"Portal"ların biri açılıp biri kapanırken, yayınını üç yıldır aralıksız sürdüren bir site var: "Dördüncü Kuvvet Medya." Gazeteci Ahmet Tezcan önce Geocities'den yer alıp açtığı sitesini zamanla bu upuzun adrese taşımıştı. Şimdi İngiltere'de iki, Fransa ve ABD'de ise birer master ve doktora tezi için sitesi dayanak oluşturuyor.
Günde ortalama beş bin ziyaretçi ağırlayan Dördüncü Kuvvet, Ahmet Tezcan'ın deyişiyle, "gazetecilerin kendi seslerini duyurdukları, kendilerini eleştirebildikleri bir platform." Bir basın çalışanının zaman zaman, bazı dönemlerde de sık sık yaşadığı ikilemleri yıllar önce tüm ağırlığıyla hisseden Tezcan o zamanlar bir yemin etmiş.
"Gazeteci Sami Başaran asparagas bir haber nedeniyle bir aşiret reisi tarafından öldürülmüştü" diye anlatıyor. "Sami'nin öldüğü gün hayatımın dönüm noktasıdır. Çünkü ölümüne yol açan haber, gazetenin redaktörü olarak benim elimden çıkmış da olabilirdi. Eğer benim elimden çıkmış bir haber olsaydı, Sami ile beraber benim de ölmem lazımdı. O gün aklıma başka bir şey geldi, Günaydın gazetesinde redaktör olarak çalışırken, sayfa sekreteri haberı getiriyor, başlığı atıyor, ben sayfayı yapıyorum. Şöyle bir başlık vardı: 'Patronu odada pantolonunu indirince kendini camdan attı.' Yani işyerinde tacize uğramış bir kızın dramını biz komedi haline getirmişiz. O başlığın altını yazabilmiş olmanın alçaklığını ödemek için, Sami'nin öldüğü gün yemin ettim. 'Bir daha böyle haberler yapmayacağım ve bedelini ödeyeceğim' diye. Sonra Sami'nin ölümüyle ilgili olarak, 'Asparagasa kurban gitti' diye yazı yazdım, olay oldu. Magazin gazetecilerinden oluşan bir grup çalıstığım gazetenin önüne siyah çelenk bıraktı. Çünkü ekmek teknesine tükürmüştüm. 'Aramızdaki hain' diyorlardı.."
Medyanın kendini eleştirmesi ve medyadaki gelişmelerin büyüteç altında tutulması amacıyla oluşturulan Dördüncü Kuvvet'i Tezcan tek başına kurmuş. Günde 20 saat çalışarak siteyi 2000 yılın sonlarına kadar da tek başına getirmiş. "Tek başına" derken, sitenin yönetimi ve güncellenmesinde yanında bir ikinci kişi yokmuş. Ama siteye yazılarıyla pekçok basın çalışanı daha ilk günlerden itibaren katkıda bulunmuş.
2000 yılının ekim ayında, İstanbul Üniversitesi'nden yeni mezun olan Ertuğrul Acar sitenin bugünkü tasarımını hazırlamış. Ayrıca medya kitaplığı köşesini üstüne almış ve haberlerin gözden geçirilmesinde yardımcı olmaya başlamış.
"Şu an sadece ikimiz varız" diyor Ahmet Tezcan. "Tüm işleri kendimiz yapıyoruz. Hiçbir zaman da bir ofisimiz olmadı. Hep başkalarının ofislerinde çalıştık. Bir notebook'um, tüm ofisim o. Eşimin bir arkadaşının ofisinde bir süre yaptık, ama ekonomik kriz nedeniyle o da kapanmak zorunda kaldı. Şimdi bir reklamcı arkadaşın bürosunda onun Kablo Net'inden istifade ederek sayfalarımızı güncelliyoruz."
Dördüncü Kuvvet'te, "Gündem" ve "Medyajans" gibi bölümlerde günü gününe medyadaki gelişmeler izlenirken, "Medya Kitaplığı" ve "Araştırmalar / Tezler" gibi bölümlerde yeni çıkan kitaplar tanıtılıyor; medya üzerine incelemelere ("Televizyonda mafya tiplemeleri"nden "Dünyada 2000 yılında öldürülen gazeteciler"e, "Gizli kamera"dan "Matbuatın 'işsiz' çocukları"na) yer veriliyor.
Ahmet Tezcan'ın derdi tabii sadece "asparagas" değil. Sermaye - medya ilişkisinden basın meslek ilkelerine, medya çalışanlarının haklarından yerel basına kadar bir dizi konuda konuşmanın, yazmanın, tartışmanın platformunu oluşturmaya çabalıyor. Bu çabası ona ticari anlamda hiçbir şey sağlamıyor ama. Tezcan, Dördüncü Kuvvet'ten, zamanının neredeyse tamamını alan bu ağır online yayıncılık işinden gelir elde edemese de üç yıl önceki kararlılığıyla yoluna devam ediyor. "Yeminim ben ölünceye kadar devam edecek" diyor. "İnsan kendi evinin pis olmasına nasıl tahammül eder? Ekmek teknemin temiz olmasını istiyorum. Sadece paraya endeksli bir gazetecilik yapamam. Aynaya bakamam.."