|
UYKU BOZUKLUKLARI
Uyku bozuklukları ile ilgili sınıflandırma klinik bulgular, semptomlar, başlangıç yaşı ve öykü göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Uyku ve uyanıklık bozuklukları, Uyku Bozuklukları Derneği ve Uyku Psikofizyolojisi Derneğince 4 grupta incelenmektedir;
İNSOMNİA: İnsomniak hastalar yetersiz uyku,
uykuya dalma güçlüğü, uykudan uyanma ve prematüre sabah uyanıklığı (uykuya
başlama ve sürdürmede bozukluk) dan yakınrlar.
AŞIRI UYUMA (aşırı gündüz uykusu): Bu grup ortak
bir çok semptomu içeren değişik hetorojen organik ve fonksiyonel durumu içerir.
Ek olarak gün içinde uygunsuz periodlarda aşırı uyuma ve bilinçte boşluklar
olabilir, nadiren uyku periodu 24 saat e kadar uzayabilir, uynıklık dönemlerinde
ise motor koordinasyon bozulabilir.
SİRKADYEN UYKU UYANIKLIK RİTM BOZUKLUKLARI:
Bu
durumda uyku-uyanıklık siklusu çevresel gece gündüz siklusuna uymaz. Hastalarda
subjektif yorgunluk, uygunsuz zamanlarda uyuma , uyanıklık sırasında bozuk
dikkat ve zayıf performans vardır.
PARASOMNİA: Bu bozuklukta uykudan önce, sonra veya uyku esnasında birçok
fizyolojik ve patolojik , motor, otonomik ve davranış bozukluğunu içerir.
1990 da Amerikan Uyku Bozukluğu Derneğinin yaptığı klasifikasyonda ise uyku
bozuklukları 2 grupta incelenmektedir;
1. DİSSOMNİA: İnsomni ve aşırı uyku durumunun içerir, patofizyolojik olarak 3 e
ayrılır: İntrensek, extrensek ve sirkadyen ritm bozuklukları
2. PARASOMNİALAR: Bu bozuklukta uykudan önce, sonra veya uyku esnasında birçok
fizyolojik ve patolojik , motor, otonomik ve davranış bozukluğunu içerir.
1990 yılında yapılan klasifikasyon primer uyku bozukluğunu ( dissomnia ve
parasomnia) , medikal ve psikiatrik hastalıklarda kaynaklanan uyku bozukluğundan
ayırmıştır, her bir uyku bozukluğu için tek bir kod verilmesi tanı, istatistik
ve araştırmalar için bir cetvel oluşturulmasına izin vermiştir.
İNSOMNİA
Uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişmekle birlikte insomnia, optimal
fonksiyon için gerekli olan uykuyu elde etmede kronik yetersizlik olarak
tanımlanır. İnsomnia 3 temel etiolojik grupta incelenir;
Genetik ve çevresel faktörler insomninin gelişmesinde önemlidir, İnsomnide
etkili bir diğer faktörde yaş tır; çocuklukta insomni genelde sirkadyen ritmin
kayma anormalliğine bağlanır, genç hastadaki değişik uyku güçlükleri düzensiz
uyku programı ve zayıf uyku hijyeni ile ilişkilidir. Adultlarda insomni
kadınlarda daha yaygındır, yaşla birlikte insomnia sıklığı artar, yaşlılarda
zayıf uykunun bir çok farklı nedeni vardır, 60 y ın üzerindeki insanların
yarısından fazlasında minör derecede uyku apne ve uyku myoklonusu vardır,
genellikle asemptomatiktir, fakat bu iki durumda insomniaya katkıda bulunur.
Bazı demansı olan yaşlılarda 3. ve 4. NonREM uyku basamağında kayıp görülmüştür,
bu kişilerde sık gece uyanmaları, bazende uykunun geceden gündüze kayması
görülebilir.
İnsomnia en sık görülen uyku bozukluğudur. USA da yapılan bir araştırmada
insanların yaklaşık 1/ 3 ünün bir önceki haftada uykuya dalma veya uykuyu
sürdürmede güçlük yaşadığını göstermiştir.
Subjektif olarak insomniden yakınanları , objektif insomnisi olanlardan ayırt
etmek güçtür. Yetersiz uykudan yakınan kişilerin % 10- 12 sinde Polisomnograqfik
kayıtlamalarda ve detaylı uyku incelemelerinde herhangi bir patoloji saptanamaz
, bunla pseudo-insomni olarak adlandırılır. İnsomniak kişilerin objektif uyku
ölçümlerinde ;
- Toplam ile 3. ve 4. Non REM uykusuunda azalma
- Azalmış uyku verimi (yatakta uykusuz geççen sürede artma)
- Uzamış uyku latansı ( yatma zamanı ile uuykunun başlama zamanı)
- Sabahları erken uyanma saptanmıştır.
İNSOMNİ PATERNLERİ: Bir dizi farklı patern
tanımlanmıştır.
1. Transient tip: 3 haftadan kısa sürelidir, bir çok fizyolojik ve psikolojik
olay katkıda bulunur, ani bir yaşamsal stres, kısa süren hastalıklar, seyehat ve
geçici uyku deprivasyonları sonucu oluşabilir. Normal uyku paternini bozan olay
ortadan kalktıktan sonra bir kaç hafta içinde normale döner.
2. Kronik insomnia: Özellikle yaşlı bir çok kimse uzun yıllardır devam eden
insomni ve normal gece uykusunu uyuyamamaktan yakınır. Kr. Insomnia 4 temel
kategoride incelenir;
A. Bir çok medikal rahatsızlığın neden olduğu insomnia grubudur ; Ülser ağrısı,
nokturnal dispne, eklem ve kas hast., karpal tunnel send., parkinsonizm, gece
dispnesi, diğer solunumsal problemler,
bir çok metabolik hast. da normal uyku yapısının değişmesine neden olur;
hipertroidizm kısa bölünmüş uykuya, hipotroidizm ise aşırı uyumaya ve uyku apne
ye neden olabilir.
B. Psikiatrik ve fizyolojik problemlerin neden olduğu kr. insomnia ; Şidetli
depresyonda uykuyu sürdürmede güçlük ve sabahları erken uyanmalar olabilir fakat
uykunun başlamasında gecikme görülmez. Depresif hastaların en az ¼ ü insomniadan
yakınırlar. Bipolar bozuklukta deprese fazda daha fazla , manik fazda daha az
olarak insomni görülür, mevsimsel afektif bozukluğu olanlarda yazdan ise kışın
daha çok insomni mevcuttur. İstisnai olarak bazı deprese hastalar gün içinde
aşırı uykudan ve sersemlik hissinden yakınırlar.
Panik atak, aşırı anksiete ve alkol kullanımında insomni görülür.
C. Kr. Insomniası olan kişilerin % 10-15 kadarı hayatları boyunca sebebi tam
aydınlatılamayan fagmante, kısa uyku, gün içinde irritabilite, gerilim ve
somatik depresyondan yakınırlar. Bu durum Primer insomnia olarak adlandırılır,
ailesel olabilir , insomni çocukluktan itibaren herhangi bir dış çevresel faktör
olmaksızın mevcuttur.
D. Kr. Insomnia bazen organik bir uyku bozukluğundan kaynaklanır; Yatma
zamanından önce alınan 3-4 bardak kahve belirgin şekilde uykuya başlama
latansını ve uykudan uyanma sıklığını arttırır.
Kısa aktiviteli benzodiazepinler (triazolam) tek doz oral alımı erken uyanma,
rebaund insomnia ve anksieteye neden olur. Uzun ve bazı kısa yarı ömürlü
benzodiazepinlerin alımından sonra çekilme reaksiyonu olarak rebaund insomnia ve
anksiete görülür.
Alkol alımı da uykuyu azaltan bir nedendir, doza bağımlı olarak REM uykusunu
azaltır, 3. ve 4. NonREM süresini kısaltarak aralarda sık uyanmalara neden olur.
Bu değişiklikler 2 yıl dan fazla alkol alımında kr. ve persistan hale gelir.
AŞIRI UYKU
NARKOLEPTİK SENDROM ; Bu terim kataplexinin
eşlik ettiği önüne geçilemeyen sık gündüz uyku ataklarını ek olarak da
hipnogojik halüsinasyonlar, uyku paralizisi, insomni ve uyku esnasındaki motor
parasomniayı kapsamaktadır. Hipnogojik halüsinasyonların tanısal değeri
mevcıttur.
Herhangi bir sirkadyen ritm bozukluğu olmadan REM uykusunun organizasyonu ve
zamanlamasında bir defekt vardır.Tanı laboratuar incelemelerindense daha çok
klinik tabloya bağlıdır.
Aşırı uyuma ve kataplexi beyin sapındaki REM uykusu mekanizmalarındaki
foksiyonel bozuklukla ilişkili olduğu düşünülmesine rağmen her hangi bir
anatomik lezyon gösterilememiştir. MRI çalışmalarında ventral ponsta anormal
spin eko sinyal saptanmışsada sendromla ilişkisi kesin değildir. Narkoleptik
sendrom hayat boyu devam eder, remisyon çok nadirdir.
Haplotip analizi sendromun
klinik özelliklerini gösteren yüksek riskli çocuklarda erken tanı koymak
amacıyla kullanılabilir fakat pozitif olması tanının kesin olduğu anlamına
gelmez.
1.Aşırı gündüz uykusu ve uyku atakları; Konforlu ,rahat, sıcak, monoton ve
yemek yenilen ortamlar, tatlı ve bol karbonhidrat içeren yiyecekler, seyehat ve
yorgunluk uyku ataklarını proveke eder.
Uyku atakları 10-30 dk kadar sürer, nadiren bir kaç saat veya güne kadar
uzayabilir.
Hastaların çoğu artalama günde 1-8 arası atak tanılarken, EEG çalışmaları ile
gün içinde birçok sayıda bir kaç saniye süren uyku atakları (mikrosleep)
gösterilmiştir. Uyku ataklarını ardından 1-4 h kadar süren uykuya eğilimin
azaldığı refraktör period mevcuttur.
2. Gece uykusu; NS li hst. İn %
86 sının gece uykusu düzensizdir. İnsomniden, sık uyanmalardan
dinlendirmeyen uykudan, sabah baş ağrısından yakınırlar. Uyku apne, uyku
myoklonusu ve somnambulizm normal popülasyondan daha sıktır. Benzodiazepinle
uyku sırasındaki hareketler ve uyanma azalır.
3. Katapleksi; Özellikle yüz,
boyun, çene ve aksial kasların tutulduğu musküler hipotoni, kısmi veya tam
paralizi ile karekterizedir. Kateplektikler ani olarak düşebilir, kendilerini
yaralayabilirler. Bilinç genellikle korunmuş olmasına rağmen kişiler bazen
uyku-rüya durumunda olabilirler. Fazik fasial jerk ler olmasına rağmen tonik
klonik kasılma ve epilepsi ile ilişkisi yoktur. Ataklar, gülme, süpriz,
kızgınlık, neşe ve korku ile prespite olur.
Kataplexi esnasında DTR ler azalmış veya kaybolmuştur, extensör plantar yanıt
alınabilir, sirkumoral
fasial kas jerkleri, sıçrayıcı veya yuvarlanıcı göz hareketleri görülebilir.
Yaşla birlikte semptomlar azalır.
Atak sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir, gün içinde bir çok epizod
olduğu gibi yıllar içinde bir
kaç atak olabilir. Ataklar bir kaç sn den 5-10 dk ya kadar uzayabilir.
4. Uyku paralizisi: Kataplexiden
farklı olarak uyku uyanıklık bozukluğu içersinde değerlendirilir, gülme
veya daha önceden tahmin edilen bir olaya yanıt olarak oluşmaz, genellikle
uykuya dalarken nadirende uykudan uyanırken görülür. Hastaların yarısında uyku
paralizisine rüyalar eşlik eder. Ya spontan olarak ya da dış stimuluslar ile
düzelir. NS da uyku paralizisi sık değildir, en sık haftada bir kaç atak
bildirilmiştir.
5. Hipnogojik halüsinasyonlar; Normal kiŞilerdede 1. basamak nonREM uykusunda
görülür, NS lu kişilerde ise genellikle uyku başlangıcı REM episodunda görülür.
NS li hastaların %10-25 inde canlı rüyalar uyku başlangıcında görülür. Gece
olduğu kadar gündüz uyku atakalrındada görülebilir. % 5-10 hastada ise vizüel
halüsinasyon ve rüyaların uykudan bağımsız olarak oluştuğu rapor edilmi?tir.
6. Otomatik davranışlar; Basit
repetitif sterotipik hareketler komplex işlerin yapılmasında güçlük yaratır,
bazen otomatik davranış epizodlarına geçici global amnezi eşlik edebilir. NS un
disabilitesi; NS kişinin eğitimini, mesleğini, kişisel hayatını etkiler öğrenme
kapasitesi, çalışma perfonmansını ve bunlara bağlı olarak kazancınıda kötü yönde
etkiler. NS li kişilerin 2/3 ünde psikiatrik bozukluk görülür ( depresyon, alkol
alımı, kişilik bozuklukları) ama psikoz yoktur.