Sezyum, "Benim için Açık Radyo, Türkiye'de insan olduğumu kendime hatırlatan bir radyo istasyonudur" diyor. Sitesine bir yazı koymuş, Açık Radyo'nun RTÜK tarafından 15 gün süreyle kapatılması üzerine.
Bilmeyenler için hatırlatayım. RTÜK, Bukowski'nin "Kasabanın En Güzel Kızı" adlı öyküsünün Açık Radyo'da yayınlanmasının ardından, "genel ahlâk, toplum huzuru ve Türk aile yapısı"na aykırılık gerekçesiyle, Eylül 2000'de 15 günlük bir kapatma cezası vermişti. Açık Radyo, Ankara 9. İdare Mahkemesi'nde açtığı, yürütmeyi durdurma ve kararın iptali davalarını kazandıktan sonra RTÜK, bu kararların temyizi için başvuruda bulunmuş, Danıştay, dava yeniden görüşülene kadar yayın durdurma cezasının uygulanmasına yönelik engeli kaldırmıştı. Bu karara dayanarak, dava henüz sonuçlanmadan, Açık Radyo'yu susturuverdi rütükçüler.
Türk aile yapısının yılmaz koruyucuları bu şerefli görevlerini atmaca gibi uygulayadursunlar, şu ülkenin sınırları içinde onların "ahlâk bekçiliği"ni ve "standartları"nı ters bulan, bunu da tek başlarına dile getirecek kadar hassas ve gerçekten şerefli insanların olduğunu da beyinlerinin bir tarafına kazısınlar.
"Eğer bir toplumun huzuru bir Bukowski'yle bozuluyorsa, iki üç tane argo laf duyunca Türk aile yapısı sarsılıyorsa, hiç olmasın öyle bir toplumda huzur" diyor Sezyum. "Toplumun huzuru yapılan radyo programında, okunan bir kitapla bozuluyorsa da o huzur huzur değildir. Hâlâ bu ülkede polis hakkında espiri yapılamazken, din ve ordu bir tabuyken, iki üç tane iğneli söz yazıp çizdiğinizde hakkınızda davalar açılıyorsa tabii ki Bukowski böyle bir topluma ağır gelecek, onu sarsacak.."