SARI (KAPTAN)
SARIKAPTAN

  Çeşme paşalimanına ilk geldiğimiz 1980 li yılların başlarında burada bir katil köpek vardı. Hain yüzlü dev gibi bir köpekti. İnsanlara değil ama bilhassa küçük köpeklere saldırır, onları parçalardı. Onun korkusundan tüm köpek sahipleri ellerine uzun bir sopa almadan dışarı çıkamaz olmuştuk. Hatta bir keresinde sokakta bizim Şansbey’ e de saldırmış, aralarına girerek Şansbey’i zor kurtarmıştım. Tam o sıralarda sitemize 3 kişilik bir köpek ailesi geldi. Baba sarıkaptan, anne gözlük ve yavruları sevgili junior. Üçü de gayet heybetli köpeklerdi. Hele baba sarıkaptan. Dev gibi bir köpekti. Onlar sitemize geldikten sonra ne katil köpek ne de başka bir köpek sarıkaptanın iyice yaşlandığı son senelere kadar sitemize giremedi.  Yavru Jr tüm yazı kapımızın önünde geçirirdi. Beni çok severdi. Konjunctivit olduğunda gözüne damla damlatmama bile izin vermişti. Benim bugüne kadar en sevdiğim köpekti. Ama baba sarıkaptan. O bambaşkaydı. Bütün köpekler yemek için kapımızda çıldırırken birgün bile arsızlık ettiğini görmedim. Gelir, kapıda bekler, yemek verirsen yer, vermezsen giderdi. Ancak diğerlerine yemekleri mutlaka o yokken vermek gerekirdi. Aksi takdirde o geldiği anda hepsi en ufak bir itiraz etmeden geri çekilir, o tüm yemekleri yer gider, diğerleri kalanı paylaşırdı. Hergün sabah bize gelir, yemeğini yer, biraz oturur sonra giderdi.Kışın her ay gelir, bekçiye onlara vermesi için bir aylık yemek getirirdim. Birgün sarıkaptanın karnında açık iltihaplı bir yara gördüm. Uzun tüylerine bir de top diken karışmıştı. Hayvan yarayı yaladıkça o diken tüylere daha çok sarılıyor, bir türlü atamıyordu. Yavaşca yanına yaklaşıp makasla tüyleri kesip dikeni aldım, sonra da tentürdiyot sürdüm. İnanırmısınız hayvan gık demedi. Bütün köpekleri sustalı maymun gibi durdurmasına rağmen çocuklar üstüne çıkar, kuyruğunu tüylerini çeker gık demezdi. Her sabah denize girer, yıkanırdı.  Diğer köpeklerin aksine herzaman pırıl pırıl tertemizdi.
  Yavru Jr seneler önce bir kış günü öldü. Anne gözlük bu sene hiç görünmedi. Sarıkaptan son 2-3 senedir zor yürüyordu. Bu yıl Çeşme ye ilk geldiğimizde onu kapının önünde bizi bekler bulduk. Sırtında büyük bir yara vardı. Bitkin, yerinden kımıldayacak hali yoktu. Önüne hemen yemek koyduk. Yemedi. Hanım ‘bizimle vedalaşmaya gelmiş’dedi.  Yarayı temizledim, baticon, kene ilacı sürdüm, biraz yemek yedi.Birkaç gün bizimle kaldı,biraz kuvvetlendi gitti. Yaz boyunca birkaç kez yine geldi ama çok zor yürüyordu. Son 1.5 aydır hiç görmedik. Hangi eve gitse onu beslediklerinden çokta zor yürüdüğünden gelemediğini düşündük. Bu yıl (2003) karşıdaki koruda 3 kardeş yavru köpek var (Belki de Sarıkaptan, Jr ve gözlüğün ruhları onlar da yaşayacak ). Bugün onları beslerken bir hanım yanıma geldi, ‘Sarıkaptan 1 hafta önce öldü, ona güzel bir mezar yaptık. Onu çok sevdiğinizi biliyorum, onu ziyarete gelin, üzülmeyin
o bir kraldı, kral gibi yaşadı kral gibi öldü ‘ dedi. Dünya başıma yıkıldı. Hayatımın en üzüntülü anlarından birini yaşıyorum. Birazdan onu ziyarete gideceğim.
  Hayatımda bukadar hatırası olan, çok sevdiğim bir hayvanın tamamen silinip gitmesine gönlüm razı olmadı. Onu da ailemden saydığımdan, gelecek nesillere onun hakkında duygularımı aktarmak, unutulmamasını sağlamak ,dedelerinin hayvanları nekadar çok sevdiğini anlatmak için bu yazıyı yazıyorum. Yine onu ailemden saydığımdan ona müstakil bir web sitesi hazırlamayıp aile sitemizde bir link açtım. Jr u ve sarıkaptanı çok sevdim. Eğer öbür dünyada onlara hakikaten kavuşacaksam ölmeye hiçbir itirazım yok.Ancak biliyorum ki onun ölümüyle benden de bir parça eksildi ve hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.
  Mezarında huzur içinde yat sarıkaptan. Seni çok sevdim, hiç unutmayacağım.

                                                                                  Dr. Vehbi TIRNAKLI
SARI (KAPTAN)
JUNIOR
1985 - 2003
SARI (KAPTAN) IN PAŞALİMANINDAKİ MEZARI