hacıalinin insan hakları sayfası                                            güzel insan akın birdal için

Düşünce Yasaklamakla Sistem Korunmaz

Hacı Ali Özhan

*10 aralık 1999 tarihli Cuma dergisinde yayımlanmıştır.

İnsan hakkı bilinci 1980 yılından sonra somut olarak hissedilmeye ve sivil örgütlenme konusu olmaya başlamıştır. Gerçekte çok boyutlu, derinliği ve herkesi kapsayan 'insan hakları" kavramı devlet görevlilerince şüpheli ve mesafeli yaklaşımla, her yerde engellenerek zararlı akım olarak görülmüştür. Bunda insan hakları savunucularının bireysel ve taktiksel hataları olmakla beraber, devlet görevlilerinin çok ağır baskılarıyla karşılaşılmış hatta, çoğu zaman insan hakları savunucularının bile insan haklarını savunmak zorunda kalınılmıştır.

Türkiye'de insan hakkı bilinci ciddi bir düzeye gelmiş ve olgunlaşmıştır. Devlet tarafından da kabul görür gibi bir seviyeye ulaşmıştır. Bu süreç artık geriletilemez. Önümüzdeki, yıllar ciddi anlamda 'insan hakkı' tartışmalarına ve kazanımlarına sahne olacaktır.

insan haklarının, demokrasiyle doğrudan ilişkisi olan haklarının başında "düşünce açıklama" ve "örgütlenme hakkı" gelmektedir. Ne yazık ki, Türkiye bu konuda gerçekten çok geride bulunmaktadır. Adeta düşünce cezasına dönüşen TCK M. 312/2 maddesi ve uygulanmasındaki aşırı genişlik ciddi' haksızlık ve adaletsizlik yaratmaktadır.

Birçok siyaset ve düşünce adamını 'halkı tahrik' ediyor diye cezalandırmamız demokratik bir devlette savunulamaz. Hasan Celal Güzel'i, Recep Tayyip Erdoğan'ı, Hasan Hüseyin Ceylan'ı, Akın Birdal'ı, Fikret Başkaya'yı, Nurettin Şirin'i, Eşberi ve daha birçok Türkiye'nin değerlerini cezalandıran demokratik bir devlet, hem kendisini koruyamaz, hem de halkını kazanamaz.

Konuşanlar acaba "suçmu" tereddütü ile konuştukları gibi, suç olduğunu bilerek ve bedelini göze alarak konuşan düşünce adamlarının cezalandırılması toplumsal fayda için gerçekten büyük kayıptır.

Birde konuşursam suç olabilir veya bedelini ödemek istemediğinden konuşmayan düşünce adamlarının fikirlerini öğrenememek toplumsal bir kayıp değil midir?

Hiçbir ülke ve sistem düşünce açıklama ile zarar görmez, aksine güçlenir. Düşünce yasaklamakla sistem korumuş olunmaz, aksine yaralanır. Bu paradoksu milletvekilleri artık anlamalıdır. Temennimiz 2000 yılında hiçbir düşünce açıklamanın fiili suç olmamasıdır.

Hacı Ali Özhan

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com         ana sayfa / main page