Gazetenin haberinde üsteğmenin yerle yaptığı telsiz konuşmaları da bire bir yayınlanmıştı. Cismin askeri uçakla bir tür "it dalaşı"na girdiğini buradan öğreniyoruz. Üsteğmen Dinçer, durumu sadece yer kontrole bildirmekle kalmamış, Kütahya yakınlarında bulunan "Bölge Savaş Harekat Merkezi"yle de irtibat kurmuştu.

Konuşmasına, "Sıradışı bir durumla karşı karşıyayız. Huni ile disk arası aşırı parlak, ayaklı ve yüksek süratte uçan bir cisim var" diye başlayan üsteğmen, "Cisim kanatlara yaklaşıyor. Arkamıza doğru geçti. Ben de tono ile onu önüme alacağım... Şimdi önümüzde, bu resmen bizimle hava muharebesi yapıyor" diye devam ediyordu. Bu arada Savaş harekat Merkezi'nden pilotla bağlantı kuranlar, radarda herhangi bir cisim tesbit edilemediğini söylüyordu: ''Sizin uçağınızda yüksek hareketlilik belirledik. Ancak etrafta ikinci bir cisim saptanamıyor.."

İzmir 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı'na bağlı T-37'yle 12:30 sıralarında havaalanından kalkan üseğmenin raporundan, Çandarlı Körfezi'nin üstünde yaklaşık yarım saat bu tanımlanamayan cisimle birlikte uçtuklarını da anlıyoruz.

Ertesi gün yapılan resmi açıklamalarda, "meteoroloji balonu" ihtimali üzerinde duruldu. Göktaşı ihtimali de vardı. Sonra ilk ihtimal ağırlık kazandı. "Öbür ihtimal", yani bir silahlı kuvvetler mensubunun çıplak gözle gördüğü şeyin bir UFO olması ihtimali ise üstünde durmaya bile değmeyecek bir "yanılsama" olarak kenarda kalmıştı.

UFO'lar konusunda dünya kamuoyu üçe bölünmüş durumda. Birinci gruptakiler, sofraya koydukları tabakta bile UFO görenler. Kafayı kırmış olanlar yani. İkinci gruptakiler, "UFO diye bir şeyin elbette ve asla olamayacağını" söyleyen, aynı derecede kafayı kırmışlar. Büyük çoğunluğu oluşturan üçüncü grup ise, UFO haberleri arasındaki farkları algılayabilen, uzayda bizim dışımızda akıllı varlıkların "olabileceği"ni değil, kesin olarak "olduğu"nu düşünen, ama zamanın sonsuzluğu içindeki üç - beş bin yıllık süreçte o tür varlıklarla karşılaşmamızın çok da yüksek bir olasılık olmadığının bilincinde olanlar. Bu üçüncü gruptakiler için üsteğmen Dinçer'in gördükleri o düşük olasılığın gerçekleşmesi gibi bir şeydi.

Internet'te, sadece tabak - UFO farkını algılayamayanlar değil, konuya mantıklı ölçülerde ilgi ve merak duyanlar için de kaynaklar olduğunu bu vesileyle hatırlatmak isterim. Yahoo'nun sponsorluğunda bir radyo programı da yapan Jeff Rense'in sitesi, sadece UFO'lar değil, tüm "paranormal" olayları kapsıyor. Ama, yakın tarihteki UFO görünmeleri üzerine bu sitedeki arşivin bir benzeri de zor bulunur. Bizim Çandarlı haberi de, ABC News'un haberine referans yapılarak manşetten verilmiş durumda. Hızlı habercilik açısından çok iddialı olmasa da, UFO'larla ilgili haberleri birkaç ay arkadan ama dikkatle izleyip yayınlayan "UFO Database" de, temel başvuru kaynaklarından. İlgi çekici fotoğrafların bulunduğu bir bölümleri de var.

UFO kaynakları derken "Area 51'ciler"den de söz etmek gerek. Amerika'da bir çölün ortasındaki "Area 51" denen bölgede bir uzay gemisinin kalıntılarının bulunduğunu ve bu bölgedeki askeri tesiste hem alien uzay gemisi hem de gemiden çıkan uzaylılar üzerinde çok gizli araştırmalar yapıldığını düşünenler tarafından yüzlerce site hazırlanmış durumda. Bunların en büyüğü, artık pek güncellenmiyor gibi, ama şimdiye kadarki bilgiler yeter de artar.

Kafayı kırmışlar kategorisine girse de, bazı yaklaşımları ve verdikleri bilgiler (özellikle depremlerle ilgili) ilginç gelebilecek sitelerden biri ise "Zeta Talk." Kurucusunun "Zeta" denilen uzaylıların sözcüsü olduğu iddia edilen ve tarikat havası taşıyan sitede, sadece "uzaylılar" değil, uzay fenomenleri üzerine de bir dolu malzeme bulmak mümkün.