Bugün :   



     Propolisin reçineli maddelerin bir benzeri olduğu veya propolis içinde belli bir oranda reçine bulunduğu ileri sürülmektedir. Yalnız şurası açık olarak bilinmektedir li, propolis balmumu değildir ve balmumu ile benzerliği yoktur. Çerçeve bezleri propolis ile yapıştırılıp tesbit edilmektedir. Çerçeveleri elden geçirirken ve kazırken propolis maddelerinin ayrı olarak toplanması ve balmumu ile karıştırılmaması lazımdır. Balmumuna propolis karıştığı taktirde mumun kalitesi bozulur.

     Bazı memleketlerde propolisi ilaç olarak kullandıkları gibi, çeşitli maddelerin parlatılması maksadı ile de kullanılmaktadır. Bazen balmumu ile propolis karıştırılarak marongozlukta parlatıcı bir madde olarak kullanılmaktadır.

     Arılar propolisi arka ayaklarındaki polen sepeti yarımı ile taşır. Bazı memleketlerde özel flora sebebiyle zamka benzeyen başka maddeler bol olabilir. Bu taktirde arılar propolisten başka bu çeşitli zamklı maddeleri tamamen taşır ve yapıştırma işlerinde onları kullanırlar. Bazı bölgelerde ise arılar büyük ölçüde propolis toplar ve sadece bu maddeyi kullanırlar.

     Çam ağaçları ve diğer bitkilerde meydana gelen propolisi işçi arılar ağız parçaları yardımı ile koparıp yuvarlak hale getirdikten sonra ikinci çift ayaklar yardımı ile aktararak arka ayaktaki polen sepetine yeter derecede propolis ile doluncaya kadar arı bu haraketinde devam eder.

     Propolis yüklü bir işçi arı kovana döndüğü zaman bu yükünü hiçbir zaman kendi kendine boşaltmaz. Kovan içinde çalışan evcil arılar çeneleri yardımı ile bu propolis yükünü tarlacı arının arka ayağından boşaltır. Bu boşaltma işi oldukça önemli ve güç bir iştir. Dikkatli ve gayretli bir çalışmayı gerektirir. Bu boşaltma çalışması sırasında bir kısım propolis parçalarının sağı sola döküldüğü görülür.

     Evcil arılar, tarlacı arılardan propolisi aldıktan sonra çeneleri yardımı ile bunu taşıyarak lüzumlu yere götürürler ve hemen tamirat veya yapıştırma işinde kullanırlar. Propolisin gerek toplanması ve gerekse çeşitli maksatlarla kullanılması sırasında arı hiçbir zaman dilini kullanmaz; bu önemli bir noktadır.

     Propolisin toplanmasında sıcaklık derecesi önemli bir rol oynar. Yüksek sıcaklık değerleri propolisi yumuşattığından toplanması, taşınması ve diğer kullanma ile ilgili işlemler kolaylaşır. Arılar sabahın erken saatlerinde propolis toplamazlar. Genel olarak saat 10 dan sonra propolis toplama işi başlar. Saat ilerledikçe ve sıcaklık derecesi arttıkça propolis toplama çalışmaları hızlanır. Akşam yaklaştıkça propolis toplama işi azalır. Fakat bazen akşamın geç saatlerinde bil bazı arıların propolis topladığı görülür. Tek arka ayakla veya her iki ayakla akşamüzeri propolis taşıyan bu gibi arılar işaretlenmiş ve görülmüştür ki, bu tarlacı arılar ertesi gün tarlacı arı grubuna katılmakta ve kovan uçuş tahtalarında hareketsiz ve öğlene kadar güneşlenmektedirler. Çünkü probolis yükünün boşaltılması için onu güneşte yumuşatmak gerekmektedir. Sonra diğer arıların yaptığı gibi yükünü boşaltıyor ve tekrar tarlalara doğru yol alıyor.

     Propolis arılar tarafından gözler veya başka yerlere depo edilmez. Çünkü yeni toplanan probolis yumuşaktır ve istenilen maksat için rahatça kullanılabilir. Ekseriya çerçevelerin uçlarına konur. Bazı hallerde kovan dip tahtası üzerinde de bırakılır. Bazen saklanma maksadıyla boş çerçeveler üzerinde bırakıldığı görülür.

     Bütün yaz mevsiminde propolis toplandığı grülmekle beraber en çok sonbaharda kovana propolis taşındığı açıkça bilinmektedir. Çünkü soğuk kış mevsiminin başlamasından önce propolis ile yapılacak birçok tamirat, yapıştırma v.s. işleri vardır. Nektarın bol olduğu mevsimlerde ve hele asıl bal mevsiminde arıların probolis taşıdığı ya hiç görülmez veya pek nadir görülür. Tabiatta propolisin kıt olduğu veya hiç bulunmadığı hallerde, arılar kovan içinde eskiden mevcut bulunan propolisten faydalanırlar. Bunun için de yaz sıcaklıklarının gelmesi ve kovan içinde sağda solda bulunan propolis maddelerinin yumuşaması gerekir.

     Arıcıların parmaklarına yapışmış propolis maddeleri sodalı su veya alkol yardımı ile temizlenebilir. Arıcının kullandığı aletlerdeki propolis maddeleri de bu gibi temizleyici suların içine birkaç kere batırılarak temizlenebilir.

     Modern arıcılıkta kovanın çeşitli parçaları gereken şekilde birbirine sıkıca bağlandığında ve kapanacak lüzumsuz deliklerde bulunmadığından denilebilir ki, propolis artık eski devirlerdeki kadar önemli bir madde değildir.

     Propolis tabiatta antiseptik bir madde olarak kullanılmakta ve çok olumlu sonuç vermektedir. Ayrıca derilerin ve tahta malzemenin parlatılmasında da başarı ile kullanılmaktadır (R.Sönmez, 1984).

     d) Diğer Kaynaklar

     Diğer kaynaklar başlığı altında, çayır ve mer ' alar, sulak alanlarla endemik bitkiler incelenebilir.

     ÇEVRE SICAKLIĞI VE BİYOLOJİK OLAYLARIN HIZI

     Birçok organizmanın çeşitli faaliyetleri üzerinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki biyoloji olaylarının hızı, organizmanın normal olarak faaliyet gösterdiği en yüksek sıcaklık sınırına kadar artar.

     Van Hoff Kuralı' na göre kimyasal reaksiyonların hızı, sıcaklığın 10º C artması halinde 2-3 katı hızlanır. Bir laboratuar deney tüpündeki kimyasal olaylar ile ergin organizmaların yaşama hızı, keza embriyo, larva ve pupa gelişmelerinin hızları ile diğer davranışlara ait tepkilerin hepsi yüksek sıcaklıklar tarafından arttırılır. Diğer taraftan, bal arılarında metabolizma hızlanması karışık etkenlere bağlıdır. Daha önce belirtildiği gibi bunlar sıcaklığın düşmesi halinde kovan içi sıcaklığını sabit tutmak amacı ile çabalarını arttırırlar. Metabolizmaları 10º C' de en yüksek değere ulaşır. Kovanda bulunmasına izin verdikleri en yüksek sıcaklık olan 35º C' de de ilginç bir durum olduğu grafikten anlaşılmaktadır,

     Apis Mellifera' nın metabolizmasında görülen sıcaklığa bağlı değişmeler. (WIGGLESWORTH, 1950)

     IŞIK RENGİNİN BÖCEKLERE ETKİSİ

     Böcekler ışığın belirli dalga boyuna yani rengine tepki gösterirler. Bu onlara beslenme ya da yumurtlama yönünden de yararlı olmaktadır. Işığın renkleriyle ilgili olarak üzerinde durulmuş böceğin A.Mellifera olduğundan şüphe yoktur. Özellikle frisch' in yaptığı çalışmalara dayanılarak bu konudaki gözlemleri şöyle özetlemek mümkündür.

     1) Kırmızı, balarısı tarafından siyah-griden farklı olarak görülen ve onlar için çekici bir renk değildir. Zaten kırmızı renk Hymenoptera familyasına ait birkaç böcek türü tarafından görülebilir.

     2) Balarıları insan gözünün alamadığı mor ötesi ışınları görebilmektedir. Arıların bazı çiçekleri örneğin; Gelincik' i tanıyabilmeleri sırf bunların morötesi ışınları yansıtması nedeni iledir. Bal arıları için morötesinin gerçek bir renk olduğu kabul edilmektedir

     Zıt renklerin bal arılarına etkilerini incelenmesi sonucunda, sarı ile çevrelenmiş gri bir alanın mavi olarak görüldüğü, aynı şekilde, mavi ile çevrelenmiş grinin sarı olarak görüldüğü anlaşılmıştır.

     Beyazın tüm tonlarını ayırt eden A.Mellifera' nın yukarıda açıklanmış olan renk algılama özellikleri özetlenecek olursa, ışık dizisinde 4 bölümü birbirinden ayırt ettikleri görülür (Balachowsky, 1966).

     KAS FAALİYETLERİNİN ETKİSİ

     A.Mellifera ile yapılan denemelere göre, 18º C' de istirahat halinde dakikada 30 mm³/gr (saatte 1.81) oksijen tüketen arı, uçuş sırasında dakikada 1450mm³/gr yani 48 katı oksijen tüketir. Solunum hızı kanat hareketiyle yakından bağıntılıdır. Yorulan böcekte oksijen alınmasında zorlanır



          

ANA MENÜYE DÖN