Ana Sayfa Giriş Sayfası Yap Öneri ve Eleştiri
 

MANİLER

Camiler medreseler
Yarin gelir deseler
Tende bir canım kaldı
Veririm isteseler

Çeşme başında beklerim
Vay benim emeklerim
Eller yarim dedikçe
Sızılar kemiklerim

Çıktım mezar taşına
Baktım hilal kaşına
Vereceksen beste ver
Taş atanm başına

Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Feleğin devri dolsun
Çapraz bağladı beni

Deniz dibinde börek
Yine ah çekti yürek
Herşeylere dayandın
Buna da dayan yürek

Duman bastı dağlara
Yayıldı ovalara
Ela gözlü Eminem
Geldi mi buralara

Elbisesi mor imiş
Yar sevmesi zor imiş
Ben bir tane yar sevdim
Müşterisi çok imiş

Fırın üstünde fırın
İnekler geri durun
Güzel yarim geliyor
Altın sandalye kurun

Gül ektim ocak ocak
Deşirdim kucak kucak
Elin gülü kurumuş
Senin ki de domurcak

Iraftaki siniler
El vurdukça iniler
Köyümde bir yiğit var
Haftada yar yeniler

Kara tavuk tepeli
Kulakları küpeli
Beni everiyorlar
Şimdi kızlar şüpheli

Çıktım pınar başına
Sabun koydum taşına
Anası kurban olsun
Kızının oynayışına

Dağdan kestim çınarı
Çınarın dalı sarı
Ağlamaktan kurudu
Gözlerimin pınarı

Dama çıkasım geldi
Çadır kurasım geldi
Çadır değil muradım
Seni göresim geldi

Deniz üstü piyade
Muhabbetler ziyade
Ölüm var ayrılık yok
Bizim için dünyada

Eğmeler eğmeleri
Beğenmez değmeleri
Yeni fistan diktirdim
Alırsın düğmeleri

Elimde sarı kağıt
Ağlarım saat saat
İşte ben gidiyorum
Oturun rahat rahat

Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Senelerce görmesem
Yine unutmam seni

Havuzum dört köşeli
İçi mermer döşeli
Sararıp soluyorum
Ben bu aşka düşeli

İki dalda bir kiraz
Biri al biri beyaz
Katip kölen olayım
Bir güzel de bana yaz

Karşıda gördüm seni
Gül ile derdim seni
Gözüme güvenmezken
Yadlara verdim seni

Ladik halısı mısın
Elmas yarası mısın
Her gelen seni sorar
Bağdat valisi misin

Minarede ezan var
Has bahçede gezen var
Düzce'nin  içinde
Yüreğimi ezen var

Pencerede sarmaşık
Sormadan oldum aşık
Yar kapıdan girince
Elimden düştü kaşık

Rafta duran siniler
El vurmadan iniler
Yar aklıma geldikçe
Kulaklarım çınılar

Sandık üstü gezerim
Üstüne gül dizerim
Zengin evin kızıyım
Gurbet elde gezerim

Sarı ipek bükerim
Gergefimi işlerim
Küçüklüğüme bakmayın
Ben de sevda çekerim

Siyah saçın örgüsü
Yüreğimde sevgisi
Arayıp da bulduğum
Bu da Hûda vergisi

Su gelir bendi gelir
Güzeller fendi gelir
Selam edin yarime
Gelmezse kendi bilir

Şu dağlar orman içi
Katipler ferman içi
Bir katip yazı yazmış
Derdime derman içi

Tastan içtim ayranı
Geldi kurban bayramı
Salın benim yarimi
Burda yapsın bayramı

Tüfeğim dolu saçma
Gel yarim benden kaçma
Yedi yerde yaram var
Bir yare de sen açma

Ufacık fiske taşı
Yandı yüreğim başı
Ne yarimden haber var
Ne dindi gözüm yaşı

Limonu soyamadım
Konsula koyamadım
Ne ılık kanın varmış
Ben sana doyamadım

Oldum ben pek avare
Gidin söyleyin yare
Gençliğime acısın
Yakmasın beni nare

Pencere parmağına
Düştüm yarin ağına
Bir sofrada olursak
Çay koysam bardağına

Rakımda mezem sensin
Gül yüzlü nazım sensin
Her nereye gidersem
Kalbimde gezen sensin

San hırka giyersin
Neden boynun eğersin
Doğru söyle mekteplim
Hangimizi seversin

San pabuç çuhalı
Bizde körük buhalı
Salma eldeki yarı
Şimdiki yarlar pahalı

Sokak kapı sürgülü
Üstü yeşil burgulu
Benim bir yarim var
Konya'n'ın bülbülü

Şu dağlar kireç olsa
Duvarı erkeç olsa
Güzel çirkin aramam
Sevdiğim güleç olsa

Şu dağlar olmasaydı
Lalesi solmasaydı
Ölüm Allah'ın emri
Ayrılık olmasaydı

Tepside bir üzüm var
Yüreğimde sızım var
Dünya Hakk'a emanet
İçinde bir kuzum var

Ufacık badem içi
Yarimin siyah saçı
Yar derdinden ölürüm
Nedir bunun ilacı

Ufacık iğnesine
Mailim cilvesine
Ben yarime kavuştum
Darısı cümlenize


 

İğnem düştü bakarım
Çok hastayım yatarım
Balıkesirli  yar gelmiş
Ölü olsam kalkarım

Masa üstü pekmez
Bu pekmez bana yetmez
Memleketimin kızları
Altınsız gelin gitmez

Uzun kavak özün var
Dallarında üzüm var
Evde yaren dururken
Niçin elde gözün var

Zeytinyağı şişesi
Ak gülün menekşesi
Oturmuş yazı yazar
Ciğerimin köşesi

Zora dağlar dayanmaz
Yar sözüme inanmaz
Yıllar sel gibi geçti
Yar gibisi bulunmaz

Karadağ'da kar kalmadı
Yüreğimde yağ kalmadı
Daha yazacağım çok idi
Mektubumda yer kalmadı

Damda kırat beslerim
Ben İzmirli isterim
Onu bana verseler
Şekerle beslerim

 

Hasretlik dağının gülü olacağıma
Özgürlük dağının dikeni olurum

Özür dilerim gözlerine baktığım için
Özür dilerim ellerini tuttuğum için
Özür dilerim “seni sevdiğim” için
Ve yine özür dilerim “seni insan sandığım” için

Kimine ev çıkar Omo’ dan
Kimine araba çıkar Alo’ dan
Kimine para çıkar Toto’ dan
Bizede “ayrılık” çıktı Piyango’ dan

Sabahları bir şey yemiyorum SENİ SEVDİĞİM İÇİN
Öğlenleri bir şey yemiyorum SENİ SEVDİĞİM İÇİN
Akşamları bir şey yemiyorum SENİ SEVDİĞİM İÇİN
Geceleri uyuyamıyorum KARNIM AÇ OLDUĞU İÇİN

Hayat bir EFSANE
İnsan bir DRAM
Yaşamak HÜZÜN
Sevmek HATA
Kalan tek şey HATIRA

Ölmeden son kez
Söyle bana ilk kez
Hayatında ilk kez
Sadece BENİ SEVDİĞİNİ


Hep sevilir güller
Dikeni acıtır derler
Dikeni neden batsın ki
Tutmasını bilen ellere


Gayesiz yaşanmaz
Oysa ben yaşıyorum
Ümitsiz olsada
SENİ ÇOK SEVİYORUM


Ne saray isterim, ne taç
Gönlüm senin gibi

BİR ARKADAŞA MUHTAÇ


Kalbim yaralı
Üstelik yamalı
Tamir dolayısıyla
Bir süre kapalı


Anama Ana diyesin
Babama Baba diyesin
Sen bize Gelin gelesin


Kapım aralı kaldı
Kalbim’de yaralı
Aşk’a tövbeler olsun
Bir daha yar seversem
İki gözüm kör olsun


Güneşi Seviyorum Diyorsun Doğunca Perdeyi Çekiyorsun
Yağmuru Seviyorum Diyorsun Yağınca Şemsiyeni Açıyorsun
KORKUYORUM !!!
Çünkü; Beni Sevdiğini Söylüyorsun

Al senin olsun bende ne varsa
İstemem mutluluğu senden uzaksa

Korkuyorum sana alışmaktan
Korkuyorum yine kağıda kaleme sarılmaktan
Korkuyorum seni seviyorum demekten


Ben seni dün sevmedim. Çünkü; dün bitti
Ben seni bugün sevmedim. Çünkü; bugün bitecek
Ben seni yarın seveceğim. Çünkü; yarınlar hiç bitmeyecek


Bir gül yetiştirdim adı; aşk, soldurdular
Bir gül yetiştirdim adı; sevgi, kopardılar
Bir gül yetiştirdim adı; hasret, hala yaşatıyorlar

 
Seni mor gecelerde kendime saklıyorum
Sensiz kalan kalbime aşkı yasaklıyorum

 
Deryalarda bir sandalım, hem savrulur hem batarım
Tek başına bir insanım yalnızlığın tarifi yok

 
Niye yağıyorsun yağmur
Neyi ıslatmak istiyorsun
Cadde ıslak, sokak ıslak
Eğer ki gözlerimi ıslatmak istiyorsan
Nafile onlar zaten ıslak

Al şalım yeşil şalım
Dağlarda dolaşalım
Tenha tenha yerlerde
Seninle buluşalım

Armudun dalı yerde
Bülbül ötmez her yerde
Felek bizi ayırdı
Her birimiz her yerde

Ay doğar elek gibi
Gün doğar melek gibi
Şu Karaman kızları
Turfanda kelek gibi

Ayva günde pişer mi
Al yanaktan düşer mi
Bir sevip bir ayrılmak
Şansımıza düşer mi

Bahçelerde badılcan
Ben askere yazılcam
Ben askerden gelince
Gerdan benli kız alcam

Bizim köyün kızları
Sürmelidir gözleri
Gözlerine bakarken
Kaçırdım öküzleri

Anadolu uşağı
Köşük bağlar kuşağı
Onu bunu dinlemez
Çeker vurur bıçağı

Arpa ektim bir evlek
Dadandı kara leylek
Yazın beraber
idik Kışın ayırdı felek

Ayva dalını eğmeli
Ayvasını yemeli
Komşuda kız dururken
Kime boyun eğmeli

Bağa girdim üzüm yok
El yarinde gözüm yok
Ben yarimi küstürdüm
Barışmaya yüzüm yok

Bahçelerde bal kabak
Açılır tabak tabak
Beni beğenmez iken
Aldığın metaha bak

Bugün ayın onudur
Yüküm buğday unudur
Evliye gönül verme
Eve varır unutur

Çapa vurdum pancara
Teslim ettim kantara
Hile yapma kantarcı
Basmam artık mantara

Uykum geldi esnerim
Yar sinemde beslerim
Yedi türlü meyveyi
Bir manide isterim

Yaylaların yoğurdu
Seni kimler doğurdu
Seni doğuran ana
Bal ile mi yoğurdu

Zindan cihan gözüme
Ah inanmaz sözüme
Öldüğüme yanmazdım
Bir gün gülse yüzüme
 

 

 

ANA  SAYFA