BELEDİYELERDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNE GEÇMEK İÇİN BULUNMASI GEREKEN TEMEL NİTELİKLER

Mehmet TEKİNKUŞ*

1. GİRİŞ

Günümüzde yerel yönetimler gittikçe daha önemli hale gelmektedir. Bunda dünyada yaşanan yerelleşme eğilimlerinin etkisi olduğu gibi insanların hayatlarında doğrudan etkin olma yetkisinin de önemli payını unutmamak gerekir. Ama olay sadece bununla da sınırlı değildir. İnsanlar gittikçe artan oranlarda kendi yaşadıkları kentlere dahaçok sahip çıkma eğiliminde olup kaliteli bir yaşam arzusu ile hemşehrilik bilinci güçlenmektedir. Özellikle 18 Nisan 1999 seçimlerinde vatandaşın yerel ve genel seçimler için ayrı partileri tercih etmesi de bu tezimizi doğrular niteliktedir.

Türkiye’de yerel yönetimler il özel idareleri, belediyeler ve köylerden oluşur. Ama nedense aklımıza yerel yönetimler deyince hep belediyeler gelir. Gerek il özel idareleri, gerekse köyler çeşitli imkansızlıklar sebebi ile yapmak zorunda oldukları hizmetleri yerine getirememektedirler. Bu da belediyeleri diğer yerel yönetim birimlerine göre daha etkin kılmaktadır. Böyle olunca da birçok ufak yerleşim birimi nüfusunu 2.000 yaparak belediye olmayı hedeflemektedirler. Çünkü belediye olmak, köy olmaktan daha avantajlı görülmektedir.

Belediye olmanın köy olmaktan daha avantajlı olması belediyelerin hiç bir sorunları olmadığı anlamına gelmez. Türkiye’de uzun yıllardır yerel yönetimler reformu konuşulmaktadır. Zaten reformun konuşuluyor olması orada ciddi sorunların olduğuna dair ipuçlarını bize vermektedir. Ama her nasılsa hiç bir reform paketi gerek bu işle ilgili olan belediyecileri ve gerekse kamuoyunu yeterince tatmin edememektedir. Bunun da nedeni yerel yönetimlerin içinde bulundukları sorunların yeterince tespit edilip gerekli çözümlerin üretilememesidir.

Yerel yönetimlerin mevcut şartlarda hizmet üretiminde gerekli etkinlik ve verimliliği sağlayamamakta, çalışanlarını ve vatandaşları yeterince tatmin edememektedir. Yani kısacası yerel yönetimlerde (belediyelerde) Toplam Kalite Yönetimi (TKY) anlayışı ya hiç bilinmemekte veya bilinse bile gerektiği gibi uygulanmadığı için başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.

Bu yazının ana konusu belediyelerde TKY’nin nasıl uygulanacağını araştırmak yerine TKY’ye geçmeyi düşünen belediyelerin taşıması gereken temel nitelikleri belirlemektir. Çünkü, belediyelerde belli nitelikleri taşımadan TKY’ye geçilmek istenmesi uygulamada bir kısım başarısızlıkları da beraberinde getirecektir.

2. DEĞİŞEN YÖNETİM ANLAYIŞI

Son yıllarda kamu sektöründe yaşanan kaynak savurganlığı ve verimsizlik beraberinde hitap edilen vatandaş kitlesinde geniş bir hoşnutsuzluk oluşturmuştur. Çünkü vergiyi veren vatandaş sahip olduğu bilinçle bu vergilerin nerelere harcandığını merak etmekte tatmin edici cevap bulamayınca da hoşnutsuzluğunu bir şekilde belli etmektedir.

Yerel yönetimler hem topladıkları vergileri daha verimli kullanmak, hem de yerel halkı memnun etmek için sürekli olarak bir arayış içinde bulunmuşlardır. Bu arayış diğer gelişmiş ülkelerde 1970’li yıllarda başlayan bizde ise son yıllarda tartışılmaya başlayan kamu işletmeciliği anlayışını gündeme getirmiştir. Kamu işletmeciliği kavramının etkinliğini arttırmasıyla birlikte daha verimli ve etkin hizmet etmek isteyen belediyeler de işletmecilik kuralları doğrultusunda yönetim fonksiyonlarını düzenlemek zorunda kalmışlardır. Özellikle son yıllarda özelleştirme, yap-işlet-devret yöntemi ve belediye şirketleri belediyelerin özel sektöre ait yönetim usullerini kullanmalarına zemin hazırlamıştır.

Belediyelerin merkezi idareye göre daha kolay hareket edebilme ve bir kısım yenilikleri kendi bünyelerine daha kolay uydurabilme özellikleri yeni yönetim usul ve tekniklerini kullanmalarını kolaylaştıracaktır. İşte TKY'nin de eklektik (Önder, 1997: 37). bir yaklaşım olarak içinde barındırdığı yönetim araçları harmonisi ile belediyelerde uygulanabilme şansına sahiptir.

3. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ KAVRAMI

Amerikan Kalite Kontrol Derneğine göre kalite, bir mal veya hizmetin belirli bir gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini ortaya koyan özelliklerin tümüdür. Avrupa Kalite Kontrol Organizasyonuna göre ise kalite, bir malın veya hizmetin tüketici isteklerine uygunluk derecesidir. Aynı zamanda kalite bir ürün veya hizmetin standartlara uygunluğu veya yeterlilik düzeyi olarak tanımlanabilirken (Erel&Çoruh, 1991: 31), diğer bazıları kaliteyi, modası geçmeyen iktidar olarak tanımlamışlardır (Arıyörük, 1994: 51). Kalite tanımları da çeşitlilik göstermektedir. Çünkü herkes kalitenin kendisine bakan yüzünü tarif etmiştir.Önceleri bir ürün üretildikten sonra kalitesi kontrol ediliyordu. Ama şu anda gelinen nokta topyekün kalite aşamasıdır ve Toplam Kalite Yönetimi olarak adlandırılmaktadır. TKY’de hatalarçıkmadan önlenmeye çalışılmakta ve daha ürün üretilmeden tasarımda kalite hedeflenmektedir. Toplam Kalite sadece üretilen ürün ile sınırlı kalmamakta, aynı zamanda bir kuruluştaki herkesin katılımı ve tepe yönetimin liderliğinde süreçlerin, ürünlerin ve hizmetlerin sürekli iyileştirilmesi suretiyle iç müşteriler (personel) ve dış müşterilerin kalite ihtiyaçlarının karşılanması ve müşteri tarafından tanımlanan kaliteyi ürün ve hizmet yapısında oluşturmaya çalışan bir yönetim biçimidir. Bu bağlamda TKY kalite, verimlilik ve katılımcı ilişkisinden oluşan bir süreç olarak tanımlanabilmektedir (Soylu&Suer, 1998: 196-197).

4. BELEDİYELERDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN UYGULANMASI İÇİN BULUNMASI GEREKEN ASGARİ ŞARTLAR

Toplam Kalite Yönetiminin belediyelerde uygulanabilmesi için öncelikle belediyelerin konumuna bakmakta fayda vardır. Belediyeler öncelikle hizmet üreten bir kamu kuruluşudurlar ve ana amaçları kar değildir. Belediyeler diğer kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi “kamu yararını” öncelikli olarak gözetmek zorundadırlar. Bu niteliklerinden dolayı belediyeler özel sektör kuruluşlarından ciddi olarak ayrılırlar. Anayasal anlamı ile yerel yönetimler hemşehrilerin mahalli müşterek ihtiyaçlarını gidermekle yükümlüdürler.

TKY’ye geçmek isteyen belediyeler gerekli tetkikleri yapmadan TKY’ye geçmemelidirler. Çünkü TKY sloganlarla, ve içi boş laflarla kurulacak ve hayata geçirilecek bir anlayış olmayıp, aksine oldukça detaylı ve özverili çalışmayı gerektiren ve kısa vadede çözüm üretmeyen, sonuçlardan ziyade sürece önem veren bir yaklaşımdır.

TKY’ye geçmek isteyen belediyeler aşağıda açıklanan hususlarda kendilerini sorgulayarak TKY’ye geçmek için hazır olup olmadıklarına bakmalıdırlar.

4.1. YERLEŞİK ALIŞKANLIKLARIN DEĞİŞMESİ

Belediyelerde Toplam Kalite Yönetimi uygulanması için öncelikle olması gereken ciddi bir zihniyet değişikliğidir. Fakat bu zihniyet değişikliğini daha çok TKY’ye uymayan alışkanlıkların değişmesi şeklinde anlamak gerekir. Yoksa olayı bir kültür değişikliği olarak anlamamak lazımdır. Çünkü kültür değişikliği bugünden yarına olacak bir iş değildir ve kültürü değiştirmek oldukça zordur (Drucker,1998: 200). Zihniyet değişikliğini kültür değişikliği olarak algıladığımız zaman farkına varmadan TKY’de başarısız olacağımızı peşinen kabullenmiş oluruz.

Bu zihniyet değişikliğinin hem yerel hizmeti sunan belediyenin yönetici ve çalışanlarında, hem de yerel halkta oluşması lazımdır. Halkın siyasi seçimlerin dışında da çeşitli katılma yollarını deneyerek taleplerini belediye idarecilerine iletecek duruma ulaşması gereklidir. Bu ciddi tutum ve davranış değişikliği de halkın eğitim düzeyini yükseltme ve sivil toplum örgütleri oluşturması ile yakından alakalıdır. Çünkü, halk bu bilinç düzeyine ulaşmadığı zaman yapılacak çalışmalarda katılım eksik kalacak; bu da TKY’nin önemli bir öğesinin göz ardı edilmesine sebep olacaktır.

Yönetici ve çalışanlarıyla belediye personelinin de TKY’yi uygulayacak anlayışa sahip olmaları lazımdır. Böyle olmadığı zaman TKY sadece sloganlarda kalan bir yönetim anlayışı haline geleceğinden TKY uygulama çabaları daha işin başında sekteye uğrayacaktır. Bunun için de belediye çalışanları belli bir eğitim seviyesine sahip olmalı en azından analitik düşünme alışkanlıkları bulunmalıdır.

4.2. BELEDİYE BAŞKANININ VE MECLİS ÜYELERİNİN PROFESYONEL GEÇMİŞİ VE BUNLARDA ARANAN NİTELİKLER

Özellikle yöneticisi olduğu belediyede TKY’yi uygulamaya koyan ya da koymayı düşünen belediye başkanının başkan olmazdan önce TKY’yi uygulayan bir kurumda kalite ile ilgili bir birimde çalışması veya en azından kaliteye ilgi duyması TKY uygulamalarının başarı şansını ciddi derecede arttıracaktır (Jun&Koike, 1998: 280). Çünkü TKY’nin belediyede başarılı olması belediye başkanı ile belediye meclisi üyelerinin mutlak ve kesintisiz desteğine bağlıdır.

Tüm örgütsel değişikliklerde olduğu gibi belediyelerde TKY ye geçişte de tepe yönetiminin desteği ve liderliği önemlidir. Çünkü değişiklik için gerekli tüm kararlar tepe yönetimin onayı ile kesinlik kazanacaktır. Değişim için gerekli finansman ihtiyacını karşılanması, ihtiyaç duyulacak nitelikli personelin temini, TKY eğitimi için gerekli şartların oluşturulması (eğitici, eğitim aracı, ihtiyaç duyulan mekan  ve eğitim zamanlarının tespiti) hep belediye başkanı ve belediye meclisinin onayı ile olacak işlerdir. Aksi halde gerekli kaynaklar ihtiyaç duyulduğunda temin edilemeyecek, personel gerekli eğitimleri alamayacak ve işler sürekli olarak kesintiye uğrayacaktır. Aynı zamanda personelin TKY çalışmaları konusunda sürekli olarak motive edilmesi de yine belediyedeki tepe yönetime bağlıdır. Türkiye ve Dünyanın çeşitli ülkelerindeki uygulamalar bu tezimizi doğrular mahiyettedir.

Bu durumda liderlik de TKY’ye geçişte önem kazanmaktadır. Çünkü liderlik, kaliteyi bir kurumda yerleştirme aşamalarından en önemlilerinden birisidir. Hatta en önemli bir parçasıdır.

TKY uygulayan bir belediye başkanı belli bir misyonu (misyon belediyenin ne için var olduğunu açıklayan bir görev ve kararlılık ifadesidir) yaratarak bu misyonun da herkes tarafından doğru olarak algılanmasını sağlamalı ve belediyenin misyonunun gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan her şeyi de sağlamayı taahhüt etmelidir. Tepe yönetim belediyenin misyonu için gerekli şartları sağlamakla kalmamalı aynı zamanda belediyenin vizyonunu (vizyon belediyenin geleceğe yönelik olarak gerçekleştirilebilir amaç ve hedeflerini ifade etmektedir) tam olarak belirleyebilmelidir.

TKY müşteri (hemşehri) tatminine öncelik vermektedir. Bunun için Türk Halkının belediye başkanında ne gibi özellikler aradığını bilmek belediye başkanında olması gereken nitelikler konusunda bize yardımcı olacaktır. bu konuda yapılan bir araştırmada Türk Halkının belediye başkanında aradığı  özellikleri önem sırasına göre şu şekilde sıralanmaktadır (ASAV, 1996: 53):

·Dürüstlük

·Halka yakınlık ve halkın sorun ve isteklerini dikkate alma

·Yaratıcılık ve tecrübe.

Dürüstlük ve yaratıcılık zaten liderliğin en temel özelliklerindendir. Belediye başkanı hem kendi personeline, hem hizmet ve mal aldığı tedarikçi kuruluşlara hem de hizmet vermekle yükümlü olduğu belde halkına karşı dürüst olmak zorundadır. TKY’yi uygulayan belediye başkanı yaratıcı kişiliği ile vizyon sahibi olduğunu da ortaya koymalıdır.

Halka yakınlık zaten TKY uygulamalarında “müşteri odaklılık” olarak karşılığını bulmuş durumdadır. Zaten belediye hizmetlerinin kalitesini belirleyen yerel halk olacaktır. Aksi halde belediye başkanı ve meclis üyeleri tekrar seçilememek riski ile karşı karşıyadırlar.

4.3 . BELEDİYE’NİN BİR EĞİTİM, SANAYİ VEYA TURİZM ŞEHRİNDE YER ALMASI

TKY’yi uygulamak isteyen belediyenin bir eğitim, sanayi veya turizm şehri olması orada TKY çabalarının daha olumlu neticeleneceğinin bir işareti sayılabilir. Çünkü bugün TKY genelde imalat sanayii ve hizmet sektöründe gittikçe yaygınlaşan bir şekilde uygulanmaya çalışılmaktadır. Özel sektörün TKY uyguladığı bölgelerde kamu sektöründe TKY uygulanması için alt yapı hazır demektir. Çünkü o bölge halkında hem belli bir kalite bilinci oluşmuş hem de kalitenin en büyük düşmalarından birisi olan bazı yerleşik-olumsuz alışkanlıkların değişmiş olması beklenir. Belediyenin sanayi veya turizm şehrinde yer alması gerekliliğinin temel sebepleri şunlardır:

a) TKY’yi uygulayan özel sektör kuruluşu TKY’yi uygulamak isteyen belediyeye TKY ile ilgili olarak standartların belirlenmesi ve bununla ilgili konularda yardımcı olabilir.

b) TKY uygulamalarında hangi konularda ve kimlerin eğitim alacağı belirlenerek belediye personelinin TKY konusunda gerekli eğitimi almaları sağlanabilir. Çünkü TKY eğitimle başlar ve eğitimle devam eder. Eğitimin sadece sözlü olması tek başına yeterli olmamaktadır. Eğitim aynı zamanda uygulamalı olmak zorundadır. Belediyeler de TKY konusunda uygulamalı eğitim imkanını ancak TKY’yi başarı ile uygulayan bir sanayi işletmesinden veya bir hizmet sektörü kuruluşundan bulunabilir. Çünkü bu eğitimi sürekli olarak bir danışmanlık firmasından almak, belediyeler gibi kamu örgütleri için her zaman mümkün olmayabilir.

c) Belediyeler TKY’yi uygulayan özel sektör kuruluşlarından sadece eğitim değil aynı zamanda belediyenin işine yarayacak TKY uygulamalarının benchmarking (kıyaslama) yoluyla belediyeye adaptasyonu konusunda da yardım isteyebilirler. Çünkü bir kuruluşun TKY’ye geçmesi ve başarılı olması hem yoğun bir çaba harcamasına ve hem de diğer başarılı kuruluşların başarılı uygulamalarını kendi bünyesine adepte etmesine bağlıdır.

Aklımıza hemen şöyle bir soru gelebilir. Acaba özel sektör kuruluşları yukarıda bahsedilen eğitim gibi destekleri verecekler midir? Bize göre aşağıda belirtilen nedenler ve bazı olumlu örnekler bu desteğin verilebileceğini bize göstermektedir:

·TÜSİAD-KalDer (Türk Sanayici ve İşadamları Derneği ile Kalite Derneği) kalite ödülü kriterlerinden birisi toplum üzerindeki etkidir ve %6 gibi bir ağırlığa sahiptir (Orçunus, 1996: 69). TKY’yi  uygulayan bir özel sektör kuruluşu bu kriterleri ne kadar yakalarsa kendisini o kadar başarılı kabul edecektir. Türkiye’de TKY’yi ilk uygulayan belediye Değirmendere belediyesidir. TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülünü alan Brisa firması yukarıda saydığımız bütün konularda yardımını Değirmendere belediyesinden esirgememiştir.

·TKY tam katılımı sağlamayı TKY’ye geçecek örgütler için vazgeçilmez bir öğe olarak kabul etmektedir. Belediyenin hitap ettiği vatandaş kitlesi yani yerel halkın bir bölümü aynı zamanda o özel sektör kuruluşunun“iç müşterisidir”. Belediyeye yardımcı olan özel sektör kuruluşu aynı zamanda kendi iç müşterisinin de (tüm firma çalışanları) olumlu alışkanlıklar kazanmalarını dolaylı yoldan da olsa sağlayarak kaliteyi bir yaşam tarzı haline getirmektedir.

4.4. KENT BİLGİ SİSTEMİ KURULARAK KENT ÜZERİNDE BİLGİ HAKİMİYETİNİN SAĞLANMASI

TKY’den bahseden çeşitli yönetim düşünürleri TKY’yi uygulayacak örgütlerde yöneticilerin o örgütte “fare deliğine” varıncaya kadar her şeyden haberdar olması gerektiğini ısrarla önermektedirler. Bu durum belediyelerde ancak Kent Bilgi Sistemi (KBS) kurulması ile mümkün olacaktır. Çünkü kent için gerekli planların yapılırken kent hakkında sağlıklı verilerin olması o planlamayı daha gerçekçi yapacaktır. O zaman planlamanın ne olduğu hakkında biraz bilgi sahibi olmakta fayda vardır.

Her yönetim sürecinin önemli aşamalarından birisini planlama meydana getirir. Planlama, geleceğin değerlendirilmesi ve ona göre gerekli önlemlerin alınması olarak tanımlanabilir. Daha değişik bir anlatımla planlama neyin, nerede, ne zaman ve kim tarafından yapılacağının önceden kararlaştırılması sürecidir. Günümüzde kamu ve özel sektör kuruluşları geleceğe ait hedeflerini ancak iyi bir plan vasıtasıyla gerçekleştirebilirler. Yerel yönetimler özellikle de belediyeler belde halkına karşı yükümlü oldukları kamu hizmetini en ucuz, etkili ve kaliteli bir şekilde yerine getirebilmek için planlama yoluna gidebilirler. Planlamanın başlıca yararları şunlardır (Şimşek 1996: 143):

·       Kaynaklarla talepleri ve gelecekteki demografik, sosyal ve iktisadi değişimleri en uygun noktada dengede tutmamızı sağlar.

·       Zaman ve emek savurganlığını azaltır.

·       Yöneticilerin dikkatlerini kurumun amacına toplar.

·       Kurum faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlar.

·       Kurum kaynaklarının amaca yönelip yönelmediğini izleme ve denetleme imkanı sağlar.

·       Rasyonel kural ve yöntemlerin geliştirilmesine imkan sağlar.

·       Plan aynı zamanda kullanılacak standartların belirlenmesini ve temel alınmasını sağlar.

Belediyelerde iyi bir planlamanın yapılması ancak coğrafi, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda sağlıklı ve güvenilir bilimsel verilerin elde edilmesi ve değerlendirilmesi ile mümkün olur. Belediyelerimizdeki temel sorun bu verilerin kapsamlı, güvenli, hızlı, ucuz ve doğru şekilde elde edilmemesidir. Bu sorunun da çözümü KBS’leri kurarak hayata geçirmektir (Aksu, 1995: 462). Kent Bilgi Sistemi (KBS) farklı amaç ve kurumlarca toplanmış bilgilerin belli bir disiplin altında kolay erişilebilecek ve yönetilebilecek bilgisayar ortamında bulundurarak bir veya birden fazla kurumun değerlendirip sonuç aldığı ve bilgiye hakim olduğu bir durumu ifade eder (Alkan, 1996: 1). KBS’leri kentin fiziki bilgi toplulukları olan halihazır harita, kadastral mülkiyet durumları, imar planları ve altyapı kadastrosu gibi ana bilgilerin yanısıra, belediye tarafından kullanılabilecek her türlü idari ve mali bilgi bilgisayar ortamında depolanmakta ve uygun yazılım sistemleri ile bu bilgilere ulaşım ve bunlarla işlem yapılması sağlanmaktadır. İdari, mali ve demografik bilgiler, belde halkına ait kimlik bilgilerini, yükümlülük ve aboneliklere ait bilgileri, temel sağlık bilgileri ile asayiş ve ekonomik durum bilgilerini kapsamaktadır. KBS’nin temel ve en faydalı özelliği, kentin fiziki bilgileri ile kentte yaşayan vatandaşlara ait bilgilerin entegre biçimde kullanılabilmesidir (Aksu, 1995:462).

KBS’nin amaçları da şunlardır (Alkan, 1996: 2):

·       Kentin fiziki planlanması ve bu planların uygulanmasında en verimli ortamı oluşturmak.

·       Yatırımların planlanması, uygulanması ve işletilmesinde en verimli ve doğru uygulamayı yapmak.

·       Etkin belediye hizmeti verme ve belediye gelirlerinin sağlıklı takip ve işleyişini sağlamak.

Türkiye açısından olaya baktığımızda kent hakkındaki bilgilere hakim olmanın önemi ortadadır. Çünkü gerekli bilgiler elimizde olmadan yeterli ölçmeyi yapamayız. Yeterli ölçmeyi yapamadan da gerekli iyileştirmeleri yapmamız mümkün değildir.

4.5 . BELEDİYELERDE MÜŞTERİ TATMİNİNİN SAĞLANMASI İÇİN UYGUN BİR HALKLA İLİŞKİLER SİSTEMİNİN KURULMASI: BEYAZ MASA MODELİ

TKY yaklaşımı temel hedef olarak müşterilerinin sürekli olarak mutluluğunu hedeflemektedir. Müşteri iç ve dış müşteri diye ikiye ayrılmaktadır. İç müşteri belediyede çalışanlar dış müşteri ise belediyenin hizmet vermek zorunda olduğu yerel haktır. Belediye sınırları içinde yaşayan hemşehrilerin mutluluğunu sağlamak belediye yönetimlerinin temel hedefi olmalıdır.

Acaba yerel halkın yapılan hizmetlerden tatmin olması nasıl sağlanabilir? İnsanları nelerin mutlu ettiğini bilmeden yapılan hizmetler hakkıyla algılanmayabilir. Bunun için belediyeler vatandaşın şikayet ve taleplerini iletecekleri birimler oluşturmak ve onlara gereken önemi vermek zorundadırlar. Bunun için çeşitli belediyelerin uyguladıkları ve başarılı sonuçlar alınan “beyaz masa” uygulaması güzel bir örnektir. Şimdi beyaz masanın ne olduğunu daha ayrıntılı olarak görelim.

Beyaz Masa (BEM) hemşehri başvuru bürosu olarak vazife görmektedir. Yıldırım Servis, Alo Belediye ve Halk Danış gibi isimlerle de anılmaktadır. Kent halkının şikayet, ihtiyaç ve istekleri bakımından belediyeye sürekli bilgi akışını sağlayan bir uygulamadır. Telefonla veya bireysel başvuru sonucu dile getirilen şikayetler, ihtiyaçlar ve istekler bilgisayar ortamında değerlendirilerek icracı birime ve BEM’in bağlı olduğu birime (Doğrudan başkana ve/veya halkla ilişkiler birimine) iletilir. Başvuru sonucu, bilgisayar aracılığı ile izlenmekte ve belirli bir süre içinde başvuru sahibine bilgi verilmektedir. Eğer bu süre içinde gereken yapılmamışsa icracı birim uyarılmaktadır. Başvuruların sistemli bir biçimde gruplandırılması ve değerlendirilmesi, belediye yönetimlerine kent halkının ihtiyaçları, istekleri ve şikayetleri hakkında sağlam ve güvenilir bilgiler vermektedir (Yalçındağ, 1996: 128).

BEM’in doğrudan başkana bağlı olmasının BEM’i daha etkin ve verimli kıldığı görülmektedir. BEM doğrudan belediye başkanına bağlı ve danışmanlık düzeyinde faaliyet gösteren bir birim olarak kabul edilebilir.

TKY açısından BEM, hem belde halkının ne beklediklerinin ve şikayetlerinin çözüme kavuşturulmasında, hem de kentte yaşayan insanların kaliteli yaşam etmenlerini belirlemede önemli işlevler yüklenir. Ayrıca BEM belediyeler için “geri besleme” vazifesi de görmektedir. BEM’e başvuran vatandaşlar aynı zamanda BEM görevlilerini doldurdukları anketler vasıtasıyla denetlemektedirler. TKY’nin omurgası sayılan istatistik tekniklerinden BEM’de faydalanılmaktadır. BEM bünyesinde kurulan anket ve çözüm ekibi hem istatistiksel araçları kullanarak doğru teşhisler koymakta, hem de Kalite Çemberlerinde olduğu gibi çözüm önerileri getirmektedir.

BEM uygulamalarından da anlaşıldığı gibi belediyelerin çevreye müdahaleleri ancak belde halkının talepleriyle örtüştüğü ölçüde meşruiyet kazanmakta ve insanlar açısından yaşam doyumunu arttırıcı bir işleve sahip bulunmaktadır. Eğer belediye yöneticileri TKY felsefesini belediyelerde hakim kılmak istiyorlarsa hizmet götürecekleri insanların çevresel doyumlarını dikkate almak durumundadırlar (Kozcu&Göregenli, 1994: 185). Eğer bu konuda hassas davranmazlarsa kalitesizlik diğer hizmet üreten kuruluşlarda olduğu gibi belediyelere de pahalıya mal olacaktır. Diğer hizmet üreten kuruluşlar üzerinde yapılan bir araştırmanın da gösterdiği gibi bir hizmetten memnun olmayan bir kişi bu memnuniyetsizliğini ortalama 9-10 kişiye, hatta % 13’ü 20’den fazla kişiye aktarmaktadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki hizmet üreten kuruluşlarda dedikodununönemi imalat kuruluşlarından daha önemlidir (Öztürk, 1996: 111). Günümüzde sözlü ve yazılı iletişim araçlarının yaygınlaşması ve etkinliğinin artmasının bir neticesi olarak halkın dikkatinin üzerinde toplandığı kurumlar olan belediyeler herhangi bir olumsuzluktan daha çok etkilenebilmektedirler

.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Yerel yönetimler, özellikle de belediyeler başarılı etkin ve verimli olmayı hedefliyorlarsa toplumun değişen taleplerine ve yeni yönetim anlayışına göre organize olmak zorundadırlar. Bunun için TKY hem toplumun değişen taleplerini karşılamak, hem de belediye yönetiminde gerekli etkinliği sağlamak için uygun bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Fakat TKY’ye sadece geçiyorum demekle geçilmez. Bunun için TKY’yi uygulayacak belediyenin bir kısım şartları kendisinde toplaması lazımdır. Bu şartlarşunlardır:

·Bunun için öncelikle topyekün bir zihniyet değişikliği ile hem belediye çalışanlarının hem de yerel halkın TKY’ye aykırı alışkanlıklarını değiştirmeleri sağlanmalıdır.

·Belediye başkanı ve belediye meclis üyesi olarak seçilecek kişilerin özellikle de başkanın profesyonel geçmişi önemlidir. Belediye başkanının daha önce TKY ile herhangi bir şekilde ilgili olması ve TKY yaklaşımını benimsemesi belediyede TKY’nin başarılı olmasında önemli bir etkendir.

·TKY’yi uygulayacak belediyenin gerekli alt yapı desteğini sağlaması için bir eğitim, sanayi veya turizm şehrinde yer alması TKY uygulamalarında başarıyı arttıracak önemli bir faktör olarak bu çalışmadaönerilmektedir.

·TKY uygulamalarında ölçüm ve veri toplama önemli bir öğedir. Çünkü ölçülemeyen bir şeyi değiştirmek mümkün olmadığı gibi geliştirmek te mümkün değildir. Bunun için Kent Bilgi Sistemleri kurularak hayata geçirilmeli ve TKY’ye geçiş için altyapı hazırlanmalıdır.

·Müşteri odaklılık TKY’de temelöğelerden birisidir. Belediyelerin de müşterisi yerel halk, yani hemşehridir. Hemşehrilerin taleplerini zamanında ve doğru olarak öğrenebilmek için iyi bir halkla ilişkiler sistemine ihtiyaç vardır. Bu sistem hem halkın taleplerini belediyeye kolayca iletecekleri imkanları hazırlamalı hem de bu talepleri takip ederek vatandaşa gerekli bilgilerin hızlı, doğru ve güvenli bir şekilde iletilmesi sağlanmalıdır. Bu da bazı belediyelerin (İstanbul, Kayseri, Aydın gibi) uygulamaya koydukları Beyaz Masa uygulamasının hayata geçirilmesi ile mümkün olabilecektir.

Belediyelerin bu şartları oluşturmadan sırf popilist politikalardan dolayı TKY’ye geçmeye çalışmaları durumunda başarılı olmaları mümkün değildir. Böyle bir durum diğer belediyeler ve kamu sektörünün diğer örgütleri için “su-i misal” (kötü örnek) oluşturacak ve meydana gelecek iyi oluşumları daha doğmadan öldürecektir. Bunun için belediyeler KalDer ile iş birliğine giderek “belediyelerde TKY” birimi oluşturmalı ve bulundukları bölge üniversitelerine gerekli desteği sağlayarak “yerel yönetim enstitüleri” kurulması konusunda gerekli desteği sağlamaları gerekmektedir. Böylece Toplam kaliteye geçmeyi düşünen belediyeler olayı bütün boyutlarıyla kavrayacak aynı zamanda da hem KalDer’in hemde üniversitenin teknik ve bilgi desteğini sürekli yanlarında bulacaklardır.

Uygun şartları kendisinde bulunduran belediyelerde TKY’yi teşvik etmek için KalDer bünyesinde tıpkı özel sektör örgütlerinde olduğu gibi belediyeler için de kalite ödülü kriterleri belirlenmeli ve her yıl TKY uygulamalarında başarılı olan belediyeler ödüllendirilmelidir.


KAYNAKÇA

AKSU, Hüseyin. “Belediyelerin 1994 Yılında Genel Durumu,” Yeni Türkiye. Y 1-S 4 (Mayıs-Haziran 1995) ss. 459-463.

ALKAN, Nedim. Aydın Belediyesi Kent Bilgi Sistemi. Aydın: Aydın Belediyesi Dökümanı, 1995.

ARIYÖRÜK, Yılmaz. “Ulusal Kalite Politikaları,” Sağlık Sektöründe Toplam Kalite Yönetiminin Yeri. Editör: Mithat Çoruh. Ankara: Haberal Eğitim Vakfı, 1994, ss. 51-53.

ASAV. Kentte Yaşayanların Tutum ve Öncelikleri Araştırması: Kamuoyu Yoklaması. Ankara: Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı Yayınları, 1996.

DRUCKER, Peter F. Gelecek İçin Yönetim. Çev. Fikret Üçcan. 5.b. Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1998.

EREL, Erdal ve Mithat Çoruh. “Kalite Güvencesi Programı ve Bir Üniversite Deneyimi,” Amme İdaresi Dergisi. C 24-S 2 (Haziran 1991) ss. 25-33

JUN, Jong S. and Osamu Koike. “Why is Total Quality Management Not Popular in Japanese Public Administration?” International Review of Administrative Sciences V 64-N 2 (1998) ss. 275-288.

KOZCU, Şeyda ve Melek Göregenli. “Gençlik ve Yerel Yönetimler: Bursa ve İzmit Araştırması,” Gençlik ve Kent Yönetimi. (Editör: Ferzan B. Yıldırım). İstanbul: WALD, Dünya Yerel Yönetimler Akademisi Yayınları, 1994.

ORÇUNUS, Ali Rıza. “Rekabetçi Yönetim ve TÜSİAD-KALDER Toplam Kalite Modeli,” Verimlilik Dergisi Toplam Kalite Özel Sayısı. 2.b (1996) ss. 67-82.

ÖNDER, Murat. “Örgütsel ve Yönetsel Eklektizm: Toplam Kalite Yönetimi,” Amme İdaresi Dergisi C 31-S 3 (Eylül 1998) ss. 37-74.

ÖZTÜRK, Sevgi Ayşe. ‘’Hizmet İşletmelerinde En Önemli Rekabet Unsuru: Kalite,’’ Standart. Y 35-S 411 (Mart 1996) ss. 110-116.

SOYLU, Kaan ve Diğerleri. Toplam Kalite Yönetimi Sözlüğü. İstanbul: Beyaz Yay., 1998.

Şİmşek, Şerif. Yönetim ve Organizasyon. Konya: Mikro Dizgi, 1996.

YALÇINDAĞ, Selçuk. Belediyelerimiz ve Halkla İlişkileri. Ankara: TODAİE Yayınları, 1996.

 

 

Yazarla ilgili bilgiler

Adı Soyadı

: Mehmet TEKİNKUŞ

Ünvanı

: Doktor

Görevi

: Öğretim Görevlisi

Bölümü

: Kamu Yönetimi

Fakültesi

: Nazilli İktisadi İdari Bilimler Fakültesi

İletişim Tlf.

: 0 256 315 78 47-Ev           0 256 315 19 72-İş

İletişim Faks

: 0 256 315 19 69

e- mail

: tekinkus@hotmail.com

Yazışma Adresi

: Dr. Mehmet TEKİNKUŞ

  Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

  09800-NAZİLLİ

 

 

Yayın-1

TEKİNKUŞ, Mehmet. “Belediyelerde Toplam Kalite Yönetimine Geçmek İçin Bulunması Gereken Temel NiteliklerYeni Türkiye: Kalite Özel Sayısı (Mart-Mayıs 1999). S 26. ss 178-185.

 

Yayın-2

TEKİNKUŞ, Mehmet ve Hüseyin Özgür. “Belediyelerde Toplam Kalite Yönetimine Geçişi Zorlaştıran Sebepler,” Kamu Yönetiminde Kalite II. Ulusal Kongresi , Ankara: 21-22 Ekim 1999. ss 259-276.

Yayın-3

TEKİNKUŞ, Mehmet ve Ekrem Tatoğlu. “Türkiye’de Büyükşehir Belediyelerinde Uygulanmakta Olan Kalite Yönetiminin Temel Boyutlarının Belirlenmesine Yönelik Faktör Analitik Bir Çalışma,” 8.Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi, Nevşehir: Mayıs 2000.

Doktora Tezi

TEKİNKUŞ, Mehmet. “Toplam Kalite Yönetiminin Türkiye’de Büyükşehir Belediyelerinde Uygulanabilirliği Üzerine Bir Alan Araştırması,” Yayınlanmamış Doktora Tezi. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya: 2000

 



* Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İ.İ.B.F Kamu Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi.