Yolum bir kere Manhattan denilen yere düşmüştü. Enine boyuna bir yer, ama yürümesi zevkli. Yayalar için kocaman kocaman kaldırımlar var. Hani o kaldırımlar İstanbul'da olsa arabalar kesin dayanamayıp tecavüz eder. O Manhattan'da yürümenin zevki artık seyredilmenin stresiyle yamulmuş durumda. Bayağı seyredilmek. 2400 kameranın meydana getirdiği bir büyük kamera ağı şimdi gece gündüz demeden "bizi" izliyor.
"Closed Circuit Television" (kısaca CCTV) olarak adlandırılan bu uygulamanın 11 Eylül'le ilgisi olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. O facia yaşanmadan çok önce CCTV sistemleri kurulmaya başlamıştı. Sadece Manhattan'da da değil. Mesela Londra, kişi başına düşen kamera açısından dünyanın önde gelen şehirlerinden bir başkası. 1999'da CCTV sistemleri satışının hacmi 9 milyar dolara ulaşmış. Bu rakam 2001'de yüzde 33 artıp 12 milyar dolara çıkmış. 11 Eylül sonrası süreçte rakamın katlanarak artması bekleniyor.
İstanbul gibi "tanımlanamayan gridlerden" oluşan bir şehir mimarisine CCTV ne zaman kurulur, kurulabilir mi bilinmez, ama mesela Ankara gibi nisbeten düzenli bir şehirde bunun gündemde olacağından, hatta olduğundan hiç kuşkum yok. Ama şimdi Manhattan'a dönelim, çünkü oradaki hikayenin devamı var. Birtakım insanlar bu kapalı devre TV ağı meselesine karşı "iSee" diye bir programcık yaptılar. Web üzerinden kullanılabilen bu programcıkla Manhattan haritasını ekrana getiriyor, bir tıklamayla yerinizi, ikinci bir tıklamayla da nereye gitmek istediğinizi belirtiyorsunuz. Haritada Manhattan'daki kameraların saptanabilmiş olanları kırmızı renkle gösteriliyor. Siz ikinci tıklamayı yaptıktan sonra, gitmek istediğiniz yere kameralara yakalanmadan varmanızı sağlayacak bir "alternatif" güzergah çiziyor program.
Bir deneme yaptım. Manhattan'ın kenar tarafından South End Avenue'u seçip Fulton Street'e gideceğim dedim. Tam göbekte, Broadway yakınlarında bir cadde. Sanıyorum normalde bu güzergahı tempolu bir yürüyüşle 45 dakikada falan tamamlayabilir insan. Hatta belki bir saatte. Kameraları atlatabilmek için program öyle bir alternatif güzergah çıkarttı ki, Manhattan'ın dışından dolaşılarak geçilen bu güzergahtan hedefe ulaşmanız için en az 3 - 4 saat yürümeniz gerekir. Yani iSee'nin pratik bir şey olduğunu söylemek mümkün değil.
"Doğrudur, güvensiziz!"
CCTV ağını oluşturan kameralar, binalarda, ATM'lerde, trafik ışıklarında bulunuyor. Bunların birçoğu da gizli kamera. Berkeley merkezli bir çevre koruma ve insan hakları organizasyonu olan "Ruckus Society"den Allen Gunn adlı bir teknik uzman, iSee'nin sahte bir güvenlik hissi yarattığını söylüyor. Gunn, iSee yapılırken gizli kameraların ve aldatmaca kameraların (çalışır görünüp görüntü almayan "kör" kameralar), kamera menzil, çözünürlük ve açılarının dikkate alınmadığını söylüyor.
Kısacası, şimdiki haliyle iSee daha çok CCTV olayına parmak basan, Manhattan'lılara gözetlendiklerini hatırlatan bir oyun gibi. CCTV uygulamaları geliştiren şirketler için ise tatsız bir oyun. Sensormatic Electronics adlı şirkette video sistemlerinden sorumlu pazarlama müdürü olarak çalışan Alex Mathieson, iSee'nin "uygunsuz" olduğunu düşünüyor ve özel hayat meraklılarına "evlerinden çıkmamalarını" öğütlüyor.
Aslında CCTV'lerde daha emekleme sürecine tanık oluyoruz. Visionics adlı bir başka şirket tarafından geliştirilen "FaceIt" gibi "yüz tanıma" teknolojilerinin entegrasyonuyla durum daha da vahimleşecek. FaceIt teknolojisi şimdiden pekçok alanda kullanılıyor, ama bunun şehirlere kurulan geniş kamera ağlarına entegrasyonu için biraz daha zaman gerek. O zaman sadece sokaktaki insanlar gözetlenmekle kalmayacak, bu insanlar arasında hedef arayarak gözetleme yapmak de mümkün olacak.
New York'taki CCTV sistemiyle ilgili "sivil" sitelerden bir başkası da "NYC Surveillance Camera Project." Bu sitede iSee gibi bir "atraksiyon" yok ama bol bilgi mevcut. PDF formatında (Adobe Acrobat'la görüntülenebilir) kocaman bir haritada iSee'dekinden çok daha ayrıntılı ve kapsamlı biçimde kameraların yerleri görülebiliyor. Ayrıca kamera yerlerini bildirmek isteyen ziyaretçiler sitede bu bilgileri girip haritanın eksiklerini giderebiliyorlar. Gerçekten etkileyici. 537K'lık haritayı indirmenizi tavsiye ederim. Sadece birkaç dakika sürüyor. İndirdikten sonra büyüteçle bir noktaya 3 - 4 kere zoom yaptığınızda, tek tek sokaklarda kameraların nerelere yerleştirilmiş olduğunu göreceksiniz.
Bir başka site ise "Surveillance Camera Players." Sitenin anasayfası NYC Emniyeti komiserlerinden Howard Safir'in şu sözleriyle başlıyor: "Ancak devlete tamamen güvensiz biri izleme kameralarıyla yaptıklarımıza karşı çıkar." Bu yaklaşımı kabul edip kendilerini "devlete tamamen güvensiz" olarak lanse eden "Surveillance Camera Players", hem kameralara karşı site aracılığıyla kampanya yürütüyor, hem de zaman zaman tepkilerini sokağa çıkıp gösteriyorlar. "Eve gidiyodum", "Bişeyler atıştırıp dönecem" yazılı pankartlarla kameraların karşısına geçiyor, bazen de parmaklarıyla muhtelif işaretler yapıyorlar.
Manhattan kamera savaşlarında durum şimdilik böyle. iSee'cilerin Londra'ya yönelik bir projeleri de varmış. O zaman savaşın okyanusun bu tarafına sıçrayışına tanık olacağız.