Lütfen
bu metni okuyun ve çevrenize dağıtın.
DEPREMDEN
ÖNCE:
Yaşadığınız / Bulunduğunuz mekanı inceleyin. Korunma
için bulunacağınız yeri ve muhtemel kaçış yolunu belirleyin.
Eğer bulunduğunuz noktadan kendinizi 10-15 saniye
içinde bina dışına çıkartacak ve güvenli bir açık alana ulaştıracak
pozisyonunuz varsa, bu yolu saptayın. (Bu yöntem sadece giriş altı, giriş ve 1.
katta olanlar için geçerlidir.)
Deprem sırasında ilk 10-15 saniye binayı
terkedebilmek açısından çok önemlidir. Daha önce yaşanan depremlerden elde
edilen istitastiki verilere göre, binalarda yıkıma yol açan unsur,
hissettiğiniz ilk sarsıntı değil, binanın rezonansa girmesidir. Bu da size
anılan süreyi kazandırmaktadır.
Bu süre içinde kaçma eylemini gerçekleştirebilecek
bir yöntem bulduğunuz takdirde, tatbik ederek zamanı saptayın. Böylelikle hem
kesin kaçış sürenizi öğrenebilir, hem bu süreyi daha da kısaltacak yöntemler
geliştirebilirsiniz.
Kişisel kaçış zamanı ile, birilerine yardım ederek (eşiniz, çocuğunuz, iş arkadaşınız ya da bir sakat) kaybedeceğiniz zaman çok farklıdır. Farklı senaryolar geliştirmenizde ve süre tutarak denemenizde yarar vardır.
Kapı veya cam
kenarında ya da bulunduğunuz yeri 10-15 saniye içinde terkedebilecek bir
mesafede iseniz, herhangi bir acil çıkış anında kullanacağınız güzergah
üzerinde size engel olabilecek saksı, masa, sandalye, koltuk, sandık ve benzeri
unsurları ortadan kaldırınız.
Bazı
durumlarda ani bir acil çıkış olanağı yaratabilirsiniz. (giriş katındaki camı
kırarak dışarı çıkmak gibi). Bu cam kalın ya da sekurit (sağlamlaştırılmış) olabilir. Bunu kırmak
için bir yangın söndürme tüpünü kaçış yolu üzerinde bulundurabilirsiniz.
Unutmayın, vücudunuzda kesiklere ve
yırtılmalara yol açmayı engellemek için önce camı kendinize zarar vermeden
kırmalısınız.
Binayı terk
ederken mutlaka başınızı yüksekten veya tavandan düşen nesnelerden (tuğla,
kiremit, avize v.b.) korumalısınız. Bu aşamada yastık bir işe yaramayacak,
aksine çevrenizi görmenize ve sesleri duymanıza engel olacaktır. Bir kask veya
baret, bulamazsanız bir sandalye, bir tahta parçası, büyük ve kalın bir kitap
işinize yarayabilir.
Eğer binayı
10-15 saniye içinde terk edemiyorsanız, kesinlikle merdivenlerden, merdiven
boşluklarından uzak durunuz. Asansör bir tuzaktır. Kullanmayınız. Yıkılan
binalarda en yüksek oranda ölüm bu noktalarda meydana gelmektedir. Birinci
kattan daha yüksekteyseniz, atlamayı denemeyiniz. Yaşanan depremlerde ölümle ve
ciddi yaralanmalarla sonuçlanan
olayların
büyük bir bölümü yüksekten atlamayla ilişkilidir. Bunun yerine yüksek binalarda
yapılması zorunlu olan harici yangın merdivenlerini kullanınız. Demir
konstrüksiyondan inşa edilen bu merdivenler, binadan bağımsız olduğu için yıkım
darbesinden daha zor etkilenecek ve bağlı olduğu yerden kopması halinde,
çeperlerindeki kuşaklar nedeniyle düşme anında bir koruma alanı oluşturacaktır.
Dahili yangın merdivenleri koruyucu bir alan yaratmayacaktır.
Eğer
bulunduğunuz bina depreme dayanıklı ve bulunduğunuz mekandaki masa çelik veya
kalın masif ahşap malzemeye sahipse başınıza düşebilecek eşyalardan sizi
koruyabilir. Ama tavan çökmesi halinde hiçbir koruyucu özelliği olmayacaktır.
ÖRNEK:
Japonya’da öğrencilerin sığındığı masa altları.
Bu masalar
aslında boğazları birleştirilmiş birer çelik kafestir. Bu özelliği nedeniyle
sıralar halinde masa bir arada düşünüldüğünde çöken tavanı karşılayıcı ciddi
bir direnç noktası oluşturmaktadır. Oysa Türkiye’de kullanılan basit tahta veya
zayıf sıraların böyle bir ağırlığı taşıyamayacağı kesindir.
Bir “Yaşam
Üçgeni Alanı” yaratın. Masa, yatak altı gibi yerler yerine, Ağırlık merkezi
yere yakın çelik dolaplar (boyu uzunsa ve yapabiliyorsanız yana devirin), para
kasaları, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi nesnelerin yanına yatın ve cenin
pozisyonu alın.
UNUTMAYIN: Herhangi bir yıkılma anında bu nesneler belki
ezilecek ama asla yok olmayacaklardır. Yanlarında yaratacağı alan sizin yaşam
üçgeniniz olacaktır.
Mutfak iyi bir
saklanma ve “Yaşam üçgeni” yaratılabilecek uygun bir ortamdır. Tezgah altında
ve yanında yer alan fırın, bulaşık makinesi ve buzdolabı, bu bölümün ezilme
oranını en aza indirger. Ancak, set üstü dolaplardan dökülecek tabak, çanak ve
bardak gibi cisimlere karşı bir önlem alınması, rafların düşmesine engel olmak
için de duvarla olan bağlantılarının sabitleştirilmesinde yarar vardır.
Yaşanan
depremlerden elde edilen veriler, mutfak ve banyoların en uygun yerler olduğunu
göstermektedir. Çünkü enkaz altında kalındığı takdirde, bu bölümlerde hem yaşam
üçgeni yaratabileceğiniz unsurlar vardır, hem de patlayan borulardan sızan suyu
içerek vücudunuzu crash sendromundan koruyabilme olanağı mevcuttur. Enkaz
altında kalan kişileri bekleyen en ciddi tehlike böbrek yetmezliği nedeniyle ortaya
çıkan sendromlardır.
Bulunmamanız
gereken bir yer de kapı pervazlarıdır. Kapı pervazlarının taşıyıcı hiçbir
özelliği yoktur. Çelik kapılara da güvenmeyin. Bunların da taşıyıcı özelliği
olmadığı gibi, hem tehlike anında kırılması mümkün değildir, hem de üzerinize
devrilme riski bulunmaktadır.
Depreme uykuda
yakalandığınız takdirde, kullanmanız gereken 10-15 saniyelik süre bir hayli
azalacaktır. Bunun için yatağınızın iki yanına 1 m3’lük tahta sandıklar
yaptırmanız ve içlerini kitaplarla doldurduktan sonra, kalın bir iple çevresini
sarmanız yararlı olabilir. Kitaplar da büyük bir ağırlık altında ezilmeyecek,
sardığınız kalın ip ise sandığın patlamasına engel olacaktır. Böyle bir
hazırlığınız yoksa, yatağın hemen kenarına ve yanına yan yatarak cenin pozisyonu
alın.
DEPREM ANINDA:
Deprem anında 10 – 15 saniye içinde bulunduğunuz
binayı terk edebiliyorsanız derhal kaçın, yoksa güvenli bir yer bulun
İlk sarsıntıyı hissettiğiniz anda sakin olun. Paniğe
kapılmayın.
Panik, sağlıklı düşünmenizi engelleyecek, hatalı,
bilinç dışı hareket etmenize yol açacaktır. Bilinçli düşünebilmek,
hazırlıklarınızı felaket anında değil, daha önce yapmanıza ve planlamanıza
bağlıdır.
10-15 saniye içimde bulunduğunuz yerden bina dışına
güvenli bir açık alana çıkma olanağınız ve planınız varsa, bunu derhal önceki
bölümde anılan önlemleri alarak uygulamaya koyun.
Eğer binayı terk edemiyorsanız, daha önce
belirlediğiniz yaşam üçgeni alanına gidin ve yan yatarak cenin pozisyonunu
alın.
Kesinlikle oradan oraya koşmayın ve ayakta durmayın.
UNUTMAYIN:
Yan yatarak
cenin pozisyonu almanız, hem ellerinizle başınızı korurken çevreyi görme ve
gözlemleme şansı verecektir. Kolon, kiriş veya duvarlar bir anda düşmeyecek, bu
hareket belli bir sallantının ardından gerçekleşecektir. Bu da size son
dakikada da olsa vücudunuzu koruma şansı verecektir.
Herhangi bir
şekilde enkaz altında ezilme durumu olduğunda vücudunuz bu şekilde azami
korunma olanağına sahiptir. İç organlarınızın büyük bir bölümünü ve
böbreklerinizden birini çalışır durumda tutabilmek için en ideal şekildir.
Enkaz altında
öncelikle böbreklerin iflas ettiği bilinmelidir. Depremzedelerin kurtarılması
halinde bile, vücudunda onanamaz hasarların oluştuğu ve bu nedenle ölüm
olaylarının yaşandığı saptanmıştır.
Cenin
pozisyonunun bir diğer özelliği ise, kurtarma ekiplerinin kazazedenin bulunduğu
bölüme en küçük bir gedikten de olsa ulaşması halinde, onu bulunduğu yerden
çıkartamazsa bile, elini tutmasına izin vermesidir. Saatler sonra bir dış
yardımın eline dokunması sayesinde, kazazedenin beyni hızla adrenalin
pompalamaya başlayacak ve onu yeniden hayata bağlayacak çok önemli bir köprü
kurulmuş olacaktır.
Balkona
çıkmaktan, merdivenden inmekten, asansöre binmekten kaçının. Kolon ve
kirişlerden de uzak durun. Bu arada, camlar kırılabilir, kitaplıklar
devrilebilir, mutfak dolaplarındaki tabak çanaklar dökülebilir. Bunları göz
ardı etmeyin.
Hazırladığınız
deprem çantasına ulaşmak için zaman harcamayın.
UNUTMAYIN:
Eğer o an elinizin altında değilse pilli radyo,
fener, konserve yiyecek ve içeceklerin bulunduğu çantaya ulaşmaya çalışmak,
sakınmak ve korunmak için size gerekli olan süreyi çalabilir.
DEPREM SIRASINDA ARAÇTA BULUNANLAR:
Yer
sarsıntısını otomobilde, tünelde veya kapalı bir otoparkta hissettiğiniz anda;
Paniğe kapılmayın.
Yolda iseniz, aracınızı yol kenarına çekip,
binalardan, elektrik direklerinden veya ağaçlardan uzakta durdurun.
Tünel içinde iseniz ve çıkışa yakın değilseniz,
aracınızı durdurup aşağıya inin ve yanına yan yatarak cenin pozisyonu alın.
Aracınızın içinde durmayın. Aynı yöntemi kapalı bir otoparkta iseniz aynen
uygulayın.
UNUTMAYIN:
Araç içinde olduğunuz takdirde, üzerinize düşen bir
parça ile ezilme riski taşıyorsunuz. Oysa dışına çıkıp, yanına yattığınız
takdirde, üzerinize yıkılacak tavan, tünel gibi büyük kitleler aracı belki
ezecek, ama yok etmeyecektir.
DEPREMDEN SONRA:
Deprem sonrasında nasıl davranacağınız önemli.
Paniğe girmemek, fısıltılara kulak asmamak, kurtarma
çalışmalarına katılmak gerekiyor.
Deprem öncesi önlemlerinizi aldınız ve depremi az ya
da çok hasarla atlattınız. Bu kez başka sorumluluklar sizi bekliyor. Ön koşul
paniğe kapılmamak, uyanık ve hızlı davranmak.
Eviniz hayatınıza zarar vermeyecek ölçüde hasar
görüp, sizin dışarı çıkmanıza izin veriyorsa, binayı terk etmeden önce
çevrenizdeki seslere kulak verin. Bu sesler, sizden çok daha zor durumda olan
insanlara ait olabilir. Sese olan yakınlığınız sayesinde binanın dışından
yapılacak bir yardımdan çok daha hızlı bir şekilde göçük altındakileri hayata
kavuşturabilirsiniz.
Kalabalık mekanları boşaltırken sakin olmak, hasarı
en az ölçüde atlatmak açısından önem taşır.
Toplu ve düzenli hareket bu safhada çok önemlidir.
Binaların dışına çıktığınız andan itibaren de kurtarma çalışmalarına katılmak
gerekir. Verebileceğiniz küçücük bir destek, bir insan hayatı, daha büyük
yardımlar birden çok insanın hayatı demektir.
Felaket sonrası olası karmaşa ortamı için dikkatli
olunmalı. Özellikle de söylentilere, dilden dile dolaşan deprem fısıltılarına yenilerini
eklememeli ve kulak asmamalıyız. Bu tür söylentilerle, Marmara Depremi’nin
ardından da yaşandığı gibi halkta daha büyük panik oluşturduğunu ve normal
yaşamın bir türlü geri kazanılamadığını gördük.
Sükunetinizi koruyun.
Durumunuzu değerlendirin. Yaralı olup olmadığınızı
belirleyin.
Bulunduğunuz yapı yıkılmamışsa, kontrollü, hızlı ve
dikkatli bir şekilde binayı terk edin. Hemen ardından gelebilecek bir artçı
şok, o ana kadar yıkılmamış, ancak taşıyıcı elemanlarına zarar vermiş olan
binayı yıkabilir.
Sarsıntı anında merdivenler bağlantı yerlerinden
ayrılmış, tavandan dökülebilecek sıva, beton parçası olabilir. Binadan
ayrılırken kapıları dikkatli bir şekilde açın, bu gibi tehlikelerden sakının ve
başınızı koruyun.
Kıpırdayacak durumunuz varsa ve kesin bir çıkış yolu
görebiliyorsanız hareketlenin. Aksi takdirde pozisyonunuzu koruyun ve sakin
olun. Fazladan her çaba, size gelecekte gerekli olacak enerjiyi ve suyu
tüketecektir.
Dışarıdan bir müdahale sesi duyana kadar bağırmaya
çalışmayın. Bu enerjinizi zamansız tüketmenize yol açacaktır. Bir ses
duyduğunuzda cevap verin ve pozisyonunuzu anlatmaya çalışın.
İlerleyen saatlerde dışarıya ses verebilecek bir ses
kaynağı yaratma yolu bulun. Tencere benzeri bir metale vurulacak bıçak sapı,
sert bir yüzeye vurabileceğiniz diğer sert bir cismin olup olmadığını kontrol
edin. Çünkü saatler geçtikten sonra böyle bir şey edinme gücünü kaybetmiş
olabilirsiniz.
Kurtarma ekipleri, olay yerine ulaştıklarında
bakacakları ilk yer enkaz üzerinde kabarmış bölgelerdir. Kabaran bu bölgeler
muhtemel yaşam üçgenlerinin olduğu noktalardır. (Buzdolabı, bulaşık ve çamaşır
makinesi, çelik para kasası, demir dolap v.b.) Böyle bir pozisyona sahipseniz,
ilk ulaşılacak kurtarma bölgesindesiniz demektir.
DEPREM SIRASINDA :
Deprem sırasında eğer dışarıda bulunuluyorsa ; bina,
direk, reklam panosu, duvar gibi devrilebilecek materyallerin uzağında durmak
gereklidir. Herhangi bir nesnenin (araba , balkon..) altına girmek Çok sakıncalıdır.
Deprem bitene kadar açık alanda beklenmelidir.
Eğer bina içinde bulunuluyorsa, en güvenli yerler :
ev yıkıldığında bizim yaşamamız için gerekli yer kalmasını sağlayacak sağlam ve
büyük eşyaların yanıdır. Anne karnındaki pozisyonda yatmak gereklidir. Bunun
söyle bir yararı vardır: Bina çöktüğünde çamaşır makinesi, bulaşık makinesi,
mutfak tezgahı , büfe ya da büyük kanepe gibi eşyalar çökme sonucu tavanı bir
miktar tutarak küçük bir alan yaratırlar. Bu alan bir insanın yasaması icin
yeterli olabilmektedir. Ancak çok önemli bir nokta evde belli dönemlerde deprem
tatbikatının yapılması ve deprem sırasında nerede ne koşulda olursak olalım hiç
düşünmeden doğru olan yere en kısa surede ulaşma yollarının planlanması
gerekmektedir! Eğer bu yol üzerinde engel teşkil edecek eşyalar varsa
kaldırılmalıdır. Kapı altında durmak, masa yada yatak altına girmek çok
sakıncalıdır. Zemin ve birinci katlar
riskli katlardır, deprem sırasında 5-6 saniyede mekan terk edilebiliyorsa mutlaka
terk edilmesi gereklidir.
Depremden önce yapılacak birkaç basit hazırlık
depremden sonraki zor yaşantımızı çok kolaylaştırabilir. Örneğin aracımızın
bagajında; bir çadır, uzun müddet bozulmayan yiyecek ve içecekler, fener, ilk
yardım malzemesi, giysi, telsiz, battaniye, sıhhi malzemeler gibi eşyaların
bulunması organize yardımın gelmesi için gerekli olan 3- 4 gün boyunca bizi çok
rahatlatacaktır.
Unutmayın ki deprem her zaman biz evdeyken olacak
demek değildir. Gündüz evimizden kilometrelerce uzakta iken deprem olduğunda
eve dönmek için İstanbul gibi bir metropolde arabanızı kullanamayacağınızı
hatırlatmak isteriz. Yolların büyük bölümü yıkılacak yada enkaz yığınlarından
kullanılamaz hale gelecektir. Sağlam ve kullanılabilir durumdaki yollar ise
trafik yoğunluğundan kullanılamaz hale gelecektir! Bu durumda saatlerce
yürümek, yakınlarımıza ulaşmanın tek yolu olacak. Spor bir ayakkabı, rahat
birkaç giysi ,yağmurluk bu uzun yürüyüşü daha mümkün kılacaktır.
Kobe depreminde yasanmış olduğu gibi bir başka büyük
tehlike de, depremden sonra çıkacak olan yangınlardır. Kobe'de depremden
ölenler kadar depremden sonra çıkan yangınlarda ölenler de çok fazladır. Eğer
depremde evimiz yıkılmadıysa eve girip doğalgaz , elektrik, LPG tüpü gibi
sistemleri ana vanalarından kapatmak gereklidir. Bunun dışında salgın
hastalıklar, yiyecek ve içecek kıtlığı, sel ve artçı depremler gibi ana deprem
sokundan sonra devem eden tehlikelere karsı da mutlaka önlem alınmalıdır.
Kitap hayat kurtarır.
Entelektüellikten söylemiyoruz, gerçekten
öyle.
Evin ortasına koyacağınız kitap dolu bir
sandık, depremde en sağlam bir sığınak oluyor.
Marangoza kenarları 1 metre uzunluğunda tahta küp
şeklinde bir sandık yaptırın ve içini tıka basa kitapla doldurun. Dikkat!
Sandık mukavva değil, mutlaka masif tahta olmalı. Sandığın içine doldurulan
kitaplar kırılmaz, parçalanmaz, ezilmez.
Kitapla doldurulmuş sandığın çevresini çamaşır
ipinden daha kalınca bir naylon iple sıkıca sarın. Böylece sandık darbelerle
parçalansa bile ip kutunun dağılmasını önleyecektir. İçi kitap dolu sandığı
evdeki kolonlardan herhangi birinden 1
metre uzağa yerleştirin.
Deprem anında sandığın yanına sığının. Dizlerinizi
karnınıza çekerek ve başınızı da dizlerinize dayayarak pozisyon alın. Sandığın
üzerine devrilecek bir kolon yada beton plaka sandığı en fazla 10-15 santim
ezebilir. Sandığın yanında her durumda depremzedeye yetebilecek bir yaşama
alanı kalır.
DİKKAT: Sandığı daha sağlam olur diye çivi yada
benzeri malzemelerle sağlamlaştırmaya çalışmayın. Çiviler, sandığın üzerine bir
şey düştüğünde basınçla tahtadan fırlar ve depremzedeyi yaralayabilir. Kalın
çamaşır ipi kullanın.
Anadolu, bin yıllardır depremlerle sallanıyor. İç
Anadolu’da gördüğümüz yüzlerce yerleşim yığıntısı “Höyük”, güneydeki denize inmiş
batık kentler hep bu doğa olayının sonucu.
“Ben depremin ne zaman olacağını biliyorum”
diyenlere inanıp en ufak sarsıntıda kendimizi camdan atmak yerine, ilk
titremeyi hissettiğimizde daha önceden karar verdiğimiz eylem planını uygulamak
yaşamımızı kurtarabilir.
Unutmayın. İnsanları öldüren deprem değil, kötü
yapılmış binalardır. O yüzden standartlara uygun, yönetmeliklerde belirlenmiş 9
R üzeri şiddete bile dayanıklı bir binada oturuyorsanız, belki de yapmanız
gereken tek şey kafanıza düşebilecek objelerden korunmaktır.
Bu yazıda, depremden korunma ile ilgili verilen
bilgiler, Adana ve Marmara depremleri öncesi, tatbikat amacıyla yıktırılan
binalarda nerelerin güvenli olduğunu gösteren manken denekleri ve gene söz
konusu depremlerle Yunanistan ve Tayvan depremlerinde sağ kurtulan, kurtarılan
insanların bulundukları pozisyonlardan derlenmiştir. Nasıl ki, birey ve kurum
bazında yaşamımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz ev ve iş yerlerimizde yangına
karşı eylem planımız varsa veya olmalıysa, depreme karşı da olmalıdır.
DEPREMİN
ŞİDDETİ NEDİR?
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, insanların deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği’dir. (Modified Mercalli –MM- Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp, bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır.
DEPREMİN GÜCÜ
NEDİR?
Bir depremin Magnitüdü (açığa çıkan yada harcanan toplam enerji miktarı), çoğunlukla Richter Ölçeğine göre belirlenir. Richter Ölçeği, sismik dalga genliklerinin sismograf kayıtlarına dayanılarak hazırlandığı logaritmik bir cedveldir. Ölçek, bir birimlik magnitüt artışı, depremin boyutlarında 10 katı bir artışa karşılık gelecek biçimde düzenlenmiştir. Örneğin, Richter Ölçeği’ne göre magnitüdü 8 olan bir deprem, magnitüdü 4 olan bir depremden 10 bin kez daha büyüktür.
ARTÇI DEPREM
(Aftershock) NEDİR?
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir.
ARTÇI
DEPREMLER (Aftershocklar)
NE KADAR SÜRE
İLE DEVAM EDER?
Belli bir süresi yoktur. 1 ay da olabilir 2 yıl da.
DEPREMİN
SÜRESİ NE KADARDIR?
Bir-iki saniyeden iki-üç dakikaya kadar sürebilir.
DEPREMLER
ÖNCEDEN BELİRLENEBİLİR Mİ?
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır.
FAY NEDİR?
Yerkabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yer değiştirmesidir.
KUZEY ANADOLU
FAY HATTI NEDİR?
Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay zonunun uzunluğu yaklaşık 1200 km.’dir. Genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.
DEPREM OLAN
HER YERDE FAY VAR MIDIR?
Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.
DEPREM
NERELERDE OLUŞUR?
Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir ve buraları hep levha sınırlarındadır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.
1.KUŞAK
(Pasifik Deprem Kuşağı): Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika,
ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya,
Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı içine alan en
büyük deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 81’i bu kuşak
üzerinde gerçekleşir.
2.KUŞAK
(Alpine): Endonezya’dan
(Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu’na
ulaşan kuşaktır. Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 17’si bu kuşakta oluşur.
3.KUŞAK (Atlantik): Bu kuşak, Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.
DÜNYADA
KAYDEDİLEN EN BÜYÜK DEPREM:
1900’den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960’ta Şili’de olmuştur. (magnitude 9.5 Mw)
TÜRKİYE’DE
KAYDEDİLEN EN BÜYÜK DEPREM:
Aletsel
dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939’da Erzincan’da
olmuştur. Geceyarısı olan depremde yaklaşık 33.000 kişi ölmüştür.
Depremde alınacak önlemlerle
ilgili ayrıntılı bilgi almak için telefon numaraları;
Afet
İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi, Tel. 0312. 287 36 45
Internet
adresi : http:// www.deprem.gov.tr
Türkiye
Deprem Vakfı : 0212.285 38 49 / 285 66 55