İşte o günlerde, böyle güzel, "flaş"lık bir haber yakaladığımızda hemen Kadir Çıtak'a (Aktüel'in o zamanki fotoğraf editörü) feryat ederdik. Fotoğrafçılar üç ayaklıyla koşup gelir, teçhizat ekranın karşısına kurulur, poz poz ekran resimleri çekilirdi. Al sana ciddi bir salaklık. Screen capture'dan bile bihaber, tam anlamıyla computer illiterate tiplerdik.

Ama doğrusu kendimi ve benim gibileri gene de "aspasnet.com"cularla ya da Boo.com'cularla aynı kefeye koyamıyorum. Hani bu adamlar hayatlarında hiç iki taşı üst üste getirmemiş mi diyesim geliyor. Ya da koskoca Disney'in onca yıllık tecrübe sahibi başkanı Eisner.. 2 milyar dolar kolay mı kazanılıyor? Infoseek yabana atılacak bir şey değil, ama bunlar olayı hiç anlamamışlar, anlamaya çalışmamışlar galiba.

Zaten bunca olaydan sonra çıkardığım sonuç, Net'le ilgili anlaşılması zor işlere kalkışanların ortak özelliği, bunların aslında Net kullanıcısı olmaması. Bence en iyi yayın editörü, o yayının izleyicisidir. Internet'le ilgili de benzer bir durum var.

Internet üzerinde iş yapmak üzere fikir geliştiren birinin başarılı olabilmesi için, kendisinin iyi bir Internet kullanıcısı olması gerekiyor. Microsoft'un Passport.com alan adınının tescilini uzatmayı unutması tesadüf mü? 6 yıl önce millet Netscape'le sörf yaparken Explorer'un 'E'si bile yoktu ortalarda. Sonra, tamamen bir şeylerin elinden kayıp gittiği hissi ve o hissin yarattığı agresif pazarlamayla Microsoft, browser pazarındaki savaşı kazandı. Ama Internet uygulamalarında "open source"un ağırlığı karşısında Microsoft'un OS pazarındaki o bariz üstünlüğünden söz edilebilir mi?