TÜRKİYEDE SOL ve SAG PARTİLER
Türkiye’de
1923’ten beridir temelde hep sağ partiler vardı. Dönem dönem izleyelim:
3
adam dönemi (1923-1960):
Atatürk
ve İnönü tek partili yaşantıyı yeğledi.
Bayar
ise, TBMM dışından gelen bir muhalefet değil, başbakanlık da yapmış bir CHP’li
idi.
Menderes
öyle görünüyor olsa da, liberal bir politika değil, ikameci ve teşvikçi devletçi
bir siyaset izledi.
3
darbe dönemi (1960-1983):
Türkiye’de
bugünkü seçmenin ana dağılımı oluştu: Engizitörleşen mutaassıp kesim (MNP, MSP,
FP, RP), faşistleşen milliyetçi kesim (MÇP, MHP), kırsala dayalı orta sağ (AP,
DYP) ve sol olduğunu söyleyip sağ siyasetler savunan kesim (CHP).
3
liberalizm dönemi (1983-2006):
Liberal
çizgiyi uygulayanlar ama fikren uymayanlar (ANAP, DYP, AKP), diğerleri aynen
sürüyor.
Bugün
ise sol olmanın 2 temel sorunsalı var: Gelir dağılımı eşitsizliğini tersine
döndürecek, anti-liberal siyasetler üretmek ve 2. Sanayileşme’nin ve bilgi
toplumu olmanın yolunu açmak ki bu eski ‘ilericilik’ kavramının bugünkü
görelikte karşılığıdır. Böyle bir parti dünyada da, Türkiye’de de yok ama
Danimarka ve eski Doğu Almanya karşıt 2 yoldan, en zengin % 10’un, en fakir %
10’un yalnızca 2 katı gelir almasını sağladılar, yani gelir dağılımı eşitliği
yaratmanın sabit yolları var ama bunlar iktidar seçkinlerince onaylanmıyor.
Moment:
Türkiye’de
seçmen 2002’de % 25 solda, % 75 sağda göründü. ‘Milliyetçiyim ama faşist
değilim’ ve ‘şeriatçıyım ama demokratım’ gibi deli zırvası düşünceleri seçmen
rahatlıkla savunabiliyor duruma gelindi.
Sorun
şu ki sol-sağ oranı % 75-25 tersine olsa bile, çok
hızlı değişen Türkiye’de insanlar çok muhafazakarlaştı. Olmaması gerekir ama
sol muhafazakar var, CHP’nin kemalistliği öyle.
Kemalizm daha başında sağ bir siyaset idi.
Bu
durumda ne yapılabilir?
Oyun
kuramına göre, her yapılan şey, olumsuz sonuç verecekse, hiçbir şey yapılmaması
yeğlenir. Türkiye’de de hiçbirşey yapılmasa bile, 2. Sanayileşme değişimi
2000’lerde başladı ve artık durdurulamaz. Bu durumda sorun toplumun 4 kampa
bölünmesi: Proto-feodal kültür (kırsal kesimin bir bölümü ve etniciler), feodal
toplum (genel tarım kesimi), sosyolojik toplum (kent toplumu), gelecek mod
toplumu (internetçiler, bilgisayarcılar). Bu durumda tek gereken şey, kutuplaşma
gerilimlerini minimuma düşürmek ki şu an bu da imkansız
görünüyor. Düşmanlık ve kin kültürü kitleye adım adım yayılıyor. Ufukta savaş
var. Demek ki savaşı unutmuş bu toplumun biraz kan akması ile barışın değerini
anlamasını beklemek gerekli. İlerilerde bir zaman artık orta-sağ bir düşünce
olan sosyal demekrat bir iktidar, kitle ve iktidar seçkinleri tarafından ancak
o zaman onay görecek.
(18 Haziran 2006)