Sahir
Talat AKEV
Büyük Üstad
9
Agustos 1909 tarihinde kabul edilen Türkiye Büyük Locasi Tüzügü, o zamanki
adiyla Mesrik-i Azam Umumi Nizamnamesi söyle basliyordu: Evrensel ve ileri
bir kurum olan Masonlugun konusu, hakikaten aranmasi ve insanligin tekâmülüdür.
Özgürlük ve hosgörü üzerine bina edilmistir. Hiçbir dogmayi ilke olarak kabul
etmez ve ondan destek bulmaz. Katilmak için basvuracak kimsenin namuslu olmasini
ve Masonik ilkeleri anlayabilecek ve yayabilecek kadar zeka sahibi olmasini
ister. Mensuplarindan kanaatlerinde samimi, ögrenmeye istekli ve sadik olmalarini
bekler. Böylece masonluk, özgürlük, esitlik ve kardeslik duygulariyla birbirlerine
bagli, bireysel ve birlik olarak toplumsal gelisme için çalisan ve en genis
ölçüde hayirseverligi uygulayan bir dernektir
O günden bu yana geçen 90 yil içinde Türk masonlugu ilk gün ortaya konan ilkelerinden
bir an bile uzaklasmadi. Bünyesine kabul ettigi üyelerini titizlikle seçerek
, sessiz sedasiz ama kararli bir biçimde bütün insanlarin özgürlük içinde
ve kardesçe yasayacagi bir dünya olusturma çabalarini sürdürdü.
Masonlugun bagnazliga, kör inançlara, karanliga karsi ilkeli tavri, aydinlik
düsmani bazi çevrelerin boy hedefi haline gelmekte gecikmedi. Bütün dünyada
oldugu gibi, ülkemizde de ayni vatansever ve kisilerin toplulugu olan Masonluk
için zaman zaman akla hayale gelmeyen isnatlarda bulunurdu. Masonluk hakkinda
adeta efsaneler üretildi. Bu gibi akil ve mantik disi yakistirmalarin bazi
çevrelerde ilgi uyandirmasinin ardinda, Masonlar ve Masonlukla ilgili yeterli
bilgiye sahip olmayis yatmaktaydi kuskusuz.
Türkiye Büyük Locasi, Kurulusunun 90.yildönümünde, polemige girmeden , Masonlugu
tanitacak bir dizi etkinlik düzenleme karari aldi. Büyük Üstat Sahir Talat
Akev tarafindan 2 mayis 1999 tarihinde Istanbulda Aya Irini de açilan ve
13 mayis tarihine kadar devam eden Dogu dan Bati ya Insanlik Köprüsü ,
Masonluk konulu sergi ve multivizyon gösterisi bu etkinliklerin ilkiydi ve
kamuoyunda büyük ilgi uyandirdi. Serginin, çesitli illerde tekrarlanmasi planlaniyor.
Dogu dan Bati ya Insanlik Köprüsü, Masonluk baslikli bu kitabinda , masonluk
hakkinda Türkiyede ilk kez düzenlenen serginin anisini gelecek yillarda yasatmasi
amaçlaniyor.
Merhaba
Bugüne kadar, Masonluk hakkinda, bir çok sey yazildi, konusuldu. Bunlarin
sadece küçük bir bölümü dogruydu. Büyük bir kismi ise dogrulari yansitmanin
bir hayli uzagindaydi. Türkiye Hür ve Kabul edilmis Masonlar Büyük Locasinin
90inci kurulus yili kutlama etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen sergi ve
bu serginin kitabi Masonluk ve Masonlugun kökenleri hakkinda, en dogru ve
en yalin bilgileri vermek amaciyla hazirlandi.
Mason, insanlik yolunda çalisir
Masonlugu , insan sever bir kurum diye tanimliyor ansiklopediler. Masonlugun
ne zaman , nerede ve nasil basladigi tam olarak bilinmiyor.. Aslinda buna
sasmamak gerek . Çünkü Masonluk, kökü çok eskilere dayansa bile , tarihin
ilk insan sever kurumu degil hiç kuskusuz. Insanin, her açidan kendini olgunlastirmasini
hedefleyen Masonlugun ortaya çikmasina yol açan , onu besleyen nice kurum
ve aydin insan gelip geçti bu dünyadan. Iste bu yüzdendir ki, Masonlugun ilk
izlerini sürmek için yapilacak bir yolculuk, tarih boyunca insanin insan olmak
için astigi yollardan geçmek zorundadir.
Isik Dogudan yükseldi
Hatirlayalim. Söylenceler, mitolojiler, tek tanriya inanma düsüncesi, tanrisal
olani etrafindakilere aktaran peygamberler. Yazi, kagit, mürekkep, pusula.
Felsefe, tip, matematik, geometri, mimarlik, astronomi. Insani insan kilmaya
yardimci olan nice ilkler, hep dogu dan yükseldi. Çinden Misir a dek uzanan
bu cografyada yeseren aydinlanma , insanlik tarihine damgasini vurdu.
Dogu dan yükselen isik Batiyi aydinlatti
Hepimiz biliriz. Insanlar ölümlüdür . Ancak tasidiklari isik ölümsüzdür. Tarih
boyunca her uygarlik, devraldigi isiga, yeni mesaleler ekledi. Sümerden ski
Misira, Misirdan Antik Yunana, Antik Yunandan Romaya ve Islam Medeniyetine,
onlardan da Haçlilar ve Endülüs Emevileri araciligiyla Bati ya. Iste bugün
dünyayi, ilk kez dogu da parlayan bu isik aydinlatiyor.
Masonluk, Dünyayi kucakladi
Dogunun önemli düsünce irmaklarinda serpilip gelisen Masonluk, en son ve en
önemli dönüsümünü Bati da gerçeklestirdi. Ve bütün dünyaya Bati dan yayildi.
Bu özellikleri nedeniyle Masonluk, bilge Dogu da yakilan isigin Batiya aktarilmasinda
en önemli kavsaklardan biri hiç kuskusuz. Bati, Dogunun önemli bilgilerini
ve erdemini Masonlugun açtigi irmaklar araciligiyla ögrendi.
Simdi önümüzde iki yol var. Dogu ve Bati. Bu iki yolda, Masonlugun ortaya
çikmasina yardim eden, onu etkileyen ve besleyen önemli düsünceler, olusumlar
ve atilimlarla karsilasacaksiniz. Her iki yol da sizi Masonluga götürecek.
9
Agustos 1909 tarihinde kabul edilen Türkiye Büyük Locasi Tüzügü, o zamanki
adiyla Mesrik-i Azam Umumi Nizamnamesi söyle basliyordu: Evrensel ve ileri
bir kurum olan Masonlugun konusu, hakikaten aranmasi ve insanligin tekâmülüdür.
Özgürlük ve hosgörü üzerine bina edilmistir. Hiçbir dogmayi ilke olarak kabul
etmez ve ondan destek bulmaz. Katilmak için basvuracak kimsenin namuslu olmasini
ve Masonik ilkeleri anlayabilecek ve yayabilecek kadar zeka sahibi olmasini
ister. Mensuplarindan kanaatlerinde samimi, ögrenmeye istekli ve sadik olmalarini
bekler. Böylece masonluk, özgürlük, esitlik ve kardeslik duygulariyla birbirlerine
bagli, bireysel ve birlik olarak toplumsal gelisme için çalisan ve en genis
ölçüde hayirseverligi uygulayan bir dernektir
O günden bu yana geçen 90 yil içinde Türk masonlugu ilk gün ortaya konan ilkelerinden
bir an bile uzaklasmadi. Bünyesine kabul ettigi üyelerini titizlikle seçerek
, sessiz sedasiz ama kararli bir biçimde bütün insanlarin özgürlük içinde
ve kardesçe yasayacagi bir dünya olusturma çabalarini sürdürdü.
Masonlugun bagnazliga, kör inançlara, karanliga karsi ilkeli tavri, aydinlik
düsmani bazi çevrelerin boy hedefi haline gelmekte gecikmedi. Bütün dünyada
oldugu gibi, ülkemizde de ayni vatansever ve kisilerin toplulugu olan Masonluk
için zaman zaman akla hayale gelmeyen isnatlarda bulunurdu. Masonluk hakkinda
adeta efsaneler üretildi. Bu gibi akil ve mantik disi yakistirmalarin bazi
çevrelerde ilgi uyandirmasinin ardinda, Masonlar ve Masonlukla ilgili yeterli
bilgiye sahip olmayis yatmaktaydi kuskusuz.
Türkiye Büyük Locasi, Kurulusunun 90.yildönümünde, polemige girmeden , Masonlugu
tanitacak bir dizi etkinlik düzenleme karari aldi. Büyük Üstat Sahir Talat
Akev tarafindan 2 mayis 1999 tarihinde Istanbulda Aya Irini de açilan ve
13 mayis tarihine kadar devam eden Dogu dan Bati ya Insanlik Köprüsü ,
Masonluk konulu sergi ve multivizyon gösterisi bu etkinliklerin ilkiydi ve
kamuoyunda büyük ilgi uyandirdi. Serginin, çesitli illerde tekrarlanmasi planlaniyor.
Dogu dan Bati ya Insanlik Köprüsü, Masonluk baslikli bu kitabinda , masonluk
hakkinda Türkiyede ilk kez düzenlenen serginin anisini gelecek yillarda yasatmasi
amaçlaniyor.
Merhaba
Bugüne kadar, Masonluk hakkinda, bir çok sey yazildi, konusuldu. Bunlarin
sadece küçük bir bölümü dogruydu. Büyük bir kismi ise dogrulari yansitmanin
bir hayli uzagindaydi. Türkiye Hür ve Kabul edilmis Masonlar Büyük Locasinin
90inci kurulus yili kutlama etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen sergi ve
bu serginin kitabi Masonluk ve Masonlugun kökenleri hakkinda, en dogru ve
en yalin bilgileri vermek amaciyla hazirlandi.
Mason, insanlik yolunda çalisir
Masonlugu , insan sever bir kurum diye tanimliyor ansiklopediler. Masonlugun
ne zaman , nerede ve nasil basladigi tam olarak bilinmiyor.. Aslinda buna
sasmamak gerek . Çünkü Masonluk, kökü çok eskilere dayansa bile , tarihin
ilk insan sever kurumu degil hiç kuskusuz. Insanin, her açidan kendini olgunlastirmasini
hedefleyen Masonlugun ortaya çikmasina yol açan , onu besleyen nice kurum
ve aydin insan gelip geçti bu dünyadan. Iste bu yüzdendir ki, Masonlugun ilk
izlerini sürmek için yapilacak bir yolculuk, tarih boyunca insanin insan olmak
için astigi yollardan geçmek zorundadir.
Isik Dogudan yükseldi
Hatirlayalim. Söylenceler, mitolojiler, tek tanriya inanma düsüncesi, tanrisal
olani etrafindakilere aktaran peygamberler. Yazi, kagit, mürekkep, pusula.
Felsefe, tip, matematik, geometri, mimarlik, astronomi. Insani insan kilmaya
yardimci olan nice ilkler, hep dogu dan yükseldi. Çinden Misir a dek uzanan
bu cografyada yeseren aydinlanma , insanlik tarihine damgasini vurdu.
Dogu dan yükselen isik Batiyi aydinlatti
Hepimiz biliriz. Insanlar ölümlüdür . Ancak tasidiklari isik ölümsüzdür. Tarih
boyunca her uygarlik, devraldigi isiga, yeni mesaleler ekledi. Sümerden ski
Misira, Misirdan Antik Yunana, Antik Yunandan Romaya ve Islam Medeniyetine,
onlardan da Haçlilar ve Endülüs Emevileri araciligiyla Bati ya. Iste bugün
dünyayi, ilk kez dogu da parlayan bu isik aydinlatiyor.
Masonluk, Dünyayi kucakladi
Dogunun önemli düsünce irmaklarinda serpilip gelisen Masonluk, en son ve en
önemli dönüsümünü Bati da gerçeklestirdi. Ve bütün dünyaya Bati dan yayildi.
Bu özellikleri nedeniyle Masonluk, bilge Dogu da yakilan isigin Batiya aktarilmasinda
en önemli kavsaklardan biri hiç kuskusuz. Bati, Dogunun önemli bilgilerini
ve erdemini Masonlugun açtigi irmaklar araciligiyla ögrendi.
Simdi önümüzde iki yol var. Dogu ve Bati. Bu iki yolda, Masonlugun ortaya
çikmasina yardim eden, onu etkileyen ve besleyen önemli düsünceler, olusumlar
ve atilimlarla karsilasacaksiniz. Her iki yol da sizi Masonluga götürecek.
Bir zamanlar Dogu da
Avrupada insanlar, 1000 yilinda kiyamet kopacagina
iliskin batil fikirlerle çalkalanirken, Dogu isil isildi. Islam Medeniyetinin
sinirlari içindeki Bagdat, Basra, Sam, Kahire, Semerkand gibi sehirler ve
Ispanyada Endülüs , bilim ve felsefenin yüceltildigi be önemli merkezlerdi.
Dogu; tip, astronomi, kimya, fizik, matematik, felsefe ve ilahiyatta önemli
atilimlara öncülük yapiyordu. Nitekim , Amerikali bilim tarihi arastirmacisi
Will Durantin su sözleri bunun en iyi kaniti: Ortaçag da tip yazarlarinin
en büyügü Ibn Sina, en büyük hekim Razi, en büyük astronom Biruni, en büyük
optik bilgini IbnüI Heysem ve en büyük kimyager Cabir dir.
Dogunun bilgileri
Insanoglu ilk günden bu yana sürekli kendini aradi, kim oldugunu merak etti.
Felsefeyi doguran, insanoglunun bu arayisiydi. Ilkçag felsefe yapitlarinin
Arapçaya 800lü yillarda çevrilmesiyle bu arayis Dogunun en önemli ugrasi
haline geldi. Aristodan sonra ikinci ögretmen sayilan Farabi... arastirmalarini,
insanin kendini ve içinde yasadigi dünyayi anlayabilmesi üzerine yogunlastiran
Ibn Sina...Ve onlarin ardillari. Biruni, Ibnül Heysem, Razi,Ibn Bacce, Ibn
Tufeyl, Ibn Arabi, Ibn Haldun.
Dogunun düsünce okullari
Basra, Bagdat, Sam ve Kahire gibi Islam Medeniyetinin merkezinde yakilan
mesaleler, buradan dünyaya yayildi. Türklerin yasadigi cografyadan Güney Ispanyadaki
Endülüse kadar, etkileri bugüne dek süren düsünce okullari olustu. Bunlarin
en önemlileri Horasan ve Endülüs okullariydi. Insanin kendini tanima ve olgunlastirma
arayisina yeni bir soluk getiren tasavvuf, Türklerin yasadigi Horasanda sevgi,
hosgörü ve nese kimligine büründü. Hikmet kavramina yeni bir boyut katan Ahmed-i
Yesevi, ask ve hosgörüyü yücelterek kaleme aldi dizilerini. Onun ardillari
Anadoluya sevgi ve hosgörü merkezine çevirdiler.. Endülüs okulu ise dünya
aydinlanma tarihine Ibn Bacce, Ibn Rüsd ve Muhiddin-i Arabi gibi önemli simalar
kazandirdi.
Dogu dan Bati ya uzanan köprüler
Bati, Dogunun araladigi kapidan sizan isigin yardimiyla aydinlandi. Dogunun
kapisi Bati ya iki defa açildi. Müslüman Endülüste ve Haçli Seferlerinde.
Dogu Bati ya ilk kez kapiyi Endülüste araladi. Bati, klasik eserlerin çoguna,
Endülüslüler araciligiyla ulasti. Latinceye çevrilen Aristonun, Ibn Sinanin
, Farabinin, Ibn Rüsdün eserleri, aydinligin Avrupanin içlerine dogru yayilmasina
yardimci oldu.
Bati ya kapi ikinci kez, Haçli Seferleri sirasinda aralandi. Kutsal topraklari
ele geçirmek amaciyla yapilan seferler arasinda Dogunun kültürü ve sanatiyla
karsilasan Haçlilar, elde ettikleri bilgileri Bati ya aktardilar . Sövalyeler,
Dogunun sirlarina bu seferler sirasinda ulasti. Kiliçlarin gölgesi altinda
gerçeklesen bu bilgi akisi, rakip iki kamp arasinda hümanizmanin yesermesinde
yardim etti. Öyle ki, Kudüsü yeniden ele geçiren Selahaddin Eyyubi, Haçlilarin
silahsiz olarak kutsal yerleri ziyaret etmelerine izin verdi. Ve semavi dinlere
mensup insanlar Kudüste asirlar boyu baris içinde bir arada yasadilar.
Anadoluyu aydinlatanlar
Aydinlik Dogu dan söz edilir de, Anadolu unutulur mu hiç? Tasavvufa ayri
bir renk katan Horasan Okuluna bagli Türklerin göçüyle , Anadolu da kisa
bir süre sonra, sevgi ve hosgörünün yurdu oldu. Öyle ki, Mogol akinlari yüzünden
Selçuklu Devletinin yikilmaya yüz tuttugu kaos döneminde bile, Anadolu ümit,
sefkat, sevgi ve hosgörüden mahrum kalmadi. Bunda en önemli paylardan biri,
Anadoluda sosyal düzeni koruyan Ahi teskilatiydi. Köylere kadar yayilan Ahilerin
dört ilkesi vardi: Galip durumdayken affetmek, hiddetliyken yumusak davranmak,
düsmana iyilik etmek ve kendisi muhtaç durumdayken bile baskasina vermek.
Osmanlinin kurulusunda da etkin rol oynayan Ahiler, kendilerine has kiyafetlere
ve derecelere sahipti. Teskilata set, yani kusak kusanma töreniyle girenler,
bir meslege çirak çikarlardi.
Hosgörünün sembolü Mevlana
13. yüzyilda Mogol akinlari yüzünden sarsintiya giren Anadolunun acisini,
yaktiklari mesaleyle karanliklari aydinlatan gönül insanlari sardi. Örnek
mi? Mevlana Celaleddin Rumi, sadece Anadolunun degil, tüm insanligi, sevgi,
anlayis, hosgörü ve birlige çagiran Mevlana nin yazdigi Mesnevi, dünyayi
aydinlatmaya devam ediyor hala.
Mevlana,
yegane sevgilisine, 1273ün bir kis gecesi kostu. O günden beri, bu geceye,
dügün gecesi , yani Seb-i Arus denir.
Bir Yunus var, Anadoludan içeri
Mevlana gibi, Yunus Emrede, ruhunun derinliklerinden gelen sevgiyle seslendirdi
tek olana duydugu aski. Bu öylesine derin bir asktir ki, tüm insanligi içine
alir. Yunus bu derin felsefeyi, Yaratilani severiz, Yaratandan ötürü nefesiyle
ölümsüzlestirir. Yunus göre en önemli bilgi, kendini bilmektir.
Kendini
bilmenin, gerçek bilginin kitabi gönüllerde yazilir: Alimler kitap düzer,
karayi aka yazar / Gönüllerde yazilir, bu kitabin suresi. Bu kitabi okuyan
Gönüller Sultani Yunus , 1320 yilinda göçtü. Ardinda, her asigin, yunus
diye adlandirildigi, hosgörülü bir Anadolu birakarak.
Horasandan gelen bilge
Anadolunun, hosgörü yurdu olmasina yol açan diger mesale de Haci Bektas-i
Veliydi. Horasandan göçen bu bilge, derin hosgörüsü sayesinde Anadoludaki
Müslümanlarla Hiristiyanlarin birbirlerine kaynasmasinda köprü görevi gördü.
Öyle ki, Haci Bektas-i Veliyi kendilerinden kabul eden Hiristiyanlar, ona
Aziz Charalambos adini verdiler. Ve Anadolu insani, Haci Bektas-i Veliyi
öylesine kutsallastirdi ki, adi efsanelerle birlikte anilir oldu. Bu efsanelerde
Haci Bektas-i Veli, kah güvercin donuna bürünüp Horasandan Anadoluya uçar,
kah, yaptigi nice kerametle Anadolunun en büyük evliyasi olur. Söylenceler
bir yana, Haci Bektas-i Veli, Anadoluyu sevgi ve hosgörünün yurdu yapan bir
mesaleydi. Ardinda biraktigi su nefes de bunun iyi bir kaniti degil mi?
Yeni
bir çag doguyor
Osmanli, Ahilerin, Mevlana nin , Yunus un, Haci Bektas-i Velinin ve nice
gönül insaninin sagladigi hosgörü ve sevgi ortaminda kuruldu. Devlet çatisindaki
degisik milletlerin ve dinlerin bir arada yasadigi Osmanlinin kurulusunda
Ahilerin ve Haci Bektas-i Velinin halifesi olan velilerin agirlikli bir payi
var. Anadoluyu dag , tepe gezen Yunus da, Mogol istilasindan kaçanlara, Osmanliya
gitmelerini ögütlemiyor muydu zaten?
Böylesi bir zenginligi bir araya getiren Osmanlinin 1453 te Istanbul fethi,
tarihe Yeniçag in baslangici olarak geçti. Fransiz Ihtilaline dek sürecek
olan bu dönemin Yeniçag diye adlandirilmasi bosuna degildi. Dogu Romanin
yikilmasi, yeni bir zihniyetin ve yeni atilimlarin baslangiciydi. Bu atilim
esas olarak Batida gerçeklesti. Ancak bunda, Istanbulun fethi yüzünden Bati
ya göçen bilim adamlari, sanatkarlarla, yanlarinda götürdükleri eserlerinde
ciddi bir payi vardi. Böylece Bati, bir kez daha Dogu nun bilgisiyle tanismis
oldu.
Mimar Sinan : Duvarci ustalarinin büyük üstadi
Yeniçag sadece Bati da degildi, Dogu da da basladi. Fatih Sultan Mehmet
le merkezi bir devlet yapisina bürünen Osmanli, II. Bayezid döneminde önemli
kurumlara, torunu Kanuni nin sultanligi sirasinda ise ihtisamli yapilara
kavustu. Bu ihtisamli yapilarin hepsi, Osmanli dönemindeki operatif masonlarin,
yani duvarci ustalarinin büyük üstadi Mimar Sinanin imzasini tasiyordu. Koca
Sinan, 99 yillik ömründe; 84 cami, 51 mescit, 57 medrese, 7 mektep, 22 türbe
, 17 imaret , 3 hastane, 5 su kemeri ve yolu, 8 köprü, 18 kervansaray, 35
saray, 8 mahzen ve 46 hamam insa edildi. Çiraklik döneminde Istanbuldaki
Sehzadebasi Camiini, ustaliginin ilk döneminde Süleymaniye Camiini, 80 yasinda
ise Selimiye Camiini yapti. Dogu yu Batiya baglayan körüler de insaa eden
Mimar Sinan, bugün eserlerinin yani sira, Masonlarin da akil ve gönüllerinde
yasiyor. Türk Masonlarinin, 1966da yayinlamaya basladiklari arastirma dergisi
, Mimar Sinan adini tasiyor.
Insaat ustalarinin piri Hz. Süleyman
Çogu ilk gibi, insaat ve duvarci ustalari, yani masonlar da, ilk kez Doguda
çikti tarih sahnesine. Ilk insaatçilar loncasi, yani mason loncasi da Hazreti
Süleyman döneminde Doguda kuruldu. Kutsal kitaplarda da belirtildigi gibi,
inandigi Tanrisi için Kudüste bir mabet yaptiran Hz. Süleyman, o günden bu
yana, bütün dünyada insaat ve duvarci ustalarinin piri olarak kabul edilir.
Bu, öylesine görkemli bir mabeddir ki, efsaneler ve söylenceler ondan bahseder
asirlar boyunca. Bugünkü Masonluk, sembollerini ve ögretilerini , kutsal kitaplarda
bahsedilen Hz. Süleyman Mabedinin insaasindan ve bununla ilgili efsanelerden
alir.
Bir
zamanlar Batida...
Dogudan gelen isikla 12.yüzyilda Bati uyanmaya basladi. Paris
Üniversite 1180 yilinda faaldi. Aristonun Süphecilik Felsefesi egitimi
yapiliyordu. Kilisenin dogmalari tartisiliyordu. 1200 yilinda Üniversite mühür
sahibiydi. 1215 te Ingilterede Magna Carta kabul edildi.
Bati Bilimi
Dogunun buluslari Batida pratik uygulamaya konuldu. Barut, atesli silahlari;
usturlab ve pusula, bilinmeyen kitalarin kesfini; kagit, kagit sanayiini ve
pesinden matbaanin gelisimini sagladi. Tip kitaplarinin Latinceye çevrilmesiyle
Montpellier, Paris, Bologna ve Salerno Tip Fakülteleri 12. Yüzyilda kuruldu.
Katarat ve ilk doku nakli ameliyatlari gerçeklestirildi.
Zamana hükmetmek...
Fransa KraliV. Charlesin 1370 yilinda günesin gökyüzündeki yeri ile ayarlanan
kilise saatinin yerine, altmis dakikalik devlet saatini empoze etmesi üzerine
Batida günlük yasam yeniden düzenlendi. Böylelikle devlet ve kilise isleri
birbirinden ayrildi. Bankacilik, sanayi ve ticarette önemli atilimlar yapildi.
Ebedi saatin yerine geçen beseri saatin küfür oldugunu kabul eden Ortodoks
dünyasi ise sanayi devrimini yakalayamadi .
Loncalar ve Kardeslik Örgütleri
11inci yüzyildan itibaren Anglo-Sakson ve Germen ülkelerinde kent yönetimlerine
bagli loncalarin ve kardeslik örgütlerinin kuruldugunu görüyoruz. Kilisenin
verdigi ayricaliklarla mesleklerden bazilari serbest dolasim hakkini kazandilar.
Haçli seferleri ile Dogudan aldiklari tohumlarla, Templier, St. Jean, Hospitalier
Sövalyeleri gibi, ezoterik sövalye sistemleri gelisti.
Katedral Insaatlari
12 ile 15. Yüzyillar arasinda büyük katedrallerin insa edildigini ve mesleki
Masonlugun yani tasçi ve duvarci ustalarinin geleneklerinin olustugunu görmekteyiz.
Mimari tarzlar, hesap yöntemleri, lojistik olanaklar, çiraklarin egitimi ile
ilgili kurallar gelistiriliyordu. Bu arada ahlak, kardeslik, sosyal dayanisma
ve tolerans ilkelerinin olusmasiyla hümanizma felsefesinin tohumlari atiliyordu.
Bir yandan da mesleki sirlar gizlilik perdesi arkasinda koruma altina aliniyordu.
Rönesans
12inci yüzyilda ortaya çikan felsefi Rönesans, 14. Yüzyilin sonunda baslayan
(sanatsal) Rönesans olanak taniyacakti.
Reform hareketleri
Lutherin Incili Almancaya çevirmesiyle halk dua metinlerini anlayarak okumaya
basladi. Bu da dinde reform hareketine ivme kazandirdi. Protestanlar ile Katolikler
arasinda kanli savaslar oldu. Din adina nice iskence ve katliamlar yapildi.
Anitsal manastir ve katedral insaatlarinin yapimi yarida kaldi.
Mason Localarinda dinsel hosgörü fikri gelisiyor
Din savaslarina karsi tolerans fikirlerinin yayildigi operatif mason localarinda,
Protestanlar ile Katolikler yan yana oturabiliyorlardi. Bu nedenle Papa XII.
Clement 1738 yilinda Masonlugu dinsizlikle suçlayarak aforoz edecekti. Iste
bu aforoz fermani günümüze kadar masonluk aleyhtarlarinin kullandigi bir sav
olarak kaldi. Dinsel zulme ugrayanlar, Masonlugunun tolerans ortamina siginmaktaydilar.
Böylece fiilen meslekte olmayanlar fahri üyelik seklinde Masonluga kabul edilmeye
basladilar.
1717...
Artik operatiflikten çikip da, tüm üyeleri kabul edilmis olan 4 loca , bir
araya gelerek federatif bir anlayisla 1717de Londrada ilk Büyük Locayi
kurdular. Anderson adindaki Protestan rahibine, Büyük Locanin tüzükleri ve
Masonlugun efsanevi tarihi hatirlatildi. Din savaslarindan bikmis Ingiliz
halki toleransi getiren Masonlugu benimsedi, halktan kisilerin yaninda asilzadeler
de localari doldurmaya basladi. Masonluk kita Avrupasi ile Ingiliz sömürgelerine
de yayildi.
Masonluk, Aydinlanma Çagini baslatiyor
Masonlukta çirak , kalfa ve üstad derecelerinin üzerinde yer alan derece sistemlerini
baslatan Sövalye Ramsay, Ingiltereden Fransaya geçti. Ingiltere Kraliyet
Akademisi Üyesi Ramsay, daginik bilgilerin insanligin hizmetine toplu olarak
sunulabilmesi için ansiklopedi çalismalarini tesvik eden Paristeki ünlü nutkunda
, hiçbir akademinin onun öngördügü Liberal Sanatlar ve Faydali Bilimler
Evrensel Lügati nin gerçeklesmesini saglayamayacagini belirterek, Avrupadaki
tüm mason bilim, sanat ve zanaat erbabini bu çalismaya katilmaya çagirdi.
Yalnizca teoloji ve politika, çalismanin kapsami disinda tutulacakti. Ramsay
in bu sözleri dogrultusunda Fransada Aydinlanma Çagini baslatan Helvetius,
Voltaire, Diderot, Benjamin Franklin gibi Ansiklopedistler, Les Noeuf Soeurs
Locasinda bir araya geldiler.
A.B.D. nin kurulusunda görev alan masonlar
George Washingtonin ordularindaki subaylarin çogu masondu. Beyaz Sarayin
bitisigindeki Lafayette Meydaninda bes mason generalin bronz heykelleri bulunmaktadir.
Bunlar; Andrew Jackson, Lafayette, Comte de Rochambeau, Thaddeus Kosciuszko,
Baron von Steubendir. Aralarinda Benjamin Franklinin de bulundugu kurucu
meclisin büyük çogunlugu da masondu. Amerikan Anayasasinin insan haklari bölümü
dogrudan Les Noeuf Soeurs locasinin ahlak ilkeleri beyannamesinden esinlenmisti.
Fransiz Ihtilali ve Insan Haklari Beyannamesi
Ansiklopedistlerin çalismalari ile Özgürlük Esitlik Kardeslik ilkelerinin
öne çikarilmasi büyük Fransiz Devrimine yol açti ve insan Haklari Beyannamesinin
uygulanmasina olanak sagladi. Devrimi yapan Robespierre, Danton, Marat, Camille
Desmoulin, Montequieu gibi ünlü kisiler masondu. Devrimin Ilkeleri Napoléon
Harpleri ile Ispanyadan Isveçe kadar tüm Avrupaya yayildi.
Italya Birligi
Italya Birligini kuran Giuseppe Garibaldi, Giuseppe Mazzini gibi asker ve
devlet adami masonlar, Güney Amerikaya bagimsizlik tohumlarini atan mason
Simon Bolivardan aldiklari esinle eylemlerini genellestirdiler. Özetle ;
Fransiz Ihtilali, Insan Haklari Beyannamesi, Italya birliginin Kurulmasi,
Güney Amerikanin bagimsizligina kavusmasi gibi demokrasi, özgürlük ve laiklik
hareketlerinde masonlar öncü rol oynadilar.
Ittihat ve Terakki içinde masonik ilkeler
Ittihat ve terakki cemiyeti, kurulusunda Italyan Birligini gerçeklestiren
Italyan Masonlugunun etkisinde, Özgürlük- - esitlik- Kardeslik ilkelerini
kabul ederek istibdada karsi mücadele verdi. Ittihat ve Terakki özellikle
Selanikte bulunan ve kapitülasyonlar nedeniyle dokunulmazliklari olan Italyan,
Ispanyol ve Fransiz localarinda toplandilar. Talat Pasa, Cavit Bey, Doktor
Nazim, Bahattin Manastirli, Emanuel Karaso gibi ünlü ittihatçilar, Selanikte
Macedonia Risorta locasinin üyesiydi.
Ikinci Mesrutiyet
Ikinci Mesrutiyetin getirdigi ilerici fikirler, 31 Mart Vakasi diye bilinen
karsi devrim hareketini baslatti. Karsi devrim hareketini bastiran Mahmut
Sevket Pasa komutasinda Trakyadan gelen Hareket ordusu subaylarinin çogu
masondu. Ittihat ve Terakki Hükümetleri, dis islerinde hariciyeci masonlardan
yararlandi. Fransa, Italya ve Macaristana giden Osmanli Heyetlerini karsilayanlar
arasinda ev sahibi devlet erkaninin yani sira mason localarinin görevlileri
de bulunuyordu.
Cumhuriyet Dönemi
Atatürkün yakin çalisma arkadaslarindan, Sükrü Kaya, Hasan Ali Yücel, Mim
Kemal Öke, Kazim Özalp gibi isimler masondu. 1935 yilinda günün politik sartlari
nedeni ile masonluk, faaliyetlerini durdurmayi uygun gördü. Bu tarihte Meclis
Baskani Kazim Özalp, 6 bakan ve 60tan fazla milletvekili masondu.
1948den bugüne
Cumhuriyet Kanunu 1948 yilinda degistiginde ikinci Cumhurbaskaniniz Ismet
Inönünün özel doktoru Mim Kemal Öke nin baskanliginda Türk Masonlugu yeniden
faaliyete geçti. Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi 1956 yilinda yeniden
örgütlendi. O tarihteki Basbakanlik Müstesari Ahmet Salih Korur, Büyük Üstat
seçildi. 1965 yilinda da dünyada mevcut 100ü askin tam bagimsiz ve esit muntazam
milli büyük localar toplulugunda saygin yerini aldi. Böylece Anglo Sakson
Masonlugunun Ilkelerini benimseyen Hür ve Kabul Edilmis Masonlar büyük Locasi
1965ten bu yana siyasetten kesinlikle uzak kalmistir. Masonlar, bireysel
olarak demokratik ve laik herhangi bir siyasi partiye mensup olabilirler.
Ancak Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi, dernek olarak politika yapmaz.
Masonlugu bugüne bu erdemler ve ahlak ilkeleri tasidi. 2000lere yine
bunlar tasiyacak
Akil ve hikmet, kuvvet, güzellik iyilik, Dogruluk, Dürüstlük Ilim, Bilgi,
Irfan, kendini bilme , Nefis Hakimiyeti Samimiyet , Tevazu, Özveri, Güven,
Sabir, Gayret, Mutluluk Seref, Namus, Fazilet, Saygi, Sadakat, Ketumiyet,
Itaat Kardesçe Sevgi, Hosgörü, Hayir, Hasenat, Yardim, Hakikat Itidal, Metanet,
ihtiyat, Akli Selim, Basiret, Cesaret Insaf, Merhamet, Hakkaniyet, Adalet
Iman , Ümit, Sefkat.
Masonluk
Denilince Baslica amaçlar Masonluk ve Dostluk Bir çok insan kendine uyan insan bulmak, arkadas, dost edinmek için çesitli derneklere üye olur. Masonluk içinde bir araya gelmis insanlar ve aileleri birbirlerini tanimaktan, temiz ve dürüst dostluklar kurmus olmaktan mutluluk duymaktadirlar. Masonluk ve Esitlik Toplum içinde sifati, unvani, maddi olanaklari ne olursa olsun, Masonlukta insanlar ayni düzeydedir. Çünkü burada hepsi sadece Mason Kardestir. Masonluk ve Uluslar arasi Iliskiler Masonluk uluslar arasi bir kurum degildir, bir dünya yönetim ve otorite merkezi yoktur. Masonluk, bulundugu her ülkede, bagimsiz ve ulusal bir büyük Loca çatisi altinda örgütlenir. Büyük Localar, aynen devletlerin birbirlerini tanimalari gibi, isterlerse birbirlerini taniyabilirler. Masonluk ve evrensellik Dilleri, dinleri, irklari, memleketleri, toplumsal gelisimleri, siyasal egilimleri ne olursa olsun, dünyadaki milyonlarca Mason, ayni yapinin üyeleri olmaktan dolayi, birbirleriyle Kardes olmaktan keyif alir, mutluluk duyarlar. Masonluk ve Ulusallik Masonluk bulundugu ülkenin insanlarinin inançlarina , duygu ve düsüncelerine, geleneklerine, örf ve adetlerine, folkloruna, kültürüne, ulusal degerlerine, sosyal yapisina uyar. Masonluk ve Din Mason olabilmek için ilk sart inançli olmaktir. Masonluk kimsenin dinine, dini vecibelerini yerine getirme biçimine karismaz. Ateistleri ve hiçbir inanci olmayanlari kendi bünyesine almaz. Toplantilarda, Kuran, Tevrat ve Incil mutlaka açik bulundurulur. Masonluk ve Hayir Isleri Masonluk bir hayir kurumu degildir ama hayir yapan. Ancak bunu Vereni magrur, alani mahcup etmeyecek biçimde yapar. Masonluk ve Vatanseverlik Masonluk üyelerinden vatanlarinin birligi, bütünlügü, dirligi ve düzenine candan bagli olmalarini ister. Masonluk ve Gizlilik Masonluk, yalniz demokratik ve laik ülkelerde görülür. Yasalara uygun olarak ve yasalarin denetiminde faaliyette bulunur. Ilkeleri, amaçlari, yeri, üyeleri bellidir. Sadece her dernek gibi üye olmayanlara kapalidir. Masonluk ve Is Iliskileri Masonluk is iliskilerinin gelistirildigi, bir takim menfaatleri temin edilebilecegi bir yer degildir. Böyle niyet ve tesebbüs sahipleri Masonlukta barindirilmaz., Masonluk ve Özgürlük Masonlukta herkes tam bir vicdan ve düsünce özgürlügüne sahiptir. Masonluk her türlü bagnazligi reddeden bir kurumdur.. Masonluk ve Politika Masonluk içinde, din konusunda tartisma yasak oldugu gibi, politika konularinda da tartisma yasaktir. Masonluk, hiç kimsenin politik görüsüne karismaz, bunu etkilemez ama kisinin politik görüslerini Dernegin içine sokmasina da izin vermez. Masonluk ve Yapi Sanati Bugün masonluk tas bina etmiyor ama hedef ideal insanlik binasi kurmak uzak bir hayal gibi görünse de, her masonun hakikati arama yolunda , bu hakikati önce hiç durmadan kendi içinde aramasi esasina dayanir. Her mason , her türlü siyasal, dinsel ve felsefi dogmadan uzak kalarak özgüce bu yolda çaba gösteri. Her mason kendini ham bir tas olarak görür ve bu ideal binanin bir tasi olabilmek için bu tasi, yani kendini isler. Masonluk ve Egitim Masonluk, daha iyi insan olabilmek için çaba ve gayret gösterilen bir ahlak okuludur. Burada düz bir ögrenim ve ögretim yoktur. Ahlak ilkeleri ve erdemler, insa ustalarinin avadanliklari ile sembolize edilmistir. Amaç sembollerden ahlak, erdem dersini çikartabilmektir. Masonluk ve Inisiyasyon Inisiyasyon, Masonluk idealini gerçeklestirme yol ve yöntemidir. Bu bilgiyle özgürlügü; çalismayla bilgiyi yakalama yöntemidir. Onun için gayret ister, çaba ister, çünkü mason , hayati boyunca kendini asmaya çalisir. Her yeni gün, yeni bir çiraklik demektir. Masonluk ve Gelecek Masonluk, bilgi çagini karsilamaya hazirdir. Çünkü, artik insan ve insanlik önemlidir, bunlar Masonlugun özünde vardir. Bilgiyi kavramak için yeni yöntemler gereklidir, insiyasyon da bunu saglamaktadir. Masonluga Girmek Aranilan sartlara uygun olanlar aday olabilirler. Teklifi bir masonun yapmasi sarttir ama kendisini teklif ettirecek bir mason tanimayan bir kimse de, pekala dogrudan Dernege müracaat edebilir. Masonluktan Çikmak Dernege kendi istegi ile üye olan bir kimse kendi istegi ile ayrilmakta da serbesttir. Bu güne kadar ayrilan pek azdir ama kardeslik sevgisi ile birbirlerine baglanmis insanlardan birinin kopmasi yürekleri sizlatir. Loca Loca Masonluk düzeninin temel yapi elemanidir. Her Mason mutlaka bir Locanin üyesidir. Localar birleserek bir Büyük Loca kurarlar ve bu çati altinda yasamlarini ettirirler. Dereceler Masonluk bilginin yavas yavas, çaba ve gayretle kazanildigi bir egitim ve gelisme sistemini benimsemistir. Ayni insacilarda oldugu gibi, üyeler çirak, kalfa ve üstat olmak üzere üç derecede toplanirlar. Bu dereceler birer sinif degildir, sadece kendilerini gelistirme çaba ve gayreti içinde olan Masonlarin hakikati aramada geçirdikleri evrelerdir. Dünyada Masonluk Bugün dünyada 150 kadar Büyük Loca ve toplam 4,5 milyon kadar Mason bulunmaktadir. Türkiyede Masonluk Büyük locamiz merkezi Istanbul olmak üzere; Ankara, Izmir, Bursa, Eskisehir, Adana, Bodrum, Yakacik, Marmaris ve Antalya Subeleriyle faaliyet göstermektedir. Loca sayisi 160, üye sayisi ise 12.000dir. Temel Ilkeler Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi, asagidaki hususlari,temel ilkeleri olarak kabul eder; Masonluk , yüce varlik a inanan bir kardeslik kurumu dur. Masonluk, çalisanlarini, hakikat yolunda yogunlastirir. Bütün insanlar arasinda, sevgi, hosgörü ve kardesligin kurulmasini hedefleyen Masonluk , tüm insanlarin özgürlük , baris, adalet ve huzur içinde gelismesini amaçlar. Masonluk tüm insanlar için ortak bir insanlik Ülküsünün gerekliligini kabul eder. Bu ülkünün gerçeklestirilmesi için su noktalari önemli sayar: Masonluk, vicdan, inanç ve düsünce özgürlügünü temel hak olarak kabul eder. Masonlar, birer vatandas olarak ülkelerinin yasalarina uymak ve vatanlarina sadakat ve serefle hizmet etmek zorundadir. Masonlar için ülkelerinin bagimsizligi kutsaldir. Masonlar için çalismak, bir hak ve bir görevdir. Masonlar, insanliga yararli eserler meydana getiren beden ve fikir isçiligini ayni derece onurlu sayarlar. Masonlar, loca adi verilen birimler halinde çalisirlar. Loca , insan hirslarinin giremeyecegi tarafsiz ve huzurlu bir ortamdir. Localarda din ve politika tartismalari yapilamaz. Masonluk , üyeleri arasinda din, mezhep, irk, dil, inanç, unvan ve makam ayrimi yapmaz. Üyelerini, inançli, özgür, iyi, ahlakli, namuslu, serefli, haysiyetli ve aydin erkekler arasindan seçer. Hiçbir inanci ve ülküsü olmayanlari arasina kabul etmez. Masonun amaci her bakimdan gelismis bir insan olmaktir. Her Mason bu amaca, aklin rehberliginde ve sevgi, hosgörü, güzellik ve kardeslik duygularini arindirarak ulasmaya çalisir. Masonluk hiç kimseye Mason olmasi için hiçbir zaman ve sekilde zorlamaz. Mason sifatini kazananlar, gerek duymalari durumunda üyelikten ayrilmakta serbesttir. Masonlugun amaci her masonun kendini gelistirebilecegi ideal bir ortam yaratmaktir. Bu çerçevede Masonluk, toplumsal degil, bireysel bir ögretidir. Üyelerini toplu ya da tek tek, bir kanaat veya fikri kabul etmeye ve açiklamaya asla zorlamaz. Her Mason , bu temel ilkeler isiginda izleyecegi yolu, kendi akli ve vicdaniyla saptar. Masonluk, bu ilkeleri benimseyip kabul eden ve bu amaçlara kendini adamak isteyen insanlarin çabalarini bir araya getirir. Büyük Üstat Regalyasi Hür ve Kabul edilmis Masonlar Büyük Locasi Görevlilerinin regalyalari yesil renklidir. Üstad-i Muhterem Regalyasi Görevlilerin toplantilarda taktiklari kiyafetin tamamina Regalya denilir. Loca görevlilerinin önlük kapaklarinin üzerinde görevlerini belirten semboller vardir. Regalyalarin rengi her Büyük Loca kendisi seçer. Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi, Localarin görevlileri için koyu mavi rengi tercih etmistir. Daha önceleri kullanilan renk kirmiziydi. Önlük ve Eldiven Masonlukta özel bir kiyafet zorunlulugu yoktur. Ama toplantilara koyu renk takim elbise, beyaz gömlek , siyah ya da gümüsi kravatla katilmak tercih edilir. Ancak hiçbir mason önlüksüz ve eldivensiz toplantiya giremez. Önlük ve eldiven, tas ustalarinin , bedenlerini ve ellerini tas parçalarindan korumak için kullandiklari örtüdür. Günümüzde , önlük ve eldivenin sembolik anlamlari vardir. Masonun bir hayir kurumu degildir ama hayirsever bir kurumdur. Masonlukta yardim vereni magrur, alani mahcup etmeden yapildigindan, açiklanmaz. Skiden beri gelen bir adet vardir; toplantilarda hayir ve hasenat için para toplamak üzere bir torba dolastirilir. Bu torbaya dul kesesi veya Hasenat Kesesi denir. Bu keseye para atildigi gibi, ihtiyaci olanlar, kimseye belli etmeden içinden bir miktar para alabilirler. Görevli Esarbi Loca görevlileri, toplantilarda, önlük ve eldivenden baska, üzerlerinde Localarinin adi yazili esarp veya kordon adi verilen bir atki takarlar. Bunlarin ucunda görevli Bijusu denilen ve görevleri belirten madeni plaketler bulunur. Diploma- Kimlik Belgesi Masonlukta diploma; sahibinin derecesini, sifatini bildirir. Kimlik belgesi de hemen hemen ayni seydir; ancak ebadi daha küçüktür. Bir de, kimlik belgesi, genel olarak, üzerinde verildigi tarihi ya da son geçerlilik tarihini tasidigi için, sahibinin Masonlukla iliskisinin devam edip etmediginin de anlasilmasina olanak saglar. Masonlugun baslangicinda bu tür belgeleri Localar verirken, simdi artik bu konuda yetki yalniz Büyük Locada bulunuyor. Berat ve Diploma Bir Büyük Locanin kendisine bagli bir Locaya verdigi sertifikaya Berat denilmektedir. Hiçbir Loca berat almadan çalismalarina baslayamaz. Bugün, Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasindan berat almis 160 Loca bulunmaktadir. Bir Masona, bulundugu derecesiyle ilgili bir diploma verilir. Bu diplomanin pratikte yalnizca hatira degeri vardir. Damgalar ve Kaliplar Türk Masonlugu hazir antetli kagitlar yerine bir dönem basliklar için kaliplar kullanmisti. Mühürler ve damgalarin ise masonlukta herhangi bir sembolik özelligi yoktur. Loca Bijulari Masonluk'ta biju (mücevher) bir çok anlamda kullanilmaktadir. Loca bijusu, bir Locayi tanitan veya br esarbin ucuna asili olarak boynuna ya da gögüse takilan madalyadir. Masonik Yayinlar Dünyadaki hemen hemen bütün Büyük Localarin yayinlari vardir. Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasinin Yayinlari da küçümsenmeyecek miktardadir. Masonluk Aleyhtarligi Masonlugun ortaya çikmasindan hemen sonra suçlamalar da baslamistir. Bu suçlamalar halen de devam etmektedir. Çirakligi bile geçemeden Masonluk tan atilmis Léo Taxil in durumu ilginçtir.Katolik Kilisesinin siparisi üzerine kaleme aldigi ve Masonlugu seytani bir tarikat olarak gösterdigi kitaplar her dönem satis rekorlari kirmistir. Taxil ölümünden önce herkesi aldattigini itiraf ettiyse de , bu itirafi unutulup gitmis ama Masonluk düsmanlari onun kitaplarindan yola çikarak bugüne dek Masonlugu karalayan yayinlarini sürdüre gelmisler dir. Orijinali Fransizca olan Taxil in kitaplari , çesitli dönemlerde Türkçeye de çevrilip yayinlanmistir. Sölenler Masonlugun eskiden beri süregelen adetlerinden biri de yillik sölenlerdir . Türk Masonlugunun düzenledigi gezilerin, balolarin akisleri gazetelere geçmis , günlerce konusulmustur. Balolar zamanin büyük otellerinde tertip ediliyordu. O dönemdeki Mason balolarinda mutlaka piyango vardi ve gecenin sonuna dogru Balo gazetesi yayinlaniyordu. Birden fazla orkestranin çaldigi balolarda , taklit, hokkabazlik ve karagöz programin unsurlariydi. Masonlar sadece yemek ve balo degil, geziler de tertipliyorlardi. Basinda Masonluk Masonluk, dünyada oldugu gibi ülkemizde de basindan beri basinin ilgi odagi olmustur. Masonlukla ilgili ilk gazete haberi 27 aralik 1862 tarihinde Tasvir-i Efkar gazetesinde yayinlanmistir. |