| |
Bir
saat
Adam yorgun argın eve döndüğünde beş yaşındaki oğlunu kapının
önünde Onu beklerken bulmuş. Çocuk babasına "Baba bir saatte ne kadar
kazanıyorsun?" diye sormuş. Zaten eve yorgun gelen adam "Bu senin işin
değil." diye yanıtlamış. Bunun üzerine çocuk "Lütfen babacığım bilmek
istiyorum." diye ısrar etmiş. Adam "İlla ki bilmek istiyorsan yirmi dolar."
diye yanıtlamış. Çocuk tekrar "Peki bana on dolar borç verir misin
babacığım?" diye sormuş. Adam iyice sinirlenip "Benim, senin saçma
oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok derhal odana dit ve
kapını kapat." demiş. Çocuk sessizce odasına çıkmış ve kapısını kapamış.
Ancak aradan bir saat geçince adam biraz sakinleşmiş ve çocuğa parayı neden
istediğini bile sormadığını düşünmüş. Belki de gerçekten lazımdı. Yukarı
çocuğun odasına çıkmış Kapıyı açmış. Çocuk yatağında yatıyormuş. Baba
"Uyuyor musun?" diye sormuş. Çocuk "Hayır." diye cevaplamış. "Al bakalım
istediğin on doları. Sana biraz önce sert davrandığım için özür dilerim çok
yorucu bir gün geçirdim". Çocuk sevinçle "Teşekkürler babacığım" demiş ve
yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkarmış, adamın suratına bakmış
ve sessizce saymaya başlamış. Adam büyük bir hiddetle "Paran olduğu halde
neden benden para istiyorsun, benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak
vaktim yok." demiş. Çocuk "Ama yeterince param yoktu" demiş ve elindeki
bütün paraları babasına uzatarak "İşte yirmi dolar, bir saatini alabilir
miyim ???"
|
|