HOCA AHMED YESEVİ
DİVAN-I HİKMET[ TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TERCÜMESİ ]
***
Görülen Lüzum Üzerine Divan-ı Hikmet ile İlgili Zorunlu Bir Açıklama
Websitemizde yayınlanan Hoca Ahmed Yesevi hakkındaki inceleme ve Ahmed Yesevi’ye ait Divan-ı Hikmet’teki şiirlerin özgün metni ve Türkiye Türkçesi’ne aktarım metinleri eser sahibi Dr. Hayati Bice’nin özel izni ile sitemize konmuştur. Bu yazılı materyallerin her türlü telif hakkı yayınlanmak üzere Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları’na devredilmiş olup bilimsel araştırmalar dışında kısmen ve hiçbir şekilde tamamen kopyalanması-yayını yasaktır. Özellikle bu metinlerin kitap şeklinde yayınlanması halinde her türlü hukuki takip yapılacaktır.
Websitelerinde bu materyallere yer vermek isteyen webmasterların hayatibice@yahoo.com adresinden izin istemeleri ve yaptıkları her alıntıda websitemizi referans olarak göstermeleri önemle rica olunur.
[ 71-80.Hikmetler ] HİKMET-71 Hoş görmemekte alimler sizin dediğiniz Türkçe'yi Ariflerden işitsen açar gönül ülkesini Ayet hadis anlamı Türkçe olsa uygundur, Anlamına yetenler yere koyar börkünü... Kadı, müftü, mollalar şeriatın yolunu Arif aşık almıştır tarikatın arkını Amel işleyen alimler dinimizin çırağı, Burak biner mahşerde eğri koyar börkünü... Amel eylese alimler dini ve ayın aydınlığı Görse olur onların görklü yüzünün rengi... Amel işlemeyip "zâhir" ilmini bilmeyip kalanlar, Arkasına yükler kırk eşeğin yükünü... Hocayım deyip laf vurma bu dünya dayanıksız Biliyorum diye söylemesin gönüldeki çirkini Yol göstericidir Hoca Ahmed marifetin gülistanı Sözler sözü gerçek açar gönül ülkesini... Miskin, zayıf Hoca Ahmed yedi ceddine rahmet, Farsça dilini bilerek güzel söylemekte Türkçe'yi... HİKMET-72 Ey dostlarım, ölsem ben, bilmem ki halim ne olur; Kabre girip yatsam ben, bilmem ki halim ne olur. Götürüp kabre koysalar, arkaya bakmadan dönseler, Soru-sualim sorsalar, bilmem ki halim ne olur. Girse karış adlı yılan, dolansa bedene şu zaman, Kalmaz bütün bir organ, bilmem ki halim ne olur. Bütün yığılıp kurt-böcek, etrafımda oyuk açar Müşküldür o halde kâr zarar, bilmem ki halim ne olur. Hiç gelmedi benden sevab, orada ne vereceğim cevap, Eğer eyleseler yüz bin azap, bilmem ki halim ne olur. Olsa kıyamet günü, hazır olur tamamı, "İşlediğin amellerin hani ; bilmem ki halim ne olur. Ey Kul Ahmed, sen bu gün, eyle ibadet gece ve gündüz Deme ki ömrümdür uzun, bilmem ki halim ne olurHİKMET-73
Nice yıllık mihribanım can idiler dostlarım; Bu vücudum şehrini fani eylemektedir dostlarım. Bu kafesin kuşu havalanmakta uçmağa; Bir karanlık ışıksız yere varmaktadır, dostlarım. Ey benim dostlarım, himmet tutun imanıma; Düşmanım imanıma zahmet vermektedir, dostlarım. İşbu can bizler ile nice yıllar var idi; Hakk Teâlâ hükmü ile azmetmektedir dostlarım. Bu benim organlarım canım ile mutlu idi; Can çıkmağa bütün organlarım titreşmektedir dostlarım. Hakk emrine bütün âlemlerin halkı oldu razı; O gerçek kullar daima râzıdır, dostlarım. Kul Hoca Ahmed kuşu havalanmaktadır uçmağa, Neylesin Miskin Hakk'ın hükmüdür, dostlarım. HİKMET-74 Ömrüm bitti gaflet ile yel gibi geçti Hasretinde gözden yaşı kan gibi gitti Bildim dostlar bu aklım şimdi yetti Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir Seherlerde Kur'an okuyup yakarsam Hazret'ine el kaldırıp dua eylesem Ağlayıp bu canımı feda eylesem Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir Hırs-heva-nefs yolunu bırakmak gerek Mansur gibi darağacı başına binmek gerek Nesimi gibi can acısını çekmek gerek Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir "Fezkûruni ezkûrküm" ayetinden İman oldu Hakk Teala taatinden Geçmek gerek bu nefsin rahatından Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir Zahidlere zühd, amel ve takva gerek Riyazetli aşıklara fetva gerek O tarikat er olana dava gerek Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir Temizler gönül pasını "Hu-Hu" zikri Aşıkların gece-gündüz "Hu" muradı "Hu-Hu" diye can veresin Kul Ahmedi Seherlerde kalkıp taat eyleyesim gelir HİKMET-75 Hiç bilmedim nasıl geçti ömrüm benim; Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ? Nasıl olacak, yola koysan ben acizi; Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim? Yoldan çıkıp azdığımı bilmedim ben; Hakk sözünü kulağıma almadım ben; Bu dünyadan gideceğimi bilmedim ben; Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ? Geçenlerden ibret alıp yola girmeyip, Nefes, feryad söyleyip orada tutuşup yanmayıp, Gece gündüz yürümüşüm kendimi bilmeyip; Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ? Canın çıkıp bedenin yatar dar kabirde; Sorucular gelip sorsa o durumda Akar yaşım, gider şuurum o zamanda Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ? Gafillikte yürüdün sen it gibi gezerek Bedenin yatar dar kabirde çok şişerek İş kılmadın sen Tanrı'ya göğsünü deşerek Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim ? Kul Hoca Ahmed, bu dünyada tevbe eyle Tevbe eyleyip yol başına varıp de Seçkin kullar gibi azığını alıp yürü Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim? HİKMET-76 Her kim eylese tarikatın davasını İlk adımı şeriata koymak gerek Şeriatın işlerini tamam eyleyip Ondan sonra bu davayı kılmak gerek Şeriatsız söz etmezler tarikatta Tarikatsız söz etmezler hakikatta İş bu yolların yeri bilinir şeriatta Hepsini şeriattan sormak gerek Ondan sonra bir er gerek iradeli Olmuş olsa o bir erden icazetli Şeriatte doğru uygun keramedi Öyle erin eteğinden yapışmak gerek Kim bilmeden bu yolları Şeyhim dese Kerametten veliliğe haber verse Batıldır eğer ruhü'l-emin bile ise Özünü öyle batıllardan korumak gerek İradesiz, icazetsiz mürşid olmaz Tarikatın yollarını asla bilmez Müptedidir iradeye layık değil Böylelerinden bucak bucak kaçmak gerek İradeyi ver icazet ehline Kaim ol gece-gündüz riyazete Sayıp onun kulluğunu ibadete Kulluğunda beli bağlayıp durmak gerek Ondan sonra mücahede elbisesini giyip Riyazetin potasında eriyip akıp Ben-benlikten geçip özünü saf kılıp İzzet rahatını satıp horlanmayı almak gerek İşte budur erenlerin yaptıkları Taliplere bilsin diyerek söyledikleri Doğrudur bu söz bilesin yoktur yalanları Can kulağı ile bunu bilmek gerek Sadakat ile her kim kabul eylese bunu İtikadı ile olsa gece-gündüz Zikri ile meşgul olsa uzun geceleri Erenlerden himmet yarı eylemek gerek İradesiz bu yola girmediler İnabesiz yola adım koymadılar İcazetsiz yarım nefes almadılar Mürid olan bu sıfatlı olmak gerek Her kim girse bu yola belini bağlayıp Kul Hoca Ahmed gerek özünü kul eyleyip Niyetini Allah'ına dürüst eyleyip Teveccühü azizlere eylemek gerekHİKMET-77 Şeriatın şartlarını bilen aşık Tarikatın makamını bilir dostlar Tarikat işlerini tamam eyleyip Hakikatın deryasına batar dostlar Cemalini görmek olmaz gece gündüz uyuyup Temiz aşkını ele almadan, olmaz yürüyüp Hakikatın deryasının tehlikeleri çok Hiç uymadan cemalini gördüm dostlar Ey aşık bu dünyada sıkıntı çek Çektiğin sıkıntı ve eziyetleri rahatlık bil "Hu" sohbetini kuran yere kendini vur Vuran aşık muradına yeter dostlar Bu yolların belasıdır kaygı sıkıntı Sıkıntı çekip cefa çeken görür rahat Seherlerde ağlamak güzel saadet "Hu-Hu' diye bu dünyadan geçer dostlar Gerçek gönül ile ağlayanlar göre cemal Sübhan Rabb'im eyleye armağan Kılavuzsuz yola girmen aynı hata Yola giren menzillerden geçer dostlar Vah ne yazık geçti ömrüm bilmeden kaldım Bu dünyanın sebeplerini ele aldım Dünyayı arayıp din işini arkaya koydum Bilemem halim nice olur dostlar Muhabbetin şarabından tatmayanlar Bayezid gibi her gün özünü satmayanlar Bu dunyanın izzetinden geçmeyenler Hayvandırlar belki ondan beter dostlar Aşık olsan aşk yoluna koy adımı Dünya kaygısını boşayıp koy Edhem gibi Akıllı isen dünya için yeme gam Kıyamet günü cezalarını verir dostlar Sır şarabını içen aşık kendini bilmez Bu dünyanın izzetlerini gözüne iliştirmez Yüzbin bilge nasihat etse öğüt almaz "Vaşuka"deyip kendini bilmeden yürür dostlar "Elest" günü Allah kendi nida eyledi Kalu bela" deyip ruhlar cevap verdi Hazrete doğru ruhlar uçup karşısına geldi Öyle aşık Hakk cemalini görür dostlar Kul Hoca Ahmed aşık olsan dünyayı bırak Ahiretin azabından kaygı ye Erenlerin yaptıklarını hem sen de yap Hizmet eyleyen sonunda murad bulur dostlar HİKMET-78 Gelin dostlar Allah zikrini daima söyleyin Allah zikri gönül ülkesini açar dostlar Estağfirullah ve istağfarı dinmeden söyleyin Lanetli şeytan beden ülkesinden kaçar dostlar Lanetli şeytan size düşman, hazır olun Gece Allah gündüz Allah deyip ölün Dar kabre gireceğiniz vakit nura dolun Melekekler Allah nurunu saçar dostlar Allah nuru kabir içini aydın kılınca Melekler karşısında ravzen koyunca Mümin kul görüp onu hayran kalınca Bu alemin ışığından geçer dostlar Bütün ruhlar toplanıp gelince mübareğe Yardımcılar meşgul olunca tebareğe Dua kılıb yandıktan sonra kalır tek başına Cümle ruhlar sevinip bir bir kucaklar dostlar Yedi adım attıktan sonra Münker-Nekir Heybet ile girip gelince kılıp kahır Ki gözü ateş gibi yanıp bakıp durur Nurunu görüp saygı gösterip kucaklar dostlar Münker-Nekir sormadan çıkıp feryad edince Gözyaşını akıtarak süs eyleyince Hakk yadını söyleyip özünü mecnun edince Kanatlanıp havaya doğru uçar dostlar Nida gelince İlahımdan niye ağladın? Has kulumdan kabir içinde ne dinledin? Ey edepsiz kulak verip ne anladın Münker-Nekir sağ ve sola kaçar dostlar? Yürüse dursa, yatsa kalksa beni hatırlayan Beraat yazısı ele alan o azadlı kulum Öyle kulun avıyım o avcım İşlediği, söylediği günahlardan geçer dostlar Günahlarını Hakk bağışlayıp nazar kılınca Sağında-solunda yatanları şükreder olunca Ondan sonra bütün ruhlar hazır olunca Kabristan'a Hakk rahmetini saçar dostlar Allah'a hamdolsun iyi geldi biz kurtulduk Kabir içinde her azabdan uzak olduk Nice yıllar ölü idik nihayet dirildik Dua edip Hakk'a elin açar dostlar Münker-Nekir ağlayıp der Sen bilirsin Zatın yüce her ne eylesen Sen eylersin Lütfeylesen yolsuzlara yol verirsin Secde eyleyip şükreder dilini açar dostlar La İlahe İllallah'a tutkun olan Cemal için bu alemde rüsva olan Dünyayı bırakıp ahirete sevdalanan Kevser havuzu suyundan içer dostlar Ezel gününden takdir eylese Hakk cemali Yüzbin şeytan kast etse yok zevali Günden güne fazla olunca söz ve hali Bilge olup Hakk yolların açar dostlar Muhabbetin meydanında dolaşan Hakikatin denizinden inci alan Marifetin nesnesini içe salan Yürüse dursa inci-cevher saçar dostlar Aşık odur Hakk'a canını kurban eylese Zikrini deyip dört döğünerek seherde kalksa Erenlerden feyz ve fetih çokça olsa Sultan olup inci-cevher saçar dostlar Hakk Teala kokusunu alan burada durmaz İddia eyleyip bilginliğin lafını etmez Nereye gitse fakir-miskin dükkan kurmaz Garip olup viraneye göçer dostlar Kul Hoca Ahmed nefsten büyük bela olmaz Yer ve gökten lokma versen asla doymaz Toprak olup yerde yatsan kafir olmaz Nefsi ölenleri huri ve gılman kucaklar dostlar HİKMET-79 Yaratan Bir ve Var'ımın yolunu arayıp Lanetli Şeytanın yollarından dökün dostlar İhlas ile aşkın şarabını içip Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Hayy zikrini deyip şarap kadehini içenin Yol üstünde aziz başı toprak gibi Allah için hali harap bağrı kebap Can ve günülde Hayy zikrini deyin dostlar Eşiğine başımı koyup ağlasam Halka kurarak kim zikretse oraya varsam Zikrin deyip o sohbetten inciler dersem Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Amel işlemeyen alim ilmini çiğneyip yürür Ölüp varsa dar kabirde canı yanar Allah, Rasul, dinin ne deyip korkuya düşer Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Münker Nekir Rabbin kim ?" diye sorunca Zahir ilminden bir noktası kar eylemeyince Vah yazık amelsizler nasıl yapacak Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Allah diyen şeker ve bal hazırladı. Ahirette Allah ile sevda eyledi Amel işleyen gerçek alimi bilge kıldı. Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Bilgin kandil, halin fitil, yağı göz yaşım Ne kadar söylesem nasib almaz taş gönülün Yol üstünde toprak olsun aziz başın Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Essiz alim amel işlemeyip yolda kalır Okuyup okumadan dünya malını ele alır. Ben-benlikten essiz ömrünü harcar Can ve günülde Hayy zikrini deyin dostlar Zahiri bozup batını düzelten âlim olsan Mahşer günü elinden tuta tanla varsan Vah yazıklar pişmanım deyip yolda kalsan Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Alim odur namaz kılıp ibadet etse Hakk'dan korkup ahiretin tasasını çekse Kur'an okuyup Hakk'dan korkup ağlayıp inlese Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Öyle alimin iki gözü yaşlı olur Seherlerde erken kalkıp ağlar Hakk yolunda tutuşup yanıp biryan olur Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Horluk çek kafır nefsinin başı donsun Daima, sürekli bu dünyadan ağlayıp geçsin Toprak ol herkes seni basıp geçsin Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Horluk çekip Hakk Mustafa ümmet dedi Asi, cefa edici ümmetinin tasasını çekti Onun için ümmetleri kuvvet aldı Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Ümmet için bağrında yok zerre bütün Ümmet dese dimağından çıkar duman Hakk Teala kılar mı deyip bizi odun Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar Kul Hoca Ahmed alayım desen Hakk'dan hisse Bayezid gibi nefsinle gece gündüz vuruş Ey habersiz, ümmet isen budur reviş Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar HİKMET-80 Ey dostlar, bildireyim Hakk Resulû'nden Ümmet olsan, işitip salat-selam söyleyin dostlar. O büyük ve küçük alemler için rahmettir Ümmet olsan, işitip salat-selam söyleyin dostlar. Allah'ım armağan eyledi O’na Mirac Rahmet denizi dolup aşırı dalgalandı Koydu O’nun başı üzere “la-emrük" tac; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Önce Cebrail alıp geldi O’na Burak; Burak'a binip kıldı Hazret bin tumturak; Burak uçup havalandı hinde'l-Irak; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Aksa’ya varıp indi görün orada Server; Yığıldılar bütün ruhlar, O peygamber Mübarek nefes verdi ruhlar orada yekser Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Cebrail alıp o Hazreti havalandı; O Sidretü’l-müntehâ’ya ulaştılar hemen Mustafa’yı Cebrail eyledi güzel ser-efraz Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Makamından geçemeyip Cebrail kaldı; Yularını o Mikail gelip aldı; Son zamanda Mikâil yorulup kaldı; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar O İsrâfil O'nu alıp uçtu cennete O makamda Rasûl eyledi değişik bir sefer O hem kaldı makamında eyleyip figan Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Arş'a bakıp adım attı Resululah; Naleyni koyayım dedi Hakk Mustafa; Nida geldi: Naleyn ile sen adım at ha; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Hakk tarafından nida geldi: "Erini beni Ey Habib’im, bana yakın gel beri Mahrem eyleyim has sırrıma şimdi seni... Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Hakk'a bakıp adım attı Resûlullah; Hak’tan başka kimse yoktur orada yoldaş Böyle makam kimseye yok, vallah-billah Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Gerçek ümmetsen, bu sözleri iyi bilip al; Bu sözler seçkin ümmete bal benzeri Münafıka uymaz bu söz, gelir melal; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Münafıklar şüphe edip oldu münkir Sabaha cehennemde dimağından çıkar bil duman Sonra duyulan pişmanlıktan sana ne fayda Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Mustafa'nın Mirac'ına sal kulak; Kim işitse, gönlü olur hoş sudan ak; Gerçek ümmetsen, işitip ağla pınar misali Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Allah dedi: "Konuk olup geldin bana; Ne kadar olsa, hâcetini söyle bana; Eyleyip hoşnud hâcetini vereyim sana..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Rasûl dedi: "Dilediğim asi ümmet; Belağattan kırk yaşını kıl rahmet; Ey Allah'ım, Sen'den rahmet, benden şefkat..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Dilediğini kabul eyledim, ya Hakk Rasûl; Senin söylediğini kabul eyledim, olma melül; Çok çok dile, hâcetini eyleyim kabul..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Kırktan öte elli yaşı eyledim talep Kimsesiz, yetim, ağlayıp geldim sana bakıp; Gözümü diktim, ey Allah'ım, sana ağlayıp..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Elli yaşı verdim sana, ya Mustafa; Dönüp dile, benim hâcetleri verenim Çokça dile, her ne desen, vereyim sana..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Ey Allah'ım, altmış yaşı söyledim sana; Sen kudretli, ben güçsüz, geldim sana; Boyun sunup geldim senin dergâhına..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Allah dedi: "Hacetini söyledin bana; Hoşnud ol şimdi benden ya Mustafa; Ben razıyım sen de benden ol razı..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Rasûl dedi: "Şimdi dileyeyim yetmiş yaşı; Gam çamuruna batıp kalan aralaşı; Ümmetim deyip ben içmedim doyup aşı..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Yetmiş yaşın havalesini eyle bana; Kıyamet günü rahmetimi saçayım ona; Gönlün ferahlasın, inayetim şimdi sana..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Yetmiş yıldır bana kul, sana ümmet; Çoluk-çocuk için çeken sıkıntı ve külfet; O kuluma ben vermem aslâ zahmet.." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Yetmiş, seksen, doksan yaşa yetse kulum, Bağışlayıp onun günahını yok eyleyim Ümmetinin gamı gitsin, ol gamsız..." Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar "Kul yaşlansa, Hoca verir berat yazısı Kulum verse, ben vermesen, bana ayıp Ey Habîb im, hoşnud ol, sen ol şad .. " Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Ey kardeş, mürik sözü yalan söylemez Dini süstrak münafıklar neler demez; O ezelden tire bahtlıdır, özge gelmez; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Ey kardeş, münafığa olma yakın Kim yakındır, başı üzere yüz bin külfet; Baştan ayağa münafığın ziyan, zahmet; Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar Hikmet eyledi Mirâc sözünü Kul Hoca Ahmed Şükür Allah, Mustafa’ya eytedi evlâd Arslan Baba'm hurma verip eyledi sevinçli Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar...
************