SEZENAKSU'88

Sarışınım
Geçer
Sultan suleyman
El gibi
Unut
Oldu mu şimdi
Kavaklar
Bir çocuk sevdim
Hasret
Bir kuş uçur
Hayır
Seni istiyorum
SARIŞINIM

Bir eda bir çalım aldın başını gittin
Ne kadar mahzun bir şeyi terkettin
Avunurken olur olmaz aşklarla
Seni hem sevdim hem senden nefret ettim
Ne sen unuttun ne ben unuttum
Aldatma kendini gel
Yanıyor içim eriyor içim
Eskisinden de beter
Gel gel sarışınım gel
Gel sana alışığım gel
Gel gel gün ışığım gel
Gel çok karışığım gel
Bir ateş ki alev alev yanar içimde
Saçının kokusu kaldı ellerimde
Yatağımda deli gibi döner dururum
Dolaşır sanki hayalin hala tenimde
 

GEÇER

Hep aynı hikaye gönlüm düşünce aşka
Her ayrılık aynı yalnız kişiler başka
Hep aynı yalnızlık aynı tanıdık telaş
Hep aynı her şey aynı sanki birbirine eş
Geçer geçer daha öncekiler gibi
Buda geçer neler neler geçmedi ki
Yine düşer deli divane gönlüm aşka...aşka...
Aşka vurgunum ben
Hep aynı heyecan aynı çocuksu hayal
Ben böyle biraz deli sende biran öyle kal
Nasıl olsa geçer...
 

SULTAN SULEYMAN

Kaç sene oldu zaman durdu
Deniz öyle hep aynı dünya bilinmez
Tas duvar ayrı kaldı
Ümit öylece kaldı da
Ümide beni söyle kimaldı
Kaç devir geldi kaç nesil geçti
Yürek öyle sevdalı yollar kavuşmaz
Hasretin ne tadı kaldı
Sabır öylece kaldı da
Sabredeni söyle kim aldı
Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
Dünya ne sana ne de bana kalmaz
Sultan Süleyman’a kalmadı
Böyle hiç bir kitap yazmaz
Kaç çiçek soldu hani bu sondu
Hani bir sarı fırtına koptu zamansız
Hani bir acı yel savurdu yürekler
Son defa vurdu
 

EL GİBİ

Ne bir ses nede haber gelmiyor artık senden
Öylece kala kaldım da deli hasretinle ben
Bir yabancı selamı ile hüzünlere daldım
Kendi ellerimle ben Beni kederlere saldım
Sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden
Yani değişmedim hala öyle biraz çocuk kaldım
Yok öyle el gibi durma gül biraz
Sana gülmeler yaraşır
Yok öyle güz gibi soğuk olma
Güz ayrılık taşır
 

UNUT

Kolay olmayacak elbet üzüleceğim
Mutlaka bir iz bırakacak
Belki de çocuk gibi sana küseceğim
Seneler sonra utanarak
Dokunup birer birer sevdiğin eşyalara
Hatta belki ağlayacağım
Acı çektiğim doğru ama sen bana bakma
Ne olursa olsun seni unutacağım
Seni sevdiğimi unut sevişmelerimiz yalan
Unut beni de her yalan gibi unut
O sevgiler ki yoktular onlar ümitlerimizdi
Ne ümitler yaşlandı gel zaman git zaman
Ayrıldığımızı unut yalnızlıklar zaten yalan
Unut beni de her yalan gibi unut
 

OLDU MU ŞİMDİ

Gel haydi yine bir daha dene
Belki olur bu son deneme
Hiç düşündün mu ne zor anlatmak
Kendini yeni birisine
Dur öyle hemen yok olmaz deme
Biran olsun düşün yeniden
Vay bu ne öfke nedir acelen
Ayrılmak için bu telaş ne
Her zaman böyle delisin
Hep öfkene yenilirsin
Her zaman bir neden bulur
Ya kendini ya beni uzersin
Oldu mu simdi oldu mu ya
Anlamak istemiyorsun ne demek istedigimi
Oldu mu simdi oldu mu ya
inan ki benden farklI degil yeni bir sevgili

KAVAKLAR

Ah kavaklar ah kavaklar
Bedenim usur yuregim sIzlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki hala
Hala durmadan kanar
Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar
 

BİR ÇOCUK SEVDİM

Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen bir an gülümsedi çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu
O ise bir bakışta beni örtülerimden
Yalnızca yalnızca duygularıyla soydu
Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte gün be gün
Butun hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti
 

HASRET

Ter dokuyor dört duvar ter
Bense beklerim bir gün mutlaka
Ters dönecek anahtarlar bir gün elbet
Çıkacaksın ışığa
Sen aydınlığa ben sana hasret
Gel eritir demirleri bendeki ateş
Bir gün açılır açılmaz sandığın kapılar
Vurunca güneş...
Bir karanlık daha erişti güne
Saat neredeyse beş
Sen Aydınlığa ben sana hasret
Gel eritir demirleri bendeki ateş
gün bizim güneş bizim göğsümüzde ateş bizim
El ele olduğumuz o gün gülmek bizim
Dün bizim yarın bizim yana yana sevmek bizim
Hasrete vurduğumuz göz göz yürek bizim
Süsledim gelin misali gençliğimi
Sandığıma kaldırdım
Sensiz gecen yılları sildirdim sana
Yeni zaman aldırdım...
 

BİR KUŞ UÇUR

Hep karanlık hep karanlık
Yeter artık yeter
Bir avuç kar beyazı
Bir adım yol bana
Bir nefes ver bir fısılda
Dağlar duvar olsa önüme
Yollar kördüğüm düğümlense
Dönmem gözümü dağlasalar
İpe götürseler bir kuş uçur yeter
Bir küçük pencere
Bir aydınlık bana
 

HAYIR

Dün gece biraz kızgın biraz sinirliydin
Mutlaka bir şeylere sıkılmıştı canın
Yoksa sen ölsen bile asla bana öyle
Hiç bir zaman ‘sevmedim seni' diyemezdin
Evet hatta biraz fazla sinirliydin
Belki de ben hata yaptım farkında olmadan
Mutlaka islerin falan yolunda değildi
Yoksa Hiç böyle sakalar yapar mıydın sen
Hayır hayır yalan sende beni sevdin inkar etme
Hayır olmaz bu yalnızca bir anlık öfke
Öfkeli olmasan asla bağırmazdın öyle
'Ne olur anla artık bitti’ diye
'Başkası var artık’ diye yalan söyledin
Sanki inanırmışım gibi böyle şeye
 

SENİ İSTİYORUM

Dun butun gece seni düşündüm yanarak
Biran geldi ki zannettim kalbim duracak
Ellerim tutuştu hasreti okşayarak
Nasıl istedim istedim deliler gibi
Sayıkladım hep sıcak sıcak nefesini
Gel ne olursun gel son defa sev beni
Gel...Sarıl bana sarıl seni istiyorum
Gel...Neden bilmem özlüyorum ellerini ver
Yok...Yalan degil artık inkar etmiyorum yeter
Hatta belki seviyorum istiyorsan eğer
Bu gece gel yarın istersen yine git
Hatta unut ne varsa verdiğim al götür öyle git
Eve kokun siner duvarlara sesin
Hatta unut sen dün gece nerdeydin kimle seviştin

Ana Sayfa