SONUÇ ve ÖNERİLER

 

Uygulama şeklinde verilen Fizik derslerinde verimin arttığı görülmüştür. Laboratuarda yapılan bir ders ile sınıfta tahta ve tebeşir kullanılarak yapılan ders arasında önemli bir fark gözlenir. Laboratuarda yapılan Fizik dersleri daha akıcı ve heyecanlı geçmesine karşılık, sınıftaki Fizik dersleri sıkıcı ve heyecansızdır.

Fizik derslerinde öğrencilere verilen örnekler Fiziksel içeriklerini bilmedikleri fakat hayatta sürekli karşılaştıkları malzemelerden olursa, çok daha dikkat çekici ve heyecanlı olmaktadır. Bir termostatın ütüde, fırında, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, oto sinyal lambalarında kullanıldığını ve ne gibi Fiziksel özelliklere sahip olduğunu anlattığımızda, öğrencilerde güzel neticeler bırakmaktadır. Bu da öğrencilerin Fiziğe olan ilgilerini artırarak, teknolojinin her geçen gün geliştiği ülkemizde geleceğe daha da ümitle bakmamıza  sebep olacaktır.

Seviyeli bir eğitim için öğrenci öğretmen arasındaki dialog, sevgi, disiplin gibi kuralların yanında, eğitim yöntemlerinde de öğrencilerin anlayacağı bir seviye yakalanmalıdır. Özellikle fen eğitiminde, doğaçlama ile verilecek örnekler, öğrencilerin ilgi ve alakalarını artırmaktadır.

Diyalog, öğrencilerin her türlü sıkıntılarını dinlemeli ve çözüm üretmek için çaba gösterilmelidir. Öğrenci önce kazanılmalı ve sonra yönlendirilmelidir. Diyalog kurulmayan öğrenciler her an kaybedilebilir. Aralarında diyalog kurulan öğrenciler, hem ders öğretmenine, hem derse, hem de okula karşı ilgi ve alakası artmaktadır. Artık bu öğrenciler öğretmenin elimdedir, öğretmen öğrenciyi istediği  şekilde bilime yönlendirilebilir.

Kişiler sevdikleri şeylerle beraber olmak isterler. Aynen bunun gibi, Fiziği sevdirmek, öğrenciyi sevmek ile mümkündür. Bu sevgi sayesinde Fizik eğitimi de mümkün hale gelir. Şahsi tutum ve davranışları sevilmeyen bir Fizik öğretmeninin dersi de sevilmez. Bu durumda öğretmen öğrencilere iyi bir örnektir. Öğretmenin ilişkileri, konuşması, diğer öğretmenler ile diyalogları, hatta giyim tarzı öğrenciler için ayırt edici bir özelliktir.

Ciddi bilgiler, hem disiplinli hem de sevgi ile dolu ortamlarda olgunlaşır ve gelişir. Geleceğe atıf edilerek öğrenilen bilgiler, öğrencileri yönlendireceği gibi, geleceğe ait düşüncelerini de yönlendirip değiştirecektir. Geleceğe ümitle bakıp başarmış olan kişilerin hayatları de disiplin içerisinde olmuştur. Bilgi ve teknoloji ciddiyet ister, sabır ister, azim ister. Bunu başarabilmek için de bütün eğitim safhalarında disiplin ön plana çıkarılmalıdır.

Eğitim yöntemlerinde ise, Fizik eğitiminin en uygun yeri laboratuarlardır. Öğrencilerin görsel olarak işleyeceği bir Fizik dersi, hem hızlı öğrenilir, hem de kalıcılığı sağlanmış olur. Öğrencilerin Fizik eğitiminden bir an bile uzaklaştırılmaması için, verilen örnekler günlük hayattan olmalıdır. Bu durumda her ortamdaki, içerisinde Fizik bulunan, malzemeleri müşahede etsin, Fiziksel özelliği ve Fizik konularını hatırlayabilsin. Eğitimin sürekliliği için öğrencileri proje yarışmalarına yönlendirmek, basit malzemeleri yaptırmak gerekmektedir. Bu durumda Fizik dersleri, seviyeli ve önemsenen bir ders olur. Bu durum  öğrencileri, Fizik eğitiminin önemini anlamaya götürür. Anlaşılsın ki Fizik eğitimi olmadan çevremizi daha iyi anlayamayız.

Hayatta karşılaştığımız ve içerisinde ortaöğretim düzeyinde Fizik olan o kadar çok malzeme var ki, adeta Fizik içermeyen malzeme yok gibidir. Bu durum, uygulamalar ve hayatta karşılaştığımız malzemelere dayalı bir eğitim için, çok geniş bir yer tutmaktadır. Fizik eğitiminin bu yöne yani uygulamalı eğitime yönelmesinde, bir eksilme olmayacağı gibi, daha düzeyli ve daha kolay öğrenilen bir Fizik eğitimi programı ortaya çıkabilir. Bir düşünelim; ilköğretim 7. Sınıfların; 5. Ünite, 2. Konu başlığı ‘kriko’ olsun. Önce kriko tanımlansın, sonra yapısı işlensin, daha sonra da sıvıların basıncı ve kapalı kaplardaki durumu aktarılsın. Bu tarz bir anlatım, Fizik eğitimi açısından çok önemli ve gerekli olduğunu düşünmekteyim.

Uygulamalı eğitimde laboratuarı kullanmak, öğretmen için çok büyük bir kolaylıktır. Bazı deney düzenekleri, deney malzemelerini veya ders için gerekli bir malzemeyi laboratuarda bulmak bazen mümkün olmaya bilir. Bu hususta öğretmen veya eğitimci malzemeyi tedarik etmelidir. Bunun için okul müdürü veya diğer okullar ile işbirliği yapılmalıdır. Öğretmenin bunu yapması durumunda, öğrencilere karşı başarılı ve iş bitiren birisi olarak hafızalarda yer alacaktır. Öğretmen için ise bu bir kariyerdir.

Netice olarak Fizik eğitimi, öncelikle uygulamalı, daha sonra günlük hayatta kullanılan malzemeleri laboratuar ortamında veya bulundukları yerlerde konum eğitimi yapılarak verilmelidir. Bu şartların kısıtlı olduğu durumlarda ise işitsel ve görsel kullanılmalıdır. Böyle bir düşünce ile eğitime özellikle de Fizik eğitimine başlayan bir öğretmenin başarısız olması mümkün değil gibi görülmektedir.

Bu tür çalışmaların devamı için sürekli gündemde tutulmalı ve Fizik öğretmenlerinin bu eğitimi yaygınlaştırmalarını ümit etmekteyim.