MARMARA DEPREMİ
 
Marmara depremi ile ilgili asagidakine benzer "deli zirvasi" gibi
gelen
"conspiracy theory" e-mailleri almis ve de aynen cop sepetine atmisdim.
Bu
seferkinin farki, -en azindan- destekli atiyor olmasi ya da "arastirmaci
bir delinin zirvasi" gibi gorunmesi.
 
Once, zamaninda Edison'un rakibi gibi gorunen ama Tom amca kadar
bilinmeyen Hirvat kasif Tesla ile ilgili asagidaki linklere (ozelikle
ilkine) bakmanizi tavsiye ederim.  Sonra da vaktiniz varsa altindaki
hikayeyi sonuna kadar okuyun.
 
Bunu gondermemin asil nedeni, 17 Agustos 1999 depreminden 1.5-2 yil
kadar once Tokyo'dayken, Avustralya collerinde yapilan manyetik
bomba/enerji transferi deneyleri ile ilgili (yine Tesla'nin bulusuna atif
yapan) ciddi (environmentalist) bir listeden 2-3 mail almis olmam.
 
    Takdiri size kalmis,
    Murat
    ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
 
    http://home.nycap.rr.com/useless/tesla/tesla.html
    http://members.home.net/phil.hamilton/books.htm
    http://www.primenet.com/~exclmid/earthquake.htm
    http://www.forteantimes.com/artic/99/rumble.html
    http://www.parascope.com/en/1096/tesdeth.htm
 
 
     HAARP : "High Frequency Active Aural Research
    Program"
    
     ...
      Saat gecenin ucuydu ve insanlar can havliyle
    kendilerini evlerinden
     disari
      atarken sanki bir kiyameti yasiyor gibiydiler.
    Belkide insanlarin
     cogu,
      olumun kendilerine ne denli yakin olabilecegini
    ilk defa bu denli
     yakindan
      gorduler. Donanma komutanliginin gorkemli devir
    teslim torenine
     mutakip,
      deprem hic beklenmedik bir zamanda, ansizin
    cikagelmisti. Iki
     firkateyni
      gece boyunca aydinlattigi orduevi yerle bir oldu.
    Milyarlarca liralik
      havai fiseklerin aydinlattigi Golcuk semalari bir
    kac saat sonra
      bilimadamlarinin 'deprem isimasi' dedikleri ancak
    hala ne oldugu tam
      olarak anlasilamayan bir 'sey'le aydinlandi. Bir
    kac saat sonra, o
      unutulmaz ugultunun ardindan butun Turkiye derin
    uykusundan uyandi.
      Binalar birbiri ardina devrilirken, olum binlerce
    insani ayni anda
      yakaliyordu. Devlet hazirliksiz yakalanmisti.
    Binlerce insan, teknik
      yetersizlikten oturu enkazlarin altinda gunlerce
    bir kurtarici
     beklerken
      olduler. Kisa sure sonra kamuoyu hummali bir
    tartismanin icinde buldu
      kendini. Binalarin depreme dayanikli yapilmayisi,
    fay hattinin uzerine
    
      yerlesim alanlarinin kurulmasi gibi argumanlar
    sikca duyulan seylerdi.
    
      Televizyon kanallari tartisma programlarini
    depreme ayiriyorlardi. Bu
      sirada deprem anini yasayan insanlar depremle
    ilgili enteresan seyler
      soylemeye basliyor; kamuoyu tam olarak anlam
    veremesede iddialari can
      kulagiyla dinliyordu. Enkazdan kurtarilan bir
    bayan Ali Kirca'nin
      yonettigi Siyaset Meydaninda sunlari soyluyordu.
    'O gece ne oldugunu
      bilmiyorum ama bildigim bir sey varki bu depremden
    farkli bir seydi. '
    
      Iddialara yenileri ekleniyordu. Depremden hemen
    once Golcuk'ten
     Avcilar'a
      kadar genis bir alanda gorulen 'ates topu' ile
    ilgili bilimsel bir
      aciklama yapilamiyordu. Bazi bilimadamlarinin
    gorulen ates topunun
     'deprem
      isimasi' oldugunu soylemelerine ragmen, neden
    diger depremlerde de
     benzeri
      bir isima yasanmadigi sorusunun cevabi net olarak
    verilemiyordu.  Oyle
    
      olsa bile, bu da sadece bir tezdi ve gecerliligi
    de en fazla diger
     tezler
      kadardi. Bu arada depremin neredeyse iki hafta
    once elime gecen bir
      dergide yer alan ifadeler oldukca ilgincti.
    Depremin merkez ussunun
     Golcuk
      Donanma Komutanligi oldugunun resmen aciklanmis
    olmasi, dergide yer
     alan
      ifadeleri daha da sasirtici kiliyordu. Depremin
    merkez ussunun Turkiye
    
      Cumhuriyeti'nin bagmsizliginin sembolu olan bir
    askeri us olmasi
     kuskusus
      ilgincti. Furkan dergisinin Temmuz sayisinda, yer
    alan ifadeler aynen
      soyleydi: 'Mesela basina verilmeyen, ancak
    istihbarat kapsaminda
      edindigimiz bilgilere gore, Golcuk askeri
    tesislerinde oldukca garip
      olaylar meydana gelmektedir. Kapilar kendi kandine
    acilmakta, muhimmat
    
      depolari icinde, siyahi ziyaretciler gorulmekte,
    arabalar durduk yerde
    
      calismakta" Bu dergide yer alan ifadeler,
    depremden tam bir ay once
      yazilmisti. Golcukte neler oluyordu.' Kocaeli
    depremi dogal bir
      afetmiydi.' Yoksa suni yaratilmis olabilirmiydi.'
    Bu konuda hemen
     deprem
      sonrasi bir takim teoriler ortaya atilmaya
    baslandi. Kimine gore
     Ruslar
      bomba patlatmisti ve buda depreme neden olmustu.
    Kimileride
     Yugoslavya'ya
      atilan bombalarin yerkabugunun dengesini bozmasi
    sebebiyle depremin
      gerceklestigi soyluyordu. Hatta bazilarina gore bu
    isi PKK bile yapmis
    
      olabilirdi.  Nitekim CNN televizyonu Basbakan
    Bulent Ecevit ile
     yaptigi
      bir reportaj sirasinda boyle bir soruyu sormakta
    herhangi bir beis
      gormedi. Kimide bunun baska bir terorist orgutun
    isi oldugunu veya
     uzay
      arastirmalarinin bir parcasi oldugunu soyluyordu.
      Ancak bu teoriler arasinda en akla yatkin olan
    Feture Times'da
     yayinlana
      arastirma dizisinde yer alan hikayeydi. Bu
    seneryoya gore, San Andreas
    
     fay
      hattinda meydana gelebilecek buyuk bir depremin
    Amerikan ekonomisine
     cok
      buyuk zarar verecegini bilen ABD, yer kabugundaki
    degisimleri
     izliyerek,
      daha deprem olusmadan tektonik katmanlar arasinda
    artan basinci
     degisik
      noktalardan patlatip bosaltarak, buyuk depremi
    kucuk depremler haline
      donusturmenin yolunu bulmustu. Yillar once Sirp
    asilli Amerikan
     bilimadami
      mucit Nicola Tesla tarafindan gelistirilen bu
    'dusuk frekansli
      elektromanyetik isinimla yuksek enerji nakli'
    teknigini, hem Ruslar
     hemde
      Amerikalilar uzun zamandir bir silah olarak
    kullanmanin yolunu
      ariyorlardi.  Bu yontemle cok uzaktan, hatta
    uzaydan genis alanlarda
      tahribat yapabileceklerdi. Ancak Pentegon
    yillardir cok guclu bir
     silah
      gelistirmek amaciyla uzerinde calistigi bu
    projeyi, bir yandan da
     barisci
      'deprem indirgeme' Sistemine uygulamak suretiyle
    tepkileri azaltmayi
     ve
      fonlama devamliligini saglamayi amacliyordu. Bu
    nedenle proje once
      Avusturalya'nin ciplak ve seyrek nufuslu kirsal
    bolgelerinde denendi
     ve
      gelistirildi. Daha sonra bunun deprem bolgelerinde
    denenmesine geldi
     sira.
      Degisik zamanlarda Kafkaslar'da Okyonus tabaninda
    ve Guney Amerikadaki
    
     Ant
      daglarinda tektonik uyarilar verilmek suretiyle
    enduktif deprem
     yaratma
      konusunda buyuk adimlar atildi. Bu arastirmalar
    Amerika'da HAARP ve
     diger
      askeri tesislerin kumanda merkezlerinden
    yurutuluyordu. Bu arada
     Turkiye,
      Japonya ve benzeri deprem bolgelerinde sismik ag
    sebekeleri kurularak
     bu
      bolgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine
    devasal
     bilgisayarlarin
      kayitlarina gonderilmeye baslandi. Universiteler
    ile ortak projeler
      gelistirilerek yuzlerce bilim adamina Amerikada
    deprem konusunda
     arastirma
      yapma bursu verildi. Ancak projenin gizliligi
    esasti.  Bu nedenle tum
      iliskiler paravan arastirma kurumlarinca
    yurutuldu. Ancak zaman zaman
      bilgi sizintisina da olanak verilerek halkin bu
    konuda genel fikri
     olmasi
      istendi. Kobe'de ve daha baska yerlerde meydana
    gelen depremlerin
      arkasindaki gariplikler halkasi bu sekilde bazi
    cikar gruplarini, tore
    
     ve
      mafya orgutlerinin isi gibi gosterilmek istendi
    .Bundada buyuk olcude
      basarili olundu. Ve gun geldi bu sistem Turkiye'de
    denenmek istendi.
     Bolge
      zaten bu amcla yillardir sismik espiyonaj
    altindaydi. Nitekim
     gelismeleri
      dikkatle takip edenler depremden hemen sonra milli
    istihbarat
     teskilatinin
      girisimleriyle turk telekomun Turkiyenin sismik
    bilgilerini pentegona
      ileten nato ussunun iletisimini nasil kestigini
    hatirliyacaklardir.
      ABD'nin asil hedefi kuzey anadolu fay hattindaki
    deneyden elde edecegi
    
      bulgulari San Andreas fay hattinda uygulamaktir.
    Bu iside cok yuksek
      askeri gizlilik tasidigindan yurutme isi Israilli
    uzmanlara
     verilmistir.
      Gerekli makine ve donanim gizlice denizaltilarla
    Golcuk ustune
     getirilerek
      yeralti-denizalti korunaklarina kuruldu. Turk
    makamlari durumdan detay
    
      baz"a haberdar degildi. Bunu Israillilerle
    yurutulen askeri tatbikatin
    
     bir
      parcasi olarak dusunuyorlardi belki de.
      Israil'le Amerikalilar gece sartlarinda elektro
    sismik haberlesme
      tatbikati yapacaklardi. Deney basarili olacagindan
    sonunda kimse
      normaldisi bir seyin oldugunu farketmeyecekti. Bu
    amacla Gece Sahini
      tatbikati'niin (Operation Night Hawk) saat
    03:00'te baslamasi
     planlandi.
      Gece saat tam 03:00'te dugmeye basilacak ve Gece
    Sahini devreye
      alinacakti. O an uzay filmini andirir devasal
    cihaslar calismaya
      basliyacak ve 1-2 dakika icinde de olusturduklari
    muazzam enerjiyle
      Marmara'nin altindaki tektonik tabakayi zayif
    yerlerinden kirip,
     aylardir
      olusan basinci disari atacaklardi.  Boylece buyuk
    bir deprem onlenmis
      olacakti. Ama o gece sabaha karsi bir seyler
    yanlis gitti. Ve beklenen
    
      gerceklesmedi. Hersey bir anda olup bitmisti. Doga
    kendini yonetmeye
      kalkanlardan bir kez daha intikam almisti.  45
    saniye suren deprem,
      beklenenin 10.000 kat ustunde bir gucle gelmisti.
    Heryeri bir anda
     yerle
      bir etmisti. Zayiflayan ve titreyen elektrikler az
    sonra geri
     geldiginde,
      gece saat 03:05'I gosteriyordu. Daha bir kac
    dakika oncesine kadar
      korunagin icinde sampanya patlatmayi bekleyenler,
    simdi korkudan buz
     gibi
      donmus, hareketsiz ayakta duruyorlardi. Kimsenin
    agzini bicak
     acmiyordu.
      On binlerce insan, coluk cocuk, o an enkaz altinda
    can cekisiyor veya
      cansiz yatiyordu. Bu dusunce ile hepsi urperdi. Bu
    tarihin en buyuk
      felaketiydi; hemde insan eliyle yaratilan'
    Sessizligi Israilli
     komutanin
      buz gibi emri bozdu: 'Lets pack! We're moving out!
    Call operation Q!
     Right
      now! Immediately! Stop whinning! Move, move,
    move!' (Toplanin!
     Kaciyoruz!
      Q planina geciyoruz' Simdi.. Hemen! Hadi, hadi!!!)
    Iste o andan sonra
      cantalardan cikan 'Q plani calismaya basladi. Ilk
    once bolgedeki tum
      haberlesme ve elektrik enerjisi felc edildi.dakika
    icinde Israil
     baskani
      Barak ve Birlesik devletler Baskani Clinton ile
    irtibat kuruldu. O
     anda
      Israil'de Ben Gurion'un Lod askeri havaalanindan 4
    adet savas ucagi
      esliginde 2 nakliye ucagi havalaniyordu. 2 dakika
    sonra da israil
     deniz
      kuvvetleri ve NATO Guney Deniz Saha Komutanligina
    bagli tum birlikler
      DEFCON-4 acil durumuna gecirildi. Amerikan 6'nci
    filosuna bagli
     gemiler de
      rotalarini Istanbul'a cevirmek icin Pentegon'dan
    emir aldilar.  Bu
     arada
      ilginc bir sey daha olmustu. Depremle ilgili
    haberler birbiri ardina
      gelirken, bir haber once gorunup sonra kayboldu.
    20 Agustos Cuma
     aksami
      televizyonlar bir Israil ucaginin Atakoy
    aciklarinda denize dustugunu
      duyurdu. Ancak bir sure sonra haber kesildi ve
    ucagin akibeti ile
     ilgili
      bir daha haber alinamadi. Olaydan bir gun sonra
    Deniz Kuvvetlerinden
     bir
      dostum beni aradi ve bu olayda bir takim soru
    isaretleri bulundugunu,
     bu
      konunun perde arkasini arastirmami rica etti. Kisa
    sure sonra
     ulastigim
      bilgiler, gercekten ilgincti. Ucak, dustukten kisa
    sure sonra
     teknesiyle o
      sirada Atakoy aciklarinda olan balikci Abdullah
    kaptan tarafindan
      kurtarilmisti. Abdullah Kaptan olayi su sekilde
    anlatmisti: 'Ucagin
      dustugunu gorunce derhal yardima gittik. Ucagin
    kanatlari yara
     almisti.
      Hemen ucagi bagladik ve Zeytinburnu limanina
    cektik. Tesekkur
     beklerken
      kufur yedik. Ne oldugunu bile anlamadik.' Bu konu
    o gece o bolgede
     gorev
      yapan Sahil Guvenlik 4. Botunun sorumluluk
    alanindaydi. Arastirmalar
     Sahil
      Guvenlik'in bu konuyla ilgilenmedigini ortaya
    cikardi. Olay yerine
     gelen
      televizyon ekipleri ise sasirtici bir sekilde
    cekim yapmaktan
      vazgecmislerdi. Daha sonra ucagi Zeytinburnu'na
    yanastiran balikci
      Abdullah Kaptan olayi Kumkapi'daki Gumruk muhafaza
    iletti. Kisa sure
     sonra
      tutanak tutuldu. Ancak Gumruk muhafaza da tutanak
    tuttuguna pisman
     oldu.
      Ucagin sahibi Israil asilli biriydi. O gece ne
    oldu ise bir turlu
      anlasilmadi.
      Deprem icin 1900'lerin basindan beri Nicola Tesla
    adindaki Sirp asilli
    
      bilimadaminin bulusu olan 'elektromanyetik
    enduksiyon teknigi' (Tesla
      makinesi) kullanildi. Tesla makinesi'nin nasil
    calistigi hala bir sir,
    
     ama
      Amerikalilar'in uzun zamandir bu makine uzerinde
    calistiklari
     biliniyordu.
      Tesla, ilk olarak ilkel bir duzenek ile 1908
    yilinda Sibirya'da Tsunga
    
      bolgesinde bir deney yapmis ve burada meydana
    gelen patlama sonrasi
     olusan
      cevre tahribati korkunc boyutlardaydi.
    Hirosima'nin 40.000 katina
     yakin
      enerji aciga cikmisti.
      Patlamanin etkisi kilometrelerce kare alana
    yayilmisti. Ancak ortada
     en
      ufak bir krater veya metal kalintisi yoktu. Bu
    durumda bir goktasinin
      dusmus olmasi ihtimali ortadan kalkiyordu.
    Bilimadamlari Tsunga'da ne
      oldugunu hala tam olarak cozmus degillerdi. Ancak
    yillardir
     Avustralya'da
      karada, acik arazide ve Kaliforniya'da da suustu
    ve sualti askeri
      tesislerde bu deprem (Tesla) makinesinin
    denenmekte oldugu da sir
     degil.
      Buradaki garip tabiat olaylari ve sik sik olan
    depremler ile bilgiler
      internetteki sitelerde bile yer almakta. Ancak
    baslangicta askeri
     amacli
      olarak gelistirilen bu acayip doga silahi daha
    sonra kaynak sorunuyla
      karsilasinca barisci amaclarla da kullanilacak
    sekilde adapte edildi.
      (Tipki atom bombasi ve TNT gibi.) Makinenin
    Kaliforniya'da San Andreas
    
     fay
      hattinda olacak muhtemel bir deprem oncesi
    kullanilmasi dusunuldu.
     Tesla
      makinesi sayesinde fay hattindaki enerji birikimi
    cok yuksek duzeylere
    
      cikmadan, gerilim daha kucukken, suni depremlerle
    desarj edilerek
      bosaltilacak ve boylece buyuk deprem onlenecekti.
    Ancak teorinin
     denenmesi
      ve deneylerle gelistirlmesi gerekliydi. Hata ve
    kusurlarin asgeriye
      indirilmesi sartti.
      Bunun icinde San Andreas fay hattina benzeyen fay
    hattiyla, catal
     yapan
      fay gruplarina ihtiyac duyuluyordu. Bu fay grubu
    ise Turkiye'deki
     Kuzey
      Anadolu fay hattiydi. Geometrisi ve jeolojik
    yapisi ayni San Anderas
      karakterindeydi. Kuzey Anadolu fayi, tipa tip
    birbirine benziyordu. Bu
    
     fay
      uzerinde yapilacak bir on desarj deneyi
    Kaliforniya'daki gelecekte
     olacak
      depremler icin cok sey ogretebilecekti. Amerika bu
    amacla yillarca
     deney
      yapti; bu ve buna benzer deprem bolgelerinde.
    Pentegon acisindan da
      bulunmaz bir nimetti bu. Bu suretle hem projeye
    masum bir kilif
     bulunuyor.
      hemde finansman icin yeni kaynaklar saglaniyordu.
      Ancak yinede toplu imha silahi olma ozelligi ile
    bu makine askeri
      nitelikteydi ve onunla ilgili hersey 'Cok gizli'
    Damgasini tasiyordu.
     Iste
      Amerikali'lar bu nedenle Izmit'teki fay hattindaki
    hareketleri ve
     enerji
      birikimini buyuk bir gizlilik icinde, herkesten
    habersiz ama cok
     yakindan
      takip ettiler. MTA'nin ve diger jeolojik olcum
    kurumlarinin verilerini
    
      inceleyerek ve uzaydan bolgeyi izleyerek burayi
    adeta abluka altina
      aldilar. Son gerilimi de boylece cok onceden haber
    aldilar.
      Ancak ABD'nin bolge ile ilgili bu hareketliligi ne
    kadar gizli olursa
      olsun bazi kaynaklara sizmasini engelleyemedi.
    Kanadali bir bilimadami
    
     her
      nasilsa bu gizli verilere ulasarak, bolgede bir
    deprem olacagini ve
     bunun
      icin bolgenin takip altina alindigini anladi. Ve
    bunu kendi amaclari
      dogrultusunda yaklasik 48 gun ve 240 km hata ile
    yayinladi. Ancak ne
     bu
      bilimadamina, ne de yayinina daha sonra nedense
    kimse dikkat etmedi.
      Izlenen bu enerji birikimi bir sure sonra depreme
    neden olabilecek
      buyukluge erisecek ve belkide Istanbul'u da tehdit
    edecek hale
      gelebilirdi.  Bu noktada, Amerikalilar acaba
    konuyu Turk makamlarina
     haber
      vermislermiydi.' Ama o gece Golcuk'te askeri
    tesiste ve Marmara
     denizinde
      bu Tesla makinesi kurulmus ve calismaya hazir hale
    getirilmisti bile.
     Turk
      makamlarina acaba bilgi verilmismiydi. Yoksa Turk
    makamlarina
     Istanbul'da
      olabilecek bir depremin basincini azaltacak bir
    askeri sistemi
      deneyeceklerini mi soylemislerdi.' Yoksa bunun
    rutin bir askeri durum
      oldugunu mu dusunuyorlardi.' Bu sorularin
    cevaplari hala bir sir.
     Golcuk
      Donanma Komutanligi'nda gorevli asker, astsubay ve
    subaylar, Donanma
      karargahinda garip birseyler oldugunu
    farketmislerdi. Bu konuyla
     ilgili
      bilgiler de nasil olduysa yukarida ismini
    zikrettigimiz dergide yer
      almisti. Peki Israil askerlerinin bu projedeki
    yeri neydi.' Israilli
      askerler ve ust duzey subaylar o gece Golcuk'te ne
    ariyorlardi.' Bu
     devir
      teslim toreni her yil yapilan rutin bir ulusal
    torendi. Uluslararasi
     bir
      kimligi yoktu. Ama Israil subaylari ve ust duzey
    yetkilileri
     oradaydilar.!
      Bunun nedenini simdi cok daha iyi
    kavrayabiliyoruz. Onlar oradaki
     Tesla
      makinesini kurmak ve calistirmak ve onun
    gizliligini korumak ve her
      ihtimale karsi bir seyler ters giderse onu imha
    etmek icin
     oradaydilar.
      Bizimkilerin ise bir seyden haberi yoktu. Bize
    guvenende yoktu zaten.
     Is
      Israil'e ihale edilmisti. Ancak o gun nedense hic
    kimse Israillilere,
      bugune kadar hic katilmadiklari bu devir teslim
    torenine neden
      katildiklarini sormadi. Ya saskinliktan yada
    telastan, enkaz altinda
     kac
      Israil askerinin oldugu, kacinin yaralandiginida
    soran olmadi. O
     felakette
      kac Israil askerinin oldugunu ne Genelkurmay
    yayinladi ne de Israil
     boyle
      bir bilgi aciklamak nezaketinde bulundu. Herkeze
    verdikleri imaj ise
     oraya
      bize yardim icin geldikleri seklindeydi. Hemen bir
    hastane kurdular.
      Yaralarimizi sarmaya yardimci olmak icin daha
    sonra o bolgede bir
     yerlesim
      merkezi kuracaklarini acikladilar.
      Neden.' Esas amaclari enkaz altindaki askerlerini
    ve onemli askeri
      malzemeyi cikararak goturmekti. Gerisi paravan
    operasyondu. Bizde 'Bak
    
     su
      Israil'e, helal olsun, hemen yardimimiza kostu.'
    diyerek sevindik.
     Deprem
      neden gunduz bir saat'te degilde cok ilginc bir
    sekilde gece tam
     03:02'de
      oldu.' Sanki 03:00 saati depremin baslamasi icin
    ozel olarak secilen
     bir
      saat gibi. Boyle gec bir saatte olacaklari
    kimsenin gormesi olasi
     degil,
      gozlemci riski ise en az duzeyde. Tipki bir askeri
    operasyonda oldugu
     gibi
      sanki talimatlara saat tam 03:00 olarak giren
    baslangic saatinde yesil
    
      isik yakilmis ve Tesla cehennem makinesi yer
    altindaki siginakta ve
     deniz
      altinda calismaya baslamisti. En gec 1-2 dakika
    icinde de gucu en ust
      duzeye ulasmis olacakti. Aynen de oyle oldu.
    Makine gurultuyle enerji
      toplamaya baslamisti. Bu sirada, Avusturalya'da ve
    okyonus'ta bu tur
     suni
      depremler oncesinde gorulen elektrik bosalmasi,
    hava yarilmasindan
     olusan
      isiklar ve patlamalar olustu atmosferde. Ve
    arkasindanda makinenin
      bosalmasi ile birlikte yer yarildi ve olusturulan
    enerji dogaya
     aktarildi.
      Ancak hesapta doganin oyunu yoktu. Olusan deprem
    hem beklen enden cok
     uzun
      sureli, hemde cok daha guclu cikti. Siddeti 7.4'e
    ulastiginda
     Amerika'da
      aletler 7.8'I gosteriyordu. Ve buyuk bir patlama
    ile hersey kontrolden
    
      cikti. Tesla deprem makinesi, depremin enerji
    gerilimine dayanamayip
      parcalandi ve ortaya cikan guc yeraltinda muazzam
    bir patlamaya neden
      oldu. Ve bu yeralti labaratuvarlarinin tam
    ustundeki, herseyden
     habersiz
      uyuyan yuzlerce askeri barindiran ve 8
    siddetindeki depreme dahi
     dayanikli
      olmasi gereken askeri tesisler un-ufak olarak
    dagildi. Hesaplarda hata
    
      yapilmis, belkide fay hattinin tepkileri ve enerji
    dagilim degerleri
      yanlis hesaplanmisti. Her ne olduysa oldu ve
    doganin beklenmeyen bu
      tepkisi butun cevreyi yerle bir etti. Bir onlem
    olarak tum bolge ve
     hatta
      butun Istanbul 4 saat sureyle bir haberlesme
    ablukasi altina alindi.
      Elektrikler kesildi ve telefonlar iptal edildi.
    Kimsenin birbiriyle
      haberlesmesi istenmiyordu. Cumhurbaskani dahi
    sabahleyin 'benimde
      telefonlarimda kesikti' seklinde garip bir
    aciklama yapacak ve bizde
     buna
      bir anlam veremeyecektik. Demirel tam bir
    saskinlik icindeydi. Ne
      yapacaklarini bilemedikleri icin ne Cumhurbaskani,
    ne de Basbakan
      saatlerce birsey diyemedi, demec veremediler.
    'Uzgunuz' dahi
     diyemediler.
      Ancak sabah saat 09:00 sularinda televizyon
    ekranlarinin karsisina
     gecip
      halka ustun koru bir aciklama yapabildiler. Durum
    vahimdi. Hatta
     belkide
      Clinton dahi o anda konuya ilk kez vakif olan
    yardimcilarindan ve
      olaganustu Milli Guvenlik konseyinden gorus aliyor
    ve Turkiye'ye nasil
    
      yardim edilecegini hesapliyordu. Hemen gerekli
    sihhi yardim ekipleri
      organize ediliyor ve bolgedeki tum Amerikan askeri
    birlik ve
     filolarina
      Turkiye'ye dogru hareket emri veriliyordu. Amerika
    diyetini Turkiye'ye
    
     tam
      destek vererek odemeye calisiyordu adeta. Bu arada
    devreye Avrupa
      ulkelerinin liderleri de giriyor ve belkide
    onlardan da Turkiye icin
      sozler aliniyordu. yunanistan bile harekete
    gecirilerek Turkiye'ye
     karsi
      olan hasmane tutumuna son vermesi saglaniyordu.
      Tum Bati baskentleri hareket halindeydi, panik
    yoktu. Heroey kontrol
     ve
      koordinasyon altindaydi; bir tek Turkiye disinda.
    Bizde ise sanki bir
      emrivaki felakete karsi nasil tavir almalari
    gerektigine bir turlu
     karar
      verilemiyor; kararsizlik icinde bocalayarak buyuk
    bir gizlilik
     icerisinde
      ne oldugunu anlamaya calisiyorlardi.
      Sabah saat 03:05 ile 06:30 arasinda Bati'da bu
    hareketlilik yasanirken
    
      bolgede de cok hizli ve cok gizli bir askeri
    hareketlilik hakimdi.
     Ancak
      herkes kendi derdine dusmus oldugundan bu
    olaganustu gizli
     operasyondan
      kimsenin haberi olmuyordu. Boylece bu isi
    planliyanlar, gecenin
      karanligindan da yararlanip denizaltindan
    parcalari yere vuran Tesla
      makinesinin kalintilarini toplayip, yeralti ve
    yerustundeki tum
     delilleri
      de yok ediyorlar ve hatta belkide insanlari canli
    canli gomerek tum
     izleri
      yok etmeye calisiyorlardi. Ve bolgeye son hizla
    gelen Rus arastirma
     gemisi
      dahi sabah saat 06:30'da bolgeye vardiginda,
    havanin aydinlanmasiyla
      birlikte etrafa delil olabilecek tek bir cisim
    bile kalmamisti. Deniz
      altinda olusan radyasyon anlasilmasin, dibe coken
    kalintilar
      arastirilmasin ve patlama sonucu meydana gelen
    denizalti krateri ve
     cukur
      ortaya cikarilmasin diye bu bolge derhal askeri
    karantinaya alinarak
      dalisa yasak bolge ilan ediliyordu. Ancak butun bu
    temizlikler
     yapildiktan
      sonra Ecevit ve daha sonra da Demirel'in bolgeye
    gitmelerine izin
      veriliyordu. Onlarin dahi ne bolgeye ucuslarina,
    ne de telefon
     irtibati
      kurmalarina izin vardi. Sanki koskoca Istanbul ve
    kocaeli bolgesi
     uzaydan
      gelen yaratiklar tarafindan abluka altina
    alinmiscasina tam bir
     haberlesme
      karanligina sokulmustu. Tek bir telefon dahi
    calismiyor, elektrikler
      verilmiyordu. Ancak Ecevit ve Demirel, belki de
    olan biteni iclerine
      sindiremediklerinden olsa gerek, evleri
    kendilerine mezar olan
     binlerce
      insanimizin da acisiyla bir turlu rahat hareket
    edip halkla
      butunlesemiyorlardi. CNN haber spikerinin
    'depremin ardinda PKK mi
     var"
      sorusuna, Ecevit ona 'siz ne sacmaliyorsunuz,
    deprem ile PKK'nin ne
      alakasi var" bile diyemiyordu. Sadece spikerle
    gozgoze gelmemeye
     dikkat
      ederek 'sanmiyorum' gibi o gunlerde bizi epeyce
    sasirtan bir ifade
      kullaniyordu.  Peki Amerika ne yapti sonra.' Hemen
    tum imkanlarini
     Turkiye
      icin seferber etmedimi.' Clinton Amerikan
    halkindan Turkiye'ye yardim
      etmelerini istemedimi' Kasim'da Turkiye'ye
    gelecegini ilan edip,
     Ecevit'in
      de bu arada Amerika'ya kendini ziyarete gelecegini
    haber vermedimi.'
      Ecevit belki de Amerika'ya bu felaketin ve
    binlerce sehidin diyetini
      konusmaya gidecekti.  Nitekim gittide. Ardindan
    Clinton Turkiye'ye
     gelerek
      deprem bolgesini ziyaret etti. ABD'nin bu asiri
    ilgisi sadece muttefik
    
      olmasiyla aciklanamazdi. Bu arada, acaba hukumet
    icinden sizan bazi
      bilgiler, bazi bakanlarin yabancilara karsi
    saldirgan tavir
     takinmalarina
      neden olmus olamazmi.' Ilk anda cok yadirgadigimiz
    Saglik Bakani Osman
    
      Durmus'un 'yabancilara tek hasta bile vermem ve
    onlardan kan da almam'
    
      demesini simdi yadirgayabiliyormusunuz.' ABD'nin
    saygin gazetelerinden
    
     New
      York Post'un haberine bir de bu gozle bakin: 'Turk
    hukumeti, ABD'nin
     Deniz
      hastanelerini kullanmiyor.. Turkiye'deki siddetli
    depremde 27.200'den
      fazla kisi yaralandi.
      Ancak yetkililer tarafindan dun yapilan
    aciklamada, depremin meydana
      geldigi tarihten itibaren gecen iki haftalik sure
    icinde ABD
     tarafindan
      gonderilen Deniz Kuvvetleri'ne ait uc adet yuzer
    hastanede henuz tek
     bir
      hastanin bile tedavi edilmedigi bildirildi.
      Turkiye'ye gonderilmis olan uluslararasi yardimin
    cogunun
     kullanilmamasi
      Ankara'daki hukumetin elestrilmesine neden oldu.
    Turkiye'de yayinlanan
    
      Radikal gazetesi dunku sayisinda 750 ton yardim
    malzemesiyle yuklu bir
    
      Israil gemisinin uc gun sureyle gumrukte
    tutuldugunu yazdi. ABD
      gemilerinin Izmit'e varisindan once Turkiye Saglik
    Bakani Osman
     Durmus'un
      bu gemilere ihtiyac olmadigina iliskin sozlerine
    genis bir sekilde yer
    
      verildi. Ancak ABD Buyukelciligi, aralarinda
    600'den fazla yatak
     tasiyan
      Kearsarge adli geminin de bulundugu uc adet yuzer
    hastaneyle ilgili
     olarak
      bir uyusmazlik yasanmadigini bildirdi.'
      Ne olenlerimiz geri gelir, ne de anilarimiz. Ancak
    Izmit'te,
     Golcuk'te,
      Yalova'da, Halidere'de, Avcilar'da, Bolu'da,
    Duzce'de ve daha nice
      yerlesim merkezlerinde enkaz altinda yasamlarini
    yitiren binlerce
     Mehmet,
      Hatice, Ayse ve Ali'ye karsi bir vicdan borcumuzda
    mi olmayacak.'
     Onlar
      geride gozleri yasli onbinlerce sevenlerini,
    sicakliklarindan mahrum
      birakirken, sirf Kaliforniya'da Jony'ler,
    Susan'lar ve Alice'ler
     yasasin
      diye yasamdan calindiklarini dunya bilmesinmi.?
      Emekli Bir Subay
    
     Kaynak :
     HAARP Kıyamet Teknolojisi, Aydoğan Vatandaş
     (kitapta "Angels Don't Play This HAARP" adlı
    kitaptan
     alıntılar var; yazar : Dr.Nick Begich)
 
    Benim gibi, konspirasyon teorilerinin meraklilari su
    sitelere bakabilirler:
    http://members.home.net/phil.hamilton/books.htm
    http://www.primenet.com/~exclmid/earthquake.htm
    http://home.nycap.rr.com/useless/tesla/tesla.html
    http://www.forteantimes.com/artic/99/rumble.html
    http://www.parascope.com/en/1096/tesdeth.htm