SİYASETNAME

 

İÇİNDEKİLER

 

Bölüm : 1 : SİYASETNAME

 

Altbölüm : 1 : Parçalar

 

0. Giriş (ve –İ)

 

1.       Siyasetname : 1

 

Tataristan Neresidir?

Yahudiler Çingeneler’e Bir Ülke Borçlu

Peki Ya Çinliler Çingeneler’e Ne Borçlu?

Kızılderililer’in Kudüsü Ay

 

2. Siyasetname : 2

 

Afrika Gerçekten Zenciler’in mi?

Özyaşamöyküsü Yaşamöyküsü Öykü ve Tarih

İnsan Hakları Bildirgesi Üzerine

Demokrasi ve Cumhuriyet Üzerine

 

3. Siyasetname : 3

 

PKK – ETA İşbirliği

Çeçenya Vesaire

Arafat Hep Faşistti

MHP Vakası

 

4. Siyasetname : 4

 

Faşizm Üzerine Koyutlar

An-an-arkik Manifesto : 1

An-an-arkik Manifesto : 2

Marksizm Üzerine Saptamalar

 

5. Siyasetname : 5

 

Kafka und Hitler

Almanya’nın Yeni Yahudiler’i Türkler

Göç ve Göç

Yeni Hindistan Ne Zaman Kurulacak?

 

6. Siyasetname : 6

 

Fetretistan Neresidir?

Hutu ve Tutsi

Halklar ve Adları

Mazlum Uluslar

 

Altbölüm : 2 : Bütünler ve Kavramsal Çerçeveler

 

7. Barbarlıklar ve Uygarlıklar

8. Faşizmler ve Antifaşizmler

9. Köksüzlük Üzerine

10. 2000’den 2100’e Yol Manifestosu

10.1. 21. Yüzyıl’da Neden-Sonuç ilintileri

11. Dünya : Moment 2000

11.1. Global Konjonktür 1990

12. TC : Moment 2000

13. Gündelik Yaşamda Saklı Alaturka Faşizm

14. Atatürk İçin 2 Vektör Momenti

15. Demirel’e Hayır

16. TC’de Seçim Tahminlerim ve Sonuçlar

17. Çin İçin 2000

18. Made in USA 2000

19. Yıl 2000 Blokları

20. AB 2000İçin

21. Asya 2000 İçin

22. Avrasya Sentetikleri

23. Ortadoğu 2000 İçin

24. Uzaycılık

25. Din, İktisat, Eğitim, Hukuk ve Sağlık Üzerine Saptamalar

26. Olası Başlıklar

 

·        

 

Bölüm : 2 : ASKERİ TAHLİLLER

 

0. Giriş

 

1. Askeri Tahliller : 1

 

Yazar ve Savaş

Savaş Tahlilleri (x 3)

Savaş Hukuku

Silah: Saptamalar ve Koyutlar (x 5)

Savaş ve Ekonomi (x 6)

Savaş ve Şiddet

Savaş ve Erkek

Savaş ve Siviller

Savaş ve Sven Hassel

Vietnam ve Afganistan

TC ve Savaş

Savaş ve Barış

 

2. Askeri Tahliller : 2

 

Açıklama

21. Yüzyıl’da Savaş

Savaş ve Ölüm

Savaş ve Siyaset

Savaş ve Suç

Ordu ve Siviller

Savaş ve Kan Davası

TC’nin Gelecekteki Olası Savaşları ve Nedenleri

Savaşı Anlamak

Polisiye Sorunsal

İnsan Türünün Sonu ve Savaş

 

3. Askeri Tahliller : 3

 

Açıklama

Jandarma Asker midir?

Çarmıklılar ve Simaviler-Karacanlar-Nadiler

Savaş: Değişim, Dönüşüm ve Başkalaşım

Türkiye-Gürcüstan Sınırında

Nucleus 2000

 

Olası Başlıklar 

Sonsöz

 

Ekler

 

20. Yüzyıl Savaşları (tablo)

Savaşların Enleri, İlkleri ve Hiçleri

Dünya Orduları 2000

 

·        

 

Bölüm : 3 : SPY vs. SPY

 

0. Giriş

 

Bab : 1

 

1. MI5 ve İKP : 1

2. TC ve Casusluk

3. Şibumi ve Casusluk : 1

4. Atatürk ve Casusluk

5. MI5 ve İKP : 2

6. Yazar ve Casusluk

7. Bir Casus Nedir?

8. Business and Co.

9. Rosenbergler Kim Vurduya Gitti

10. Casus ve Paranoya

11. En Büyük Casus Kimdi?

12. Kıllanan Adam

13. CİA and Co.

14. Hasan Sabbah ve Haşhaşiyun

15. Kurmaca ve Gerçek

16. Çin ve Casusluk

17. Komplo Teorisi

18. Casusluk ve Siyaset

19. Casusluk ve…

20. Terörizm Üzerine Saptamalar

20.1. 30 Yıl Sonra

20.2. Bir Terör Vakası

20.3. Gerilla ve Terör

20.4. PKK – ETA İşbirliği

20.5. İRA Hakkında Saptamalar

21. Casusluk ve Terör

22. Şibumi ve Casusluk : 2

23. Ajan Gazeteci ve/ya Casus ve Muhabir

24. Casusluk ve Köksüzlük

25. Vaka Çalışmaları

25.1. Arthur Koestler ve Walter Benjamin

25.2. Ernest Hemingway ve Dashiel Hammett

25.3. Sabahattin Ali ve Aziz Nesin

26. Entellektüel ve Casusluk

27. Bir Apo Ötetarihi

28. Amatörler ve Profesyoneller

29. Frenoloji ve Yüzbilim ve Grafoloji

30. MİT Öyküleri

30.1. Hiram Abas

30.2. MİT, ÖHD ve JİTEM

30.3. MİT, Sivil midir, Askeri mi?

31. Bercavi, von Pappen ve Anter

32. Casuslar ve Başkanlar

33. MDBB

34. TR - 1

35. John Le Carre’de TC İmajı

36. Casusluk ve Mafyalık

37. Ölümistan Köstebeği

38. Casusluk ve Eşcinsellik

39. CİA ve TKP

40. Fahişelik ve Caususluk

41. Olası Başlıklar

42. Alberto Fujimoro

43. Mahir Kaynak Üzerine Çeşitlemeler

44. CİA 11 Eylül 2001’i Biliyor muydu?

 

Bölüm : 4 : GÜNDELİK YAŞAMIN KÜLTÜROLOJİSİ

 

1.        Popüler Kültür

2.        Tüketim Kültürü

3.        Köksüzlük Üzerine

4.        Hurdacılar ve Çingeneler

5.        Değişen Türk Mutfağı

6.        Eşcinsel Kimliği ve Türk Sanatçısı

7.        Burjuvazinin Ölümcül Ayırtsızlıkları

8.        20 tane Açıklamalı E Grup Mesajı (Vakko ve Alkent gibi)

 

Çıkış-lar

 


TARİH İÇİN ÇEŞİTLEMELER

 

TARİH İÇİN KOYUTLAR

 

·         Tarihin teolojisi ve teleolojisi yoktur; yani insanın varlık nedeni ve varacağı sonul bir bir amaç-durum yoktur. Herhangi bir limit veya asimptot, bir moralite ve teleoloji anlamını taşımaz.

·         İnsanın aslı / doğası ve sonul bir kültürel modu yoktur; yani ütopyalar fiilen geçersizdir.

·         Tarih, hiçbir belirginliğin oluşamayacağı bir rasgelelik içinde değildir.

·         Değişik yerzamanlarda bazı kültürel modlar / sistemler / gelenekler oluşmuştur; toplayıcı-avcı ve/ya avcı-çiftçi gibi…

·         Herhangi bir mod-kümenin değişik yerzamanlarda değişik öğeleri tanımlanabilir (feodalizmin farklı birimleri/parametreleri gibi), hiçbir öğe birim-asal değildir. Aynı modda, değişik parça-bütün ilintileri tanımlanabilir.

·         Aynı mod, yatay evrimde başkalaşarak sürebilir; 12.000 yıl önceki Asya-Amerika göçünden sonra oluşmuş, tropikal Amazon bölgesindeki yerlilerin kültürel modları gibi...

·         Evrim-tarih geçişimleri, kesin-belirgin değildir (® muğlak mantık tanımları). O nedenle, tarihin başlangıcı ve sonu tanımlı değildir.

·         Herhangi bir kültür modu, yerzamanlar içinde süreksiz tanımlıdır; kırınımlı parçalar ve ardışıklıkta doğrusallığın bozulması gibi…

·         Yaşanmış bir olay-olgu silinemez değildir; insan öncesi evrim gibi ve tersine silinmiş bir olay-olgu tarih arkeolojisiyle yeniden kurulabilir; ‘Onüçüncü’ Kabile gibi…

·         Herhangi bir sınırlı-sonlu yerzaman aralığındaki kültürel şematik; hem farklı mod karışımları, hem de anlamsızlık-belirsizlik kayışları taşır; bu nedenle tarih kayıtlarının tamamına yakını, limit sonsuz yinelemeler ve boş anlamlı / anlamsız göstergelerden oluşur.

·         Herhangi bir toplumdaki / gruptaki ‘N’ kişi, ‘n’ yüzlü polihedronlar olarak tasarlanabilir. Bu yüzler, ‘2-n’ boyutlu görüngülerdir ve ‘n+1’ veya ‘n+a’ boyutlu varlık uzayının / bütününün parçalarıdır. Göründükleri gibi görünmeleri ve oldukları gibi olmaları, raslantıya bağlıdır ve başka bir tanım uzayıyla (yani; diliyle, jargonuyla, terminolojisiyle, kültürüyle), başka alt veya bileşik parametreler / parçalar olarak tanımlanabilirler.

·         Herhangi bir insansal-kültürel asal-evrensel özellik / nitelik yoktur, yani kültürde / tarihte neden-sonuç ilin-tisi, makro ölçekte tümdengelimsel olarak kurulamaz, yalnızca büyük sayılar kuramı uygulanabilir. Herhangi bir gözlenmiş ortak niteliğin ilk kez ortaya çıkışını, yitişi de izleyebilir; bu, n’inci kez yeniden ortaya çıkışlar ve yeniden yitişler ‘zaman serileri’ yerine, topolojik-kapalı devimseller modeli gerektiğini gösterir. Yatay evrimdeki sonsuz çeşitlilik bunun göstergesidir.

 

(3 Ocak 1995)

 

·          

 

TARİHİN KAVRAMSAL ÇERÇEVELERİ

 

Aşkın

 

2000-2250 arasında orta ölçekli eğilimler, tarih için biricik kalacak örneklemeler içerebilir (o nedenle onları gözlemeye şimdiden hazırlanılmalıdır); geçmişteki 1945-1957 (atom bombası ve uzaya çıkış) biricik ikilisi gibi… Gelecekte olacak olan; bir yandan türün yok olmaması güvencesi, diğer yandan ayrılma / başkalaşma çatallanmışlığı (hem uzayda, hem de yeryüzünde), ikili biricikliği de olabilir; sabit nüfus, limit sıfır çalışma saatı, durdurulmuş ve tersindirilmiş (veya temizlenmiş) çevre kirliliği, üçlü biricikliği de… Çatallanma; uzayda sürekli yaşayan, ikinci veya n’inci kuşak, minimum bin kişilik popülasyon ve/ya Yeryüzü’nde arayışın yeni başkalaşımları biçiminde görüngüleşebilir. Hepsi bir önceki kültürel modun (Birinci Sanayileşme’nin) sonul vektör momentleriyle ilintilendirilince, (1500-2000) veya (1750-2250) gibi, beş yüz yıllık büyük ölçekli panoramalar elde edilebilir. Hepsi içiçe geçirilince, devinen bir mantıksal-geometrik tarih modeli kurulabilir; böyle bir ölçekte büyük sayılar kuramı işleyecektir.

 

İçkin

 

Elde yüzlerce siyasal, iktisadi, dinsel, ahlaksal norm var. Sözü geçen sürelerde epeyi yenileri de eklenecek; gerçekleştirilmiş sivil toplum modelleri gibi… Tüm bunların geçersizliğine tümevarımla / yaşayarak ulaşan bazı zihinler, içkin arayışlarıyla, yeni çıkış örnekleri yaratacak, onlar da antropomorfik asimilasyona uğrayacak ve uğratılacak. (Örnekse; bugün Kafka çok insanidir ama 1920’lerde gayrıinsaniydi.) Bunlar, ‘kategori içi başkalaşımlar’ demek olacak.

 

(2 Ağustos 1995)

 

·          

 

TARİHİN İLKELERİ

 

1.        Tarih başlamaz ve bitmez. Evrimden tarihe ve tarihten tarihöteye ve/ya evrimöteye başkalaşır.

2.        Tarihte değişik yerzamanlarda benzer kültürel modlar gözlenebilir. Bunların tanımlanması, değişik yerzamanlarda değişik olarak yapılabilir.

3.        Tarihte muhakkak gözlenen kritik olgular; kent, yazı, din, ticaret, savaş olarak sayılabilir.

4.        Tarihteki kültürel modlar; sonuncu modun bakış açısıyla, toplayıcı / avcı, çiftçi / çoban, etnik / köleci, folklorik / feodal, sanayi olarak sayılabilir. Birinci sanayileşmeden ikinci sanayileşmeye geçiş dönemi var. Toplamları sınırlı / sonlu olan, sonsuz sayıda sanayileşme modları ve/ya altmodları tanımlanabilir.

5.        Tarihin ilk kritik göstergesi kenttir.

6.        Tarihin şimdiye dekki en kritik göstergesi yazıdır. Uzaya gidiş, ötetarihe kapı oldu.

7.        1945 atom bombaları ve 1957 yapay uydusu Sputnik olayları, tarihte iki kritik çatallanmadır. 500-1500 Avrupa’daki mahşerin 4 atlısı (istila, kıtlık, salgın, savaş) da çatallanma sayılabilir.

8.        Tarihin ana akışı Avrasya'da, kontrol akışı Amerika'da vuku bulmuştur. İlk Amerikalılar'ın Asyalılar oluşu, olguyu topolojikleştirir.

9.        Tarih, (ilk kentin kuruluşundan başlayarak) ilkede kabaca on bir bin yılı kapsar.

 

(Şubat 1999)

 

·          

 

TARİHİN MANTIĞI

 

1.        Tarih, mantıksal olarak modellenebilir.

2.        Doğa bilimlerinde kullanılan sıkı örüntülü mantıklar, tarih için gevşek örüntülü-geçerlidir.

3.        Tarihte mantıksal ölçek değişimi, mantıksal ölçüt değişimidir. Diğer bir deyişle, tarih için bütün-parça arasındaki ilinti kendi-benzer değildir.

4.        Tarihsel öğeler açısından matıksal süreksizlik sözkonusudur.

5.        Tarihteki öğelerin tamamına yakınlıktaki çoğu, mantıksal açıdan anlamsızdır.

6.        Tarih denilenin tanım aralığındaki görüngüsü, informatik-kognitif açıdan çok gürültülüdür.

7.        Tarihin mantığı asal değil, bileşiktir. O nedenle de, dilseldir; yani farklı kavramlarla farklı modellenebilir.

8.        Tarihin mantıksal (: epistemik) ve görüngüsel bir ilk nedeni (: teolojisi) yoktur.

9.        Tarihin mantıksal (: epistemik) ve görüngüsel bir son nedeni / sonucu (: teleolojisi) yoktur.

 

(3 Ocak 1995)

 

·          

 

TARİH NE ZAMAN BAŞLAR ve BİTER?

 

Skolastik anlayışa göre tarih, insanın ateş yakmayı öğrenmesiyle başlatılır. Yüz yıl öncesinde, bunun günümüzden on - on beş bin yıl öncesine denk geldiği sanılıyordu. Oysa bugün; (eğer o zamanlar öyle adlandırılabilirse) insanın en az dokuz yüz bin yıldır ateş yakabildiği biliniyor. Diğer bir ölçüt de, insanın alet yapabilmesiydi. Oysa bugün, bir çok hayvanın da alet yapabildiğini biliyoruz.

Modern anlayışa göre tarih, ilk kentlerin kuruluşuyla başlar. Yüz yıl öncesinde bu, altı -yedi bin yıl öncesiydi. Oysa bugün; en az on bir bin yıl öncesi demek.

Japon Fukayama, 1990'lı yıllarda tarihin bittiğini ilan etmişti. Oysa biten yalnızca ‘Birinci Sanayileşme’ kültürel modu idi. 1945, atom bombaları atılması nedeniyle, türün kendini yok edebileceğini gösterdiği için; 1957, insanın ilk kez uzaya bir araç yollaması nedeniyle, başka bir türe dönüşebileceğini gösterdiği için,  tarihin bitişi sayılabilir.

Yazara göre; tarih henüz başlamadı ya da 1945 - 1957 çatallanması, Vehrkuhlst düzensizliğinin ilk adımı olduğu için,  tarihin başlangıcının başlangıcı oldu. 250 yıl sonrasında insanlar sıfır saat zorunlu mesai yapacakları için, 2.500 yıl sonrası uzaya kalıcı yerleşecekleri için, bunlar diğer başlangıç adımları olacak.

 

(Nisan 1999)

 

·          

 

TARİH HE ZAMAN BAŞLAYACAK?

 

·         Tüm kürel nüfus, üniversite eğitimli olduğunda,

·         Tüm kürel nüfus, zorunlu sıfır mesai yaptığında,

·         On milyarın on milyonu uzaya yerleştiğinde veya ilk Dünya benzeri gezegen bulunduğunda (yerleşildiğinde değil),

·         Tüm çevre kirliliği temizlendiğinde,

·         Ortalama yaşam 125 yıl olduğunda,

·         Bir milyar robot olduğunda,

·         Birleşik Büyük Kuram tamamlandığında veya birşeyler ışık hızından hızlı yolculuk edebildiğinde,

·         Kadınlar tam insan olduğunda,

·         Pasaporlar ortadan kalktığında,

·         Dinler ortadan kalttığında,

·         Savaşlar bittiğinde,

·         Kişi başına yılda 250 kitap okunduğunda,

·         2250-2500 arasında veya asla…

 

Gerekmeyenler

 

Tüm hastalıkların ve özürlerin iyişleştirilmesi gerekmiyor,

Delliklerin önlenmesi gerekmiyor,

Savaşların bitmesi gerekmiyor,

 

Aporia’nın Aporetiği

 

·         Tüm bu koyutlar gönülü-zorunluca seçilmiştir.

·         Bazıları birbirini değileyebilir, dışlayabilir, az veya çok çelişebilir,

 

(25-26 Ocak 2001)

 

 

TARİHİN SONUL YÖNELİMİ NEDİR?

 

1.        İnsan türünün sonul bir amacı var mıdır?

2.        Böyle bir amaç varsa, verilmiş değil, yaratılmış olacaktır.

3.        Bu, din ve/ya teoloji, yani tanrı değildir.

4.        Bu, Marksizm'de olduğu gibi, ‘beyaz ütopya’ ve/ya bir ideal durum değildir.

5.        Bu, ayrı derecelerdeki mantıklarla, ayrı hedefler olarak tasarlanabilir.

6.        Uzaycılık ve Evren'e gitmek de, bir hedef / amaç değildir.

7.        Evrimöte de, bir amaç değildir.

8.        Tarih, Evrim'in amacı değildi. Olası bir sonucuydu.

9.        Canlılık, cansızlığın amacı değildi, olası bir sonucuydu.

10.     Bu sorunun başka soruluş biçimleri, 'Tarih Nerede Başlar ve Biter?'de ve 'Fütürolojinin Temel İlkeleri'nde ele alındı.

11.     İnsanlığın teolojisi ve teleolojisi yoktur.

12.     Yeryüzünde mutlu bir insanlık, hedef olmaksızın yaratılabilir bir durumdur ama sonul olabileceği kuşkuludur.

13.     İnsan türü, asıl sorularını, yıl 2000'den sonra, İkinci Sanayileşme süreçleri boyunca soracak.

(Mart 1999)

-İ : Sanal Küsur Öndeyi : Üslup Sorunsalı:

 

I.

 

İşbu metinler, müziksel kompozisyon yapısında tasarlanırlarsa; ritm-tempoda heterojen, armonide asimetrik, melodide kakafonik ve arabesk olarak algılanabilen melankoliktirler

Yazınsal kompoziyon yapısında tasarlanırlarsa ise; giriş – gelişme – sonuç doğrusallığında değil, girizgahlar yakınsaması + kaotik düşünce köruçuşları + yalpalar ve çatallanmalar ile çıkışlar doğrusaldışılığında algılanabilirler.

Sayılandırmalar, apsis-ordinat tutturma eğilimi nedeniyledir, örneğin ‘neden ‘-i’ ?’yi açıklamak gerekmiyor.

 

(10 Şubat 2000)

 

II.

 

Siyasetname + Askeri Tahliller + Casusluk

 

Neden böyle oldu?

1.        Siyaset - Terör + Casusluk - Savaş gibi bir durum-yapı saptandı.

2.        İleride tek tek geçilecek olsa da, 100 sayfalık hacim limitini hepsi birarada doldurdu.

3.        Hepsi de, parçacıklı yazılmaya çok uygun geldi.

4.        Bu girişler, üçü için de yazılmış oldu.

 

(17 Mart 2000)


0. Giriş: Neden Siyasetname?

 

Nizam-ül-Mülk’ün ‘Siyasetname’si yazılalı 900 yılı bulmuş. Çinliler, ondan çok önce de benzeri eserler vermişler ama yalnızca adları farklı olmuş. Bu nedenle o bir ilk sayılamaz.

Nizam-ül-Mülk, Anadolu’yu fethi başlatan türk hükümdarı Alp Arslan’ın başveziriymiş ve görevi bırakması istendiğinde ona kafa tutabilecek denli muktedirmiş. Aynı zamanda, alternatifi, rakibi ve meslektaşı Devlet-ül-Mülk can düşmanı imiş.

Matematikçi, şair ve (en çok bilinen yanıyla) şarapçı Ömer Hayyam ve tarihteki ilk terörist başı Hasan Sabbah, Nizam-ül-Mülk’ün sınıf arkadaşıymışlar. Sonunda onu öldürten de Sabbah olmuş. Parayı veren ise, Devlet-ül-Mülk imiş.

Tarih tekerrürden ibaret değildir. Tekerlek de, boru da  daire biçimindedir ama bu onları aynı şey yapmaz. İnsan türünün yiyebileceği herzeler sınırlı… Sonuçta, Demirel 1977’de Ecevit’i suikasttan haberdar etti de ne oldu? Yıl 2000: Ebedi baba ve başbakan mahdumları and co…

Kıssadan hisse alanlar sınırlıdır. Uzundan, pardon milenyumdan ise, hiç kimse ders almaz. Eh, vaka-nüvisler Osmanlı’da gelenek, patologlar Avrupa’da gelenek. Bakarsınız, yeni milenyumda bir gelenek de işbu yazar yaratıverir… Adı da ‘nev siyasetname’ olsun bari…

 

(17 Şubat 2000)