Sosrikua
Sosrikua'nin  Nartlara  Atesi  Getirmesi
 
    Nartlarin yasadigi dönemde, büyük savaslar, soygunlar görmüsler, çaglari kargasa içerisinde geçirmislerdir. Komsulari olan Çint'i, Yipsi, Marak'u larla sürekli çatismislardir. Günlerden bir gün Nasren Jak'e üçyüz atli ile Çint'i ülkesine akina çikar. Yola çikarken arkadaslarinin bir bölümü Sosrikua'yi yanlarina almak isterler, çogunluk ise Sosrikuanin gruba katilmasini istemez.
    " -Sosrikuasiz bir sey beceremezsek neden variz bu yeryüzünde..." derler. Ona haber vermeden yola koyulurlar. Çintilari yenerek,getirecekleri ganimetlerle Nart yurdunu zenginlestirmek, kahramanliklarini, yigitliklerini duyurmak isterler.
    Yolculugun sonu gelmeden Ibora, firtina baslar. Soguk rüzgarlar dünyayi kasip kavurur. O çaglarda yasayan bir dev Nartlarin atesini çalmis Nartlari soguk bir dünyada kaderleri ile basbasa birakmisti. Sosrikua bu devin adini sürekli duyardi, ancak hiç karsilasmamisti.
    Nasren'in askerleri, firtina ile bogusarak güçsüz düser, ilerleyemez olurlar. "... yanildik, Sosrikua bizimle olsaydi, bize yol gösterirdi..." diye söylenirler, yakinirlar.
    Seteney Guase'nin aklina ulasilmazdi, bilge idi, dahasi gelecekten haber verme yetenegi vardi. Çint'i ülkesine sefere çikan Nartlarin ugradigi felaketi ögrenir, olayi Sosrikua'ya anlatir:
    " -Ey dogurmadigim ogul Sosrikua... küçügüm, yavrum... Nasren ve adamlari zor durumda, soguktan donmak üzereler... Geride dönemiyorlar." der.
    Sosrikua bu haber üzerine hazirlanir, grubun ardi sira yola koyulur. Olaganüstü gücü ile rüzgar gibi yol alir, çok geçmeden ulasir Nartlara. Nartlar onu görünce sevinirler.
    " -Yigit Sosrikua, bir belaya çattik, yardim etmessen öldük demektir." diye yakinirlar. Ates de yok, isinacak baska bir olanak da. Sosrikua "Ne yapsak ki?" diye düsünür. Bu arada firtina dinmis, kavurucu bir ayaz baslamis, gökyüzü piril piril berraklasmistir. Sosrikua basini gökyüzüne kaldirir, parildayan yildizi görür. Oku ile en parlak yildizi nisan alir. Bütün gücü ile yayini gerer, firlayan ok yildizin bir kösesini parçalayip yeryüzüne kirintilari döker. Bir süre bu kirintilarla isinirlar ancak bir sre sonra yildiz kirintilarinin sicakligi söner. "Biraz daha dayanin" diyen Sosrikua bir tepenin üzerine çikarak çevreyi inceler. Çok uzak bir yerde bacasi tüten bir ev görür. Atini sürüp o eve ulasir, orada yasayanin Nartlarin atesini çalan dev oldugunu anlar. Çok iri ve güçlü bir dev görür. Çaldigi atesi kollari ile sararak uyumaktadir... Oradan atesi almak oldukca güç diye söylenir Sosrikua. Hemen atina danisir. At:
    " -Kurt kadar yürekli, kedi kadar sessiz olmalisin, yavasca yaklasip kap atesi, ellerini iyi ayarla
yanan iri odunlardan birini kap..." der.
    Sosrikua aradaki mesafeyi iyice ayarlayip atini sürer, hizla egilip en büyük odunu kapar. Kaptigi bir agaçtan kopan bir kor parçasi devin sakallari arasina düser. Sosrikua bir elinde ates yola koyulur. Sakali yanan dev uyanir, bir fiske ile sakalinin arasindaki atesi çirpar, ates yiginina sürdügü dallari sayar, dallarin eksildigini anlar.
    "...olmadi bu is, Nartlar atesimi çaldilar" der ve yekinerek Sosrikua'yi izlemeye baslar. Sosrikua'nin ati yeryüzünün en hizli atidir. Buna karsin bir süre sonra dev Sosrikua'ya yaklasir. Atini özengisini yakalayarak onu durdurur:
    " -Ey Nartlarin cocugu, Nartlarin sümüklüsü, atesimi nereye götürüyorsun?Benden kaçabilecegini mi düsünüyordun?" der.
    Sosrikua deve yanit verir:
    " -Evet atesi götürmek için çaldim, sen nasil bizden aldiysan bende toplumum için senden çaldim..."
    " -Yazik atesi götüremeyeceksin, sen gerçekten Sosrikua degilsin, senin yerine Sosrikua gelseydi onunla hesaplasirdim..."
    " -Her neyse gün gelir Sosrikua ile de karsilasirsin. Ama Sosrikua bugüne dek böyla bir seye kalkismamistir. Lafi uzatmadan sen niyetini söyle..."
    " -Niyetim mi...?Sen Sosrikua'nin hünerlerini söyle. Söylemezsen seni suracikta hemen öldürürüm, hem sen kimsin bakayim?"
    " -Ben Sosrikua'nin sigirtmaciyim."
    " -Iyi o halde sen Sosrikua'nin hünerlerini, gücünü, yigitliklerini bilirsin. Söylemezsen öldürürüm."
    " -Söylemesine söylerim ama sen beceremezsin."
    " -Neden beceremeyecekmisim?"
    " -Beceremezsin."
    " -Su beceremeyecegim isleri hele bir söyle..."
    " -Su tasi görüyormusun?Sosrikua bu tasi gökyüzüne firlatir, tas yeryüzüne dönerken kafasi ile vurup parçalar."
    " -Bunu yapabilirim." diyen dev havaya firlattigi büyük bir tas parçasinin altinda durur. Tasi kafasi ile un gibi dagitir.
    Sosrikua gülerek:
    " -Bu birincisi, ancak pek büyük bir hüner degil, Sosrikua'nin baska hünerleride var. Sosrikua korkusuzdur. Yeryüzündeki hiç bir yaratiktan korkmaz, omu altedebilecek bir varlik henüz yaratilmamistir. Sosrikua büyük bir Suen'in içerisine kursun doldurup eritir. Erittigi kursunu agzina doldurur, daha sonra donmus kursun parçalarini tükürerek yere atar, sen yapabilirmisin"
    " -Bumu benim yapacagim...?" diyen dev kursun toplayip büyük bir Suen'in içerisinde eritir, erimis kursunu agzina doldurur, katilasan kursunlari tükürerek döker.
    " -Sosrikua'nin bundan baska hünerleri de var, o senin gibi anlamsiz ve amaçsiz bir hayat sürmez, o toplumu için yasar." der.
    Dev hemen atilir:
    " -Tamam tamam sen bana Sosrikua'nin baska bir hünerini anlat."
    " -Sosrikua üç denizin birlestigi yerde denize girer, üç gün üç gece orada bekler, denizi dondurur. Sonra buzlari parçalayarak denizden çikar, iste bunu sen yapamazsin..."
    " -Sosrikua yapsin ben yapamayim, ölsem daha iyidir..." diyen dev denize dalar, Sosrikua en büyük tanrilara yakarir; "Ne olur su denizi iyice dondurun, dev içerisinde donup kalsin, çikamasin" der. Tanrilar Sosrikua'nin yakarisini duyarlar. Dev bogazina kadar denizin içerisinde donar. deniz tek parça bir buz halini alir. Dev birkaç gün tüm gücüyle silkinirse de denizden çikamaz.Sosrikua deve bagirir:
    " -Yekin zorla kendini."
    " -Çikamiyorum, gücüm yetmiyor artik..."
    " -Gücün yetmiyorsa sonun geldi demektir, Sosrikua benim bunu iyi ögren..."
    " -Ah akilsiz basim... Senin Sosrikua oldugunu nasil da anlamadim. Kafasizligimin cezasini çekecegim... Kilicin benim bir tel saçimi bile kesemez. Bana iskence yapma, git benim kilicimi al, eger asili ldugu yerden kaldirabilirsen onunla öldür beni. Kilicim atesi çaldigin evdedir..."
    Sosrikua bir an düsünür "Bu isin altinda bir oyun olmasin?" der.
    Konuyu atina atina açip ona danisir. At hemen dile gelir:
    " -Bir sey olmaz haydi bekleme, kos kilici getir, gecikirsen Nartlar soguktan donacak." der.
    Sosrikua hemen atina atlayip devin evine gelir, kilici alip deniz kiyisina döner. Buzlarin içindeki hareket edemeyen devin kafasini uçurur. Devin evindeki bütün atesi toplayip Nartlarin yanina döner. Atesi harlandirip büyütür. Arkadaslarini isitir, onlarin buzlarini çözüp, yasamlarini kurtarir, hepsinin karnini doyurur.
    Nasren Jak'e baskanliginda yola çikan atli grubu  " -Bundan sonra yanimizda Sosrikua yokken yola çikmayacagiz..." diye and içerler...
 

     ANLATAN: Sarmat ise, Gumlookit (Karasniy Vostok) köyünde dogmustur. 10.09.1967 yilinda ayni köyde Meremkuil Vladimir tarafindan derlenmistir. Öyküsünün derlendigi yil anlatici 80 yasinda idi.

    KAYNAK:   "Mitoloji ve Nartlar"   Yismeyl Özdemir ÖZBAY
 



 
Created by Ramazan Nugay
Your visitor number   since 01.May.1998
 Click here to return main page