Havaya Çizilen Dünya (1935-1960) Yalnızlık sabahların yaşadığı yalnızlık; Suların içindeki ışıklar kadar ılık. Hüzün, o mısralardan dudakta kalan hüzün; İkindi üstlerinde aydınlığı gündüzün. Uykular, ilk gençliğin gündüz gibi uykusu; Vücudun balık olup içinde yüzdüğü su. Sessizlik geceleyin yolcusuz sokaklarda; Sükun dalgalarının ortasındaki ada. Ruha uzak bir şehir içinden gelen rüzgar; Ayrılıktan önceler, ayrılıktan sonralar. Müzelerde o ölü zaman, o gölgesizlik, Yüze değen eskilik, sonsuzluk, kimsesizlik. O kadar siliktir ki bir bayram günü şiir, Uyurken akla gelen son hayaller gibidir. Hayatın oyundaki sükuna değer sesi; Çocuklukta her yeni sınıfın o ilk dersi. Müzikten sonra içi dinlemek uzun uzun, Bir resimdeki davet, bir heykeldeki sükun. Öyle sevgiler ki bir kere görülmüştür, Hatıraları ömrün gecelerince yürür. Duyulan sılasile sezilen o beldeler, Geçer yelkenler gibi enginden birer birer. Dudakların habersiz söylendiği şarkılar: Vücudun ağaçlardan önce duyduğu bahar. Çiziyorum havaya dünyamı bir çiçekle Ve hayran bakıyorum bu rüya gibi şekle!