hacialinin websitesi

TERÖR SUÇU

Terörle Mücadele kanuna göre terör suçları olarak görülen birçok eylem, aslında düşünce ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında kalmaktadır. Kanunda terör suçlusu olarak tanımlanan kişilerin yüzde doksanı eline silah almamış, hatta silah görmemişlerdir. Yargılandıkları madde gereği kanundan dolayı "terörist" olarak görülmektedirler. Örneğin TCK nun 169 maddesi uyarınca, duvarlara yazı yazmak, bildiri dağıtmak, izinsiz toplantı yapmak, yasadışı örgütlerin haberlerine yer veren dergi ve kitapları okumak gibi suçlardan dolayı üniversite öğrencilerine veya köylerde dağdan gelen kişilere zorunlu olarak giysi, yiyecek veren veya misafir eden kişilere 3 yıl hapis cezası verilebilmektedir.

Bu tanımlama kanundan kaynaklandığı için, gerçekte terörist hiçbir faaliyete katılmamış kişiler örneğin, Meclis' te pankart açan öğrenciler, Malatya'da başörtüsü yasağını protesto yürüyüşüne katılan öğrenciler, bir dergi çevresinde bulunduğu için örgüt üyesi olmakla suçlananlar, düşüncelerini açıkladığı için terörü destekliyor iddiasıyla yazarlar terörist sayılmaktadırlar.

Mecliste kabul edilen Anayasa ve kanun değişikliği ile, terör suçlarından mahkum olanlar milletvekili olamayacakları gibi, siyasi parti üyesi de olamayacaklardır. Gerçi önceki anayasa ve kanuna göre de olamamaktadırlar, ancak yapılan değişiklikle "ideolojik ve anarşik" eylemler yerine terör suçu tanımlaması getirilmiştir.

Siyasi suç diye bilinen mahkumların %90 gibi büyük coğunluğu, TCK 168 ve 169 maddeden mahkum olmuşlardır. Bu suçlar TM Kanununa göre terör suçu olarak görülmektedir. Teknik olarak yani bizzat silahlı eylem yapmak anlamında "terör" sayılamayacak bir çok eylem, terör suçlusu olarak mahkum olabilmektedir.

168 maddedeki örgüt üyeliği suçunun ise, kademeli olarak eylemin ağırlığı, üyeliğin derecesi oranında mutlaka ayrıntılı bir kademelendirme ile düzenlenmesi gerekir. Yoksa örgüt üyesi deyip, örgütün kitabını okuyan, duvarlara yazı yazanı, sempatizanı ile örgüt adına silahlı eylem yapan veya örgütün aktif üyesine aynı cezanın verilmesi hakka, hakkaniyete aykırıdır. Nitekim kanun bu ayırımı yapmadığı için herkese aynı cezayı vererek adalet terazisi doğru işletilemez. Sorunun köklü ve esaslı çözümü 169 maddenin terör suçu kapsamından çıkarılması ve 168 madde kelimenin tam anlamıyla terörist somut eylem ile sınırlı tutularak eylemin ağırlığına göre kademelendirilmesi gerekir. Keza hapis cezası miktarının mutlaka makul bir miktara düşürülmesi en azından 1998 hazırlanan tasarıdaki 5 yıl hapis ile sınırlanması gerekir. Bu maddelerin ağır sonuçlarından dolayı ceza çeken kişilerin başta Leyla Zana, Hatip Dicle, Nurettin Şirin'in mağduriyetleri de önlenmiş olunacaktır.

Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü ile yakından ilgisi olan bu maddelerin, Avrupa Birliği süreciyle paralel olarak ayrıntılı düzenlenmesi ihtiyacı vardır.

Hacı Ali Özhan

Bu makale vakit gazetesinde ........ 2003 tarihinde yayımlanmıştır.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com