Delicesine Seven (!) Kadinlar

Hiç kimse "Delicesine Seven" bir kadin gibi olamaz. Böylesine bir toplumda bir kadin olarak büyümek ve ayni yapida bir ailenin ferdi olmak insanin bazi modeller yaratmasini saglayabilir. Asagida verilen özellikler "Delicesine Seven" bir kadinin tipik niteliklerini belirtmektedir. Detaylariyla beraber okuyabilirsiniz:



1. Muhtemelen Duygusal Ihtiyaçlarinizin Tatmin Edilmedigi, Fonksiyonunu Yitirmis Bir Aileden Geliyorsunuz:

2. Gerçek Ölçülerde  Yeterli Derece de Yetistirilmediginizden, Bu Eksikliginizi Baskalari Hesabina Çalisarak Bastirmaya Çalisirsiniz. Özellikle Herhangi Bir Sekilde Ihtiyaci Olan Erkeklere Yardim Ederek.

3. Annenizi ve Babanizi Özlemini Çektiginiz Sicakkanli, Ihtimam Gösteren Kisiliklere Büründüremediginizden, Bilinen Tip Duygusuz Erkekleri Sevginiz Sayesinde Degistirmeyi Tekrar Tekrar Denersiniz.

4. Terkedilme Olgusunun Verdigi Ürküntüden Dolayi Bir Iliskinin Bozulmamasi Icin Her seyi Yaparsiniz.

5. Sayet Iliskide Bulundugunuz Erkege Yardimi Olacaksa, Harcanan Zamana veya Paranin Cokluguna Aldirmazsiniz.

6. Sahsi Iliskilerinizde Sevgi Yokluguna Alistiginizdan Beklemeye, Ümit Etmeye ve Bir Kez Daha Denemeye Meyillisinizdir

7. Herhangi Bir Iliskide Sorumlulugun ve Suçun Yüzde Ellisini Üstlenmeye Isteklisinizdir

8. Kendinize sayginiz oldukça az. Bu durum içinize islemis ve mutlulugun hakkiniz olmadigini düsünüyorsunuz. Hayattan zevk almak için bu hakki kazanmak zorunda oldugunuza inaniyorsunuz.

9. Çocuklugunuzda "güven hissini çok az hissettiginizden dolayi" erkeginizi ve iliskilerinizi daima kontrolunuz altinda tutmak istersiniz. Insanlari ve olaylari kontrol etmek için yaptiginiz girisimleri yardimsever imaji ile maskelersiniz.

10. Herhangi bir iliskide durumunuzu gerçekçi olarak gözlemek yerine, rüyalara dalar ve iliskinizin daha mükemmel olacagini hayal edersiniz.

11. Erkeklere ve duygusal acilara tutkunsunuzdur.

12. Duygusal olarak veya biyolojik olarak ilaçlara, içkilere ve bazen de yiyeceklere meyledersiniz. "Özellikle de karbonhidratli olanlara"

13. Manevi tedaviye muhtaç insanlara dogru sürüklenerek ve karmasik, belirsiz ve duygusal olarak aci veren dramlarin agina düserek kendinize karsi olan sorumluluklariniza dikkatinizi veremezsiniz.

14. Düzensiz bir iliskinin verdigi heyecan içinde depresyon hadiselerin önüne geçmeye çalisirsiniz ve bu tür depresyonlara sürüklenmeye meyillisinizdir.

15. Nazik, dengeli, güvenilebilir, ayrica size karsi ilgili olan erkekleri çekici bulmazsiniz. O tür erkeklere "SIKICI" damgasini vurursunuz.



1. Muhtemelen Duygusal Ihtiyaçlarinizin Tatmin Edilmedigi Fonksiyonunu Yitirmis Bir Aileden Geliyorsunuz:
 

    Belki de bu özelligi anlamanin en iyi yolu, birinci yarisiyla ise baslamaktir: "...Duygusal ihtiyaçlarininizin tatmin edilmedigi..." Duygusal ihtiyaclar yalnizca sevgi ve iyi bir etkilesimden ibaret degildir. Her ne kadar bu iki ihtiyaç önemliyse de bunlardan çok daha kritik bir ihtiyacimiz vardir ki, o da sezgilerimizin ve duygularimizin dikkate alinmasi ve onaylanmasidir. Genellikle tam tersi olur, kimse düsüncelerimize ve sezgilerimize önem vermez. Örnegin, esler kavga ediyor. Çocuk onlari bu sekilde görünce korkuya kapiliyor ve annesine soruyor "anne, babama neden kizginsin?" Anne sinirli ve endiseli, burusmus bir suratla cevapliyor: "Kizgin degilim". Simdi çocuk duygu bocalamasina girmistir, daha fazla korkar ve tekrar söylenir: "Fakat senin bagirmani duydum." Anne hiddetle cevaplar: "Sana kizgin olmadigimi söyledim. Fakat konusmaya devam edersen olacagim." Çocuk simdi korku, kizginlik, suçluluk ve akil karisikligindan olusan garip bir duygu ile dolar. Annesi sezgilerinin yanlis oldugunu söylemistir, fakat gerçekten sezgileri yanlissa korkunun kaynagi ne olabilir? Simdi çocuk ya annesinin gerçekten babasiyla kavga ettigini düsünecek ve kendisine kasten yalan söylendigine inanacaktir, ya da duyduklarinin, hissettiklerinin ve gördüklerinin yanlis olduguna inanacaktir. Böylece çocuk çogu zaman sezgilerini düzeltme ihtiyaci hissedecek ve büyük çatismalara sürüklenecektir. Çocukluk yillarinda sezgilerinin onaylanmamasi ileride, yetiskinlikte kendisine yeterince güvenmemesine neden olacaktir. Bu, özellikle de karsi cinsle olan iliskilerinde ortaya çikacaktir.

    Iyi bir etkilesim için duyulan ihtiyaç inkar edilebilir veya yeterince karsilanmayabilir. Aileyi kuran esler birbirleriyle kavga ettikleri veya baska konularda birbirleriyle mücadeleye giristikleri zaman çocuklarina ayirabilecekleri ne yeterli zamanlari, ne de yeterli ilgileri kalir. Bu, çocugu sevgi açligina sürükler. Öyle bir çikmaza girer ki; neye güvenecegini, neyi kabul edecegini veya etmeyecegini bilemez.

2. Gerçek Ölçülerde Yeterli Derece de Yetistirilmediginizden, Bu Eksikliginizi Baskalari Hesabina Çalisarak Bastirmaya Çalisirsiniz. Özellikle Herhangi Bir Sekilde Ihtiyaci Olan Erkeklere Yardim Ederek.

    Çocuklarin, özellikle küçük kizlarin istedikleri ve ihtiyaç duyduklari sevgi ile ilgiden mahrum kaldiklari zaman nasil davranacaklarini bir kez tasavvur edin. Küçük bir erkek çocuk kavgaci bir tavir takinir, huysuzlasir ve iyice yaramazlasir, fakat bir kiz çocugu genellikle tüm ilgisini ölesiye sevdigi oyuncak bebegine çevirir. Bebegini sallayarak, sakinlestirerek ve kimi zaman da onunla özdesleserek, ihtiyaci olan ihtimami almak için dolayli bir gayret içine sürüklenir. "Delicesine seven" kadinlar da bir parça daha mantiklica olmasina karsin ayni seyi yaparlar.

    Genellikle hepimiz "ilgi gösteren" kisiler oluruz. Fonksiyonunu yitirmis ailelerden gelen kadinlar genellikle hemsirelik, terapistlik, avukatlik ve sosyologluk gibi karsidaki insana yardimi amaclayan meslekleri seçerler. Bizler ihtiyaci olanlara dogru sürüklenir, merhamet duygumuz ile onlarin acilariyla özleslesir ve sikintilarini hafifletmeye çalisiriz. Fakat aslinda kendi acilarimizi dindirmek isteriz. Bizi en çok kendilerine çeken erkekler yardima ihtiyaci varmis görüntüsü verenlerdir. Fakat farkina varmaliyiz ki; aslinda bizi çeken sey sevilme ve yardim görme dürtümüzden baska bir sey degildir.

    Bizim için yardim talebinde bulunan kisinin meteliksiz veya sagliksiz olmasi hic önemli degildir. Belki o baskalariyla arkadaslik kuramiyordur veya soguktur, hatta bencil, inatci olabilir, surat asabilir, belki de melankoliktir. Belki bir parca vahsi ve sorumsuzdur veya gelecege ait bir ösz veremiyordur, belki de vefakardir. Belki de bize daha önce kimseye asik olmadigini söylemistir. Fakat biz onun tüm taleplerini hemen karsilamaya hazirizdir. Ne de olsa o adam bizim yardimimiza, merhametimize ve geçmis tecrübelerimize muhtactir. Kendisini kurtarmasi, gelistirmesi buna baglidir!

3. Annenizi ve Babanizi Özlemini Çektiginiz Sicakkanli, Ihtimam Gösteren Kisiliklere Büründüremediginizden, Bilinen Tip Duygusuz Erkekleri Sevginiz Sayesinde Degistirmeyi Tekrar Tekrar Denersiniz.

    Belki mücadeleniz hem annenizle hem de babanizladir, belki de yalnizca biriyledir. Fakat geçmiste yanlis olan, eksik olan veya aci veren sey her ne ise su anda degistirmeye çalistigimiz sey de odur.

    Simdi yavas yavas zarar verici ve yipratici olaylar aydinlanmaya basliyor. Sayet bütün bu sempatimizi, merhametimizi ve anlayisimizi saglikli erkeklerle kurdugumuz ve ihtiyaclarimizin karsilanacagi ümidini tasiyabilecegimiz iliskilere yöneltseydik mükemmel bir sey olurdu. Fakat bizler, ihtiyaç duydugumuz her seyi verebilecek saglikli erkeklerde çekici bir yön bulamayiz. Onlar gözlerimize sikici görünürler. Yeterince iyi olmaya, yeterince sevmeye, yeterince degerli olmaya, yeterince yardimsever olmaya ve bize sevgilerini, ilgilerini, ihtimamlarini manevi rahatsizliklarindan dolayi veremeyenlere karsi aklimiz sira "zafer kazanmak için" yeterince akilli olmaya çalistigimiz sürece huzur buluruz. Iste bütün bu isleri üzerinde tatbik edebilecegimiz kisiler ilgimizi çeker. Ve bir zamanlar ailemize karsi kaybettigimiz bu savasi iliski kurdugumuz erkege karsi kazanmak isteriz. Biz sevgi, ilgi ve ihtimama, karsimizdaki (bize bunlari verme yeteneginden yoksun oldugunu düsündügümüz) kisinin yüreginden sökmedikce sahip olamayacagimizi düsünürüz. Bu da bizim diger karakteristikler göstermemize neden olur.

4. Terkedilme Olgusunun Verdigi Ürküntüden Dolayi Bir Iliskinin Bozulmamasi Icin Her seyi Yaparsiniz.

    "Terkedilme" güçlü bir kelimedir. Bu korkunç kelime bir basimiza birakilmamizi ve belki de ölmemizi ifade eder. Çünkü bizler tek basimiza hayatimizi devam ettiremeyiz. Bir "tam anlamiyla terkedilme" bir de "duygusal terkedilme" vardir. Delicesine seven her kadin ifade ettigi tüm siddet ve bosluk hissi ile duygusal terkedilme olgusunu hayatinda en az bir kez tecrübe etmistir. Bir erkek tarafindan terkedilen ve bu terkedilme olgusunu asama asama yasayan bir yetiskinde, geçmis yillarda onu ilk kez bir basina birakanlarin yüregine kazidigi yara tekrar gün yüzüne çikar. Elbette bu duygudan kurtulmak için bir seyler yapabiliriz degil mi?.. Iste yeni yapacagimiz seyler de diger karakteristikleri davet edecek.

5. Sayet Iliskide Bulundugunuz Erkege Yardimi Olacaksa, Harcanan Zamana veya Paranin Çokluguna Aldirmazsiniz.

    Bu yardimseverligin ardindaki teori sudur: Erkek sizin istediginiz ve ihtiyaç duydugunuz sekilde degisecek, böylece siz de uzun zamandir kazanmayi arzuladiginiz mücadeleden galip cikacaksiniz.

    Bu yüzden genellikle tutumlu oldugumuz ve hatta kendi ihtiyaçlarimizi inkar ettigimiz halde, ona yardimci olmak amaciyla hiç bir seyi esirgemeyiz. (Ondan esirgemedigimiz bazi girisimlerimiz; Zamanini daha iyi gecirmesi icin ona pahali hobilerle ilgilenme olanagi saglamak, Kendisini emniyette hissetmesi icin kalabilecegi bir yer saglamak, "Daha önce hic duygularini açiklamasina izin verilmedigini düsünerek" bizi duygusal olarak suçlamasina izin vermek...)

    Bunlar ona yardim amaciyla yaptiklarimizdan sadece küçük bir kesit. Nadiren onun için yaptiklarimizin dogru olup olmadigini düsünürüz. Gerçekte ise enerjimizin ve zamanimizin büyük bölümünü o zamana dek denediklerimizden daha farkli ve daha yararli seyleri nasil yapabilecegimizi düsünmekle harcariz.

6. Sahsi Iliskilerinizde Sevgi Yokluguna Alistiginizdan Beklemeye, Ümit Etmeye ve Bir Kez Daha Denemeye Meyillisinizdir

    Geçmisi bizimkinden farkli baska biri, bizim sürüklendigimiz sartlarla karsilassa "Bütün bunlar aptalca bundan böyle devam edemeyecegim" derdi. Fakat biz isler iyi gitmiyorsa, muhakkak eksik yaptigimiz bir sey var diye düsünürüz. Ilgilendigimiz erkekteki her degisikligi gözler ve belki de bunlari onun istedigimiz yöndeki degisimine yorumlariz. Ve yarinin daha farkli olacagi ümidiyle yasariz. Gerçekten de kendimiz ve hayatimizi degistirmektense onun degismesini beklemek çok daha kolayimiza gidiyor degil mi?!!

7. Herhangi Bir Iliskide Sorumlulugun ve Suçun Yüzde Ellisini Üstlenmeye Isteklisinizdir

    Genellikle, fonksiyonunu yitirmis ailelerden gelen bizlerin anne ve babalarimiz da sorumsuz, çocuksu ve güçsüzdü. Bizler çok hizli bir sekilde olgunlasir ve yetiskinligin agir sorumlulugunu üstlenmeye henüz hazir olmadan, bu rolü kabullenmek zorunda kaliriz. Fakat buna ragmen, ailemizin ve çevremizdeki diger kisilerin bize ihsan ettikleri bu güç, çogu zaman hosumuza da gider. Olgunlasmis bir kisi olarak bir iliskinin devam etmesinin yalniz bize bagli oldugunu düsünür ve genellikle sorumsuz, tenkitci erkeklerle iliski kurariz. Bu kisiler de bizim bu inancimizin derinlesmesine ve sabitlesmesine katkida bulunurlar. Bu tür iliskilerde tüm yükü üstlenme konusunda ise üstün bir kabiliyete sahibizdir.

8. Kendinize sayginiz oldukça az. Bu durum içinize islemis ve mutlulugun hakkiniz olmadigini düsünüyorsunuz. Hayattan zevk almak için bu hakki kazanmak zorunda oldugunuza inaniyorsunuz.

    Sayet annemiz ve babamiz bizi sevgi ve ihtimamlarina layik görmezlerse, biz kendimiz, iyi bir insan oldugumuza nasil inanabiliriz? Delicesine Seven kadinlarin pek azi varoluslarinin temelinde yer alan kuvvetin, var olusun ana özelligini olusturan "sevmek ve sevilmek" olgusunun en dogal haklari oldugunun farkindadirlar. Bunun yerine son derece büyük hatalarimiz oldugunu düsünür ve bunlari onarmak için bir seyler yapmamiz gerektigine inaniriz. Bizler bu kusur ve ihmallerin suçlulugu içinde ve bir gün yakayi ele vermek korkusu içinde yasariz. Iyi görünmek için çok, ama çok çabalariz. Çünkü iyi oldugumuza en basta kendimiz inanmayiz.

9. Çocuklugunuzda "güven hissini çok az hissettiginizden dolayi" erkeginizi ve iliskilerinizi daima kontrolünüz altinda tutmak istersiniz. Insanlari ve olaylari kontrol etmek için yaptiginiz girisimleri yardimsever imaji ile maskelersiniz.

    Fonksiyonunu yitirmis ailelerin alkoliklik, siddetli geçimsizlik veya aile içi zina gibi binbir karmasik ortaminda yetisen çocuk, ailesindeki kontrol eksikliginden dolayi amansiz bir karamsarliga sürüklenir. Çocugun güvendigi insanlar ona yardim edebilecek yetenekten yoksundurlar, çünkü onu koruyamayacak kadar hastadirlar. Gerçekte böylesi bir aile, güvenlik ve huzur kaynagi olmaktan çok korku ve azap verici bir kaynak halini alir. Çünkü böylesi bir tecrübe bunaltici ve eziyet vericidir. Benzer sekilde aci çekenlerimiz, davranislariyla her seyi tersine çevirmeye çalisirlar. Baskalarina karsi güçlü ve yardimsever görünerek tüm suçlamalara açik biraktigimiz benligimizi hakaretlerden korumak amaci tasiriz. Kendimizi kontrollü ve huzurlu hissedebilmek için yardim edebilecegimiz insanlara ihtiyac duyariz.

10. Herhangi bir iliskide durumunuzu gerçekçi olarak gözlemek yerine, rüyalara dalar ve iliskinizin daha mükemmel olacagini hayal edersiniz.

    Delicesine sevdigimiz zaman öylesine bir hayal dünyasi içine dalariz ki; iliskimizi sürdürdügümüz -bize acidan baska hiç bir sey vermeyen- erkegin yardimlarimizla bizim istedigimiz sekle dönüsecegini ümit ederiz. Çünkü bir iliskide "mutlu olmak" konusunda pek fazla sey bilmeyiz ve duygusal ihtiyaçlarimizin karsilandigi bir iliskiyi belki de hiç yasamamisizdir. Böylece istedigimiz seyleri -en kolay sekilde- hayal kurmakla elde ederiz.

    Sayet aradigimiz tüm özelliklere sahip bir erkege sahipsek o bizden ne gibi bir sey isteyebilir ki? Böylesi bir durumda o essiz yetenegimizi (!) kullanacagimiz bir tek yer bulabilir miyiz? Elbette hayir. Iste bu yüzden ihtiyacimizi karsilamayan ve normal sartlarda iliski kurulmamasi gereken erkeklere yöneliriz.

11. Erkeklere ve duygusal acilara tutkunsunuzdur.

    "Sevgi ve Tutku" adli kitabin yazari Stanton Peele bakin ne diyor, "Yasanilan tutku öylesine bir tecrübedir ki, insanin bilincini sömürür ve tipki bir uyusturucu gibi kisinin tüm huzursuzluklarini ve agrilarini dindirir. Belki de bilincimizi sömüren bir ask iliskisinden daha etkili hiç bir ilaç yoktur. Tutkuya dönüsmüs bir iliskinin en büyük özelligi kisinin karsisindakinin tasvibini beklemesine neden olmasidir... Iste bu ikinci kriterdir ki, kisinin yasantisinin diger alanlarina dikkatini yöneltme kabiliyetini baltalar"

    Bizler sevdigimiz kisinin benligimizde yarattigi huzursuzluk sayesinde acilarimizi, korkularimizi, kizginligimizi ve bosluk hissimizi unuturuz. Iliskilerimizi kendi kendimizle oldugumuz zaman duyacagimiz acilari bastirmak için bir ilaç olarak kullaniriz. Iliskimizin verdigi aci arttikça zihnimiz daha fazla dagilmaya baslar. Gerçekte dehset verici bir iliski -basitçe- bu amaçla kullandigimiz bir ilaçtan baska bir sey degildir. Dikkatimizi bir erkege yöneltmedigimiz zaman tam bir bosvermislige sürükleniriz. Genellikle bu durumda gösterdigimiz fiziksel ve duygusal belirtiler bir ilaç müptelasinin aliskanligini biraktigi anda gösterdigi belirtilerden hiç farkli degildir: Mide bulantisi, terleme, ürperti, titremek, asiri düsünmek, depresyon, uykusuzluk, tedirginlik ve huzursuz hareketler. Bu belirtileri izleyecek çaresiz girisimler de delicesine seven kadinin diger özelliklerini içine alir.

12. Duygusal olarak veya biyolojik olarak ilaçlara, içkilere ve bazen de yiyeceklere meyledersiniz. "Özellikle de karbonhidratli olanlara"

    Yukaridaki tanim alkolik anne ve babaya sahip kisilerde görülen belli basli özelliklerden birini simgeler. Delicesine seven tüm kadinlar geçmis bir takim duygusal ve aci veren tecrübelerinin etkisi altindadir ve bu acilardan kaçmak amaciyla zihin yatistirici maddelere yönelirler. Fakat bir maddenin esiri olmus anne ve babalarin çocuklari da bu maddelere (genetik olarak) alismaya egilimli olarak dogarlar. Rafine edilmis seker molekül yapisi bakimindan etil alkolle tamamen aynidir ve alkoliklerin çocuklari da bu tür sekerli yiyeceklere meyderekek "asiri derece yemek" hastaligina yakalanirlar. Rafine edilmis seker bir yiyecek degil, olsa olsa bir ilaçtir. Besin degeri hiç yoktur ve yalnizca bos kalorilere sahiptir. Dramatik bir sekilde beynimizin kimyasal yapisini degistirir ve çogu insanin agina düstügü aliskanlik meydana getiren bir maddedir.

13. Manevi tedaviye muhtaç insanlara dogru sürüklenerek ve karmasik, belirsiz ve duygusal olarak aci veren dramlarin agina düserek kendinize karsi olan sorumluluklariniza dikkatinizi veremezsiniz.

    Baskalarinin hissettiklerini anlamaya çalisirken veya ihtiyaçlarinin ne olabilecegini ve ne yapmamiz gerektigine karar verirken pek kendi duygularimizi dikkate almayiz. Hayatimizin sorun yaratan bölümleriyle ilgili mantikli kararlar alamayiz. Manevi yönden dört dörtlük yasamamizi engelleyen karmasik problemler içinde kaybolur ve çogu zaman kim oldugumuzu bile unuturuz.

    Kesinlikle fazla duygusal davranmayalim demiyorum. Aglayabilir, feryat, figan edebiliriz, fakat bu duygularimizin hayatimizin önemli kararlarini alirken bizi yönlendirmelerine müsaade etmemeliyiz.

14. Düzensiz bir iliskinin verdigi heyecan içinde depresyon hadiselerin önüne geçmeye çalisirsiniz ve bu tür depresyonlara sürüklenmeye meyillisinizdir.

    Bir alkolik ile evli ve depresyon olaylari yasamis kadinlardan biri, esiyle beraber yasamayi her gün bir trafik kazasi geçirmeye benzetmis. Iliskisinin heyecan uyandirici, iyi ve kötü günleri, sürprizleri, belirsizligi, kararsizligi ve dengesizligi bir araya gelmis, böylece bu kadinin öz yapisini tehdit eden büyük bir sok haline dönüsmüstü. Sayet önemli sekilde yaralanmadiginiz ciddi bir trafik kazasi geçirdiyseniz, o gün veya sonraki günler sizin için heyecan verici günlerdir. Bunun sebebi yasadiginiz yüksek derecedeki sok etkisi ile kaniniza adrenalin adi verilen bir maddenin salgilanmasidir. Bu adrenalin kisiye çok pahaliya malolur. Depresyon olaylari yasayan bir kisiyseniz, bilinçsiz olarak sizi harekete geçirerek olaylari yaratma egilimine girersiniz. (Tipki alkolik bir insanla evlenmekle veya bir trafik kazasi sonucu yasadiginiz gerilim gibi.) Böylece ancak yüksek gerilim ile huzur bulur hale gelirsiniz.

    Netice olarak; manevi rahatsizlik çeken bir kisiyle kurdugunuz iliskinin verdigi heyecan sizi cezbediyor olabilir.

15. Nazik, dengeli, güvenilebilir, ayrica size karsi ilgili olan erkekleri çekici bulmazsiniz. O tür erkeklere "SIKICI" damgasini vurursunuz.

    Bizler, dengesiz erkegi heyecan verici, ne yapacagi belli olmayan erkegi romantik, toy erkegi büyüleyici, içe dönük erkegi de gizemli buluruz. Sinirli bir erkegin anlayisimiza ihtiyaci vardir. Mutsuz erkek ihtimamimiza, yetersiz erkek cesaretlendirmemize soguk erkek ise sicakligimiza muhtaçtir. Sayet bir erkek dogal haliyle iyi ve istedigimiz gibiyse onu düzeltmemize zaten gerek kalmaz. Sayet nazikse ve bize de deger veriyorsa aci cekmemiz icin de hiç bir sebep yoktur. Maalesef biz kadinlar bir erkegi ya delicesine severiz, ya da hiç sevmeyiz. Bunun ortasi genellikle yoktur. Bu özellik ise en büyük zaafimizdir.
 

[ Ana sayfaya dönüs ]