|
 |
Cyberman-10 Kasım 2001 |
 |
Benzer duygular
|
 |
 |
 |
 |
Köşe yazarı Hadi Uluengin, 10 Kasım günü Hürriyet'te, "Matbaadan geçmemiş 'gazete' fasa fisodur ve çek sifonu, yallah kubura! Bunları dün sabah ve aniden düşündüm. Herzamanki gibi, çok erken saatte, almadığım gazeteleri Internet'ten okuyordum ki, birden içimden kusmak geldi" diye yazmış. Online gazetelerden söz ediyor. "Bilişim teknolojisi iyi güzel ama, kağıdına dokunamadığım ve mürekkebini soluyamadığım bir gazete asla ve asla gazete olmuyor..."
|
 |
Resmi büyütmek için tıkla |
 |
Matbaa kokusunun "orgazmik" etkisini gayet iyi anlıyorum. Manyaklık parayla değil, baskı sırasında makinelerin çıkardığı sesler bana "Bee Keeper" adlı filmin temalarından birini çağrıştırırdı. Kısacası Uluengin'in duygusallığını paylaşıyorum. Televizyonu, montaj stüdyolarının soğukluğunu da hiç sevemedim. Baskının yeri başkadır.
Ama "online gazete" meselesinde "yallah kubura" deyince başka bir durumla karşı karşıyayız. Orada basılı gazetelerin "saf içeriği" var. Yani yalnızca ve yalnızca, gazetelerin görsel hoşluğundan, ten-kağıt temasından, o güzel kağıt kokusundan koparılmış "haberler" ve "yorumlar."
Hadi Uluengin'in, örneğin bir online ansiklopedinin "boz ayılar" maddesini okurken benzer bir bulantıya kapılacağını sanmıyorum. Ya da bir sitede "nöbetçi eczane" bulmaya çalışırken. O, kendi yazısının da bulunduğu gazeteleri ekranda okurken bu hissi yaşıyor. Gazetelerin "saf içeriği"yle karşılaştığında. O içerikle karşılaştığında içinden aniden "Yallah kubura!" demek gelmiş. Bunu da köşesinde bizlerle paylaşmış. Bu konuda da onunla benzer duygular içindeyim.
|
 |
 |
 |
 |
|
 |
|