134. YILDA SÜRGÜNE DAIR
"Içinizin bütün
sirlari isiga çikacak ,ve kopmus, altüst olmus yatarken günesin altinda,
yalaniniz gerçeginizden ayrilacak. Özveriniz, ananin çocugu sevmesi gibidir,
fakat ananin, sevgisine karsilik istedigi nerede duyulmus? Biz burada, çocuklarin
oynadigi yerde, yikik duvarin dibindeki devedikenleriyle kirmizi gelincikler
içerisinde yeni dogmus Çerkes çocuklarin arasindayiz. Söylediginiz tüm
yalanlarin önüne bir ayna koysalar kimbilir kendiniz bile bakamazsiniz
utancinizdan."
Savasirken,
yollara düstüklerinde ya da Karadeniz'in azgin dalgalarinda ölen insanlar bugün
gelebilselerdi bu kadar kizgin olurlarmiydi bilmiyorum ama sanirim bu yazilanlar
Çerkes Halkinin 134 yillik muhacirlik yasamina bakildiginda pek de acimasiz sayilmaz.
Çerkes
Halki soylarini devam ettirebilmek adina çiktiklari zorlu yolculukta yüzbinlerce
insanini kaybetmistir. Ölen insanlarin gemilerde daha fazla yer kaplamamasi için
Karadeniz'in soguk sularina birakilirken analar açliktan ölmüs çocuklarini yeni
dogurmuscasina sevgiyle emzirmisler. Rivayet odur ki o gün yeryüzünün soguklugunu
kapatmaya gökyüzünün yorgani yetmemistir. Umarim hiç birimiz nereden ve nasil
geldigimizi asla unutmayiz. Karadeniz'in karsi kiyisina nasil geçildigini de hiç kimse
unutmasin. Kimsenin aklindan da çikmasin tabutla gömülebilme lüksüne erisememis
insanlarin sayesinde yasiyor oldugumuz.
1992'de
Abhazya'da savasan insanlar bütün duvarlara ayni yaziyi yazdilar:
" Candan önce onur
gelir..."
Created by Ramazan Nugay
Your visitor number since 01.May.1998
Click here to return main
page
199