TARİH ve KÜLTÜR ÇÖZÜMLEMELERİ
İÇİNDEKİLER
Demokrasim Net İçin Yazılmış ama Yayınlanmamış Metinler
11:27 Dergisi İçin Yazılmış Metinler
Yayınlananlar
1. On Bir Eylül 2001 ve Anarşizm (27 Eylül 2002)
2. Kasım 2002 Genel Seçimi Sonrası Tahminleri (11 Ekim 2002)
3. Türkiye İçin Kuzey Irak Sorunu (27 Ekim 2002)
4. Kronik Bir Oyvermezlik Perspektifi
5. Türkiye İçin AB Sorunu : Çok Cami Arasında Binamaz
1. MİT, Televole’ye Karşı
2. AKP Anketi
3. 2003 Gündemi
Doğu-Batı Dergisi İçin Yazılmış ama Yayınlanmamış Metin
Doğu-Batı ve Savaş-Barış
DOĞU-BATI ve SAVAŞ-BARIŞ
‘Doğu’ dendiğinde; İslam’ı, Güney’i ve/ya Asya’yı anlayabiliriz. ‘Batı’ dendiğinde; Hristiyanlık’ı, Kuzey’i ve/ya Avrupa’yı anlayabiliriz.
Tüm kavramlar gibi, bu ikili de başka başka anlamlara gelebilir. 1945-1990 arasında ‘Doğu-Batı Avrupa’ ayrımı vardı. Çin lideri Mao bunu, ‘Birinci Dünya = SSCB + ABD’, ‘İkinci Dünya = Batı + Doğu Avrupa’, ‘Üçüncü Dünya = Diğerleri’ olarak anlasa da; aslında ‘Birinci Dünya = ABD + Batı Avrupa’, ‘İkinci Dünya = SSCB + Doğu Avrupa’, ‘Üçüncü Dünya = BM’deki 77’ler’ idi. 3 dünya; gelişmişler (G7), gelişmekteler, geliş(e)meyecekler olarak da anlaşılabilirdi. Bu durumda küçük ülkeler 4., ülkesiz halklar 5., ayrallar 6. dünya sayılabilirdi.
Asya’nın en doğusundaki Japonya artık Batı. Dünyanın en güneyindeki Avustralya artık Kuzey (‘1. Dünya’ anlamında). Yine de, genel kavram çerçevesini birinci paragraftaki gibi ele alacağız.
Türkiye, bu konuda arafta kalıyor. Demokrasiyle yönetilen tek İslam ülkesi ama 4 darbe gördü. Dünyanın en büyük 15. ekonomisine sahip ama kazandığından çok harcamak, onu gelişmiş bir ekonomiye sahip olmaktan alıkoydu. Tanzimat’tan beridir Batı’nın peşinde ama bir türlü Avrupa’nın siyasal, ahlaksal, kültürel değer yargılarına sahip çıkamıyor. Coğrafyasal konumu, onu Karadeniz-Akdeniz, Balkanlar-Kafkasya, Ortadoğu-Avrupa arasında boşta bırakıyor.
Doğu-Batı birbiriyle hep savaşmış. Önce, duruma zamansal ve mekansal panoramasal bir bakış atalım:
Osmanlı 622 yıl 295 savaş
İngiltere 500 yıl 149 savaş
Fransa 500 yıl 148 savaş
Rusya 500 yıl 134 savaş
Bunların:
Osmanlı 42
Rusya 33
İngiltere 38
Fransa 40
... si iç savaş / halk isyanı olmuş. Hristiyan Rusya’da Müslüman halklar, 30 kez halk isyanı çıkarmışlar.
Bunların:
Osmanlı-Rusya 28
Osmanlı-İngiltere 14
Osmanlı-Fransa 11
İngiltere-Fransa 5
Rusya-Fransa 5
Rusya-İngiltere 4
... arasında olmuş. (Aynı savaşta birden çok ülke olabileceği için, yinelemeler olacaktır.) Bunların dışında kalan savaşların önemli bir bölümü sömürgeleştirme sırasında üçüncü dünya halklarının isyanı ile çıkmış. İç savaşlarda ise, mezhep savaşları epeyi ağırlıklı bir yer tutuyor. Almanya’daki Yüzyıl Savaşı’nın bir mezhep savaşı olduğu anımsanmalı. Bugün bunlar dünyada her yerde aynen sürüyor.
ABD ise, resmen kurulmasından beridir geçen 226 yılda (2’si Müslüman halklarla) 12 savaş yapmış ve 250’nin üzerinde askeri-siyasi dış müdahalede bulunmuş.
Ek: 1500-1600 arasındaki dünya egemeni İspanya’nın savaşları hesaba katılmadı. Burada; emperyalizmin, koloniyalizmin, Müslümanlar’a (Endülüs’e) karşı yeniden fetihin (reconquisita) ve engizisyonun (inquisita) aynı yıl (1492’de) başladığını not düşmek gerek.
1990’LARIN
MÜSLÜMAN-HRİSTİYAN ÇATIŞMALARI
Avrupa:
Eski Yugoslavya: Boşnak-Hırvat, Arnavut-Makedon, Arnavutluk: Müslüman-Hristiyan Arnavut, Bulgaristan: Müslüman Türk – Hristiyan Bulgar, Yunanistan: Hristiyan Rum – Müslüman Türk, Almanya: Müslüman Türk – Hristiyan Alman. Kıbrıs: Kuzeyli Müslüman Türk – Güneyli Hristiyan Rum, Lübnan: Maruni Hristiyan – Şii Müslüman.
Asya:
Endonezya: Müslüman çoğunluk – Hristiyan azınlık, Filipinler: Hristiyan çoğunluk – Müslüman azınlık. Müslüman Azerbaycan – Hristiyan Ermenistan (Ermenistan içindeki Nahcıvan ve Azerbaycan içindeki Karabağ bölgeleri nedeniyle), Müslüman Çeçenistan – Hristiyan Rusya, Müslüman Abhazya – Hristiyan Gürcistan, Rusya’daki 10’un üzerinde Müslüman azınlık bağımsızlık istiyor.
Afrika:
Nijerya: Kuzeyli Müslüman kabileler – Güneyli Hristiyan kabileler, Sudan: Müslüman çoğunluk – Hristiyan azınlık.
Bunların dışında; İrlanda’da, Eski Yugoslavya’da Hristiyan-Hristiyan; Cezayir’de, Mısır’da, Bangladeş’te, Yemen’de Müslüman-Müslüman çatışmaları vardı.
(Kaynak: Kutsal Nefret, James Haught, çeviren: Aslı Açıkgöz, Aykırı Yayınlar, İstanbul 1999, 176 sayfa.)
11 Eylül’den beridir yeni bir döneme girdik. Savaşın yerini terör alacağa benzer. Tamil gerillalarının canlı bombayı icat etmesi ve İkiz Kuleler’in hiç silah kullanılmadan yok edilmesi, bunun bir göstergesi.
Hristiyanlık’ın haçlı seferi, Müslümanlık’ın cihadı var. Her ikisinde de, yalnızca din nedeniyle verilen ölüm kararı, yani engizisyon var.
Emperyalizm, koloniyalizm, adına her ne denirse densin, o da var. 1503’te dünya, engizitör İspanya ve Portekiz arasında iki eşit hükümranlık alanına bölünmüştü. Dünyanın en büyük ülkesi İngiltere idi, şu an Rusya. Her ikisi de Hristiyan. Osmanlı ise, ölçüte göre değişebilen bir biçimde, üçüncü veya beşinci sırada. Bunlar, milyonlarca kilometre karelik alanları zorbalık yoluyla ele geçirmiş.
Dünyanın en uzun süreli devleti, 1.000-2.000 yıl arasında değişen kabullerle, Hristiyan (Roma-Bizans) idi. İkincisi, 800 küsur yıl ile Müslüman (Endülüs) idi.
Bugün İspanya’dan Kamçatka’ya uzanan bir din fay hattı var. Amerikalar’da bu yok, çünkü 350 yıl tek bir Müslüman’ın Amerikalar’a gitmesine izin verilmedi. Ancak, yine de bugün Trinidad’da ve Belize’de Müslümanlar sorun çıkarabiliyor. ABD’de resmen 5 milyon (gayrıresmen 10 milyon) Müslüman var.
Yıl 1000’de İslam Hristiyanlık’a karşı kesinkes üstündü, yıl 2000’de Hristiyanlık İslam’a karşı kesinkes üstün. Yine de, dünyanın en fakir ülkesi Afganistan’ı, ne topraklarında güneş batmayan imparatorluk İngiltere, ne de reel sosyalizmin kalesi Rusya yenemedi. Şu anda da dünyanın en fakir ülkesi ama ABD’nin onu yendiği de kesin değil.
İnsanlar güçsüzken mazlum takılırlar, güçlenince zalim takılırlar. Cengiz Han, 1260’larda Avrupa’yı kasıp kavururken herkes inim inim inliyordu. Sonra, kendilerine yapılanın binlerce katını 500 yıl tüm dünyaya yaptılar. Yıl 2000’de İslam ağlak yapıyor. Oysa, petrolü kendi diktatörlerine ve Hristiyan emperyalistlere peşkeş çeken kendileri...
2000 itibarıyla dünyanın dinleri şu nüfuslara sahip:
Ateist 909.000.000
Hristiyan 1.943.000.000
Müslüman 1.165.000.000
Hindu-Budist 1.116.000.000
Animist 250.000.000
Diğerleri 617.000.000
Toplam 6.000.000.000
Hristiyan ülkelerin çoğunun nüfusu artık çoğalmıyor. Müslümanlarsa hızla artıyor. 2003’te 8,5 milyon nüfuslu Haiti, resmi dinini Hristiyanlık’tan Vudu’ya (animist bir din) çevirdi. 2025’te nüfusun dağılımı milyar olarak şöyle olacağa benzer:
Ateist 1,5
Hristiyan 1,5
Müslüman 1,5
Hindu-Budist 1,5
Dinden muaf 1,5
Animist 1,5
Diğerleri 0,15
Toplam 9,15
Bu ‘eşit dağılmış sayılar’ın savaşı önleyeceği umulmuyor. Dünyada savaşların azalma eğiliminde olduğuna ilişkin bir gösterge-eğilim yok. Savaşlara genelde petrol gibi somut etkenler neden olsa da, din (yani soyut) nedenli savaşlar da hep olageldi. Ulusçuluk da işin eşleniği ama aynı ulustan olanlar, farklı mezhepten veya dinden oldu mu, birbirleriyle yine savaşıyorlar. Pakistan-Hindistan, Hırvatistan-Sırbistan, Türkiye-İran gibi...
Tarihte yeni bir Orta Çağ’a veya Fetret Devri’ne girdik. ‘Globalizm’ dense de, ülkelerin sayısı artıyor ve yerellik giderek daha çok önem kazanıyor. Tarihin böylesi dönemlerinin ardından yeni kültürler oluşturulur. Sorun, mayalanma ve gübrelenme döneminin mümkün olduğunca kısa sürebilmesinde...
Tek çözüm, ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden ‘din özgürlüğü’ maddesini çıkarmak ve 18 yaşına dek hiçbir insana dinsel eğitim verilmemesini ve telkin yapılmamasını sağlamaktır. ‘Din özgürlüğü’ maddesi yerine, ‘ateizm özgürlüğü’ maddesi konulmalıdır. 65 yaş üstü de dinden muaf sayılmalıdır.
Din savaşları, yalnızca İslam-Hristiyanlık arasında değil... Hindistan’da Hindu-Müslüman çatışması var, Afrika’da animist kabile savaşları var. En barışçı dinlerin yer aldığı Hindistan’da, 40 yılda baş yönetici 3 Gandi siyasal suikastçilerce öldürüldü.
BM sonrasında kurulacak yeni dünya örgütünün, dinsel savaşları ‘insanlığa karşı işlenmiş suçlar’ kategorisine sokması gerek. En başta da, kurulduğundan beridir soykırımlara imza atmış olan ve en son İslam’a karşı haçlı seferi başlatmış olan ABD’nin yargılanması gerek. Yoksa, din savaşları binlerce yıl daha sürer gider.
(Mayıs 2003)