Bakanlığımıza yansıyan bazı olaylar nedeniyle uygulama birliğini
sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun
görülmüştür.
1. Münhasıran Sürekli
Olarak İşlenmiş Altın, Gümüş Alım-Satımı Ve İmali İle İştigal Eden
Mükellefler İçin Enflasyon Düzeltmesi Yapma Zorunluluğu
Bilindiği üzere, 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla(1) değişik Mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı
bendinde, kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir veya
kurumlar vergisi mükelleflerinin fiyat endeksindeki artışın, içinde
bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan
hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde mali tablolarını enflasyon
düzeltmesine tabi tutacakları hükmü yer almıştır.
Mükerrer 298 inci maddenin
(A) fıkrasına 5228 sayılı Kanunla(2) eklenen (9) numaralı bent ile de “Münhasıran sürekli olarak
işlenmiş; altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler
bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın
enflasyon düzeltmesi yaparlar.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 09/08/2004 tarih ve
10 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde, söz konusu mükelleflerden
dileyenlerin, 5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle 5024 sayılı Kanunun
geçici 1 inci maddesinde yapılan değişikliğe istinaden (31/12/2003 tarihli
bilançoları da dahil olmak üzere) 2004 yılına ilişkin geçici vergi
dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayabilecekleri açıklanmıştır.
Bu hükümler ve yapılan
açıklamalara göre, münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş
alım-satımı ve imali ile iştigal eden ve kazançlarını bilanço esasına göre
tespit eden gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, enflasyon
düzeltme şartlarının (fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem
dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde
%10'dan fazla olması) oluşup oluşmadığına bakılmaksızın, 2005 ve müteakip
yıllarda her geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonu itibarıyla enflasyon
düzeltmesi yapmaları zorunludur.
2. Son Beş Hesap Dönemi
İçinde Aktife Giren Kıymetlerin ROFM Hesaplamasında Oranın (1)’den Büyük
Çıkması Hali
328 sıra numaralı Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğinin(3)
“VI.2.2.1. Son Beş Hesap Dönemi İçinde Aktife Giren Kıymetler İçin”
bölümünde yer alan ROFM formülüne ilişkin olarak anılan Tebliğin (8)
numaralı dipnotunda gerekli açıklama yapılmış olmasına rağmen uygulamada
farklı anlaşılmaların olduğu Bakanlığımıza yansıyan olaylardan tespit
edilmiş olup aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.
328 sıra numaralı Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğinin ilgili bölümünde yer alan ROFM formülü
şöyledir;
|
İlgili
Hesap Dönemine Ait TEFE Artış Oranı |
ROFM =
Top. Fin. Maliyeti X |
|
|
İlgili
Hesap Dönemine Ait Ortalama Ticari Kredi Faiz
Oranı |
Normal şartlar altında, söz
konusu formüldeki oranın, (0) ile (1) arasında gerçekleşmesi gerekir.
Oranın (1)’den büyük çıkması, bankacılık sektörünün öngörüler ile
belirlediği kredi faiz oranlarının, gerçekleşen TEFE artış oranlarının
gerisinde kaldığını ifade etmektedir.
Bu durumda, formüldeki oran
(1) olarak alınacak ve toplam finansman
maliyetinin tamamının reel olmadığı kabul edilecektir.
3. Menkul Kıymet Yatırım
Fonlarının Enflasyon Düzeltmesi Yapmaması
213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik mükerrer 298 inci ve geçici 25 inci
maddeleri ile kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve
kurumlar vergisi mükelleflerinin fiyat endeksindeki artışın, içinde
bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan
hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon
düzeltmesine tâbi tutacakları hüküm altına alınmış olup, düzeltmeye tabi
tutulacak parasal olmayan kıymetler 328 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği eki (2) sayılı listede yayımlanmıştır.
Diğer taraftan, 5422 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sermaye şirketleri kurumlar
vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup Kanunun 2 inci maddesinde,
“Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, eshamlı
komandit ve limited şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar,
sermaye şirketleridir. Sermaye
Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları bu Kanunun ve Gelir Vergisi Kanununun uygulanmasında
sermaye şirketi addolunur. 20.2.1930 tarihli ve 1567 sayılı Kanuna göre
ilgili mercilerden izin almak suretiyle Türkiye'de münhasıran portföy
işletmeciliği faaliyetinde bulunan dar mükellefiyete tabi yatırım fonları,
bu Kanunun ve Gelir Vergisi Kanununun uygulanmasında Sermaye Piyasası
Kanunu'na göre kurulan Yatırım Fonları addolunur.” hükmüne yer
verilmiştir.
2499 sayılı Sermaye
Piyasası Kanununun(4) 37 inci
maddesinde de menkul kıymet yatırım fonları; “Bu Kanun hükümleri uyarınca
halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla, belge sahipleri
hesabına, riskin dağıtılması ilkesi ve inançlı mülkiyet esaslarına göre
sermaye piyasası araçları, gayrimenkul, altın ve diğer kıymetli madenler
portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığı” olarak
tanımlanmıştır.
Menkul kıymet yatırım
fonları tarafından uygulanacak muhasebe ilkeleri, Sermaye Piyasası
Kurulunca çıkarılan Seri XI, No:6 sayılı Menkul Kıymet Yatırım Fonları
Mali Tabloları Ve Raporlarına ilişkin İlke Ve Kurallar Hakkında
Tebliğ(5) ve
izleyen düzenlemelerde gösterilmiş bulunmaktadır.
Öte yandan, Seri XI, No: 20
sayılı Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Mali Tabloların Düzeltilmesine
İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Sermaye Piyasası Kurulu
Tebliğinin(6) 2 inci
maddesinde, “Ortaklıklar, aracı kurumlar ve yatırım ortaklıkları ile
bunların bağlı ortaklıkları ve iştirakleri yüksek enflasyon dönemlerinde
mali tablolarını bu Tebliğde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak
hazırlar.” denilmiş ve muhasebe işlemleri ile mali tablolarına ilişkin
özel düzenlemeleri olan, ayrı bir tüzel kişiliği haiz olmayan ve tamamıyla
sözleşmesel bir ilişkiye dayanan malvarlığı statüsüne sahip menkul kıymet
yatırım fonlarının, yüksek enflasyon dönemlerinde mali tablolarını
düzeltmeye tabi tutmayacakları belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan
açıklamalar ve Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleriyle paralellik
sağlamak amacıyla Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A)
fıkrasının (8) numaralı bendinin (b) alt bendinin Bakanlığımıza verdiği
yetkiye istinaden Menkul Kıymet Yatırım Fonlarının, 31.12.2003 ve
31.12.2004 tarihli tablolar da dahil olmak üzere, mali tablolarını 5024
sayılı Kanunla getirilen enflasyon düzeltmesi hükümleri uyarınca
düzeltmeye tabi tutmamaları uygun bulunmuştur.
4. Serbest Bölgelerde
Defter Tutma
5084 sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunun(7) 8 inci
maddesi ile değişik 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun(8) 6 ncı maddesinde, kullanıcıların tutmak zorunda
oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, Vergi
Usul Kanununun hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye
Bakanlığının yetkili olduğu hüküm altına alınmış olup, söz konusu yetkiye
istinaden yapılan düzenlemeler 85 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel
Tebliği(9) ve 345
Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(10) ile kamuoyuna duyurulmuştur.
Bu düzenlemelere ilaveten,
3218 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, tam
mükellefiyete tabi gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin (adi
ortaklıklar, kollektif ve adi komandit şirketler dahil) serbest bölgede
faaliyette bulunan şubeleri ile serbest bölgede faaliyette bulunan gerçek
veya tüzel kişilerin serbest bölge dışında ancak Türkiye sınırları
içerisinde faaliyette bulunan şubeleri hariç olmak üzere, serbest bölgede
faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerden isteyenlerin, defter
kayıtlarını Türk para birimi dışında (Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasınca, kuru günlük olarak belirlenen) herhangi bir yabancı para
birimi ile de yapabilmeleri Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.
Buna göre serbest bölgede
faaliyet gösteren söz konusu mükellefler, Türk para birimiyle veya başka
bir yabancı para birimiyle yapılan işlemlerini, işlemin gerçekleştiği
günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para
birimine çevirecekler, iktisadi işletmeye dahil kıymetlerin değerleri ile
vergi matrahlarını kayıt yapılan para birimine göre tespit edecekler,
ancak beyannamelerini (verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla) Türk
parasına çevirerek vereceklerdir.
Defter kayıtlarına esas
alınan yabancı para biriminden ilk kayıt yapılan hesap dönemi dahil
beşinci hesap döneminin sonuna kadar dönülemeyecektir.
Verginin ödenmesi, mahsubu
ve iadesi işlemlerinde de Türk para birimi esas alınacaktır.
Serbest bölgede faaliyette
bulunan mükelleflerin, istemeleri halinde defterlerini Türk para birimine
göre tutabilecekleri ise tabiidir.
5. Anlaşmalı Matbaalara
İlişkin Tip Anlaşma Metni
Defterdarlıklarla anlaşma
yapacak olan matbaa işletmecileri ile ilgili olarak Anlaşma metni yeniden
düzenlenmiş ve 347 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği(11) ekinde
yer almıştır. Ancak, bu metnin 5 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi uygun görülmüştür.
5- “Matbaa işletmecileri,
mükellefler tarafından bastırılacak olan belgelere öncelik tanırlar ve
siparişleri on beş gün içinde basıp teslime hazır hale getirirler.”
Tebliğ
olunur.
(1) 30/12/2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(2) 31/07/2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(3) 28/02/2004 tarih ve 25387 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(4) 30/7/1981 tarih ve 17416 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(5) 28/2/1990 tarih ve 20447 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(6) 28/11/2001 tarih ve 24597 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(7) 6/2/2004 tarih ve 25365 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(8) 15/6/1985 tarih ve 18785 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(9) 4/9/2004 tarih ve 25573 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(10) 28/2/2005 tarih ve 25741 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
(11) 7/4/2005 tarih ve 25779 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.