HOCA AHMED YESEVİ DİVAN-I HİKMET
[ TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TERCÜMESİ ]
***
Görülen Lüzum Üzerine Divan-ı Hikmet ile İlgili Zorunlu Bir Açıklama
Websitemizde yayınlanan Hoca Ahmed Yesevi hakkındaki inceleme ve Ahmed Yesevi’ye ait Divan-ı Hikmet’teki şiirlerin özgün metni ve Türkiye Türkçesi’ne aktarım metinleri eser sahibi Dr. Hayati Bice’nin özel izni ile sitemize konmuştur. Bu yazılı materyallerin her türlü telif hakkı yayınlanmak üzere Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları’na devredilmiş olup bilimsel araştırmalar dışında kısmen ve hiçbir şekilde tamamen kopyalanması-yayını yasaktır. Özellikle bu metinlerin kitap şeklinde yayınlanması halinde her türlü hukuki takip yapılacaktır.
Websitelerinde bu materyallere yer vermek isteyen webmasterların hayatibice@yahoo.com adresinden izin istemeleri ve yaptıkları her alıntıda websitemizi referans olarak göstermeleri önemle rica olunur.
[ 41-50.Hikmetler ] HİKMET-41Başıma düşüp nara-ı sevda-ı Muhammed
Ben onun için yolunda şeyda-ı Muhammed
Kim ümmeti ise durmadan hamd ve sena söyler
Ya Samed eyle beni nisva-ı Muhammed
Gönlüme koyup aşk sevdasını Allah'ım
Eyle beni sen aşık-ı yekta-ı Muhammed
Mecnun misali geçirip iki cihandan
Divane eyleyip eyle beni rüsva-ı Muhammed
Öldür, yandır, her sıkıntıyı gönder
O ceza günü eyle beni şeyda-ı Muhammed
Herzaman ümmet derdini yedi, yemedi nimet
Kerametidirsin hani gamha-ı Muhammed
Ümmet diyerek gece gündüz yedi hasret
Göğsünden çıkarır pûrhun-ı dilha-ı Muhammed
Ümmetin günahını dileyip o Şahların Şahı
O ceza günü yok bizde perva-ı Muhammed
Vazgeç herşeyden ara Muhammed'in rızasını
Vallahi bulasın anında göya-ı Muhammed
Sen'den dileğim budur ey Halık
Koy kulağıma benim gevga-ı Muhammed
Ben savrulayım hoş kereminden senin Allah
Bir damla tatdır bana derya-ı Muhammed
Yol verici Rahman-Rahim, Gafur ve Settar
Kılma beni pişman-ı gümrah-ı Muhammed
Bir damla su o elest
kadehinden bana bağışEyle olayım hamdine dânâ-ı Muhammed
Kara yüzünü sür Pir-i Kâmil'in ayak izine
Lutfetse verir dide-i bina-ı Muhammed
Maksadıma erdir beni ey Halik
Ben talibiyim zülf-ü semen sa-ı Muhammed
Yûzden kaldırıp perdeyi Miskin'e doğru bak
Ben o kuluyum o muy-ı siyah pa-yı Muhammed
Miskin Yesevi arzu-ı ravza-ı Hazret
Olur mu müyesser hak-i kef i pa-ı Muhammed
HİKMET-42
Gördüğü zaman inanan Ebâ Bekr-i Sıddık'dır
Üstün olup dayanan Ebâ
Bekr-i Sıddık'dır;Dertleşende ağlayan, kulluğa bel bağlayan,
İç bağrını dağlayan Ebâ Bekr-i Sıddık'dır;
Bir sözünden dönmeyen, sırrını asla demeyen,
Gafil olup yatmayan Ebâ Bekr-i Sıddık'dır;
Can canana kavuşturan, kızını
elden veren,El bağlayıp yalvaran Ebâ Bekr-i Sıddîk'dır;
Dediği sözüne yeten, nefs ve hevadan giden,
Hak Rasul'u güçlendiren Ebâ Bekr-i Sıddîk'dır;
Muhammed'e kayınbaba, kılmış değil hiç hata,
Boynuna koyan futa Ebâ Bekr-i Sıddık'dır;
Kul Hcra Ahmed tasdik eyte, mağara dostunu ayrı tut
Ariflikte bil sâdık Ebâ Bekr-i Sıddık'dır;
HİKMET-43
İkincisi dost olan adaletli Ömer'dir;
Müminlikte dost olan adaletli Ömer'dir.
Bilal'e ezan okutan, şeriatı bildiren,
Din sözünü anlatan adaletli Ömer'dir.
Kâbe kapısını açtıran, bütün putları kırdıran,
Rasul gönlünü dindiren adaletli Ömer'dir.
Şeriatı gözeten, tarikatı doğru tutan,
Hakikatı iyi bilen adaletli Ömer'dir.
Oğlunu azarlayrp getiren, kırbaç vurup öldüren,
Adalet eyleyip yol soran adaletli Ömer'dir.
Çıra olup sönmeyen, din yolundan dönmeyen,
Haksız işi eylemeyen adaledi Ömer'dir.
Miskin Ahmed eyle yâd, eyle aczini beyan,
Belki ruhu eyler şad, adaletli Ömer'dir.
HİKMET-44
Üçüncü
dostu yar olan haya sahibi Osman'dırHer nefeste yar olan haya sahibi Osman'dır.
Hak Rasul'ûn damadı, dinimizin âbadı,
Kölelerin azad edicisi haya sahibi Osman'dır.
Okuduğu şatibi, âyet, hadis katibi,
Minber üstünde hatibi haya sahibi Osm
an'dır.Münâcatı kuh-ı Tur, aldıkları iki nur,
Dedikleri bütün inci haya sahibi Osman'dır.
Çoklar gelip yaya, koymadılar şehzade,
Şehid eylediler orada, haya sahibi Osman'dır.
Tarif eyledin Osman'ı, Hoca Ahmed sen onu,
Yoktur şüphesi, gümanı, haya sahibi Osman'dır.
HİKMET-45
Dördüncüsü dost olan Hakk arslanı Ali'dir,
Hem Mirac'da yar olan Hakk arslanı Ali'dir.
Dediği sözü rahmani, görsen yüzü nurani,
Kâfırlerin kıranı Hakk arslanı Ali'dir.
Himmet kuşağı belinde, Mevlâ'm yâdı dilinde,
Zülfikar'ı elinde Hakk arslanı Ali'dir.
Binip çıksa Düldül'e, yere düşer zelzele,
Kafirlere velvele, Hakk arslanı Ali'dir.
Düşmanlara mukabil, oldu kâfire katil,
Kılan bâtılı zâil Hakk arslanı Ali'dir.
Rahmet eyleye Bir ve Var, her ne kılsa gücü var,
Hoca Ahmed'e mededkâr Hakk arslanı Ali'dir.
HİKMET-46
Bir gün geldi Eba Bekr Selman ile
Hakk Mustafa niyazını açtı Rahman ile
Herkes gider bu dünyada üzüntü ile
Elin olup Hakk'a vasıl olma
k içinAzrail bir gün geldi ferman ile
Fatıma selam verdi ikram ile
Hakk Mustafa meşgul oldu iman ile
Sıcak bedenden aziz canı vermek için
Rasul dedi "Sahabeler sessiz olun
Ahirete yollandık siz açık bilin
Oruç tutun, namaz kılın, ze
kat verinCehennemden özünü azad eylemek için..."
Pazartesi günü
Hakk Mustafa dünyayı bıraktıHakk Teala fermanına boyununu sundu
İbn-i Abbas suyunu koydu, Ali yıkadı
Cennet içinde hulle giysisini giymek için
Allah diyerek sahabiler hareketlendiler
Peygamberin cenazesini kaldırdılar
O "Sidretü'l-münteha"ya aşırdılar
Arş üstüne çıkararak koymak için
Göklerdeki melekler yere indi
Peygamberin nuru ile alem doldu
"Babam" diye Fatıma ağladı
Babasından yetim olup kalmak için
Kul Hoca Ahmed inci gibi hikmet söyledi
Erenlere hizmet eyleyip nazar buldu
Doksan dokuz bin hikmet deyip destan eyledi
Destan eyleyip cennet bahçesi içine yürümek için
HİKMET-47
O "elestü birabbiküm" ded
iğinde"Kalu bela" dediğimi bilemezdim
"Vema diniküm" diyerek yine sorduğunda
"Dinim İslam" dediğimi bilemezdim
Allah'ımdan yine üç defa geldi hitap
Mümin ruhlar "Rabbimsin" deyip verdi cevap
Cevap vermeyeni kafir eyledi Azim Vehhab
B
en de cevap verdiğimi bilemezdimBütün ruhlara o saatte ferman ulaştı
Ferman olunca, an geçmeden saf kuruldu
Kafir solda müslüman kullar sağda durdu
Hangi tarafta durduğumu bilemezdim
Secde eyle diye Hakk'tan yine ferman oldu
Secde eyleyip bütün müminler pay aldı
Secde eylemeyip kalanları kafir oldu
Ben de secde eylediğimi bilemezdim
Ey müminler şüphe ile oldum giryan
Bu gam ile aklım hayran yüreğim kan
Vücuddan geçip gönülden geçip çırpındı can
Nasıl ilaç edeceğimi bilemezdim
Allah'ımın kudretine yetişip olmaz
İsyankar-itaatkar emir kıldı bilip olmaz
Takat yetirip halk içinde gezip olmaz
Hangi tarafa gideceğimi bilemezdim
Birisini gebr ve birisini tersa, cühud eyledi
Birisini mümin birisini kafir, yahudi eyledi
Şeytanı dergahından kovulmuş eyledi
Hangi sebepten eylediğini bilemezdim
Günahım çok dağdan ağır ibadetim az
İbadet eylemeyip ömrüm geçti kış ve de yaz
Dergahına gidecek olsam yoktur niyaz
Ne yüz ile gideceğimi
bilemezdimCandan geçen gerçek aşıklar özünü gördü
Ezel günü yine birisini aşık eyledi
Lütuf kerem eyleyip ona aşkını saldı
Orada cemal göreceğimi bilemezdim
Zahid eyledi yine birisini ibadet için
Zahid yine ibadet eylemiş rahat için
Huri-gılman, tuba dolu cennet için
Zahid cemal göreceğimi bilemezdim
Ahiretin ışığını temin eyleyemedim
Yollar uzak yol azığını alamadım
Candan geçip Hakk emrini yapamadım
Azıksız gideceğimi bilemezdim
Doymadan kaldım bir an geçmeden
ömrüm geçtiÖlüm meleği gelmesi hem yakınlaştı
Ey dostlar amelsizim başım dondu
Ne hal ile gideceğimi bilemezdim
Bir fırsatta yetişip gelmeyip geçmeyip saat
Haşmetine yer ve gökler eylemez takat
Ferman olsa Allah'ımdan ölüm meleği
Na
sıl takat yetireceğimi bilemezdimCan almağa o Azrail gelip dursa
Canını ver diye haşmet ile bir ses çıkarsa
Üçyüz altmış damarlarım titrer olsa
Ne hal ile gideceğimi bilemezdim
Çoluk-çocuk yüzüne doğru bakıp durunca
Yakıp durup söz demeğe dilin gelmeyince
Rahmet etmese yakın işin ırak olunca
Şaşkın olup ne yapacağımı bilemezdim
Allah'ımın emri ile canımı alsa
Canım oraya gidip bedenim burada kalsa
Rengim yaprak misali hazan gibi sararsa
İman ile gideceğimi bileme
zdimÇoluk-çocuk bekleyip durunca ağlayıp seni
Yıkayıcılar tahta üzerine alınca seni
Suyu döküp pak eyleyince zahirimi
Batınımı yıkadığını bilemezdim
Ondan sonra kefen elbisesini giydirseler
Temiz-kirli beni koyup sarmalasalar
Başımı-ayağımı sıkı tutup bağlasalar
Tevbe elbisesini giydiğimi bilemezdim
Dört ayaklı tabutumu getirseler
Beni koyup dört tarafımdan kaldırsalar
Dua edip cenaze namazımı kıldırsalar
Ben de dua edeceğimi bilemezdim
Ondan sonra beni koyup revan olsa
Yetmiş iki yerde benden soru sorsa
Cevap ver deyip melekler korku salsa
Nasıl cevap vereceğimi bilemezdim
Tabut ile alıp dursa kabir başında
Dostlarım ağlayıp durunca çok karşımda
Yalnız ağlayıp kalacağım el başımda
Orada ne yapacağımı bilemezdim
Beni bırakıp yedi adım gider olsa
Münker-nekir o zaman girip gelse
"Men Rabbûk" diye melekler bakıp dursa
"Rabbim Allah" dediğimi bilemezdim
Kul Hoca Ahmed menzil tehlikeli yollar uzak
Gideceğin yerin yakındır var mı çare
Tevbe eyleyip özünü bilen aldı tedbir
Ben de tevbe eylediğimi bilemezdim
HİKMET-48
Muhabbetin deryasında dalgıç olup
Marifetin cevherini alasım gelir
Tarikatın meydanında kanat çırpıp
O tuba dallarına konasım gelir
O tuba dallarını ekse yetişmez
Allah diyen aşık kuldan hata gelmez
Gerçek aşık eren asla yolda kalmaz
Aşık olup Allah yadını diyesim gelir
Aşık kullar Hakk yadından uzak değil
Gerçekten bu dünyaya meyletmez
Gerçek aşıklar dü
nya derdini asla almazBen dahi bu dünyayı koyasım gelir
Tecellinin nuru ile aklı şaşan
Allah diye gönül bağlayıp Tur'a aşan
Muhabbetin ateşi ile kaynayıp taşan
Ben dahi Allah diye varasım gelir
Allah yadı gönülleri kıldı sevinçli
Belh ülkesini terkedip aba giydi Edhem
Aba giyip hidayete bastı ayak
Hidayete onun gibi ayak basasım gelir
Aba giyen o azizler Hakk'a yakar
Çünkü sırları dükkan içinde Hakk'ı bulur
Ahlarından dilim dağlar sızıp akar
Selim olup o abayı giye
sim gelirSelim olup saf oldu Cüneyd Şibli
Nefsini tepip kahr eyledi Hasan Basri
Halkı bırakıp yok oldu Zünnun Mısri
Azizlere itaat edesim gelir
Allah yadı tekebbürün evini yıktı
Şeyhler bu halkayı görkemli düzenledi
Çünkü Hu dedim k
ötülükler doğruya yöneldiBen dahi o halkada olasım gelir
Şevk şarabını içtim ise kıldı harap
Muhabbetin ateşi ile bağrım kebap
Cemalini nasib eylese Azim Vehhab
Darusselam sarayına giresim gelir
Kul Hoca Ahmed cevher gibi hikmet söyledi
Azizlerin medhi ile sözünü yaydı
Uzun geceyi gündüze ekleyip kıyamda durdu
Dua okuyup durmadan hikmet söyleyesim gelir
HİKMET-49
Hangi yerde azizlerin toplantısı olsa
O şu yerde hal ilmini söyleyesim gelir
Onların sohbetinden hoşl
ansam benÖzümü özlerine katasım gelir
Hoş sohbetli dervişlere canımı versem
Her bir bastıkları izi göze sürsem
Hizmet kılıp iyilerden dua alsam
Ondan sonra şevk şarabını tadasım gelir
Şevk şarabını içen kullar dünyayı boşar
Hızır ba
bam gelip ona verir dersDünyayı tepip, yürü eyleyip yüzbin talak
Şöyle ere aziz canımı veresim gelir
Vah yazık iyiler hepsi ağlayıp geçti
Anasından doğdu ise matem tutdu
Közüm yanıpta açana kadar ömrüm geçti
Bu dünyayı geçmez akçeye satasım gelir
Dili ile ümmetim diye yalan söyler
Kişi malını almak için saçma-sapan sözler
Halini burda bırakıp haram gözler
Cahillere bu sözleri diyesim gelir
Zamana ahir olsa akıl gider
Ademoğlu birbirini tutup yer
Dünya için İman-İslam dinini satar
Akıllılara bu sözleri diyesim gelir
Melekler toplanıp bir gün sohbet kurdu
Raks ve sema yapmak için yürüyüp yürüdü
Miraç sırasında Hakk Mustafa bunu gördü
Şimdi ben de raks ve sema edesim gelir
Hakk Mustafa kendinden geçip özünden gitti
Cebrail gelip Hakk Mustafa'nın başını tuttu
Sübhan Melik'im kudret ile zikir öğretti
Ümmet olsam ben de zikrini diyesim gelir
Aşık olsan gözyaşını saçıp yürü
Beyazıd gibi dünya derdini tepip yürü
Edhem gibi taht v
e kısmetden geçip yürüHimmet versen dünya derdini tepesim gelir.
Kul Hoca Ahmed dünyayı görsen sakın, kaç
Zikrini deyip tarikatın yolunu aç
Ayet hadis sözü ile para saç
Erenlerden inci ve cevher alasım gelir.
HİKMET-50
Muhabbetin bahçesine bülbül gibi
Seherlerde feryad edip konasım gelir
O vakitde Allah'ımın cemalini
Mana gözü ile açıkça göresim gelir
Merdlerdir Hakk yolunun başçıları
Mürid ile Allah arasında elçileri
Vahdaniyet deryasının yolcuları
Dergahında varıp kapıcı olasım gelir
Hakka kavuşmayı dileyenler gece ve gündüz
Dinmeyip canı ile söyler Hu zikrini
Hakk'dan ilham yetişip gelir bilsen bunu
Ahiretin azığını alasım gelir
Muhabbetin asasını elime alıp
Saadetin hırkasını vücuduma koyup
Muhabbetin çekimi ile kanatlanıp
Marifetin dalına konasım gelir
Erenlerin hepsi gidip oldu mezar
Hüzünlenip ey dostlarım olun uykusuz
Musa gibi Tur dağında görüp cemal
"Rabbenzur İleyke" deyip söyleyesim gelir
Vah ne yazık sahipsiz ö
mrümü verdim yeleİbadetten hiçbir şey yok baksam ele
Kulluk kemerini geç bağladım şimdi bele
Himmet kılıp pir hizmetini yapasım gelir
Hoş mucize verdi iman armağanını
Tenim, canım, gönlüm, ruhum sevdasını
Sır kulağını alıp feryad sesini
Ses işitip canımı feda eylesim gelir
Kul Hoca Ahmed dünya ehlinden bil değil O
Riyazetsiz hiç alemi göstermez O
Allah demek mümin kula ar değil o
Hakk yadına canımı kurban edesim gelir