MUST & HAVE TO Must ve have to kipliklerini (modals) gereklilik ve zorunluluk bildirmek için kullanıyoruz. Bir işi yapmanın gerekli olduğu kendi düşüncemizse eğer, yani dışarıdan kaynaklanan bir zorunluluk değilse, hangisini kullandığımızın bir önemi yok. Oh, it’s late. I must go now. Ah, geç olmuş. Artık gitmeliyim. I have to go now. I think it’s going to rain. You must take your umbrella. You have to take your umbrella. Sanırım yağmur yağacak. Şemsiyeni almalısın. He must study hard. Or he can’t pass the exam. He has to study hard. Sıkı çalışması gerek. Yoksa sınavı geçemez. It’s too cold. You must wear your coat. Hava çok soğuk. Montunu giymelisin. You have to wear your coat. It’s a fantastic film. She must see it. İlginç bir film. İzlemesi lazım. She has to see it. It’s a wonderful book. They must read it. Harika bir kitap. Okumalılar. They have to read it. Ancak bir işi yapmanın gerekliliği kendi düşüncemizden değil de dışarıdan kaynaklanan bir mecburiyetse must değil “have to” kullanmalıyız. In Turkey, men have to do military service. Türkiye’de erkekler askerlik hizmeti yapmak zorundadır. (Bu benim fikrim değil. Kanun böyle.) Ali has to wear glasses. Because his eyes are not very good. Ali gözlük takmak zorunda. Çünkü gözleri çok iyi değil. (Kişi görme problemi yaşadığı için gözlük takmak zorunda.) I can’t meet you on Saturday. I have to work. Seninle cumartesi günü buluşamam. Çalışmak zorundayım. (Mesela okul pansiyonunda nöbetçiyim.) DİKKAT! Mustn’t ve don’t have to tamamen farklıdır. Mustn’t “kesinlikle yapmamalısın” anlamındadır. Don’t have to ise “yapmana gerek yok ama keyfin bilir” anlamındadır. You mustn’t get up late. Geç kalkmamalısın. (Yoksa sıkıntı doğar.) You don’t have to get up early. Tomorrow is a holiday. Erken kalkmana gerek yok. Yarın tatil. (Erken kalkmak zorunda değilsin. Ama yine de sen bilirsin.) He mustn’t go out late at night. The streets are dangerous. Gece geç vakitte dışarı çıkmamalı. Sokaklar tehlikeli. He doesn’t have to go out at this hour of the night. We have enough food at home. Gecenin bu saatinde dışarı çıkmasına gerek yok. Evde yeterince yiyeceğimiz var. don’t have to = needn’t Don’t have to yerine “needn’t” ya da “don’t need to” da kullanılabilir. Aşağıdaki örnekler aynı anlamdadır: “Arabayı yıkamana gerek yok. Yeterince temiz.” You don’t have to wash the car. It’s clean enough. You don’t need to wash the car. It’s clean enough. *You needn’t wash the car. It’s clean enough. She doesn’t have to study tonight. Bu akşam çalışmasına gerek yok. She doesn’t need to study tonight. *She needn’t study tonight. *Üçüncü cümlelerde needn’t kendi başına bir modal olarak kullanılıyor. |
![]() |