SARIŞINIM Bir eda
bir çalım aldın başını gittin
Ne kadar mahzun bir şeyi terkettin
Avunurken olur olmaz aşklarla
Seni hem sevdim hem senden nefret
ettim
Ne sen unuttun ne ben unuttum
Aldatma kendini gel
Yanıyor içim eriyor içim
Eskisinden de beter
Gel gel sarışınım gel
Gel sana alışığım gel
Gel gel gün ışığım gel
Gel çok karışığım gel
Bir ateş ki alev alev yanar içimde
Saçının kokusu kaldı ellerimde
Yatağımda deli gibi döner dururum
Dolaşır sanki hayalin hala tenimde
GEÇER
Hep aynı hikaye gönlüm düşünce
aşka
Her ayrılık aynı yalnız kişiler
başka
Hep aynı yalnızlık aynı tanıdık
telaş
Hep aynı her şey aynı sanki
birbirine eş
Geçer geçer daha öncekiler gibi
Buda geçer neler neler geçmedi ki
Yine düşer deli divane gönlüm
aşka...aşka...
Aşka vurgunum ben
Hep aynı heyecan aynı çocuksu
hayal
Ben böyle biraz deli sende biran
öyle kal
Nasıl olsa geçer...
SULTAN SULEYMAN
Kaç sene oldu zaman durdu
Deniz öyle hep aynı dünya bilinmez
Tas duvar ayrı kaldı
Ümit öylece kaldı da
Ümide beni söyle kimaldı
Kaç devir geldi kaç nesil geçti
Yürek öyle sevdalı yollar
kavuşmaz
Hasretin ne tadı kaldı
Sabır öylece kaldı da
Sabredeni söyle kim aldı
Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
Dünya ne sana ne de bana kalmaz
Sultan Süleyman’a kalmadı
Böyle hiç bir kitap yazmaz
Kaç çiçek soldu hani bu sondu
Hani bir sarı fırtına koptu
zamansız
Hani bir acı yel savurdu yürekler
Son defa vurdu
EL GİBİ
Ne bir ses nede haber gelmiyor artık
senden
Öylece kala kaldım da deli
hasretinle ben
Bir yabancı selamı ile hüzünlere
daldım
Kendi ellerimle ben Beni kederlere
saldım
Sonunda bir oyuncak kara sevda aldım
senden
Yani değişmedim hala öyle biraz
çocuk kaldım
Yok öyle el gibi durma gül biraz
Sana gülmeler yaraşır
Yok öyle güz gibi soğuk olma
Güz ayrılık taşır
UNUT
Kolay olmayacak elbet üzüleceğim
Mutlaka bir iz bırakacak
Belki de çocuk gibi sana küseceğim
Seneler sonra utanarak
Dokunup birer birer sevdiğin
eşyalara
Hatta belki ağlayacağım
Acı çektiğim doğru ama sen bana
bakma
Ne olursa olsun seni unutacağım
Seni sevdiğimi unut sevişmelerimiz
yalan
Unut beni de her yalan gibi unut
O sevgiler ki yoktular onlar
ümitlerimizdi
Ne ümitler yaşlandı gel zaman git
zaman
Ayrıldığımızı unut
yalnızlıklar zaten yalan
Unut beni de her yalan gibi unut
OLDU MU ŞİMDİ
Gel haydi yine bir daha dene
Belki olur bu son deneme
Hiç düşündün mu ne zor anlatmak
Kendini yeni birisine
Dur öyle hemen yok olmaz deme
Biran olsun düşün yeniden
Vay bu ne öfke nedir acelen
Ayrılmak için bu telaş ne
Her zaman böyle delisin
Hep öfkene yenilirsin
Her zaman bir neden bulur
Ya kendini ya beni uzersin
Oldu mu simdi oldu mu ya
Anlamak istemiyorsun ne demek
istedigimi
Oldu mu simdi oldu mu ya
inan ki benden farklI degil yeni bir
sevgili |
KAVAKLAR Ah
kavaklar ah kavaklar
Bedenim usur yuregim sIzlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki hala
Hala durmadan kanar
Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar
BİR ÇOCUK SEVDİM
Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen bir an gülümsedi
çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu
O ise bir bakışta beni
örtülerimden
Yalnızca yalnızca duygularıyla
soydu
Ben böyle yürek görmedim böyle
sevgi
Şimdi çocuk büyümekte gün be
gün
Butun hüzünleri okşadı birer
birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz
küskün
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz
üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü
geçti
HASRET
Ter dokuyor dört duvar ter
Bense beklerim bir gün mutlaka
Ters dönecek anahtarlar bir gün
elbet
Çıkacaksın ışığa
Sen aydınlığa ben sana hasret
Gel eritir demirleri bendeki ateş
Bir gün açılır açılmaz
sandığın kapılar
Vurunca güneş...
Bir karanlık daha erişti güne
Saat neredeyse beş
Sen Aydınlığa ben sana hasret
Gel eritir demirleri bendeki ateş
gün bizim güneş bizim
göğsümüzde ateş bizim
El ele olduğumuz o gün gülmek
bizim
Dün bizim yarın bizim yana yana
sevmek bizim
Hasrete vurduğumuz göz göz yürek
bizim
Süsledim gelin misali gençliğimi
Sandığıma kaldırdım
Sensiz gecen yılları sildirdim sana
Yeni zaman aldırdım...
BİR KUŞ UÇUR
Hep karanlık hep karanlık
Yeter artık yeter
Bir avuç kar beyazı
Bir adım yol bana
Bir nefes ver bir fısılda
Dağlar duvar olsa önüme
Yollar kördüğüm düğümlense
Dönmem gözümü dağlasalar
İpe götürseler bir kuş uçur
yeter
Bir küçük pencere
Bir aydınlık bana
HAYIR
Dün gece biraz kızgın biraz
sinirliydin
Mutlaka bir şeylere sıkılmıştı
canın
Yoksa sen ölsen bile asla bana öyle
Hiç bir zaman ‘sevmedim seni'
diyemezdin
Evet hatta biraz fazla sinirliydin
Belki de ben hata yaptım farkında
olmadan
Mutlaka islerin falan yolunda
değildi
Yoksa Hiç böyle sakalar yapar
mıydın sen
Hayır hayır yalan sende beni sevdin
inkar etme
Hayır olmaz bu yalnızca bir anlık
öfke
Öfkeli olmasan asla bağırmazdın
öyle
'Ne olur anla artık bitti’ diye
'Başkası var artık’ diye yalan
söyledin
Sanki inanırmışım gibi böyle
şeye
SENİ İSTİYORUM
Dun butun gece seni düşündüm yanarak
Biran geldi ki zannettim kalbim
duracak
Ellerim tutuştu hasreti okşayarak
Nasıl istedim istedim deliler gibi
Sayıkladım hep sıcak sıcak
nefesini
Gel ne olursun gel son defa sev beni
Gel...Sarıl bana sarıl seni
istiyorum
Gel...Neden bilmem özlüyorum
ellerini ver
Yok...Yalan degil artık inkar
etmiyorum yeter
Hatta belki seviyorum istiyorsan
eğer
Bu gece gel yarın istersen yine git
Hatta unut ne varsa verdiğim al
götür öyle git
Eve kokun siner duvarlara sesin
Hatta unut sen dün gece nerdeydin
kimle seviştin |