TATİN |
DİRENENLER |
Artık saflar belli olmaya başladı, bir tarafta, yıllarca Türkiye'nin kaynaklarını emenler, ve emmekte de israr edenler, yani, meclisi oluşturan 550 VEKİL ve avanesi bunlarla işbirliği içine girmiş ve yıllarca kendine ve yandaşlarına büyük çıkarlar sağlamış BÜROKRATLARIMIZ,bu saf yani bu takım, sadece vekil ve bürokratlardan değil, üretmeden kendine iş adamı dediğimiz kesimle tamamlanmaktadır.. Bunlar, hep suyun başında olmak istiyorlar, devletin şeffaflaşmasını istemezler,parti liderlerinin sultasını isterler ki, işlerini yani avantalarını daha çabuk alsınlar.Kamunun daima büyümesini isterler çünkü alacakları pasta yani parsa daha büyük olacaktır.Siyasiler bu ülkeye bir birşey yaptılarsa misli ile geri almışlardır, köylere kentlere elektrik, su ve benzer hizmetler getirmişler fakat karşılığını bu halka pahalıya ödetmişlerdir.Bunu da kendilerinde hak olarak görmüşlerdir. Bir taraftan, kamuyu saltanat haline getirmişler,bir taraftan kamu ve özel bankaların içini boşaltmışlardır. Bütün bu işlerin finansmanını koydukları vergiler ve aldıkları borç ile karşılamaya çalışmışlardır. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, ne koyacak vergi kaldı, ne bu vergileri ödeyecek vatandaş ve esnaf, ayrıca dışarıdan ve içeriden borçlanmada son noktasına geldi çünkü her 100 TL nin 95 faize gitmeye başladı.Bunun sonu ülkeyi parselleyip satmaya başlamaktır. İşte saflar iyice belirginleşiyor, ya bu ilk tarafı destekliyeceğiz ya da bu 550 kişilik padişah sistemini yıkıp yerine 10 veya 12 kişiden oluşacak, bir hükümetle tüm kara delikleri ortadan kaldıracak ve yeniden üretime başlayıp, borçlanmaya son vereceğiz, siyasetin ekonomi üstündeki baskısını daha doğrusu beslenmesini yok edeceğiz, parti liderlerinin seçtiği vekil sistemini ortadan kaldıracağız.Kısaca yeni bir siyasi oluşum başlıyacak. Bakalım Türkiye kazanacak mı. |