sahinartan@yahoo.com
Anasayfa
Seçme
Tematik
Portre
Sörf Hatırası
Linkler
Beşeri Durumlar
Çizgili Roman
Cyberman-8 Ekim 1998
Efsane değil, gerçek!
Echelon 'efsane' olmaktan çıkıyor Tarihin en büyük ve en gizli istibharat ve casusluk sistemi "Echelon", Avrupa Parlementosu'nun gündeminde. Adından ilk kez 1988'de İngiliz gazeteci Duncan Campbell tarafından söz edilen ve 10 yıldır tüm araştırma ve bulgulara rağmen bir "yarı efsane" olarak kalan Echelon, sistemin yönetimini elinde bulunduran beş ülke tarafından diğerlerine karşı ekonomik bir silah olarak kullanılmaya başlanınca işin rengi değişti.
İngiliz gazeteci Duncan Campbell ilk kez 1988 yılında gündeme getirdiğinde, "Echelon" adını henüz kimse duymamıştı. Aradan geçen 10 yıl içinde de, elektronik istibharat ve casusluk konularıyla ilgili bir avuç kişi dışında pek duyan olmadı. Oysa bu konularla ilgili kişiler için tam anlamıyla sihirli bir sözcüktü "Echelon": İnsanlık tarihinde görülmüş en büyük, en güçlü istibharat sisteminin adı.

Ne var ki, varlığı zaman zaman ciddi bulgularla ortaya konmasına rağmen hep bir yarı efsane olarak kaldı Echelon. Gazeteci Campbell ve daha sonra bu konuyla ilgili araştırmalar yapanlara göre, dünyanın herhangi bir yerindeki analog - dijital telefon ya da cep telefonu görüşmesi veya faks, teleks, e-posta mesajı, bu dev kulak tarafından izlenebiliyor, ayrıştırılabiliyor, kaydedilebiliyordu. Dev kulağın beş ortağı, beş ayağı vardı: ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda. Aradan geçen yıllarda, bu beş ortağın beşi de böyle bir elektronik istibharat sistemi içinde yer aldıklarını hep kararlı bir biçimde reddettiler. Onlara göre "Echelon" birtakım gazeteciler ve konspirasyon teorisi meraklılarının hayal ürününden başka bir şey değildi.

1993'de BBC'de bir Echelon belgeselinin yayınlanması bile işi pek değiştirmedi. Belgeselde, Echelon'un kalbi olarak gösterilen ve İngiltere - Menwith Hill'de bulunan muazzam bir tesisten görüntülere yer veriliyordu. 560 hektar araziye kurulu ve 1200 kişinin çalıştığı tesise İngiliz telekomunun son derece yüksek bir bant genişliğinde veri iletişim hattı çektiği ortaya çıktı sonra. Telekom yetkilileri sadece bunu kabul etmekle kalmıyor, tesisten ABD'ye giden "transatlantik" bir fiber optik network'ün varlığını da teyit ediyorlardı.

Konuyla ilgili araştırmaların buluştuğu nokta şuydu: Dijital iletişimi, çeşitli dillerden anahtar sözcükler içeren "sözlükler" temelinde filtreliyordu Echelon. Analog ortamda ise binlerce ses kayıtından oluşan "ses kütüphaneleri" devreye giriyor, "liste"deki kişilerden biri bir telefon görüşmesi yaptığında Echelon'a yakalanıveriyordu.

Eylül ayı ortalarında Echelon Avrupa Birliği'nin gündemine de girince, işin rengi 1988'den beri ilk kez değişti. "Dev kulak" üzerine konuşanlar artık gazeteciler ve konspirasyon teorisyenleri değil, Avrupa ülkelerinin parlementerleri ve devlet yetkilileriydi. 19 Eylül'de Avrupa Parlementosu'nda yapılan görüşmelerin ardından, konuyla ilgili bir araştırma yapılması ve NSA (Amerikan Milli Güvenlik Örgütü) ile İngiliz Government Communications Headquarters'ın "sistemin suistimali"ne karşı önlem alması kararlaştırıldı.

10 yıllık "efsane"nin sonunda Avrupa Parlementosu gibi bir organın gündemine gelmesi ve bu kararların alınmasının nedeni neydi peki? Neden şuydu: Kuruluş amaçları itibariyle uluslararası terör, kaçakçılık ve dolandırıcılık gibi faaliyetleri hedef alan Echelon amacından sapmıştı. Sistemin yönetimini elinde bulunduranlar, bu muazzam istibharat güçlerini diğer ülkelere ait siyasi, ekonomik ve ticari bilgilere ulaşmak ve özellikle ekonomik açıdan güç kazanmak için kullanıyorlardı.

Bu ay içinde konuyla ilgili bir rapor büyük olasılıkla Avrupa Parlementosu'na sunulmuş olacak ve tarihin bu en gizli istibharat ve casusluk sisteminin üstündeki perde biraz daha aralanacak. Bu arada NSA ve İngiliz istibharatı sessizliklerini büyük bir disiplinle korumaya devam ediyorlar. İngiliz parlementer Glyn Ford'a göre ise, artık Echelon'un varlığı konusunda kuşku duyulan tek yer Amerika.

Diğer Echelon yazıları
Animasyonlar
Ganimetler Sörf Hatırası'nda