“..........Yargıtay çevreleri siyasi partiler kanunu gereği partilerin denetiminin Anayasa Mahkemesi tarafından yapılaçcğına dikkat çekerek şu görüşleri savunuyorlar. “maliye bakanlığı her halde Refah Partisinin kapatılmasının ardından Hazineye devredilen mal varlığını hazine parası olarak değerlendirdiği için harekete geçti, genişçe inceleme yaptı ve ilgili yerlere raporları sundu. Bu ilk defa yaşamın bir durum."
Herhangi bir kamu görevlisi veya Türk Ticaret Kanıınu-Borclar Kanunu'na tabi şirketlerde çalışanlar için zimmet suçunun oluşabileceğine dikkat çeken kaynaklar, "Siyasi partiler dernek statüsüne tabidir. Bu nedenle kamu görevlilerinin veya şirket görevlilerinin .suçlanabileceği zimmet suçu siyasi partiler için söz konusu olamaz.”
Açıklamasını yapıyorlar. Anayasa Mahkemesi'ne yakın kaynaklar ise "Belgelendirilemeyen para ödensin, kurtulalım." şeklindeki yaklaşımın yanlış olduğu görüşünü savunuyorlar.
Refah Partisi'ne yapılan denetimin teknik bir mali denetim olmadığını belirten Ankara Barosu avukatlarından Hacı Ali Özhan, "16 ocak tarihinden sonra kapatılan Refah Partisi ile ilgili yasal tasfiyeyi Bakanlar Kurulu' nun karan gereği Maliye Bakanlığı yapar. Maliye burada Hazine' ye geçen bir şeyin kontrolünü yapıyor. Anayasa Mahkemesi de 22 Şubat tarihine kadar olan bütün mali denetimleri yapar ve sorumlu kişilere de ödeme yaptırır." diye konuştu. Öte yandan Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu' nun da Ankara Cumhuriyet Savcısı Vekili Mehmet Ali Karaatlı' yı sürekli aradığı ve soruşturma hakkında bilgi aldığı ileri sürülüyor.