"Geçen hafta annem elime Digitürk'ten gelen bir kağıt tutuşturduğunda, bu tip tanıtım kağıtlarına yaptığımı yapıp okumadan bir köşeye bıraktım. Daha sonra annem kağıt elinde geldi ve Digitürk'ün 'Lig TV' denen bir programı da pakete eklediğini ve fiyatın 39 milyon TL olduğunu söyledi. Önce inanmak istemedim ama okuyunca bunun doğru olduğunu gördüm. Ama madem 'Lig TV'yi ekleyip fiyatını arttırıyorlardı, o zaman telefonla arayıp 'Lig TV' yi istemediğimi söylemek yeterli olacaktı. Öyle ya, futbol izlemeye ve karşılığında fazladan 19 milyon TL vermeye razı değildim. Ben NBA.com TV'den memnundum. O zaman öyle kalsındı, paketsiz maketsiz. Annem, yılların verdiği tecrübeyle mi nedir, 'Bunlar paket halinde satıyorlardır. NBA'i ayrı vermezler sana' dedi. "Olur mu öyle saçma şey!" deyip Digitürk'e telefon açtım ve öyle saçma şeylerin olduğunu öğrendim. Gerçekten inanılır gibi değil (veya pekala da inanılır bu Türkiye şartlarında); sadece paket olarak satıyorlarmış ve paket istenmiyorsa üyelikten çıkmam gerekiyormuş. Bakar mısınız şu işe!!"

Sitenin kurucusu ve yöneticisi Batuğ Evcimen ise şöyle diyor: "Dersin ki, 'Arkadaşım, hem NBA.com TV, hem Lig TV, hem bilmemne alan için şöyle şöyle paketimiz var, hepsi birarada daha ucuz', şapkamı çıkartırım. Çünkü bunun adı, hem kendisinin, hem müşterinin menfaatini kollamaya yönelik yapıcı bir hizmet olur. Ama bunların çıkıp dedikleri, bir anlamda şu: 'NBA'i ben sana iki sezon tek başına ucuza verdim ama artık işler değişti. Hepinizi iyice alıştırdım, müptela ettim, şimdi de bunu tek başına satmıyorum. Şunu şunu da alacaksın ya da avucunu yala. Öbür sattığımla ilgilenmiyor musun? Bana ne! Yersen..."

"Düşünür" fanatikler

Bu Batug.com'cular, dediğim gibi, sadece basketbol da değil, saf NBA fanatikleri. Her takımı, takımda oynayan oyuncuları, transferleri adım adım izliyorlar. Zengini var, dar gelirlisi var. Ama anladığım kadarıyla, hergün bir başka NBA maçı veren Digiturk'e paso abone olmuşlar. Maçı izliyor, sonra bir de oturup tartışıyorlar, yorumlarını yazıyorlar. Böyle bir "düşünür" seyirci bizim futbol camiasında yok. Kökleri NetHaber'deki Batuğ Evcimen yazılarına dayanan Batug.com, bu sessiz kitle için ne zamandır çekim merkezinin de ötesinde bir şey, neredeyse hayatın kendisi oldu. Sitede "Her takıma ayrı sayfa, ayrı yazar, ayrı yazı" diye bir slogan var ki, asla slogan olarak kalmıyor. Olacak şey mi? Oluyor. Her takımı bir yazar markaja almış. Gazetelerdeki Galatasaray, Fener yazarları gibi burada da Sacremento Kings, New York Knicks, Los Angeles Lakers yazarları var. Güncelleme frekansı tek kelimeyle olağanüstü. Zaten biliyorum, bu Batuğ denilen adam güncelleme yaptığı ofiste yatıp kalkıyor, bilgisayarını koynuna alıp uyuyor.

Düşünebiliyor musunuz, şimdi bu adamlar hergün başka bir maç izleyebilme olanağından vazgeçme durumuna geldiler. Bazıları Digiturk aboneliğini iptal ettirmiş bile. Kanal D'de, haftada bir, bilemedin iki maça fit olacaklar. Olacak şey değil! Ama bir adam hem fanatik, hem de "düşünür" olunca pekala olabiliyor işte. Digiturk'ün "yeni paket" girişimini bir "dayatma" olarak görüyorlar ve "hergün bir başka NBA maçı" lüksünden olma pahasına, anında "kontur" çekiyorlar.

Digiturk "Spor paketi" uygulamasına başlama kararı alırken bu fanatik camiayı es geçmiş anlaşılan. Hani spor deyince "ağır top" bizim 1. futbol ligi ya hesapta, yeni uygılamada onun seyircisine dokunan bir şey de yok ya.. Ama böylelerini es geçmeye gelmez.

Digiturk genel müdürü Ertan Özerdem, kendisiyle geçen nisan ayında yaptığım ve Aktüel'de yayınlanan söyleşide, "Biz yayıncı değiliz, taşıyıcız. Bir televizyoncu gibi değil, bir sanayici, bir tüccar gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Bir platform işletmeciliğinde pazarlama ve satış çok önemlidir. Oysa medyada rating önemli. Rating'in bizde hiçbir değeri yok. Biz ürünü satabiliyor muyuz, abone kaydedebiliyor muyuz, önemli olan bu" demişti.

Bu nasıl "pazarlama", ben anlamadım. Pazarladığın kitlenin kim olduğu, ne istediği ve istemediği göz önüne alınmaz mı? Ayrıca, dijital televizyonun en büyük üstünlüğü "custom" kanal yaratabilme, nisbeten dar seyirci profillerine özel yayınlar sunabilme değil mi? Üstelik "buz hokeyi" kadar dar şeylerden de söz etmiyoruz burada. Koskoca NBA, ayrı pazarlanmayı hak etmiyor mu? Hem sen bir kere bunu yayınına ayrı paket olarak almışsın, neden geri dönersin? "Yaptım oldu" mantığıyla başarılı pazarlama yapılabildiği nerede görülmüş.

Aslında Batug.com'culardan bu tepkiler gelmese pekala görülecekti de. Bu arada, Digiturk'ün Web sitesinde de bir karışıklık gözüme çarptı. Bir yandan yeni paketler (Sinema, Spor, Süper) tanıtılıp pazarlanırken, bir yandan da NBA.com TV ve Lig TV için daha önce yapılmış sayfalarda eski bilgiler duruyor. Yeni "Spor Paketi" için yapılan sayfada NBA.com TV pakete dahil, eski NBA.com TV sayfasında ise hala eski fiyattan ayrı pazarlanıyor gibi. Sayfanın altında "NBA.com TV DIGITURK STANDART üyelerine sunulmaktadır. NBA.com TV Aylık ücreti 6.000.000 TL'dir" ibaresi var.

Ertan bey öyle diyor ama "pazarlama" ile "yayıncılık" (en azından "iletişim") bir bütün galiba.