hacıalinin insan hakları sayfası                                            güzel insan akın birdal için

Düşünce mahkumları

hacıaliözhan

Hasan Celal Güzel'in cezaevinde olmasına neden olan TCK'nın 312/2 maddesi; bu maddenin düşünceyi yasaklayan özelliğini açık olarak göstermiştir. Üzerinde çok tartışılan bu madde, biz hukukçular arasında da farklı görüşler ve uygulamaya neden olarak adalet duygusunu derinden zedelemektedir.

Burada madde üzerinde soyut bir tartışma yapmaktan öteye, sayın Güzel'in davasından alıntı yapılarak madde uygulaması örneklenecektir. Hasan Celal Güzel'in Eylül 1997 tarihinde Kayseri'de, 'Türkiye demokrasinin neresinde?' isimli bir konferansta yaptığı konuşma üzerine, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dava. açılmıştır.

Savcılık; iddianamesinde suçlama gerekçesi olarak aynen şöyle diyor:

“ ...sanık, konuşmasının başlangıcından itibaren ordunun içinden bir gru bun irtica tehdidini bahane ederek milletin dini, imanı üzerine baskı yaptığını, iktidarın da cuntacılar olarak adlandırdığı bu gruptan aldığı kuvvetle imam Hatip okullarını, Kur'an kurslarını kapattığını, milletin başörtüsünü açtığını, ezanını susturduğunu, bugün itibariyle Diyanet Işle-ri'nin yazılı izni olmadan cami yaptıramaz duruma düştüklerini, vakıf açmak için de MGK Genel Sekreterliği'nden izin alınması gerekliğini, dolayısıyla milletin din ve inançlarına baskı yapıldığını ileri sürmüştür. Hafızlığın kurutulmak istendiği, milletin hafızasına nakşetmiş ayetlerin silinmek istendiği, yasayla getirilen 12 yaş sınırlaması nedeniyle Kur'an-ı Kerim'in öğrenilmesinin engellendiğini beyan etmiş, örnek vererek laik biriyle bir sohbet ettiğini, 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası ile başları açılan kız öğrencilerin okula gitmeyeceğini bildirdiğinde laik düşüncedeki kişinin başları örtük okuyacaklarına hiç okumasınlar dediğini... Sanık konuşmalarında bu faaliyet ve düzenlemeleri din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanması; dine baskı olarak değerlendirip açıklamalarda bulunmuş, 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle meydana gelen gösterileri önlemeye yönelik tedbirleri de dine karşı faaliyetler olarak değerlendirip, Hacı Bayram Veli Hazretleri Camiinde ezan okutulmadığı ve sabah namazının kıldırılmadığını beyan ederek dinin kısıtlanmasına örnek olarak vermiştir. Sanık, bu düzenlemelerin ve kısıtlamaların ordunun bir kesiminin desteğiyle hükümet 'tarafından yapıldığını açıklamak suretiyle laik düzenlemeleri yapanlar ve bunlara destek veren kesim dine karşı gösterilmiş, çağdışı yobaz olarak nitelendirilerek halk, laik-Müslüman ayrımına 'tabi tutulmuş, Müslüman olarak belirttiği kişilerin yapılan düzenlemelere karşı eylemlerde bulunmasını isteyerek halkı din farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmiştir. Sanığın TCK'nın 312/2 maddesince cezalandırılması......” kamu adına iddia olunmuştur.

DGM, mahkumiyet Tcararıno gerekçe olarak şöyle demektedir: Aynen: "......Sanık Hasan Celal Güzel'in yaptığı konuşma değerlendirildiğinde; MGK tavsiyesiyle hükümet tarafından yürürlüğe konan birtakım idari ve yasal düzenlemeleri ortaya koyarak irticai faaliyetlere karşı alınan bu tedbirlerin 'onlar' şeklinde sözettiği, yapısı icabı sivil ve askeri üyelerden kurulu anayasal kurum olan Güvenlik Kurulu bünyesindeki silahlı kuvvetler ve hükümeti hedef almak suretiyle türban, sekiz yıllık eğitim ve imam Hatip okullarını konferansında işleyerek Hacı Bayram Camii'nde sabah ezanının susturulduğunu, namazın kıldırılmadığı, yapılan bu uygulamalarda insanların inançlarının hiçe sayılarak inanmayanlar tarafından uygulamalar getirildiği ve böylece bu uygulamalar neticesinde inanan kız öğrencilerin dahi okullara gidemeyeceği ve cahil kalacakları, imam Hatip okullarının kapatılması sonucunda vaizliğin de sona ereceği, dışarıda kıyafet nedeniyle insanların dini inançları ile oynandıgı bövle uygulamaların Müslüman dini dışında inancı olanlara söylenen "gâvur" tabirini kullanabilecek kadar ileri giderek, uygulamaları ortaya koyanları Müslümanlığın dışında kişiler olarak değerlendirilip, uygulayanlara karşı fiili hareket ortaya koyarak inananlardan ayırmak sureliyle halkı din farklılığı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik erliği kanaatine varan mahkememiz,. sanığın TCK'nın 3 l 2/2 gereğince cezalandırılmasına karar vermiştir.

Yargıtay, DGM'nin mahkumiyet kararını doğru kabul ederek onaylamıştır. Yargıtay'ın onaylama gerekçesinde de söyle denmektedir. Aynen: '...Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi bir şairin deyimiyle 'kesindinsiz' olarak niteleyip laikliği korumak amacıyla alinan önlemleri, Kuran kursları ve imam Hatiplerin kapatılması olarak değerlendirerek ve Ankara'nın Sincan ilçesinde yapılmış olan ve Kudüs gecesi olarak bilinen toplantı ile bu toplantı sonrası TSK'ya bağlı bazı tank birliklerinin intikal işlemini ilişkilendirip, devletin irticai faaliyetlerin önlenmesi için yaptığı yasal düzenlemeleri ve Diyanet işler Başkanlığı'nın kamuoyuna' açıklanan belirlenecek merkezi camilerde ezanın hoparlörle, diğerlerinde ise sesi güzel vaizler tarafından minareye çıkılarak ve hoparlörsüz okunması şeklinde uygulama düşüncesini, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve devleti idare edenlerin islâm dinine ve ezana karşı bir saldırısı olarak vasıflandırdığı ve halkın masum din duygularını alet ederek onları yönetenlere ve orduya karşı alenen ve açıkça tahrik ettiği ve bu şekildeki eylemleri TCK'nın 312/2 fıkrasında tanımı yapılan suç tipine uyar nitlikle olduğu...” neden gösterilerek DGM kararı onaylanmıştır:

Yargıtay'ın onama kararıyla, yargılama kesinleşmiş ve tartışma şeklen bitirilmiştir. Karar gereği suç işleyen Hasan Celal Güzel cezasını çekmek üzere Ayaş Kapalı Cezaevi'ne konulmuştur.

Yukarıda sunulan savcı, mahkeme ve Yargıtay'ın gerekçelerini,'.312. maddeyi savunanlara sunarım. Hasan Celal Güzel hakkındaki mahkumiyet kararını asıl hakem olan millet nasıl değerlendirecektir?

Açık, anlaşılır olmayan 312. madde; nasıl konuşursam suç olur tereddutu yanında, beğenilmeyen görüşle rin, resmi ideolojiye aykırı düşüncelerin cezalandırılmasına neden olacak hukuk devleti ve demokratik toplumun özünü zede!eyici içeriktedjr.

Bir maddenin bu kadar tartışılması dahi kanımca ömrünü doldurduğunu gösterir. 312/2. fıkradaki kısmi değişiklikler, sorunu çözemez. Bu fıkranın tümden kaldırılması ceza kanunumuzda bir boşluk oluşturmayacaktır. Kamu düzenini sağlamayı amaçlayan 312/2. fıkra hükmünün bizzat kendisi kamu düzenini bozar hale gelmiştir. Sorun yalnızca yanlış uygulama olmayıp, bir düşünce açıklamanın tahrik olarak görülüp, cezalandırılıp cezalandıramayacağı sorunudur.

Demogoji yapmadan 31 2/2. fıkranın oluşturduğu soruna sahip çıkacaksak, beğenilmeyen, hakim görüşe karşıt, çok farklı ve aykırı düşüncelerin açıklanması hakkını tanımak zorundayız. Aksi şekilde 312/2. fıkranın oluşturduğu sorunu çözmemiz mümkün değildir. Halkın gözünde düşünce mahkumları suçlu görülmemekte, hatta onur verici bir duyguyla anılmaktadırlar. Bir ülkede yasalarla, halkın duyguları bu kadar çelişik olamaz. Keza Hasan Cela1 Güzel'i ve diğer düşünce mahkumlarını cezalandıran bir ceza kuralı, toplumsal fayda adına savunulamaz. Aksine toplumsal fayda, birbirine karşıt çok farklı düşüncelerin açıklanması ile sağlanır. Demokratikleşmeye en başta TCK 312. madde kaldırılarak başlanılmalı, Hasan Celal Güzel ve diğer düşünce mahkumlarına özgürlükleri verilmelidir.

Hacı Ali özhan

29 ARALIK 1999 ÇARŞAMBA akit gazetesinde yayımlanmıştır.

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com         ana sayfa / main page