'HAARP' Genelkurmay Belgeleri'nde (2)

 

Dünkü yazımız epey ses getirdi. Dün, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Gölcük Depreminden hemen sonra gündemine aldığı HAARP projesiyle ilgili bilgilerine yer vermiştik. Bugün yine aynı belgede yer alan bazı iddiaları aktarmak istiyorum:

“HAARP ile ilgili iddiaların büyümesinde, HAARP’ın Hava Kuvvetleri ve Donanma tarafından finanse edilerek, askeri bir üste kurulması, baştan beri hakkında yeterli bilgi verilmemesi rol oynamıştır.

İddialar IRI üzerinde odaklanmaktadır. Genellikle, cihazın çıkardığı elektromanyetik ışınım gücünün, bir ışın silahı gibi doğrudan veya iyonosferde oluşturduğu etkilerle veya yerkürenin ELF dalgalarıyla rezonant haline gelerek, dolaylı olarak askeri amaçlarla kullanılabileceği belirtilmektedir. Aslında HAARP kısa dalga radyo istasyonlarına benzemekte, sadece 10 desibel daha güçlü yayın yapmaktadır. En önemli farkı, ileri anten sistemiyle dalgayı çok küçük bir hedefe yoğunlaştırarak yayınlanan etkili gücü yüksek seviyelere çıkarmasıdır.

Buna karşın, özellikle bu gücün yüksek değerlere çıkabildiğini veya çıkabileceğini öne sürerek, HAARP’ın veya araştırmanın sonucunda inşa edilecek daha güçlü yeni bir sistemin;

1. Düşman uydu muhabere sistemlerini engelleyecek bir perde veya karıştırıcı gibi veya Amerikan Silahlı Kuvvetleri’nin haberleşmesini kolaylaştıracak bir iyonosfer aynası olarak kullanabileceği,

2. Belirli bölgelerdeki HAVA DURUMUNU istenildiği anda değiştirme imkanı verecek bir İKLİM SİLAHI olarak, başka orduların hareket ve haberleşme imkanlarını engellemek, başka ülkelerin TARIMSAL üretimini etkilemek ve hatta bu ülkelerin NÜFUSUNU KONTROL ALTINDA TUTMAK için kullanılabileceği,

3. 1943’te ölen ve elektromanyetizma konusunda çalışmaları bulunan ünlü bilim adamı Nikola Tesla’nın “kayıp son çalışmaları”na dayanarak iyonosferden telsiz güç nakli sağlayabileceği, ayrıca ELEKTRİK ŞEBEKELERİNİ ETKİLEYEREK GÜÇ KESİNTİLERİ yaratabileceği,

4. Yıldız Savaşları Projesi çerçevesinde, Tesla’ya ait olduğu ve Amerikan hükümetince gizlendiği iddia edilen çalışmalara dayanarak, iyonosferde belli bir bölgeyi etkileyip, güneşin tüm ışınlarını veya iyonosferdeki büyük akımları bir bölgeye odaklayarak, NÜKLEER PATLAMALARA EŞİT ETKİLER (deprem gibi) yaratabileceği veya füzesavar sistemi olarak kullanılabileceği,

5. RF sinyallerinin insan beyninde oluşturduğu öne sürülen etkilerle, bir BEYİN KONTROLÜ veya KAFA KARIŞIKLIĞI çıkaran bir silah olarak kullanılabileceği,

6. Yerin ve yer altının tomografisini çekmeye yarayacak bir tarama ve gözetleme cihazı olarak kullanılabileceği,

7. Belli bir bölgeye radyo frekansında güç yoğunlaştırarak elektrik şebekesini, ELEKTRONİK CİHAZLARI ve silahları çalışmaz hale getireceği,

8. Diğer radyoları istemeyerek de olsa engelleyeceği veya isteyerek elektronik karıştırıcı olarak kullanılacağı,

9. İyonosferin İKLİMİ etkilemesi veya ozon tabakasını inceltmesi sonucunda oluşturduğu olumsuz çevresel etkilerle, Alaska’da, başka yerlerde ve hatta TÜM DÜNYADA doğal EKOSİSTEMİ bozacağı ifade edilmektedir.”

İşte söz konusu raporda HAARP ile ilgili sıralanan iddialar.

Dünyanın depremlerle sarsıldığı, garip iklim olaylarının yaşandığı, sebebi belirsiz uçak kazalarının sıklaştığı, kuraklığın ülkemizi tehdit ettiği şu günlerde HAARP konusunun ciddi bir şekilde masaya yatırılması ve yetkililerin bir an önce acil önlemler alması gerekiyor. Bunun yapıldığından da hiç kuşkumuz yok...