amacıyla ruh halinizi ya da
duyarlılığınızı etkileyecek değişik türlerdeki müzikleri dinlemeyi deneyin.
Örneğin kendinizi çok stresli ya da gergin
hissediyorsunuz. Hangi müzik sizin sakinleşmenizi ve rahatlamanızı
sağlayabilir? O müziği koyun ve kendinizi müziğin sihirli notalarına bırakın.
Ya da kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsunuz.
Hangi müziğin sizi toparlayacağını ve enerji vereceğini düşünüyorsunuz? Onu
dinleyin ve ruh halinizi gerçekten değiştirip değiştirmediğini görün. Doğaya Dönük Zeka Doğal dünyada bir yere,
tercihen tanımadığınız bir yere gidin. İnsan eliyle yaratılmış dünyadan
gidebildiğiniz kadar uzağa gidin. Kendinizi "tamamen" bu yerde
hissetmeye çalışarak bir süre geçirin. Çevrenize bakının. Manzaranın tümünü
görmeye çalışın. Hemen dikkatinizi çeken şey nedir? Renkler, sesler, kokular,
dokular, şekiller ve tatlar da içinde olmak üzere kaç farklı doğaya ait
nesneyi ayırt edebileceğinizi deneyin. Yakınınızdaki bir
hayvanat bahçesine, hayvan hastanesine ya da sirke
gidin. Çeşitli hayvanların hangi kategorilerde gruplandığına bakın (örneğin
goriller, kediler, vb). Bu hayvan bölümlerinden bir kaçına girip alt
kategorilere ayrılıp ayrılmadığına bakın. Bazı hayvanları gruplandırmanız
gerekse (aynı kafeste olmaları şart değil) hangilerini bir araya koyardınız?
Bu alt kategorileri belirledikten sonra onlara bir ad verin: biraz komik,
ilginç ve sizin gruplandırma görüşünüze göre anlamlı olabilecek bir ad
(profesyonel bir etimoloji uzmanının sizinle aynı görüşte olup olamayacağını
merak etmeyin). Şimdi bu adımları bir botanik bahçesinde ya
da benzer bir yerde bir kez daha yapın. Bulunduğunuz toplulukta ya da kendi evinizde bir "bitki yetiştirme
projesine" katılın (ağaç dikme, çiçek ya da
çim ekme gibi). Önce başarılı bir dikim/ekim için gerekli olan tüm yazılı
veya sözlü yönergeleri izleyerek dikiminizi/ekiminizi yapın. Her 4 - 5 günde
bir "dikim/ekim yaptığınız yeri" ziyaret edin. Gözlediğiniz
değişiklikleri ve diktiğiniz şey hakkındaki duygularınızı yazabileceğiniz bir
"ekim/dikim gazetesine"ne başlayın.
Diktiğiniz her neyse toprağın üstünde ilk kez kendisini gösterdiğinde filizlenmeden
önceki ve sonraki farkları da belirterek hissettiğiniz duyguları not edin. Kendinize bir hayvanla
zaman geçirecek bir ortam ayarlayın: evdeki bir evcil hayvan olabilir,
hayvanat bahçesine gidebilirsiniz, ya da çeşitli
hayvan türlerini bulabileceğiniz doğal ortamlar bulabilirsiniz. Belirli
hayvanları dikkatlice gözleyin. Bu "dost yaratıkları" iyice
tanımaya çalışın. Ne tür alışkanlıklar farekdiyorsunuz?
Ne tür tuhaf davranışlar ilginizi çekiyor? Onlara karşı hissettikleriniz
neler? Şimdi, bu yaratıkların insana özgü özellikleri olduğunu düşünün: Neler
düşünüyorlar? Neler istiyorlar? Onlardan herhangi biriyle konuşabilseydiniz
neler konuşmak isterdiniz? Doğa yürüyüşüne çıkın ve
çevrenizdeki doğal ortamın etkisi üzerinde düşüncülerinizi yoğunlaştırın:
duygularınız, düşünceleriniz, hisleriniz, ruhsal algılamanız ve benzeri gibi.
Sizde neler uyanıyor? Yürürken sık sık durup daha
fazlasını hissedip hissedemediğinize bir bakın. Kendi kendinize
"kaçırdığım bir şey var mı?" diye sorun. Bunu bir algılama oyununa
çevirin. Beyin-zihin-beden sisteminizin ne kadarında ve hangi düzeylerinde bu
ortamı hissedebildiğinize bir bakın! Kinestetik Zeka Gün içinde çeşitli
zamanlarda durup çevrenizde meydana gelen değişikliklere bağlı olarak
vücudunuzdan aldığınız "tepkilere" odaklanın; örneğin stresli ya da kaygı uyandıran bir şeye karşı vücudunuzun tepkisi
ne oluyor? Hoşnut olduğunuz bir durumda ya da
belirsizlik zamanlarında nasıl davranıyor? Bir şey yediğiniz durumda ne
hissediyor ve benzerleri. İşe yürüyerek giderken
(örneğin otobüsten ya da arabanızdan inip işe
giderken) çeşitli yürüme türlerini deneyin. Örneğin yavaş, düşünceli bir
yürüyüş; canlı, enerji dolu ve kararlı bir yürüyüş; sekerek, neşeli bir
yürüyüş ve benzeri. Farklı türlerdeki bu yürüyüşlerin ruh halinizi nasıl
etkilediğine dikkat edin. Diğer insanlarla
konuşurken "beden dillerine" dikkat edin. Duruşlarına, el kol
hareketlerine ve yüz ifadelerine bakın. Bunlar söylediklerine ne tür şeyler
ekliyor? Diğer kişilerle iletişiminizi geliştirmek için kendi duruş
stillerinizi, el kol hareketlerinizi, yüz ifadelerinizi ve diğer "vücut
dillerini" bilinçli olarak değiştirerek denemeler yapın. Haftada iki kez günlük
yaşantınızda genellikle düşünmeden sürekli kullandığınız elinizle yaptığınız
değişik aktiviteleri diğer elinizle yapmayı deneyin: sabahları dişlerinizi
fırçalamak, saçınızı taramak, yemek yemek, kendi
kendinize not yazmak, kapıyı açmak ve benzeri. Sadece onun farkına varıp daha
çok kullanarak işlevselliğini ne kadar geliştirebileceğinizi görüyorsunuz değil
mi? En az günde bir kez her
zaman farkında olmadan gerçekleştirdiğiniz bedensel bir haraketi
(sandalyeden kalkmak ya da fotokopi makinesine
yürümek gibi) yapmadan önce durup hareketi yapmak için izlediğiniz adımları
teker teker düşünün. Daha sonra onu nasıl
gerçekleştirdiğinize dikkat ederek yapın. Daha önce düşünürken farketmediğiniz ne tür şeyler yapıyorsunuz? "Önceden
düşündüklerinizle" "gerçekte yaptıklarınızın" daha yakın olup
olamayacağını görmek için yeniden deneyin. Gün boyunca kağıtlarınızı
düzenlemek ya da sıralamak, e-postalarınızı okumak,
ofisinizi ya da evinizi toplamak ve benzeri rutin
işleri yaparken DURUN ve vücudunuzun yaptığınız işin farkında olmasını
sağlamayı deneyin; örneğin işi yaparken ayaklarınızda neler hissediyorsunuz?
Sonra, bu 'ayaklarınızın farkında olması durumunu' muhafaza ederek yaptığınız
işi sürdürün. Daha sonra tekrar DURUN. Ellerinizde neler hissediyorsunuz?
Daha sonra hem "ayaklarınızın farkında olması durumunu" hem de
"ellerinizin farkında olması durumunu" koruyarak işinize devam
edin. İşinizi yapmayı sürdürüp başka bir farkında olma durumu (örneğin
sırtınızın, bacaklarınızın, boynunuzun ve benzeri gibi) eklemek için durarak
vücudunuzun yaptığınız işin nasıl bir parçası olduğunu hissetmeye çalışın. |