Kulak Çınlaması hakkında Sorular
Cevaplar 21-25 |
-
Soru 21: Önümüzdeki yıllarda tinnitus tamamen
yok edilebilir mi?
-
Cevap 21: Tinnitusla ilgili araştırmalar 1980'li yıllarda
çoğalmaya başlamış ve 1990'lı yıllarda giderek yoğunlaşmıştır. Ülkemizde
de Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsünde bir Tinnitus
araştırma ekibi tarafından çalışmalar yapılmaktadır.
Tinnitus hastalarının çoğunun bu araştırma sonuçlarının klinik uygulamalarını
sabırsızlıkla beklediklerini biliyoruz. Fakat tinnitus gerçekten zor bir
konudur ve gelişmeler ne yazık ki yavaş olmaktadır. Asıl zorluk tinnitusun
objektif olarak ölçülememesidir. Ölçülemeyen ve tartılamayan bir olayın
değerlendirilmesi ve tedavisi de zor olmaktadır. Yakın geçmişe bir
göz atarsak, ilkin çok heyecan verici ve parlak gözüken birçok yöntem ve
ilacın, zaman içinde elendiği ve yararsız olduğu saptanır.
Günümüzde tinnitusun ana tedavi yöntemi, 1976'dan beri kullanılmakta
olan ve zamanın imtihanında elenmeyen "Akustik Maskeleme Yöntemi"dir. Bu
yöntemle semptomatik tedavi yapılmaktadır.
Tinnitusu ve nedenini ortadan tamamen kaldıracak küratif tedavi
için yürütülmekte olan araştırmaların başarılı olmasını ve Tinnitusun küratif
tedavisinin bulunduğunu bildiren çok değerli makalenin yayınlanmasını
beklemekteyiz.
Tinnitus hastalarının desteği ve baskısıyla daha çok araştırma
yapılacak ve sonuçlarından yararlanılacaktır.
-
Soru 22: Gingko Biloba ilacı hakkında bilgi
verirmisiniz?
-
Cevap 22: Tinnitusu etkin olarak bastıran ve anlamlı bir yan
etkisi olmayan ideal bir ilacın bulunması için araştırmalar sürüyor. Denenen
birçok madde arasında bir Çin ağacının ekstresi, Gingko Biloba Ekstresi
dikkat çekmektedir. Ülkemizde bu ilaç "Tebokan" ve "Craton" adları altında
tablet ve damla biçimlerinde üretilmektedir. Bu ilacın Tinnitus üzerine
etkisini bildiren çeşitli yazılar değişik ülkelerde yayınlanmıştır. Bu
yazıların sonuçları, ilacın tinnitusu :
a. Hiç etkilemediği
b. Çoğalttığı
c. Daha tahammül edilir biçime getirdiği
d. Azalttığı
e. Tamamen yok ettiği
şeklinde farklılıklar göstermektedir.
Gingko'nun tinnitusu etkileme mekanizmaları bilinmemektedir.
Hayvanlar üzerinde yapılmış deneyler Gingko'nun işitme sisteminde
metaboik aktiviteyi azalttığını göstermiştir. Tinnitusun, işitme sistemindeki
yerel bir metabolik aktivite artışıyla birlikte olduğu yönünde görüşler
vardır. Gingko, metabolik aktiviteyi azaltırken tinnitusun azalmasına da
yardımcı olabilir.
Gingko, kalsiyum homeostazını da artırır. P. Jastreboff'a göre
kalsiyum homeostazı da tinnitusunun oluşmasında rol aldığı için Gingko'nun
bu yönden etkili olabileceği düşünülebilir. P. Jastreboff, düzenlediği
hayvan deneylerinde salisilat ile tinnitus oluşturmuş ve Gingko'nun dozuna
bağlı bir tinnitus azalması yapabileceğini ileri sürmüştür.
J.Vernon, yürüttükleri çalışmaların sonucunda Gingko Biloba'nın
kronik tinnitus üzerinde hiç etkisi olmadığını bildirmiştir.
Bizim hastalarımız arasında da, tinnitus tedavisi için hekimlerce
verilen bu ilacı aylarca kullandıktan sonra yararlandığını belirten
bir kişi bile yoktur.
Günümüzde, tinnitusun tedavisinde yararlı olduğu gösterilmedikçe,
hiç bir ilacın tinnitus tedavisi için kullanılmaması en doğru davranıştır.
-
Soru 23: Kulağımdaki çınlamayı başkaları da
işitebilir mi?
-
Cevap 23: Genellikle hayır. Sadece hastanın işitebildiği
Tinnitus türlerine "subjektif tinnitus" diyoruz. Fakat bazen Tinnitusun
belli türleri başkaları tarafından da işitilebilir. Bunlara objektif tinnitus
denir.
Objektif tinnitus hem hasta hemde hekim tarafından işitilebilen seyrek
rastlanan bir semptomdur. Objektif tinnitusa neden olan hastalıklar, işitilebilecek
kadar güçlü ses üreten mekanizmalardan birisini harekete geçirir.
Objektif tinnitusun sebepleri 2 grupta toplanabilir:
a. Kulağın çevresinde bulunan kan damarlarındaki anormallikler
b. Kulakta çıtırtı ve tıkırtı şeklinde ses veren ritmik kas kasılmaları.
Objektif Tinnitusun tedavisi çoğu kez sebebe yönelik olarak yapılabilir.
Kafa içi damar anormallikleri ve yumuşak damak kaslarının hızla kasılıp
gevşemeleri, dışarıdan işitilebilen objektif tinnitusların en sık
rastlanan türlerindendir.
Örneğin, bir bayan hastanın tinnitus şikayeti bebeğini
kaldırırken başlamıştı. Yaptığımız araştırmalar sonucu kafaiçindeki bir
atardamardan bir toplardamara fistül (anormal bağlantı) gelişmiş ve bu
bağlantıdan hızla toplardamara geçen kan akışının sesi hasta tarafından
"tinnitus" olarak işitiliyordu. Bu anormal bağlantı selektif embolizasyon
adı verilen işlemle kapatıldıktan sonra hastanın tinnitusu son buldu.
Kafa içinde dura mater'in (beyin zarı) arteriyovenöz fistülleri
rastlandığında önce tedavinin gerekli olup olmadığına, eğer gerekli ise
cerrahi ve damar içinden uygulanan tedavilerden hangisinin kullanılacağına
karar vermek gerekir. Bu karardan sonra olgunun damarsal anatomisi araştırılır.
Nörolojik sorunu ilerleyen veya kafa içi kanaması olan hastalarda tedavi
gereği kuşkusuz vardır.
Her dural (beyin zarı) arteriyovenöz malformasyon beyin kanaması
gibi ağır nörolojik sorunlara sebep olabilir. Fakat Lateral-sigmoid sinüsleri
(kulağa bitişik büyük bir kafa içi toplar damarı) tutan arteriyovenöz malformasyonlar
en az nörolojik soruna yol açar. Dural arteriyovenöz malformasyonların
tabii seyri oldukça değişkendir. Bazı lezyonlar yıllarca selim semptomlara
neden olabilir. Spontan regresyon (kendiliğinden gerileme) veya tromboz
(pıhtıyla tıkanma) seyrek değildir.
Lateral-sigmoid bölgedeki fistüller, dural arteriyovenöz fistüllerin
çoğunu oluşturur. Bu olgular genellikle gece rahatsız eden tinnitus yakınmasıyla
başvurur. Sadece tinnitustan rahatsız olan ve bu yüzden yaşam kalitesi
bozulan hastalarda tedavi gereği vardır.
Kas Kaynaklı Objektif Tinnitus için Tedavi Yöntemleri:
1. İlaçla tedavi: Başarı ihtimali azdır.
2. Akustik maskeleme: Hiçbir yan etkisinin olmaması nedeniyle kas kaynaklı
Objektif Tinnitus tedavisinde hemen kullanılabilir. İngiltere kaynaklı
tebliğlere göre 3-4 ay süren akustik maskeleme tedavisi ile palatal myoklonus,
olguların yüzde atmışında tamamen durmaktadır.
3. Cerrahi Tedavi: Orta kulakta bulunan Stapedius ve tensor timpani
kaslarının tendonlarının her ikisinin birden kesilmesi ve işlem esnasında
stapes tendonunun bir kısmının kesilerek çıkarılmasıdır.
-
Soru 24: Yüksek ses ve gürültü Tinnitusa neden
olabilir mi?
-
Cevap 24: İnsanlar endüstri devriminden beri yüksek
gürültülü çalışma ortamları oluşturmuşlardır. Aşırı gürültü günümüzde hem
tinnitusun hemde işitme kaybının bilinen sebeplerinin en önde gelenidir.
Bir konserden sonra kulağın iki gün çınlaması, gürültülü işyerinden çıkınca
kulağın bir saat çınlaması işitme sisteminde oluşan genellikle gelip geçici
bir hasarın işaretidir. Vucudun diğer sistemlerinde ağrının verdiği uyarıyı
işitme sisteminde muhtemelen tinnitus vermektedir. Toplumumuzda birçok
kişi yüksek gürültünün kulağa, daha genel olarak işitme sistemine verebileceği
zarardan habersiz ve kaygısız gözükmektedir.
İş yerlerindeki yüksek gürültü iyi bilinen bir konudur. Fakat küçük
iş yerlerinde hiçbir tedbir alınmadığını biliyoruz. Çok yüksek seste çalınan
müzik, bayramlarda çocukların patlatmaktan büyük zevk aldığı çatapat ve
ses bombalarının satışının uygulamada hiç kısıtlanmamış olması artık
dikkatimizi çekmesi ve ilgilenmemiz, müdahale etmemiz gereken konulardır.
Büyük çocuklarda ve gençlerde yüksek seste müzik dinlemenin yaygınlığı,
toplumun bu genç kesiminde kulak bozukluklarının en yaygın sebebi olarak
gözükmektedir. Stereo kulaklıklar, minik bir kaset-çalar ile bile kullanılsa
kulaklara zararlı olabilecek kadar yüksek ses verebilme yeteneğindedirler.
Bunların bilinmesi, önlenebilir oluşları nedeniyle çok önemlidir. Ses bombası
niteliğindeki çatapatların ise hiçbir eğlendirici yanı bulunmadığı için
yasaklanmasının şart olduğunu sanıyorum; çünkü bu yüzden kulak zarları
yırtılan çocuk ve erişkinler KBB polikliniklerine başvurmaktadır.
Telefon veya değişik müzik aletleri şeklindeki gürültü makinalarının
bebeklerin ve küçük çocukların kulaklarını bozabileceğini annelere hatırlatmak
isterim.
Çeşitli eğlence etkinliklerinden kaynaklanabilecek gürültülere
karşı gerekli ve yeterli önlemlerin alınması için yetkililere elimizden
gelen baskıyı uygulamalıyız.
3000-6000 Hz arası frekanslardaki işitme bölgesi gürültüden en
çok etkilenen alandır. İşitme koruyucuları kullanılmazsa ve yüksek gürültüye
maruz kalınırsa işitmeye en büyük zarar bu bölgede oluşur. Bu naziklik
dış kulağın etkisi sonucudur. İnsanlarda dış kulağın rezonansı (boyutları
nedeniyle tabii titreşime eğilimi) 2000-4000 Hz arası frekanslardaki
sesleri kuvvetlendirir.
En yüksek işitme kaybı, gürültü frekansının 0,5 ile 1 oktav üzerinde
meydana gelir. Bu nedenle kapatılmamış kulaklarda en büyük işitme kaybı
3000-6000 Hz bölgesinde olur. İnce seslerin az işitilmesi, gürültüye bağlı
işitme kaybının ilk belirtisidir. Korti organının dış saçlı hücreleri ve
özellikle ince sesleri işiten bölgedekiler şiddetli gürültüye karşı dayanıksızdır.
Oysa bu dış saçlı hücreler, insan işitme sisteminin ince seslere çok keskin
seçiciliğinde çok önemlidir. Bu hücrelerin zarar görmesi durumunda kişinin
ince sesleri birbirinden ayırdetmesi zorlaşır. Bunun anlamı, kelimelerdeki
sessiz harflerin çoğu anlaşılamayacak demektir. Kelimeler işitilir fakat
algılanamaz.
Alçak frekanslı gürültüler daha az zarar vermesine karşın daha
geniş bir alanı etkiler. Bu yüzden alçak frekanslı gürültülerin sebep olduğu
yaygın işitme kaybı, yüksek frekanslardan daha çok zorluğa neden olabilir.
Elektrik motorları, trafolar, fanlar, ısıtma-soğutma-havalandırma
sistemleri gibi endüstri cihazları 300-3000 Hz bölgelerinde yüksek gürültü
üretirler. Bu nedenle bir fabrikada günde 4 saatten çok çalışanların kulaklarının
korunması çok önemlidir.
Ayrıca alçak frekanslı darbe gürültüleri de (tabanca, tüfek,
top,bomba, vs.) işitmeye çok büyük zarar verebilir.
-
Soru 25: Tinnitusun bizim toplumumuzdaki yaygınlığı ne kadardır?
-
Cevap 25: Bildiğimiz kadarıyla bu konuda ülkemizde yapılmış
bir araştırma yoktur. Bizim yapmış olduğumuz bir çalışmada hastaneye herhangi
bir nedenle gelen kişiler arasında Tinnitusun yaygınlığı araştırılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, kurulmaya çalışılan Tinnitus Kliniğinin iş yoğunluğunu
kestirmek ve donanımını planlamaktı. Bu araştırmanın sonuçlarını tüm nüfusa
genellemek mümkün değildir.
Diğer ülkelerde yapılmış araştırmaların sonuçlarını bizim toplumumuza
uygularsak ülkemizde 3.000.000 cıvarında tinnitus hastası olduğu sonucuna
varırız.
| <<< Önceki Sayfa <<<
| • Sorular •
| >>> Sonraki Sayfa >>> |
|
Ana Sayfa |
Misafir Defterini imzala |
Defter'e göz at |
Tinnitus Merkezine Mektup