SPONSOR

H A S A N K E Y F
G ö n ü l l ü l e r i
D e r n e ğ i

Adres: Nasiroglu Is Merkezi, Asma Kat, BATMAN / TURKIYE
Tlf: +90 488-2159167     e-mail: hasankeyfdernegi@hotmail.com

DÜNYADAN ÖZÜR DİLEMEMEK İÇİN HASANKEYF'E SAHİP ÇIKALIM!

MEDENİYETLER KENTİ HASANKEYF
  Şehrin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmiyor. şehrin jeopolitik yapısından, onlarca medeniyetin izlerini taşımasından milattan binlerce yıl önce de insanlığın önemli yerleşim merkezlerinden biri olduğu tahmin ediliyor.
  Uzmanların ulaşabildikleri bulgulara göre Hasankeyf'in geçmişi en az geç Asur ve Urartu (M.Ö.9.-8. yy.) dönemine uzanmaktadır. yapılacak kazılarla çok daha eski medeniyetlere ulaşılabileceği tahmin ediliyor.
  M.S. 5. asrın ortalarında Hasankeyf (Cepha, Kefa), KHALKEDON (Kadıköy) Süryani Piskoposluğu merkezi olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. kimi Ortaçağ coğrafyacılarına göre burada çok sayıda kilise olması, halen bir kaç kilise kalıntısı, roma mezarlığı, Süryanilere ait kaya mezarlarının olması Hıristiyanlık tarihi açısından da bu antik kentin önemli bir merkez olduğunu göstermektedir.
  M.S. ise Bizanslılar ile Sasaniler arasında sık sık el değiştirdi. Milattan sonra 4. asrın ortalarında buraya sağlam bir kale yapan Bizanslılar, şehri hemen hemen bir daha sasanilere kaptırmadı.
  Miladı 639 yılda İslam'ın ikinci halifesi Hz. Ömer döneminde Hasankeyf müslümanlarca fethedildi. Fethi anlatan o dönemin önemli bir kaynağında şehrin adı HISN LUĞÜB olarak geçmekte, savaş olmadan teslim edildiği ve açılıp kapanan bir köprünün olduğu anlatılmaktadır.
  Emeviler ve Abbasiler'in ardından Hasankeyf'e Hamdaniler (M. 906-990) hâkim olmuşlardır. Hamdanilerden sonra burayı ele geçiren Mervaniler (990-1096) döneminde Hasenkeyf'in adı kaynaklarda geçmeye başlamıştır. Silvan'ı merkez edinen Mervanilerin önemli bir şehri olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır.
  O dönemdeki adıyla HISN KEYFA, M. 1101 yılında Artukluların eline geçmesi ile tarihlerde kendinden söz ettirmeye başlar. Artukluların bölgedeki idari önemini arttırması, zaman zaman Haçlılarla yapılan savaşlarda Artukluların samimi gayretleri, şehrin Artukluların başkenti olmasıyla ticari ve imar faaliyetlerine paralel olarak Hasankeyf'in önemi iyice arttı. Artukluların gayretleriyle şehir ortaçağın önemli başkentlerinden biri oldu.
  Artukluların günümüze kadar kaledeki Büyük Saray ve kesin olmamakla beraber ortaçağın en büyük Taş Köprü kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Kaynaklarda günümüze ulaşamayan bazı Artuklu eserlerinden de bahsedilmektedir.
  Artukluların ardından M. 1232 yılında şehre hakim olan Eyyubiler, burayı başkent olarak seçtiler. Eyyubilerin ilk asrı çalkantılarla ve ardından gelen 1300 yılındaki Moğol afetiyle geçti.
  Hasankeyf Moğol istilası ile yerle bir oldu, herşeyini kaybetti. Eyyubiler şehri 14. asrın ilk çeyreğinden sonra yeniden imar ettiler. Bundan bir asır sonra 15. asrın ortalarında Hasankeyf, Artuklular dönemini aratmayacak bir konuma geldi. Eyyubiler o dönemde günümüze ulaşan Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii, Koç Camii, kaledeki Ulu Cami, Küçük Saray ve Kale Kapısı gibi bir çok esere imza attılar. Kaleye ve şehre su getirdiler. O dönemin seyyahları şehrin imarından ve zengin çarşılarından bahsetmektedirler.
  Akkoyunlular 1462-1482 yıllarında kısa süreli şehre hakim oldular. Bu süre içinde HASANKEYF açık hava müzesine Zeynel Bey Türbesi'ni hediye ettiler. Bu eser bütün ihmallere ve kasıtlı tahribatlara rağmen turkuvaz mavisi ve lacivert renkli çinilerin oluşturduğu Kufi yazı ve süslemelerle ihtişamını ve güzelliğini insanlara sunmaktadır.
  Akkoyunlulardan sonra Eyyubiler tekrar şehre hakim oldu. Kendi içindeki saltanat kavgaları ve Safevilerin baskılarından iyice bunalan Eyyubiler, şehri tamamen Osmanlılara teslim etti.
  Osmanlı hakimiyeti ile birlikte şehrin önemi yavaş yavaş azalmaya başladı. Osmanlının ilk asrında bir Sancak (Eyalet) merkezi iken, daha sonra kaza oldu. Osmanlının son asrında da iyice önemini kaybederek nahiye oldu.
  Yukarıda adı geçen eserler dışında Hasankeyf'te, yekpare kayalardan oluşan kale, kalenin karşısındaki Darbhane, binlerce yıldan beri mesken olarak kullanılan mağaralar, antik Bizans döneminden kalan bir kaç kilise kalıntısı, şehrin bir kaç km. güneyinde yer alan İmam Ali Mescidi, yeni köprünün batısındaki tepecikte yer alan İmam Abrdullah Türbesi, köprü ayakları üzerindeki taş kabartmalar, kalenin kuzey cephesinde dicle'ye inmek için youlan gizli merdivenler, Rızk Camii'nin çift yollu minaresi gibi dikkat çekici eserler vardır.
 
Şehir 1980'li yılların başında Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış olmasına rağmen Ilısu Barajı göl havzası içinde yer aldığından, baraj yapılması halinde günümüze ulaştırdığı medeniyetlerin izleri, yer altı ve yer üstü kültür varlıkları ile birlikte sulara gömülecektir.
DÜNYANIN "KEYF"İNİ KAÇIRMAMAK İÇİN HASANKEYF'İ KURTARALIM.

Bu sayfayi
20 Mayis 2000 tarihinden itibaren

kisi ziyaret etmistir

DIKKAT!
BU SAYFAYA YAPACAGINIZ HER ZIYARETIN, DERNEGIMIZ VE
HASANKEYF
ICIN ONEMLI
BIR KATKI OLACAGINI UNUTMAYIN

hasankeyf.itgo.com

BAZIADRESLER: