Noktasina, virgülüne dokunmadan

CiNSELLiK..

Nedir cinsellik, kelime anlamı mı yoksa yasama tarzı mı önemlidir?

Herkes için farklı seyler ifade ettiğini düşündüğüm bu olgu, milyonlarca yıldır sanırım tüm canlıların tek ortak noktasını oluşturmaktadır.

Evrensel bir dil olduğu kesin. Uygulamada farklılıklar gösterse de amaç aynı. Zevk almak, heycan duymak, rahatlamak.

Herkes farklı heyecan duyar sanırım ya da farklı şekilde yaşamaktan zevk alır. Kimine iğrenç gelen bazı hareketler, kimi için doyumsuz bir heyecandır.

Sınırların kaltığı ya da yeni sınırlar koyulduğu bir zaman diliminde ortak payda dokunmak, hissetmek olsa gerek.

Peki erkekler nasıl bakar cinselliğe? Sanırım bu sorunun cevabı, seksi yaşayan erkek sayısı kadardır. Her insanın beklentileri, yaklaşım biçimi ,zevk alması ve hissetmesi farklıdır .

Yaşım 18' lerdeyken, kızları sadece bir cinsel meta olarak görüyor, kendimi sevişmede üstün taraf sanıyordum. Yani erkek işi bitirir, kızı götürür, onun üzerinde bir üstünlük sağlar.

Yaşım 22'li sıralara geldiğinde kadının da bu işten en az benim kadar zevk aldığıni farketmeye başlamıştım. O güne kadar anlayamadığım, ya da yanlış anlamama yol açan şeyin ise "madem sizde istiyorsunuz neden bizim kadar istekli
davranmıyorsunuz?" du.
Tabii ki toplumun değer yargıları başta olmak üzere bunun bir çok nedeni vardı. Erkekler "Yatacakla (bu kelimenin aslı böyle degil ama anlamı aynı), yakacağın iyisi kötüsü olmaz" düsturuyla hareket ediyor, karsı taraf daha seçici davranıyordu.

Hayatım boyunca hiç bir kıza yolda rahatsız edici laf atmadım ve elle sarkıntılık yapmadım. Çünkü karsı tarafın da beni istemesi gerektiğini düşündüm hep.

Üniversitede karsı cinsimi daha iyi anlamaya başlıyordum. Yavaş yavaş bizden üstünlüklerini kesfettikçe, olaylara bakıs açım değişiyor ve iyi şeyleri haketmek için daha fazla emek harcamak gerektiğinin iyice bilincine varıyordum.

Tanıdığım, birlikte olduğum ve çıktıklarımdan yeni şeyler öğreniyor, herkesin bakış açısının farklılığına, kiminin sevisirken romantizden, kiminin asağılanmaktan kiminin de acı çekmekten hoşlandığını görüyordum.

Bundan 5 yıl önce Bodrum'a gittim kız arkadaşımla. Çok iyi bir tatil geçiriyoduk. Sabah akşam sevişiyor defalarca doruğa ulaşıyorduk.
Yapılmamısları yapmaktan, denenmemisleri denemekten büyük keyif alıyor ve hep daha fazlasını istiyorduk sevisirken. Lakin dışarı çıkıp biryerlerde hesap ödeme zamanı geldiğinde elini cebine atan hep erkek oluyordu. Yani olayın zevk alma kısmına ikimiz ortak, ekonomik külfetine ben sahiptim. Oysa paylaştığımızı sanıyordum. Paylaşıyormuyduk ,yoksa o bir şeylere karşılık mı
veriyordu?

Bu ve buna benzer olaylar bir çok sefer geldi başıma. Hesap ödeyen genelde erkek ama diğer herşey paylaşılıyor. Yok öyle yağma..

Ve karşı cinse bakış açımı internetle ilk tanıştığım zamanlar, hayatıma giren, etkilendiğim bir bayanla birlikte değiştirmeye başladım. İsveç'te yaşayan Türk asıllı bir bayandı bu. İki yaz tatil yaptık onunla, kültür farkını her hareketinde belli ediyordu. Yaşam biçimi, olaylara bakış açısı farklıydı. "Sevismede sınır olmamalı yoksa sevişme olmaz sadece orgazma ulasmak için bir eylem olur" demişti, yarım yamalak Türkçesiyle. Haklıydıda. Asla kendi hesabını ödetmez ve bu sayede erkeğe üstünlük kurma şansı yaratmazdı. Her şey
karşılıklıydı yatakta da, ayakta da.

Deliler gibi sevişerek iki tatil yaşadık. Hayatlarımız çok farklıydı ne ben gidebilirdim ne o gelebilirdi. Sonunda yaşanan herşeyin çok güzel olduğuna ve buraya kadar olduğuna karar verip dostça ve medenice bitirdik ilişkimizi.

Peki ne istiyorum ben karşı cinsten ? Bunu söylemek çok zor.

Hayata bir kez geliyoruz (reankarnosyona inanırım ama bu ruhla bir kez). Bu nedenle çok çabuk geçen zamanı , boğuşmalarla, kavgalarla, çekememezlikle, hüzünle geçirmenin ne gereği var. Hayata olumlu gözlerle bakmak gerek. Mutlu olacağın seyler yapmak, zamanı iyi kullanmak gerek. Sevismek dünyanın en güzel zevki bence, ama sevismek, birini becermek ya da kullanmak değil.

Evli bir bayan arkadaşım kocasından dert yanıyordu. Dört yıllık evliyiz artık seks hayatımız öyle bir hal aldıki kocam sadece" hadi gel çok doluyum boşalmam lazım diyor, bende ne yapayım gözlerimi kapayıp vazifemi yapıyorum allahtan ilk önce benim orgazm olmamı bekliyor çoğu zaman" demişti. Söylermisiniz paylaşma bunun neresinde?

Paylaşmak lazım diye düşünüyorum, hissetmeyi, dokunmayı, şehveti, orgazmı...

Paylaşılarak çoğalan tek şeydir sevgi. Biriyle yatmam için illede aşık olmam ya da sevmem gerekmez. Hoşlanmam da yeterlidir. Ama paylaşmam en önemlisi. Onunda beni istediğini anlamam gerek....

Sevgilerimle...
Hakan