Bir siteye girdiğinizde, yani "site" dediğimiz o dosyalar kümesinin bulunduğu bilgisayara bağlandığınızda, bağlandığınız bilgisayarın sahibine birtakım bilgiler vermeye başlarsınız. İsteseniz de, istemeseniz de. Pekçok Internet kullanıcısı bundan habersiz sörf yapar. Sörf yapmak, bir siteden öbürüne dolaşmak, mektup atmak ve almak, online alışveriş yapmak keyiflidir.
Ama size ait bu bilgilerin izniniz olmaksızın bazı yerlere ulaştırılması, birilerinin çıkarları için kullanılması, hatta sizi rahatsız edebilecek olması, işin hoş olmayan tarafı.
Internet'i amatörlere, eğitim kurumlarına ait bilgisayarların doldurduğu ilk dönemlerde, kişisel bilgilerin dokunulmazlığı pek de yakıcı bir konu değildi. Ama önce Internet servis sağlayıcılar, ardından elektronik alışveriş merkezlerinin devreye girmesiyle durum değişmeye başladı.
Bunlara, bedava e-mail gibi hizmetler sunanları, chat odalarını, mesaj panolarını ve büyük içerik sağlayıcıları eklemek gerek.
Internet'teki ticari sitelerin oranı arttıkça iki gelişme yaşandı: Ticaret yapanlar dinamik yayıncılık ortamları oluşturmak zorunda olduklarından teknolojiye yatırım yaptılar. Bu birincisi. İkincisi de, bu girişimcilerin reklamverene sunmak durumunda oldukları kullanıcı profillerine ihtiyaçları vardı; giderek bu profiller oluşturulmaya başlandı. İki gelişme aslında birbiriyle yakından ilintili. Internet teknolojileri geliştikçe, kullanıcı bilgilerinin toplanmasında, ilişkilendirilmesinde, sunulmasında da büyük bir gelişme yaşandı.
Medyanın, okur, izleyici ya da kullanıcı profilleri olmadan ayakta durması mümkün değil. Bu profilleri derlemesinde, makro düzeyde reklamverenle paylaşmasında da bir sorun yok. Sorun, söz konusu bilgiler derlenirken ve paylaşırken, bunların kişilerle ilişkilendirilmesi ve başka şirketlere pazarlanması.
Bir bilgisayar sizi değişik yöntemlerle, değişik düzeylerde tanıyabilir. En çok kullanılan, en geçerli yöntem, siz bir siteye girdiğinizde, bilgisayarınıza "cookie" denilen bir kod yerleştirilmesi. İkinci girişinizde sizin "o" olduğunuz biliniyordur artık. "O"yu tanımlamanın da değişik yolları var. Sizin o sitede hangi bölümlere girdiğinizi, bu bölümlerde ne kadar kaldığınızı, siteye hangi günlerde ve saatlerde girme eğiliminde olduğunuz saptanır. Mesela, diyelim ki haftada en az bir kez Amazon.com'a giriyorsunuz. Birkaç ay içinde hakkınızda mükemmel bir profil oluşacaktır. Ne tür kitaplarla ilgilendiğiniz, sipariş verip vermediğiniz, cookie'nizle ilişkilendirilir. Artık iyi ya da kötü müşteri olarak sınıflandırılabilir, siteye girdiğinizde karşınıza ilgileneceğiniz türde kitapların duyuruları çıkarılabilir.
Bir de kayıtlı kullanıcı olursanız, hakkınızdaki bilgiler katlanarak artacaktır. Adınız, cinsiyetiniz, gelir düzeyiniz, yaşınız, mesleğiniz ve başka bir sürü bilgi site yöneticilerinin veritabanındadır artık.
Bilgisayarınızın cookie kabul etmesini engelleyerek bir deneme yapabilirsiniz. Mesela bunu yaptıktan sonra Hotmail'e girip bir e-mail hesabı açtırmaya çalışın. Sitenin size izin vermediğini göreceksiniz.
Cookie'lerin kabul edilmesini şöyle engelleyebilirsiniz: Netscape kullanıyorsunuz menüde Preferences'a, oradan da Advanced'a girin ve "enable cookie" kutusunun içini boş bırakın. Explorer kullanıyorsanız biraz daha uzun bir yol izlemek durumundasınız. Önce Tools'dan Internet Options'ı, oradan da Security'yi seçin. Custom Level düğmesine tıklayıp Security Settings penceresini açın ve gene "eneable cookie" kutusunu boşaltın.
Sitelere not
Geçen hafta Toronto'da düzenlenen "Computers, Freedom and Privacy" konferansında, Internet üzerinde kişisel bilgilerin dokunulmazlığı konusu enine boyuna tartışıldı. Konferans sırasında FBI görevlisi Paul George'un, "Birileri Big Brother olacaksa bu biz oluruz. Ayrıca kişisel bilgilerinizin başkalarının eline geçmesinden daha korkunç şeyler var. Mesela cinayet ya da hırsızlık.." açıklaması büyük tartışma yarattı. Ama "Büyük Birader" olmaya belki FBI'dan da yakın olanlar, Internet üzerinde ticari faaliyet gösteren büyük şirketlerin oluşturduğu network'ler.
Bu tür siteler, "Enonymous" adlı bir şirket tarafından değerlendirilmeye başlandı. "PrivacyRatings" adlı ikinci bir sitede, bu sitelere dört yıldız üzerinden not veriliyor. PrivacyRatings değerlendirmesi ise şu kriterlere göre yapılıyor:
Dört yıldız: Site, izninizi almadan sizinle temasa geçmiyor. Sizinle ilgili bilgileri başkalarıyla paylaşmıyor.
Üç yıldız: Site, izninizi almadan sizinle temasa geçmiyor. Sizinle ilgili bilgileri, ancak izninizi alırsa başkalarıyla paylaşıyor.
İki yıldız: Site, izninizi almadan sizinle temasa geçebiliyor. Sizinle ilgili bilgileri, ancak izninizi alırsa başkalarıyla paylaşıyor.
Bir yıldız: Site, izninizi almadan sizinle temasa geçebiliyor. Sizinle ilgili bilgileri, izninizi almaksızın başkalarıyla paylaşabiliyor.
Yıldız yok: Herhangi bir gizlilik protokolleri bulunmuyor.
Bu arada, New York Times, Playboy, Reel.com, Booksamillion, Lego, Persian Kitty, Dow Jones, Nasdaq, Neoplanet gibi sitelerin dört dörtlük bulunduğu değerlendirmenin ne kadar sağlıklı olduğu da tartışma yaratmış durumda. Bu tartışma süredursun, önümüzdeki günlerde daha sağlıklı sistemlerle benzer değerlendirmeler yapacak yeni şirketlerin ortaya çıkması şaşırtıcı olmamalı. Kişisel bilgilerin dokunulmazlığı konusu, Internet'in ticaretleşmesine paralel olarak giderek daha çok gündeme gelecek.
Bazı dört yıldızlı siteler:
New York Times (Haber)
Reel.com (Eğlence / Sinema)
Neoplanet (Teknoloji)
Booksamillion (Online alışveriş)
Dow Jones (Ekonomi / Yatırım)
Lego (Hobi / Eğlence)
Playboy (Seks)
Nasdaq (Yatırım)
Persian Kitty (Seks)
Redherring (Teknoloji)